B.77.
Hatırlatma
Bu yalancı içgüdüne fazla bel bağlama Evrim. Her hissettiğine de inanma. Gerçekler detaylarda gizlidir.
İç sesimin hatırlattığı son cümle, beni yüreğimden tutup dokuz virgül şiddetinde sarsmıştı...
🚖🚖🚖
Mezarlıktan ayrılırken kendi içimde hayal kırıklığı yaşıyordum ve doğruca taksi durağına gittim. Sıra bana gelmişti ama benim gelgitleri yaşayan aklım çarşamba pazarına dönmüştü. Her şey karmakarışık her şey iç içe geçmiş durumdaydı.
Yol boyu amaçsızca ilerlerken sokak lambalarının parlak sarı ışıkları ıslak zemine yansıyor, oradan gözlerime vuran kıpırtılı hareketler görsel bir şölene dönüşüyordu. Bir fazlasıyla vitrin camlarındaki renkli neon lamaları bu görsel şölene eşlik ediyordu. Sokağın ışık şovu içimdeki afaki soruları bir nebze dağıtsa da Asya'yı düşünmeden edemiyordum.
Onunla birlikte dün gece yaşadığım her an hafızama kazanmıştı. Onu bir daha görebilecek miydim? Bilmiyordum... Bu sabah ondan ayrılırken yokluğunun beni bu kadar etkileyeceğini hiç düşünmemiştim...
Gözlerim her noktada onu arıyordu. Gördüğüm her kızıl saçlı kadını Asya, sanıyordum ve kendimi çalışacak durumda hissetmiyordum. Asya'nın adını her andığımda kalbim sıkışıyor başıma ağrılar giriyordu.
Hey Taksi!
Tam olarak ayakları dibinde durdum. Önce yağmurdan sırılsıklam olmuş şemsiyesini kapattı. Sonra taksinin arka kapısını açarak arka koltuğa geçip oturdu. "Selam!" dedi. Sesin benzerliği beni benden alırken Asya'yı hatırlatmıştı.
"Selâm, nereye?" diye sordum.
"Havaalanına..." diye cevap verdi.
Müşteri, havaalanı dediğinde zihnim anında beni dün geceye gitti ve şoför Abdullah, düştü hayalime.
Sarı künt kesilmiş saçları hafif dalgalıydı. Oval alnına düşen kâhkülleri yeşil gözlerini daha da belirginleştirip gözlerinin güzelliğini ortaya çıkarmıştı. Künt kesilmiş saçları, ince uzun yüz hatlarının yuvarlak görünmesini sağlıyordu.
Evrim, kızı incelemeyi bırak diyen sesle irkildim.
Neden sürekli bunu yapıyorsun bana, aniden konuşarak ödümü patlatıyorsun. İnan acımam bütün hıncımı senden çıkarırım, haberin olsun dedim. Sustu...
Ben dikiz aynasından kızın asil görünümlü yüzünü incelerken "küt" diye bir ses geldi ve düştüğüm çukurdaki birikmiş çamurlu su ön cama çarptı. Çarpmanın etkisiyle kız önce önündeki koltuğa doğru savruldu sonra arka koltuğa sırtını sert bir şekilde çarptı. Kulaklarımda yankılanan "Ah" sesi yüreğimi ağzıma getirmişti.
"Affedersin önümdeki su birikintisini göremedim." dedim.
"Beyefendi önünüze baksanıza neredeyse kaza yapacaktık." dedi.
Sarı saçlı kadın haklıydı. Benim zihnim önümü göremeyecek kadar meşguldü. Bütün bu meşguliyetim yetmezmiş gibi bir de kalkmış kızın yüzünü inceliyordum. Niyetim her yüzde onun yüzünü aramaktı.
"Özür dilerim, gerçekten önümdeki çukuru fark edemedim," dedim.
"Neyse verilmiş sadakamız varmış!" dedi.
Başımı sallayarak onu onayladım.
Kadın çarpmanın etkisiyle dağılan saçlarını ve duruşunu düzelttikten sonra yüzüme sert bir şekilde bakarken, "Bundan sonra daha dikkatli olun lütfen!" dedi. Ne diyeyim anlayışlı insanın hali başkaydı.
Kadın bir süre hiç konuşmadı ve taksinin içi sessizliğe gömüldü. Kapkara sessizliği bölen kadının elinde sımsıkı tuttuğu telefona gelen bildirim sesi oldu. Telefonun kilidini açıp ekranına baktıktan hemen sonra oflayarak göz devirdi.
"Bir sorun mu var?" diye sordum. Havaalanına Hollanda'dan gelen arkadaşımı almaya gidiyordum fakat uçak inmek üzere ve ben geç kaldım. Asya, bana kızacak şimdi." dedi.
"Asya" dedi bütün vücudum ateş aldı.
"Evrim sakin. Sadece isim benzerliğidir. Bu kadar heves etme. Asya, bir günde mezarlıktan Hollanda'ya ışınlanmış olamaz öyle değil mi?
Benim akıl küpüm, sandığın şeyi düşünecek kadar henüz aklımı kaçırmadım.
Evrim, sakın inkar etmeye kalkışma. Asya, ismi bile seni uçurmaya yetti de arttı bile, dedi benim dalgacı iç sesim.
İçimdeki merak kırıntısı hızımı artırmama neden olmuştu. "Hanımefendi, siz hiç merak etmeyin. Ben sizi zamanında havaalanına yetiştiririm." dedim.
"Umarım yetişiriz. Gerçi çıkış işlemleri falan baya zaman alır. Bu da bizim yararımıza olur," dedi sarı saçlı kadın.
Havaalanına vardığımızda elim ayağım buz kesmiş gibiydi. Sırf Asya, ismindeki bir kızı görme isteğimden kaynaklı. Biliyordum onun Asya, olmadığını ama içimdeki merak dürtüsüne bir türlü engel olamıyordum.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top