10.Mutluluğun Bitişi
Arya'dan
Yüzüme vuran güneşle gülümseyerek uyandım. Annem , babam, Senam ve Cancağzımla koca bir hafta bir gün gibi geçmişti. Kalkıp bonyoya gittim ve rutin işlerimi hallettim. Ayaklarımı sürüyerek yatağıma geldim ve küçük bir "akşam görüşürüz" konuşması yapıp yatağımı topladım. Esma Sultanın aşağıdan seslenmesiyle hızla üstümü giyinip merdivenlerden indim.
Arya'nın giydikleri
Aşşağıda sofraya oturmamı bekleyen Esma Sultanın ve Ekrem Beyin yanaklarına kocaman bir öpücük kondurup yerime geçtim. Yavaş bir şekilde kahvaltımı yaptım. Aksoy ailesinin yanaklarından öptüm ve çantamı alıp dışarı çıktım. 15 dakikada okula geldim ve bitanelerimin yanına gittim. Bir kaç şey almalarını isteyip onları kantine gönderdim ve bahçeye çıktım. Parmak uçlarım da yükselip Ecem'i bulma umuduyla etrafıma baktım ama hiç bir yerde bulamadım. İçimde büyük bir sıkıntı var ama bunu düşünmemeye çalışıp Sena'nın ve Cancağzım'ın yanına gittim. Bir kaç dakika sonra zilin çalmasıyla sınıfa çıktık. 40 dakikalık sıkıcı bir matematik dersinden sonra Sena ve Cancağzım'ın ortasına geçip bahçeye çıktım. Bahçede sürekli oturduğumuz çardağa oturduk ve sohbet etmeye başladık. Zilin çalmasıyla tekrar matematik dersine girdik. Hocamızın sınıfın en hiperaktif kişisi Aliyi yaptığı davranışlar yüzünden uzun bir uyarma faslından sonra çalan zille öğle yemeği için bir kafeye gittik. Üzerimde hissettiğim bakışlarla kafamı yemeğinden kaldırdım ve etrafıma baktım. Kafede bizim dışımızda sadece yüzünü kapşonuyla örtmüş biri vardı. Telefonumu çıkarıp Cancağzıma çarprazımızdaki masada oturan adamın bize baktığını hissettiğimi yazdım. Cancağzım arkasını döndü , bir kaç saniye kapşonlu adama baktı. Adamın bize baktığını anladı ve ikimizin elinden tutup kaldırdı. Masaya bir miktar para bırakıp kafeden çıktık. İçimdeki kötü histen dolayı okula gitmekten vazgeçtim. Sena'mın devamsızlık hakkı dolmuştu bu yüzden Cancağzımla birlikte evlerimize doğru yürümeye başladık. Karanlık bir sokağın önünden geçerken birden Can başını tutup yere düştü. Ne olduğunu anlamak için kafamı kaldırdım ve daha önce görmediğim bir adam elinde sopayla Can'ın bir kaç adım ilerisinde duruyordu. Adamın yanına doğru giderken yabancısı olmadığım buz gibi eller belimi kavradı.
Ne yani yakalanmış mıydım?
Emre birden beni kendine çevirdi ve gözlerimin içine doğru baktı. Gözleri bir kaç saniye gözlerimde oyalandıktan sonra kafasını boynuma gömdü. Şu an kardeşim yerde yatıyordu ve ben onun canının yanmasına sebep olan insanla dip dibeydim. Emre yüzünden Cancağzım'ın başına bir şey gelebileceği aklıma geldi ve sinirle ellerimi Emre'nin saçlarına doladım tüm gücümle kafasını dizime geçirip koşmaya başladım. Bir kaç metre uzaklaşmıştım ki Emre önüme çıkıp kollarımdan tuttu. Ondan kurtulmak için çırpınırken kolumu canımı yakacak derece sıkmasıyla "şerefsiz bırak kolumu" diye bağırdım. Birden sol yanağımda hissettiğim acıyla yere düştüm. Bana tokat atmıştı .
Günler sonra beni görünce sevgiyle yaklaşacağını düşünmüştüm
canımı yakacağı hiç aklıma gelmemişti.
Hızlı adımlarla yanıma yaklaşmasıyla kollarımla yerde geriledim. Bir kaç adım daha atmasıyla "Gelmee ,uzak dur benden" diye bağırdım. Beni dinlemedi ve kucağına aldı. Kucağından inmek için çırpınmaya başladım ama kolları azıcık bile gevşemedi. Büyük adımlarla aşinası oldum siyah Range Rover'ın arka koltuğuna kucağında benimle birlikte oturdu. Beni tuttuğu ellerinden birini kaldırdı hızla geri çekildim.Yüzümü ellerimle örttüm. "Lütfen dokunma bana" Dediklerimi duyunca yüzü düştü ellerimi yavaşça yüzümden çekti ve bir kaç dakika önce vurduğu yanağımı okşadı. Suratımı başka yöne çevirmemle "Lütfen affet beni birtanem bir an kendimi kaybettim" dedi. Kafamı ellerime çevirdim. Çenemden yavaşça tuttu ,başımı kalırdı "Söyle birtanem söyle beni affetmen için ne yapmalıyım" dedi. Gözlerinin içine baktım "Tamam ben önemli değilim ama yalvarırım Can'ı bırak ben onsuz yapamam , bana ne istersen yap ama ona dokunma lütfen" dememle dışarıda Can'ın başında bekleyen adama dönüp kafasını sallamasıyla adam elindeki demir çubukla Can'a vurmaya başladı. Can'ın ağzından çıktığını gördüğüm kanla hızla kapıyı açtım. Arabadan bir kaç adım uzaklaşmıştım ki Emre kollarını belime doladı. Kurtulmak için bağırışlarımı ve çırpınışlarımı umursamadan kucağında benle tekrar arabaya bindi ve kapıları kilitledi. Emre'nin şöförü olduğunu tahmin ettiğim adam arabaya bindi ve sürmeye başladı. Can karanlık bir sokakta tek başınaydı ve gördüğüm kadarıyla çok kan kaybetmişti. Her şeyin benim yüzümden olduğu aklıma geldi ve bir hıçkırık kaçtı dudaklarımdan. Hıçkırıklarımın bütün arabayı sarmasıyla Emre gözlerimin içine baktı ve "Özür dilerim birtanem kendini yıpratmaman için yapıyorum affet beni" dedi kafamı kaldırdım ve "ne yapacaksın ki" dememle kolumda keskin bir acı hissettim. Karanlığa doğru çekilirken son duyduğum şey Emre'nin "Kendimi sana sevdireceğim birtanem söz veriyorum" sözleriydi. Ve sonrası karanlık.
EVEETTT KISA BİR ARADAN SONRA 690 KELİMELİK BİR BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM.
SİZCE BÖLÜM NASILDI?
BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENİZ OY VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top