Düğüm ❈
Multimedyada Lani'nin rüyasındaki hali var. Bölüm şarkısı : ŞEbnem Ferah - Eller Günahkar. İyi okumalar.
"....yağmuru neden bu kadar çok sevdiğimi anladım. Ağlayan bir yüreğe benzediği için."Tezer Özlü
Bembeyaz karlarda yürüyordum. Üzerimdeki elbise de, karlar kadar beyazdı. Saçlarım açık ve rüzgarda uçuşuyordu. Kolumda ise, kırmızı bir kuşak sarılıydı. Eteklerimde kan vardı ve her adım attığımda arkamdaki kan izleri belli oluyordu. Bu kan izleri, beni korkutmuştu. Çünkü çok fazlaydı. Sanki derin bir kesikten akıyordu. Bu kadar fazla olamazdı. Karşımda bir adam ve çocuk vardı. Onları tanımıştım elbette. Bavol ve biricik oğlumuz Drakon, ikisi de bana gülümsüyorlardı. Fakat yanıma gelmiyorlardı. Ne kadar koşsam da, onlara ulaşamıyordum. Daha sonra ikisi yanıma gelmişlerdi.
Drakon " Anne, babamla seni çok aradık. Nereye kayboldun ? "
" Buradayım, aşkım. Hiçbir yere kaybolmadım." dedim.
Bavol " Seni çok aradık, Lani. Bizi çok fazla beklettin. Artık mutlu günler yakında. Sen, ben ve oğlumuz."
" Biliyorum. Üçümüz çok mutlu olacağız."
Drakon " Ama anne, benim mutlu olmam için sizin gitmeniz gerekiyor. Sizin beni koruyacağınız bir yere gitmeniz lazım."
Bavol " Evet, hayatım. Bak, bu yol şurada."
" Ne diyorsunuz ? Drakon'a kim bakacak ? " dedim ve oğlum yanımızdan ayrılmıştı.
Karşıya geçmişti ve karanlık bir yüzün yanında durmuştu. Orada, bize el sallıyordu.
" Bavol ! Oğlum neden orada ? " dedim.
Bavol " İstediğimize ulaştık, aşkım. "
" Nasıl ? Ne zaman ? "
" İkimiz beraber her yeri yaktık ve istediğimizi aldık. Mutlu bir sonu hak etmedik mi ? "
" Üçümüz olmalıydık."
" Merak etme, karşıdaki adam oğlumuzu bizim yerimize koruyacak ve biz yeterince dinlenmiş olacağız. Bak, çok kan kaybettin. Bu ne kadar yorulduğunun işareti."
" Ah, hayır ! Onu bizim dışımızda kimse koruyamaz."
" Koruyabilirler, meleğim. Hadi, artık gidelim. " dedi ve son defa oğluma baktım.
Karşımda 10 yaşında değil de, 20 yaşındaki halini görmüştüm. Kıvırcık koyu saçları, benden almış olduğu mavi gözleri ile hüzünle bakıyordu. Yanına gitmek istiyordum ama olamıyordum. Bavol, beni belimden tutuyordu.
Bavol " Korkma, o bizsiz güçlü olabilecek bir çocuk. Çünkü o ikimizin oğlu. Katil Bavol ve Prenses Alania'nın oğlu." dedi ve uyandım.
Nefes nefese idim. Ah, demek ki sadece basit bir rüyaymış. Sadece bir rüya. O kadar gerçekçiydi ki ! Çok korkmuştum. Yatağımdan kalktım ve pencereden dışarı baktım. Hava karamsardı. En iyisi bir an önce giyinmek ve dün geceki rüyamı unutmak gerekiyordu.Kahvaltımı etmiş ve elbisemi giymiştim. Gül kurusu rengindeydi. Saçlarımı örgü topuzu yaptırmıştım ve ince elbisemle aynı renk tül ekletmiştim. Gerçekten güzel gözüküyordum. Kapım açıldı ve içeri Symon girdi. En son gördüğüm haline göre, daha aklı başında gibiydi. Yüzündeki ifade donuktu. Yavaşça koltuğa oturdu. Bana baktı. Yanına oturmamı istiyor gibiydi. Gülümsedim ve yanına oturdum.
" Neden buradasın ? Özür dilemek için mi ? " dedim.
Symon " Senden özür dilemek için buraya gelmedim. Yaptığımdan pişman mıyım, evet. Ama sabrımı fazla zorladın. "
" Yani, o gece yapmaya kalkıştığını masum mu göstereceksin ? "
" O gece ne yaptım ? Direk söyler misin ? "
" Bana tecavüz etmeye kalkıştın. Zorla bedenime sahip olmaya çalıştın. Açık açık söyledim."
" Bunu duymak gayet iyi oldu. Evet, Lani sana zorla sahip olmak istedim. Çünkü artık o an için sabrım kalmamıştı. "
" Neden ? Ben sana ne yaptım ? "
" Ne mi yaptın ? Hiçbir zaman benim olmadın, Alania. Hiçbir zaman ! Ben hep bir adım uzağımda oldun. "
" Her zaman mı ? Bavol'dan önce senindim."
" Hayır, o zaman bile değildin. O zaman bile benden öndeydin. Sana ulaşmak için, o zaman bile çabalıyordum. "
" Seni bir zamanlar sevdim. Bir zamanlar sana deli gibi aşık oldum. Bunu inkar edemem. Bavol'dan sonra bile, seni bir hatıra olarak sevdim. Ölü olduğunu düşündüğüm zamanlarda, hatırana saygı amacıyla Bavol'dan uzak durmuştum. "
" Ben zaten senin hikayende hep yan roldüm. Hiçbir zaman başrol olamadım. Ne kadar başrol olmaya çabalasam da, olamadım. Çünkü buna izin vermedin."
" Peki, hala ümidin var mı ? "
" Ne yazık ki, yok. Hiçbir zamanda olmamıştı zaten. Ben neyim ? Yakışıklı, asil ve tutkulu bir adamım. Kimi yerlerde kötü adam rolü bile oynayan birisiyim ama başrol mü ? Asla ! "
" Sana acıyorum."
" Benden nefret edeceğini düşünmüştüm."
" Hayır. Sana acıyorum. O kadar acizsin ki, bu seni acınası bir hale sokuyor. "
" Senden alacağım tek duygu bu mu ? Acıma mı ? "
" Sana minnet ettiğim tek konu, Drakon. Sen olmasaydın, onu bugünlere getirebilmem çok zor olurdu."
" Emin ol, onu kendi oğlum gibi seviyorum. "
" O da seni, kendi öz babasıymış gibi seviyor zaten. "
" Keşke benim öz oğlum olsaydı. O, eşsiz bir çocuk. "
" Symon, lütfen oğlumu ben olmasam bile korur musun ? Senden isteyebileceğim tek şey bu."
" Elbette. O zaman sende beni, yaptıklarım için affeder misin ? "
" Oğlumu her daim koruyacaksan, evet. " dedim ve elimi tuttu.
Bavol gibi değildi. Hiçbir zamanda olamazdı. Bunu ikimizde biliyorduk. Keşke, ikimizde birbirimize bu kadar fazla acı çektirmeseydik. Keşke, birbirimizin tüm zayıf yanlarını bilmeseydik. Belki o zaman, daha mutlu olurduk. İkimizde daha özgür olurduk.
Symon " Alania, dikkatli olmanı istiyorum."
" Neden ? " dedim.
" Çünkü tehlikeli sularda yüzmeye başladın."
" Biliyorum. " dedim ve kapım açıldı.
Karşımda Sherman vardı. Yüzünde saygılı bir ifade vardı. Bakışlarında Symon'ı görünce, hafif bir şaşkınlık olmuştu.
Symon " Ne oldu Sherman, eski efendine hizmete geri mi döndün ? "
Sherman " Prenses'e bir şey söylemek için gelmiştim ama uygun değilmiş."
" Benden gizli bir şey söyleyeceksin. Anlıyorum. İyi, ben gideyim sende rahat rahat söyle." dedi ve ayağa kalkıp, gitti.
Sherman ise, arkasından kapıyı kapattı. Ardından Symon'ın kalktığı yere oturdu.
" Ne oldu ? " dedim.
Sherman " Prenses, beni Bavol gönderdi. Sizi bazı şeyleri söylemek için. "
" Öyle mi ? "
" Leydim, artık her an her şeye hazırlıklı olun. Kaosa, beklenmeyen olaylar gibi. Biz gelmeden önce, temel bir yapımız vardı. "
" Önceki gibi casus ağı mı ? "
" Evet. Yani siz olaya dahil olmadan öncede Bavol'ın belli bir planı vardı. Sizin etkiniz onu hızlandırdı. Özellikle oğlunuz için planladıklarınız, onu çok etkiledi."
" Bavol olmadan da, başarmayı planladığım şeylerdi."
" Bu sefer yapmak istediğiniz şeyler çok büyük. Lütfen, dikkatli olun. Sarayda büyük bir fırtına kopacak."
" Uyarın için teşekkür ederim. Şimdi oğluma bakmam lazım."
" Bir de, Bavol sanırsam ona tüm gerçekleri açıkladı."
" Ne ! Nasıl yapar ? "
" Korkmayın."
" Drakon için çok fazla şeyler. Hemen oğlumun yanına gitmeliyim." dedim ve koşarak oğlumun odasına girdim.
Burada değildi. Hizmetçilerinden onun, Bavol ile dövüş sahasında olduğunu öğrendim. Oraya gittiğimde, Drakon yere oturmuş ve kulaklarını tıkamıştı. Ağlıyordu. Bavol'da yanına oturmuştu ve bir elini koluna koymuştu. Oğlum beni görünce, koşarak yanıma geldi ve bana sarıldı. Onu biraz olsun sakinleştirmek amacıyla, sırtını okşadım ve yanaklarından öptüm. Bavol ise, bize bakıyordu. İfadesiz bakışlarla bizi izliyordu.
" Drakon, bir tanem, neden ağlıyorsun ? " dedim.
Drakon " Gerçek değil ! Bavol'ın anlattıkları, gerçek değil ! "
" Ne anlattı ? Anlat ki, bende sana doğrularını anlatayım."
" Benim onun oğlu olduğumu söyledi. Bir zamanların ünlü katili Bavol olduğunu söyledi. Doğru mu ?"
" Benim tatlı prensim. Evet, doğru. İnan ki, böyle öğrenmeni istemezdim ama gerçek bu. Sana bunu neden yaptığımı şu an, anlatamam. Ama söz veriyorum, zamanı gelince sana tüm hikayeyi anlatacağım."
" Anlatmanı istiyorum."
" Bavol ile ben, birbirimizi çok sevdik. Hem de çok. Ama bazı engeller çıktı karşımıza ve Bavol ile ayrılmak zorunda kaldık. O zamanlar sana hamileydim."
" Her şey bundan mı ibaret ? "
" Değil, keşke olsaydı ama değil. Sana söz veriyorum, 15 yaşında olduğunda tüm hikayeyi sana ben anlatacağım. Şimdi, baban gibi güçlü ol ve ağlama. Sakın ama sakın Symon'a gerçeği söyleme."
" O da, biliyordu ve bana söylemedi mi ? "
" Evet. Senden tek isteğim Bavol'ı baban olarak kabul etmen."
" Ya bir daha bizden ayrılırsa ? "
" Hayır, bebeğim. Bizden bir daha asla ayrılmayacak. Üçümüz birlikte çok mutlu olacağız.Söz veriyorum." dedim ve Bavol yanımıza geldi.
Bavol " Evlat, istersen baba de veya Bavol de. Bu seçim senin. Seni anlıyorum. Yaşadıklarını sindirmek zor olabilir ama sen güçlü bir çocuksun. Çünkü sen, bizim oğlumuzsun. Damarlarında ikimizin kanı dolaşıyor."
" Biz üçümüz birlikte, güçlüyüz."
Drakon " Annem ve babam. " dedi ve üçümüz sarıldık.
Ardından karşımızda Yogov'u bulduk. Ufak bir gülümseme vardı. Buzdan görünen birisi bile gülümsüyorsa, çok mutlu bir aile tablosuydu.
Bavol " Ne oldu ? "
Yogov " Prenses Luan sizi çağırıyor. Ayrıca Prenses Alania sizin de, gelmeniz lazım."
" Neden ? " dedim.
" Abiniz Edgar için."
Bavol " Yogov, sen Drakon'ı al. Lani, biz de çağrıldığımız yere gidelim." dedi.
Beraber sarayın içine girdik. Herkesin bakışı bizim üzerimizdeydi. İkimizin yan yana olması, iyi bir şeyin göstergesi değildi. Eh, Bavol ve benim yan yana durmamız felaketin göstergesiydi. Abim ile eşinin odasına gelmiştik. Bavol, kapıyı açmış ve içeri girmiştik. İçerisi kalabalıktı. Babam, Kraliçe, Dalane, Oxton ve Prenses Luan yatağın başında duruyorlardı. Abim ise solgun bir yüzle, yatıyordu. Beni görünce, yavaşça gülümsedi. Bavol'ın yanımda olmasını bir tek o umursamamıştı. Babam, ben ve Bavol'ı görünce kaşlarını çatmıştı.
" Abime ne oldu ? Düğününde iyi görünüyordu." dedim ve abimin yanına geldim.
Elini aldım. Eli buz gibiydi. Ölümün soğukluğunu hissediyordum. Onu böyle görmek acı veriyordu.
Oxton " Aslına bakarsanız leydim, abiniz uzun zamandır hastaymış ama bunu göstermemiş. Şifacıların bize dediği bu."
Abim " Alania. Seni görmek ne güzel ! Yanındaki de sevgilin Bavol, değil mi ? Çok yakışıyorsunuz."
" Hastasın ve saçmalıyorsun. Ben, Symon ile evliyim unuttun mu ? " dedim gözlerimden yaşlar akarken.
" Ah, yalan söyleme. Bavol ilesin, ben bunu biliyorum. Luan'a da, söyledim. Sizin aşkınızın efsane olduğunu anlattım."
" Lütfen, saçmalamayı kes ! "
" Kendimde değil gibi gözüküyorum ama kendimdeyim. Bilincim yeterince açık. Ölmeden önce, seni görmek istedim. Uyarmak için."
" Ölmeyeceksin."
" Kendine dikkat et. Yürüdüğün ip çok ince. Düşersen, ateşlerin içine düşeceksin. Kendine ve oğluna dikkat et, Lani. Benden sonraki veliaht o olacak ve biliyorum ki, sen onu bir kral olarak yetiştirdin ama her şeyin bedeli olduğunu unutma."
" İkizin var."
" Her şey dediğim gibi olacak. Senin oğlun veliaht olacak. Bavol, onları sonuna kadar koru."
" Hayır ! " dedim ve tuttuğum eli elimden kayıp, düştü.
Gözleri açık kalmıştı. Abim ölmüştü. Öz olmasa bile, çok sevdiğim abim ölmüştü. Üstelik gözlerimin önünde ölmüştü. Beni uyarmıştı. Kendine dikkat et. Ardımdaki eller beni yataktan kaldırdı. Bu eller, Bavol'ındı. Karşımdakiler de ağlıyordu. Acaba hepsi acılarında samimiler miydi ? Sanmıyordum. Ayakta iken, bir an dengemi kaybettim ve Bavol beni kucağına aldı.
Bavol " Prensesi odasına götüreyim."
Oxton " Symon götürür ! Şimdi onu bırak."
" Benim götürmem daha iyidir."
Babam " General, kızımı bırakın ! "
" Üzgünüm. Hayatım boyunca bırakmayacağıma yemin ettiğimi birisini, şimdi mi bırakacağım ? Beni tanımamışsınız." dedi ve beraber odadan çıktık.
Beni onun kucağında görenler şaşkınlıkla bize yol veriyordu. Ben ise, sessizce ağlıyordum. Doya doya ağlayamıyordum. Bir şekilde buzdan heykele dönüşmüş ve donmuştum. Bavol'ın beni ısıtacağını düşünüyordum. Onun ateşten bedeni beni ısıtırdı.Odama geldiğimizde, beni yavaşça yatağın üzerine yatardı ve yanıma oturdu. Gözyaşlarımı siliyordu.
" Abim ölmeyi hak etmedi." dedim.
Bavol " Evet, sevgilim. Hak etmedi."
" Böyle ölmemeliydi. O, ölmemeliydi."
" Bende ölmesini istemezdim ama öldü." dedi ve yanıma uzandı.
" İçim o kadar çok acıyor ki! Öz olmamasına rağmen, onu öz olarak gördüm."
" Şimdi bana sarıl. Böylece içindeki acıyı hafifletebilirim. Şunu unutma, benim senden başka hiçbir şeyim yok, seninde benim dışımda hiçbir şeyin yok." dedi ve ona sarıldım.
Tüm acımı onunla paylaşmak istiyordum. Her şeyimi onunla beraber gömmek istiyordum. Acaba rüyamın özel bir anlamı mı vardı ? Peki, ya şimdi ne yapacaktım ? Her şey gittikçe karmaşıklaşıyordu. Bu düğümü çözmek bana kalıyordu.
---
Sizce Lani'nin gördüğü rüyanın bir anlamı var mı ? Varsa, nedir ?
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top