Önceden ❈
Geç geldi ama güzel geldi. Multimedyada Alania'nın son sahnesi var. :) Bölüm şarkısı : Nilüfer & Feridun Düzağaç - Kavak Yelleri. İyi okumalar.
"Her şey çok güzel olacak' masalı yerine, 'kötü şeyler de olacak ama yanında olacağım' samimiyetini seviyorum." - M. Keyes
1 haftadan beri buradayım. Her şeye alışmış gibiyim. Düzenli olarak Bavol ile kılıç dövüşü yapmaya, Sherman ile kitaplar, parşömenler ve bilginler üzerine sohbet etmeye, Yogov ile beraber askerlerin ihtiyaçlarını belirleme gibi işlerim vardı. Boş vakitim olursa, Bavol ile ilgileniyordum. Omuzlarına masaj yapıyor, ona kitap okuyordum. En kötüsü onu kızdırırsam, ayaklarını yıkamamdı. Buna alışmıştım. Her şeye çabuk adapte olmam beni şaşırtıyordu. Normal bir insanda bunun olması gerekmez miydi ? Neden burada uzun zamandır yaşarmış gibi davranıyorum ? Şüpheli bir durumdu. Bavol'ın davranışları da şüpheliydi. Bir an bana karısıymış gibi davranıyordu, bir an çömeziymiş gibiydi, bir anda prensesmişim gibi davranıyordu. Bu adamın değişken tabiatı, beni şaşırtıyordu ama ona çabuk uyum sağlıyordum.
Yine her zamanki dövüşten sonra duş almıştım. Sıcak su ile dolu küvetimin içinde, kafamı dinliyordum. Köpüklerle oynuyordum. Kafamı arkaya yasladım. Kaslarım gevşiyordu. Gözlerimi kapadım. Yine başkasına ait olacağını düşündüğüm anılar gelmişti. Bu sefer gökyüzüne bakıyordum. Huzurlu olduğunu düşündüm ama birden kasıklarımda sancı hissettim. Dayanılmaz bir acıydı. Elimi karnıma götürdüm. Bebeğimi düşürüyordum. Bebek mi ? Ne zaman hamile kalmıştım ve babası kimdi ? Bu ne biçim bir andı ? Hayır, bu anılar benim olamazdı.
" Bavol, buradayım ! Yetiş, ölüyorum ! " diye bağırdım ve gözlerimi açtım.
Nefes nefeseydim. Korkunç bir kabus gibiydi ! Bu anı bana ait olamazdı. Daha önce gördüklerime benzer yanı yoktu. Ben nasıl bebek düşürmüş olabilir ki ? Hayır, hayır. Ben hiçbir zaman hamile kalmadım ve az önce gördüğüm kabustu.
" İyi misin ? " dedi ve yanımda Bavol'a gördüm.
Kanımın yanaklarıma hücum ettiğini hissettim. Bedenimi iyice suyun içine gömdüm. İyi ki, köpükler vardı. Bavol'ın yüzündeki sırıtışı çok çapkıncaydı.
" İyi değilim ! Az önce kabus gördüm ve şimdi sen varsın. Daha nasıl iyi olabilirim ki ? " dedim.
Bavol " Nasıl bir kabus ? Bence kabus görmen, imkansız. Köpükler arasındasın. "
" Gördüm. Çıkar mısın ? Senin yanında, bu halde olmaktan utanıyorum."
" Önceki ateşli halinden hiç eser yok. Önceden ateşin her yeri yakardı."
" Çık, banyodan ! "
" Çıkmıyorum. "
" O zaman bende bu küvetten çıkmıyorum ! "
" Şimdi bana kabusunu anlat."
" Kabusumda, hamileydim ve bebeğimi düşürüyordum. Korkuyordum ve çaresizce yatıyordu. Seni çağırdım ve o sırada uyandım. Korkunç bir kabustu ! "
" Gerçekti, Alania. O anı yaşadın. "
" Ben bir bebek mi düşürdüm ? "
" Evet, Alania. Şu an hatırlamıyorsun."
" Yine o kızın anıları değil mi ? Bedenime yerleşmiş olan kızın anıları. Bıktım o kızdan ! O kızın ölmesini istiyorum. Ölsün ve bende ondan kurtulmuş olayım."
" Lani, o kız sensin. Senin anıların. "
" Benim anılarımsa, neden hatırlamıyorum ? Neden hafızam böyle ? "
" Bana da aynısı oldu. Kendimi yeniden buldum. Seni anlıyorum."
" Neden gözlerimi kapadığımda senin yüzünü görüyorum ? Neden senin adını sesleniyorum ? Geçmişte sen benim neyimdin, Bavol ? "
" Cevabını bildiğin soruları bana sorma. "
" Bebek düşürmüşüm, öyle mi ? Hiçbir erkekle beraber olmayan ben, bebek düşürmüşüm. İmkansız geliyor."
" Önceden oldu. Şu an hiçbir şey hatırlamadığın için sana imkansız geliyor. Fakat senin hatırlamadığın anılarda, ikimiz imkansız denilenleri yaşadık. "
" Neden hatırlamıyorum ? Neden hafızamı sildiler ? Bir suç mu işledim ? Beraber kralı mı öldürdük ? " dedim ve kahkahalarla güldü.
Bavol " Kralı öldürmekten daha beter bir şey yaptık. Onun onaylamayacağı bir şey. "
" Peki, ölen bebeğimin babası kimdi ? "
" Bebeğin babası, çok yakındaki birisi. Kimin adını söyledi isen, baba odur."
" O zaman ! Şaka mı yapıyorsun ? Delirdin mi ? Senin gibi bir katilden bebek mi yaptım ? Ah, hayır ! Bunu kabul edemem."
" İster kabul et, ister etme. Benim gibi bir adamdan, bebeğin olacaktı. İtiraf et, benim gibi bir adamı asla bulamazsın. "
" Ciddisin. Geçmişim senin kadar karanlık."
" Sen karanlığa çekilmeyi seviyorsun, Alania. Bunu ikimizde biliyoruz."
" Senin gibi bir adamdan, bir bebeğim nasıl olabilir ? Biz nasıl beraber olduk ? "
" Bunu bende kendime soruyorum. Kader denilen şey, nasıl bizi bir araya getirdi ? Neden senin hayatını kurtardım ve yanımda tuttum ? Neden sana aşık oldum ? Nasıl herkese meydan okuduk ? "
" Sen bunları hatırlarken, ben bunları hatırlamıyorum. Bu çok sıkıcı bir durum. İçimde sana bir çekim var ve ben bunun nedeni bilmiyorum."
" Boş ver, bu konuları. Küvetten çıkmayacak mısın ? "
" Sen buradan ayrılırsan. "
" Peki." dedi ve gülerek banyodan çıktı.
Küvetimden çıktım ve bedenimi havluya sardım. Banyodan çıktım. Bavol yatağımın üzerinde uzanıyordu.
Bavol " Odamdan ayrıl demedin. "
" Yüzsüzsün ! Bakışlarında beni daha önce bu halde görmüş gibi bir hal var." dedim.
" Evet, havlulu halini daha önce görmüştüm."
" Şimdi çık. Bakışlarında her an üstüme atlayacakmış gibi. Bu beni korkutuyor."
" Peki, Prenses. " dedi ve yatağımdan kalkıp, odamdan çıktı.
Kıyafetlerimi giyindim. Saçlarımı kurutup, topuz yaptım. Kapım açıldı. İçeri Sherman girdi. Normalde nazikçe kapımı çalan bu çocuk, pat diye açmıştı. Heyecanlı görünüyordu.
" Ne oldu, Sherman ? Neden izinsiz kapımı açıyorsun ? " dedim.
Sherman " Ekselansları, lütfen kızmayın."
" Ekselansları ? Oh, hayır. Ben bir prenses değilim. Lütfen protokol usulüne göre konuşma."
" Kafam karıştı. Aşağı gel sene. Seni görmek isteyen birisi var."
" Kim ? "
" Aşağı indiğimizde görürsün." dedi ve beraber odamdan çıktık.
Merdivenlerden indik ve ana salona geldik. Mumlar yakılmıştı. Bavol, masada her zamanki yerindeydi. Yanında Yogov vardı. Karşıya baktığımda ise, pelerinli bir kadın vardı. Mor peleriniyle bana bakıyordu. Koyu dalgalı saçları omuzlarından aşağı dökülüyordu. Mavi gözlerinde mutluluk ve hüzün vardı. Birde pişmanlık. Gözünden yaşlar akıyordu.
Bavol " Hiçbir şey hatırlamıyor, Cristalyn. Bu yüzden seni tanımaz."
Yogov " Bu sihrini bozamaz mısın ? "
" Benim hafızamı, sen mi kilitledin ? Neden yaptın ? " dedim ve Bavol yanıma geldi.
Bavol " Arkadaşının hiçbir suçu yok. O, üst rütbelilerin emrini uyguladı. Ona asla kızma."
" Fakat ikimizin hafızasını silmiş. Onun yüzünden, kafam karışıyor. Kendimi tanıyamıyorum ! Bana neden bunu yaptı ? Bize neden bunu yaptı ? "
" Zorundaydı. Yapsaydı, ikimizde ölmüştük."
" Yapmamalıydı. Yapmasaydı, ben gerçek kimliğimde olurdum. Seni tanırdım, gerçek dostlarımı tanırdım. Belki de, yaşadığımız beraberliğe devam ederdik."
" Lani, benim tatlı aşkım. Şu an gerçek dostların yanında. Gerçek aşkın yanında. Sadece düşmanlarımız yanımızda değil. Beraberliğimize tuhaf bir şekilde devam ediyoruz. Elbette zamanı gelince hatırlayacaksın. "
" Ben tekrardan, hepinizin tanıdığı Alania olmak istiyorum."
" Sen bizim tanıdığımız savaşçı Alania'sın. Sadece hafızan yok."
" Ben tekrardan seni Alania'n olmak istiyorum."
" İşte, bak. Bizim tanıdığımız Alania, konuştu."
" Bavol ! Çaresizim." dedim ve bana sarıldı.
Farkında olmadan gözlerimden yaşların aktığını fark ettim. Göz yaşlarım, ona akıyordu. Erkeksi kokusunu içime çektim. Tanıdık ama tanıyamadığım kokuyu içime çektim. Kendimi bulmak istiyordum. Kendimi bulursam, Bavol'a olan geçmişteki aşkımı da bulabilirdim. Bavol'ın eli saçlarımda gezmeye başladı. Nazikçe ve hassas bir dokunuştu. Benimsin diyordu.
Bavol " Cristalyn, siniri bozuk sadece. Seninle bir alakası yok."
Cristalyn " Anlıyorum. Alania'yı anlıyorum. Onun yaşadıkları, çok zor. "
" O, benim neyimdi ? " dedim.
Bavol " Dostundu. Seni koruyan ve kollayan dostundu."
" Seni biliyor muydu ? "
" Evet, pek uygun olmayan bir şekilde öğrendi ama yinede destek çıktı."
" İyi, o zaman." dedim ve Bavol'ı kollarından kurtuldum.
Masadaki sandalyelerden birisine oturdum ve dostum olduğu söylenen Cristalyn yanıma oturdu.
Cristalyn " Hiçbir şey hatırlamıyor musun ? Bir çatlak olmalı." dedi ve Bavol yanıma oturdu.
Bavol " Hiçbir şey hatırlamıyor. Tek çatlak, daha önceden bulunduğu yerlerde anıları onu ziyaret ediyor. "
" Sihrimin bu kadar güçlü olmasını sevmiyorum."
" Unuttun mu ? Sen annemin çırağıydın."
" Annen, sihirle mi uğraşıyordu ? " dedim.
Cristalyn " Evet, Bavol'ın annesi sihirle uğraşıyordu. Hatta sen onu çok seviyordun."
" Hatırlamam gereken, başka bir kişi daha ! "
Bavol " Hatta Alania, sen benim annemle aramız düzelttin. Önceden onu sevmiyordum, senin sayende sevdim."
" Şimdi nerede ? "
" Öldü."
" Huzur içinde olsun."
Cristalyn " Bavol, aslında Alania'yı nasıl uyandırabileceğini biliyorum. Onu, hikayenin başladığı yere götür."
Bavol " Aklıma gelmişti ama hatırlamazsa, o zaman ne olacak ? "
" Okuduğum kitaba göre, ani ve güçlü duygu patlamasıyla bozulabilirmiş. Birde bu duygular eşsiz olacakmış. Kimsenin yaşayamayacağı türden. Mesela sizin o güçlü aşkınız ! "
" Bu yüzden, onu öptüğümde aklım başıma geldi."
" İçindeki duygular, patladı. "
" Neden oraya götürmeliyim ? "
" Çünkü Alania sana orada bağlandı. Orada kaderiniz birleşti."
" Anlıyorum. "
" Alania, yukarı çıktık ve beyaz bir elbise giy. Yatağın üzerinde olacak. Ayakkabı giyme ve saçların açık olsun. Çabuk, zaman kaybetmemeliyiz." dedi ve yukarı çıktım.
Yatağımda beyaz, tülden elbise vardı. Etek kısmı parça parça tüldü. Sadeydi ama inanılmaz sihir enerjisi vardı. Elbiseyi giydim ve saçımı açık bıraktım. Aşağı indiğimde, herkesin gözü bendeydi.
Bavol " O günkü kıyafetleri giyse, olmaz mı ? "
Cristalyn " Hayır, bu kıyafeti olmalı. Şimdi Bavol onu götür. Biz arkanızda geleceğiz. Ona ne yapacağını biliyorsun." dedi ve Bavol'ın yanına geldim.
Bavol elimi tuttu ve beraber dışarı çıktık. Atına atladık. Tek atta, ikimiz rüzgarla yarışırcasına ilerliyorduk. Sonunda gelmiştik. Uçurumun kenarındaydık. Beraber attan indik. Çevreme bakındım. Burası aşırı tanıdıktı. Üzerimdeki enerjide, çok saftı.
" Burası neresi ? " dedim.
Bavol " Birbirimizi bulduğumuz yer, aşkım."
" Hatırlamıyorum." dedim ve Bavol dudaklarıma yapıştı.
İçten, tutkulu, özlem dolu, aşk doluydu. Dudaklarımdan ayrıldı.
Bavol " Şimdi, seni aşağıya itme zamanı." dedi ve beni aşağıya doğru itti.
Aşağıya, okyanusa doğru düşüyordum. Bavol, beni itmişti. Neden yaptı ? Hatırlamam için, beni öldürmesi için mi gerekiyordu ? Ani bir dalışla, okyanusun gizemli kollarına girdim. Gözlerimin önüne anılar geldi. Her taraftaydılar. Bana ne oluyordu ? İçimde fırtına kopuyordu ve bu fırtınaya karşı koyamadan, bayıldım.
---
Sizce hatırlar mı ? :)
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top