14.Ben Seni Seviyorum
Arya'dan
Yanağıma değdiğini hissettiğim sıcacık şeyle gözlerimi açtım. Odada gözlerimi gezdirdiğimde yan tarafımda kırgınlıkla bana bakan Arda'yı gördüm. Yatakta doğrulmamla Arda yanıma daha çok yaklaşıp belimden tuttu. Bir kaç saniye belimi tutan ellerine bakan gözlerime baktıktan sonra beni tekrar yatağa yatırıp konuşmaya başladı.
"Yataktan kalkma dinlenmen gerek kolunu da hareket ettirme. Serumun bitsin çıkaracağım rahat rahat dinlenirsin."
Ne oldu bana?Neden serum takılı koluma? İyiyim ben. Bir şeyim yok.
"Kriz geçirdin. Beni ne kadar korkuttun haberin var mı? Doktor çağırdım kontrol etti. Kendini yormaman ve sağlıklı beslenmen gerektiğini söyledi. Dinlenmen gerekiyor."
Ne yani ölemedim mi?
Düşündüğüm şeyi istemsizce yüksek sesle söylememle Arda'nın öfke dolu bakışları bana döndü. Alev saçan gözlerinden gözlerimi kaçırmamla Arda konuşmaya başladı.
"Bak Arya sen bağırırken bir kaç şey duydum. Onların hepsini bana anlatacaksın. Ama şimdi değil. Doktor psikolojik olarak zor bir dönemden geçtiğini söyledi. Bu yüzden seni zorlamayacağım. Ama bu ölmeyi düşündüğün için sana ceza vermeyeceğim anlamına gelmiyor."
Korku dolu gözlerimi mavi gözlerine dikip konuşmaya başladım. En son Emre bana ceza vereceğini söylediğinde neredeyse ölüyordum.
N-ne c-cezası
Sıcacık elleriyle yüzümü avuçlarının arasına alıp gözlerime baktı. Bir kaç saniye bakıp ellerini yüzümden çekti. Beni kucağına çekip konuşmaya başladı.
"Şişşşttt sakin ol güzelim. Ben senin canını yakmayacağım merak etme. Korkmana gerek yok. Söz veriyorum canın acımayacak. Hadi sakin ol."
T-tamam. Ben korkmamıştım ki. Niye k-korkayım zaten.
"Aynen güzelim korkmadın. Hadi gel serumunu çıkartayım."
Tamam ama yavaş ol kolum acıyor.
Kafasını sallayıp ellerini belimden çekti. Beni yatağa tekrar yatırıp kolumu kucağına koydu. Yavaş hareketlerle kolumdaki serumu çıkarttı. Kolumu yavaşça eline alıp bir kaç saniye önce serumun takılı olduğu yeri öptü. Yaptığı hareketle istemsiz bir şekilde gülümsediğimi farketmemle hızla yatakta doğruldum. Kaşlarını çatarak konuşmaya başladı.
"Dinlenmen gerekiyor yat hadi güzelim."
Iı ıh yatmayacağım.
"Neden uyumuyorsun onu söyle madem prenses."
Uykum yok. Uyumak istemiyorum. Zaten sürekli uyuyorum. Uyumayacağım. Yani şey uyumamam senin için sorun olur mu?
"Tabi ki istediğini yapabilirsin. Ama o zaman doktorun diğer dediği şeyi yapıyoruz."
Yapalım da ne yapıyoruz?
"Güzelce yemek yiyeceksin. Düzenli ve sağlıklı besleneneceksin."
Arda gerçekten istemiyorum. Aç değilim.
"Uzun bir süredir yemek yemiyorsun. Bilmem farkında mısın son zamanlarda kilo da verdin. Üzgünüm ama bu konuda seçim hakkı vermiyorum. Yemek yiyeceğiz.
Ya Arda lütfen gerçekten istemiyorum.
"Yapma böyle güzelim. Alt tarafı yemek yiyeceğiz sonra sana dokunmayacağım istediğini yaparsın."
Off tamam hadi gide-
Sözüm Arda'nın beni hızla kucağına almasıyla yarıda kesilmişti.
Kafamı kaldırıp konuşmaya başladım.
Beni aşşağı inene kadar kucağından indirmeyeceksin değil mi?
"Doğru tahmin güzelim. Afferim sana.
Kucağından inemeyeceğimi anlayınca kafamı eğdim ve beni aşşağı indirmesini bekledim. Yavaş yavaş aşşağı indi. Bir kaç saniye yüzüme sırıtarak bakıp beni koltuğa bıraktı. Yanıma oturmadan mutfağa gidip mutfakta çalışan kızın kulağına bir şey söyledi. Ne söylediğini duymamıştım ama mutfaktaki kızın Arda arkasını dönüp bana doğru yöneldiğinde pis bir sırıtmayla bana bakmasından hiç mi hiç hoşlanmamıştım. Arda yanıma gelip kafam dizlerine gelecek şekilde beni yatırdı. Çok kısa bir süre uyuyabilirdim. Gözlerimi sıkıca kapattım ve kendimi uykuya teslim ettim.
On Beş Dakika Sonra
Adımın seslenildiğini duymamla yavaşça gözlerimi açtım. Kafasını yüzüme doğru eğmiş bana bakan Arda'ya hafifçe gülümseyip koltukta doğruldum. Kendime gelmek için bir kaç saniye bekledikten sonra Arda'ya döndüm.
Eee şimdi ne yapacağız ?
"Yemek yiyeceğiz güzelim hadi gel."
Şey ben yemesem.
"O konuyu hallettiğimizi sanıyordum. Yemek yiyeceğiz dediysem yemek yiyeceğiz itiraz istemiyorum hadi gel."
Tamam o yemek yenecekti. Kaçarım yoktu. Yemek masasına doğru gitmek için ayağa kalkmamla ben daha ne olduğunu anlayamadan Arda kollarını belimin ve bacaklarımın altından geçirip beni kucağına aldı. Kafamı kaldırıp Arda'ya bakmaya başladım.
"Ş-şey beni indirebilir misin?
" Korkma güzelim bir şey yapmayacağım sadece yemek yiyeceğiz."
Arda'nın kucağında benimle birlikte sofraya oturmasıyla şaşkınlıktan büyüyen gözlerimi mavi gözlerine diktim.
İndir beni.
"Hayır indirmeyeceğim."
Arda lütfen i-indirir misin beni?
"Az öncede dediğim gibi indirmeyeceğim. Korkmana da gerek yok. Merak etme hiç bir şey yapmayacağım."
Kucağından kalkmak için çırpınmamla belimden sıkıca kavrayıp belimi sıkmasıyla hafifçe inledim. Acımıştı.
"Özür dilerim gerçekten canını acıtmak istememiştim."
Yüzünü görmek için kafamı kaldırdığımda kollarımın altından tuttu ve beni yükseltti. Kafasını karnıma doğru yaklaştırmasıyla hızla ondan uzaklaşmaya çalıştım. Ama bu hareketim kolumun altında duran kollarından birini belime dolayıp beni sabitlemesiyle son buldu. Kafasını karnıma iyice yaklaştırıp üstümdeki tişörtün eteklerinden tutup karnımın biraz üstüne kadar sıyırmasıyla gözlerimi ona diktim. Bir eliyle tişörtün ucunu öteki eliyle sıkıca belimi kavrayan ellerini hafifçe gevşetip az önce acıttığı yeri yavaşça öptüğünde belimi örtüp az önceki oturma şeklimize geri döndü. Az önce dudaklarının değdiği yerin yanmasıyla tekrar kalkmak için hamle yaptım. Kollarını yine belime sabitleyip konuşmaya başladı.
"Haraket edip durmasan senin için daha iyi olur güzelim."
Ne demeye çalıştığını anlayamamıştım.
Bir kaç saniye düşündükten sonra dediği şeyin verdiği utançla kıpkırmızı oldum.
Kızaran yüzümü görünce gür bir kahkaha atıp yüzünü bana döndü.
"Ahh merak etme sadece kızarınca daha güzel oluyorsun güzelliğini görmek için öyle demiştim."
Dediği şeyle derin bir nefes aldım. Korkmuştum. Kafamı aşşağı eğip ellerimle oynamaya başladım.
Yavaşça çenemden tutup kafamı kaldırdı.
"Biz ne yapacaktık ki?"
Düşünceli bir şekilde sorduğu soruyla gözlerimi gözlerine sabitledim.
Yemek. Yani yemek yiyecektik.
"Eee o zaman senin ceza vaktinde geldi."
C-ceza mı şimdi mi ?
"Evet güzelim şimdi problem mi var?"
Y-yok hayır da yani yemek yiyecektik. Hem çok acıktım ben. Sonra mı yapsan her ne yapıcaksan.
"Üzgünüm güzelim yapalım da bitsin. Hem cezan bittiğinde doymuş olucaksın merak etme."
Ne demeye çalışıyorsun? Açık açık söylesene Arda.
"Merak etme öğreneceksin.
Ece hadi getir yemeğide yiyelim"
İçeri az önce bana pis pis bakan kız girince gözlerimi ona dikip bakmaya başladım. Benden gizli her ne çevriliyorsa o kız biliyordu. Emindim bildiğine.
Ece denen kız elinde büyük bir tencereyle içeri girip tencereyi masanın üstüne koydu. Ece'nin tenceredeki şeyi tabaklara servis ettiğini anladığımda birden Arda'nın elleri gözlerimi kapattı. Dudaklarımdan kaçan küçük çığlıkla Arda gözlerimi açtı. Ama bu sefer kolları belimi tamamen sarmıştı. Hiç bir şekilde hareket edemiyordum. Arda'nın içi dolu tabağı önümüze çekmesiyle yüzümü buruşturdum. Bamya ha. Arda'nın saçma cezasını anlamıştım. En sevmediğim yemeği biliyordu. Cezası buydu. Bana en sevmediğim yemeği yedirecekti. Bamya yemememin büyük bir kısmı sevmememden dolayı olsada asıl yemememin sebebi alerjim olmasıydı. Yedikten sonra gözlerim kızarıyor ve bir kaç gün boyunca yediğim her şeyi kusuyordum.
"Sonunda cezanı görmüş oldun güzelim"
Bak Arda lütfen. Yemek yemek istemiyorum.
"Arya bu kadar abartma. Tamam sevmiyorsun ama doktor sağlıklı beslensin dedi."
Tam alerjim olduğunu söylemek için ağzımı açtığımda Arda doldurduğu kaşığı ağzıma soktu. Bir anlık şaşkınlıkla yuttuğumda midemden ağzıma gelen sıvıyla elimle ağzımı kapayıp Arda'nın kucağından kalkıp tuvalete koştum. Klozetin kapağını açıp içine kusarken Arda geldi ve saçlarımı tek eliyle toplayıp sırtımı sıvazlamaya başladı. İçimdeki her şeyi kustuktan sonra Arda'nın verdiği selpakla ağzımı sildim. Arda kollarını belimin ve bacaklarımın altından geçirip beni kucağına aldı. Bir kaç saniye sonra sırtımın yumuşak bir yere değmesiyle gözlerimi açtım. Arda kafamı kaldırıp dizlerinin üstüne koydu ve konuşmaya başladı.
"Neden söylemedin?"
Arda gerizekalı mısın?
Ben sana anlatmaya çalışırken kaşığı ağzıma sokan sendin.
"Gerizekalı ha."
Aynen öyle.
Dediğim şeyden sonra hızla ayağa kalkmasıyla merdivenlere doğru koştum. Merdivenin ikinci basamağında yere çakılmamla kafamı merdivene vurdum.
Arda hızla kolumdan tutup ayağa kaldırdı.
"Canın acıdı mı?"
Önemli bir şey yok. Birazcık acıyor sadece.
"NEDEN KENDİNE DİKKAT ETMESSİN Kİ ZATEN."
Bana bağırma. Hem sanane benden. Neden önemsiyorsun ki beni?
"ÇÜNKÜ BEN SENİ SEVİYORUM."
EVEETTT 1180 KELİMELİK BİR BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM.
SİZCE BÖLÜM NASILDI?
BEĞENDİYSENİZ OY VERMEYİ UNUTMAYIN.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top