Bölüm:17 ●Bacanak●
Bölüm sonundaki açıklamayı kesinlikle okuyun bal çöreklerim.
**************
“Gel demedi, bende zaten gidemezdim.
Sev diyemedim, o da zaten sevmedi.”
**************
Medyada Nefes
*************
Ben Savaş'a şey miydim?
Saçmalıktı! İyi ki bir hoşlanıyorum demiştim. Kolumu elinden çekip "Ona şey değilim" dedim.
Sude'nin ilk önce kaşları kalktı daha sonra yüzünde bir sırıtma peydah oldu. " Ona ney değilsin?" Haydaa. Sana ne kardeşim?
"Anladın sen onu" Gözlerim Savaşgilin olduğu tarafa doğru kayınca Savaşın Güneşn- ay aman Aynurun kafasına buz koyduğunu gördüm. Gözlerimi kısarak oraya ilerledim. Yanlarına gelince tüm erkeklerin sinirli bakışları beni buldu.
"Şöyle bakmayı kesin. Kendimi suçlu gibi hissediyorum." Deyip bir adım uzaklaştım. Şimdi ne olur ne olmaz. "Çünkü suçlusun" diyen Mert'e göz devirdim. Nerem suçlu lan benim?
" Bence Nefes'i suçlama Mert. Hepimiz biliyoruz Nefes'in nasıl oynadığını." Şimdi bu Buse beni korudu mu yoksa yerin dibine mi batırdı? Her neyse sonuçta ben birşey yapmadım (!)
"Savaşçığım beni arkadaşlarımın yanına götürebilir misin?" Ney ney bir daha de bakıyım. Çığım -M o ek ne lan. Yolarım kız seni! Hem bu Savaşın ismini nereden öğrenmişti. Gel de dövme. Tamam Nefes sakin. Bunu kendi ellerinle sen yaptın! Sen kıza vurmasaydın bunların hiçbiri olmayacaktı. E ama bende göz göre göre erkeklere yavşamasına izin mi verseydim? Sonradan aklıma dank eden şeyle gözlerim kocaman açıldı. Ne dedi bu Güneş midir Ay mıdır ne olduğu belli olmayan varlık? Beni arkadaşlarıma götür mü dedi? Resmen bunun altında Yolda seni ayartayım da seni eve atayım demek geçiyor. Sakin ol Nefes. Sakiin.
"Gel ben seni götüreyim Aynurcuğum(!)" Diyen Özge'nin sesindeki o imâyı mal olmayan anlardı. Gerçi Aynur malsa orasını bilemem.
"Yok gerekli değil. Savaş beni götürür değil mi Savaş?" Ne diyor lan bu gelsenieveatayımcı?
"Ya gel ben götüreyim. Ya da otur oturduğun yerde" İçimdeki nefret sesimde yüksek konuşmamı sağlamıştı. Aynur ilk önce bana dönüp daha sonra yanında dikilen Savaş'a bakmıştı. Benim gözlerimdeki ciddili anlamış olacak ki " İyi mağdem" deyip ayağa kalktı.
"Koluna gir de başı falan dönerse yardım edersin." Diyen Savaş'a alayla baktım. Yok ya başka? Sinirle koluna girip yürümeye başladık. Biraz daha ilerleyince artık bizimkilerden uzaklaşmıştık. Aynur kolumdan çıkıp " Bundan sonrasını ben giderim" deyip kalçasını 8 kere sağa 10 kere de sola sallayarak yanımdan gitti. Ve ben sadece göz devirdim. Numara olduğunu biliyordum zaten.
Bizimkilerin yanına ulaştığımda eşyaları topladıklarını gördüm. Bir kaç adım attığımda karşımda Savaş'ı buldum. Adımlarımı sağaya doğru attığımda o da benimle aynı adımı attı. Bu sefer ben sola geçince bir kaç saniyeden sonra önümde durdu. Bıkkınca nefesimi üfledim. "Ne var?" Bembeyaz dişlerini sergilermişçesine gülümsedi. Dişlerine bir kez daha baktığımda harbiden bembeyaz olduklarını anladım. Sanırım colgate kullanıyordu. Ne saçmalıyon sen Nefes?
"Demin ki Aynur'a olan davranışlarında neyin nesiydi öyle?" Teyzenin amcasıydı. Gülsenize. Gülün hadi. Tamam gülmeyin. Bence de berbat bir espriydi. "Niye sordun?"
" Ne bileyim sanki beni kıskandın. Böyle Aynurcuğumun bana her baktığında senin gözlerinden alev çıkacağını falan düşünmüştüm." Şimdi Halûk gibi bende 'Ba ba ba ba' demeye başlayacaktım. " Yok öyle bir şey uydurma kendi kafanda öyle şeyler" deyip bizimkilerin yanına gittim. Akın'ın siniri hâlâ geçmemiş olacak ki Özge'ye sert sert bakıyordu. Tüm hazırlıklar bittiğinde herkes yavaş yavaş arabalarına doğru ilerliyorlardı.Bende Mert'in arabasında yeri mi aldım.
Eve tekrar dönene kadar Mert'in arabada sinirli nefes alış verişini dinlemiştim. Sonunda arabadan çıktığımda derin bir nefes aldım. Birkaç metre önümüzde bulunan arabadan da diğerleri indiğinde hepimiz bizim bahçedeki koltuklara kurulduk. Mert derin bir nefes alıp konuşmaya başlayacakken Akın onu durdurdu.
"Size pek birşey demek artık bana düşmüyor" diye başlayan Akını Özge susturdu. " O ne demek Abi öyle. Artık derken?" Onlar konuşurken masanın üzerin de Beyza Abla'nın yaptığı limonatalardan birini elime alıp bir kaç yudum alıyordum ki o sırada Akın yanında oturan Sude'nin elini tutmasıyla gözlerim kocaman açıldı. "Çünkü Sude'yle ben de artık sevgiliyim. Yani Merte kardeşimle sevgili olduğu için kızıp daha sonrada kardeşi gibi gördüğü kızla sevgili olamam. Zaten Mert'in sevgisinden şüphe duymuyorum değil mi kardeşim" Boğazımda kalan limonata birlikte öksürük krizine girdiğimde Savaş hafifçe sırtıma iki kez vurdu. Kulağıma yaklaşıp "Helal helal" dedi. Mert'de başıyla onaylayıp " İkimiz içinde aynen kardeşim"
"Ay ne zaman oldu?" Diyen Beyza Abla her zaman ki Beyza Ablaydı işte. Akın Sude'yle gülümseyerek baktı. İç geçirdim. Yarabbim duy sesimi neden ben hâlâ sapım? Neden yakışıklı kaslı uzun genç mükemmel kusursuz bir sevgilim yok?
"Sude Nefese anlattıklarımı duymuş. Ondan sonrası öyle gelişti işte." Diyen Akını Özge'nin çığlığı bastırdı. Herkes ona bakarken o yavaşça Sude'nin elinden tutup ayağa kaldırdı.
"Biz şimdi neyiz?" Derken ikiside gülümsüyorlardı. Sude biraz düşündükten sonra "Sanırım baldız oluyoruz" derken ben şokla gözlerimi açtım. "Yok bacanaksınız" diye homurdanırken Savaş dediğime gülüyordu. Özge işaret parmağıyla beni gösterip " Aynen ya bacanağız biz" deyip Sude'ye dönmüştü. Ben bu sefer şok üstüne şok yaşarken ikisi çoktan "Bacanağım" deyip birbirlerine sıkıca sarılmışlardı.
Savaşa dönüp " Ne taraftan ölüyoruz?" Deyip tekrar önüme döndüm. Gülümsemesi aklıma gelirken Neden böyle bir şeyden mahrum kalayım deyip o güzel gülüşünü izledim.
Güzel gülüyordu Allahsız.
************
Arkadaşlar kitaba ara vermeyi düşünüyorum. Kitaba bölüm yazamıyorum yazamayınca da yeni bölüm istiyoruz diyorsunuz inanın bu benim için gerçekten çok güzel bir şey ancak ben yeni bölüm atamayınca da olmuyor. En iyisi ara vermek diye düşündüm.
Bu arada Sude ve Özge'nin 'Bacanak' sahnesi nasıldı?
Aynur karakterine sinir olan okuyucularını bir göreyim?
Öpüyorum hepinizi Bal çöreklerim 🖤💜💛💚💟😗😗😍
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top