36 ♛ YEŞİL EJDER

36. Bölüm

YEŞİL EJDER

Batı Denizi, İnci

"Bizi buraya neden çağırdın?" diye sordu Prens Roanas. Batı Denizi'nin varisi, eski komutan ve yeni şehir lideri. Yeşil kuyruğu, suda dalgalanan uzun kahverengi saçları, iri ve güçlü bedeni ile Kral Madeinos'un kopyasıydı adeta. Faelenis onu görmeyeli daha çok babalarına benzemişti.

Faelenis'in saçları bu kez incilerle bezeliydi, üzerinde tek bir yakut vardı. Taht odasını kendine göre yeniden düzenlemişti. Konseyin yetkilerini kısıtlamasına rağmen konsey üyelerini yanından ayırmıyordu, onlara danışıyordu ancak onları dinlemiyordu. Kendi bildiğini yapıyordu. "Kardeşimizin ne yaptığını duydunuz mu?"

Prens Leiseris kelimelerini toparladı. Roanas'ın aksine bir şehir lideri olmak için uygundu. Onun gibi bir savaşçı değildi, Leiseris doğuştan bir liderdi. Yönetmek için doğmuştu adeta. Nasıl iki kardeşi, Sendaras ve Roanas, orduları yönetiyorsa o da halkı yönetebilirdi. Mavi gözleri, kardeşinin kahverengi gözlerini buldu. "Aylardır sürgün yerimize ilk gelen haber bizi saraya davetindi, abla."

Kraliçe Faelenis başını hafifçe yana yatırarak ona baktı. "Yoksa bir şehir lideri olmaktan memnun değil misin? Daha farklı bir yere gitmek ister misiniz? Bir kuleye mesela."

Roanas'ın kini taht odasında hissedilir dereceye ulaşırken Leiseris, Faelenis'in tahtına doğru yüzdü. "Tam tersine, şehrimizi seviyoruz. Senin tahtı sevdiğinden daha çok." Faelenis'in konuşmasına izin vermedi. "Yardımımıza ihtiyacın olmasa bizi buraya çağırmazdın. Ne oldu?"

"Hyrelia." dedi Faelenis dudaklarını birbirine bastırarak. "Nehirleri Ak Kraliçe'ye bağlayan teyzesinin izinden gidiyor. Nehir insanlarını asla bana bağlamayacağını söylüyor."

"Hyrelia bir hükümdar değil ki." dedi Roanas.

"Önceden değildi." dedi Faelenis tahtından kalkarak. İki kardeşine doğru ilerlerken konuşmaya devam etti. "Artık öyle."

Leiseris kendinden emin bir şekilde konuştu. "Karaya gücümüz yetmez."

"Nehirler bizim hanedanımıza ait. Her zaman öyle oldular. Hyrelia'nın varis seçilmesinde savaş ilan edeceğimi söylemiştim. O gayrimeşru ve bir melez!"

Leiseris ona karşı çıktı. "Meşruluğu ispatlandı. Nehir Koruyucusu Rivera'nın da çocuğu yoktu. Haliyle, başa yeğeni geçecek."

"Hyrelia beni tahtımdan indirmeyi planlıyor!" dedi Faelenis öfkeyle. "Ak Kraliçe'yle müttefik olup bağımsız denizi yeniden karaya bağlayacaklar. Hem de bunu kim üzerinden yapacaklar biliyor musunuz? Sizin üzerinizden!" Öfkeli ve yüksek sesi sakinleşti ve alçaldı. "Onlara karşı birlik olmalıyız, kardeşlerim. Madeinos ve Karelias'ın çocukları olarak birleşmeliyiz."

Leiseris gülümsemeden edemedi.

Faelenis olmayacak şeylere çözüm üretirdi. Her zaman olacakları tahmin etmişti. Ancak bunu edememişti. İki kardeşini sürgüne gönderirken günün birinde onlara muhtaç olacağını düşünememişti.

Prens Roanas gür sesiyle konuştu. "Bizi ayıran da sen değil miydin?" dedi ve kızdı. "Aiolis'in kaybolmasını sağlayan ve Sendaras'ı-"

"Yeter!" diye bağırdı Faelenis. Onca güçlükle ele geçirdiği tahtı, Roanas'ın birkaç kelimesiyle kaybetmek istemiyordu. Taht odasındaki insanların Sendaras'la ilgili olaylardan haberleri yoktu. Suçlarına ortak olan Iliria da onların ülke sınırlarından ayrılmıştı. "Şimdi kavga etmemizin değil, Ak Kraliçe'ye ve Hyrelia'ya karşı birlik olmamızın zamanı! Yoksa babamızın ve kardeşimizin uğraşarak elde ettiği bağımsızlık elimizden gidecek. Bunun suçlusu olmak istemezsiniz değil mi?"

"Onu bizi sürgüne göndermeden önce düşünecektin." dedi Roanas. "Saraydan ve ordudan uzaklaştırmadan önce. Bir orduya ihtiyacın yoktu hani? Bana ve yeteneğime ihtiyacın yoktu?"

"Lafı uzatmayacağım." dedi Faelenis yeniden tahtına doğru yüzerek. "Ya benimlesiniz ya da değilsiniz. Ya bana yardım edeceksiniz ya da Hyrelia'yla birlik olacaksınız. Eğer onu seçerseniz, düşmanımızı seçmiş olacaksınız. Ve vatan haini ilan edileceksiniz."

"Bu saraydan canlı olarak ayrılmamıza her türlü izin vermeyeceksin yani." diye düşüncelerini belirtti Leiseris. "Ya seni seçeceğiz ya da buradan çıkmadan öleceğiz."

"Her şeyi açıkça belirtmek istersen öyle. Ya benimle birlikte savaşacaksınız ya da savaşmadan kaybetmiş olacaksınız." Tahtına yaslandı. "Yeşil Ejder bize yardım etsin, kardeşlerim. İşimiz zor. Seçeneğimiz az."

Yakut Kraliçe, Mercan Saray'ın önünde saray ve şehir halkının toplanmasını istedi.

Ardından aylar önce Sendaras'ın yaptığı gibi iki kardeşiyle birlikte sarayın mercanların birbirlerine dolanarak oluşan ve incirlerin süslediği balkona çıktı.

Muhafızlar, önceki gibi balkonun önünde yer alıyorlardı. Halk meraklı bir şekilde onların önündeydi.

Faelenis iki elini mercanlara yasladı. Çenesini kaldırarak insanlara baktı. Sessizlik hakim olana dek bekledi. Ardından iki kardeşinin yanına gelmesini işaret etti. 

Çünkü Deniz Halkı asla sadece bir kişiyi dinlemezdi. Kral veya kraliçe olması fark etmezdi. Hanedandan en az üç kişinin duyuru yapması gerekirdi. Batı Denizi bir kişinin hükmünde görünse de bu denizin insanları bağlılığını tek kişiye değil hanedana etmişti. Bu kurala Kral Madeinos bile uymuştu. Her zaman yanında Karelias ile, en büyük çocukları Sendaras ve Faelenis ile halkın karşısına çıkmıştı. Daha sonra yanlarına Roanas, Leiseris ve en küçükleri Aiolis eklenmişti.

Kraliçe, farkında olmadan mercanları sıkıca tuttuğunu ve parmaklarını acıttığını fark etti, ellerini çekti. Halkıyla göz göze gelerek konuşmaya başladı.

Hitabeti, babası ve ablası kadar savaşçıl, annesi kadar etkileyici değildi. Onların aksine bilgeydi fakat güçlü değildi. Bu yüzden kelimeleri nasıl kullanacağı kadar seçtiği kelimelere dikkat etmesi gerektiğini biliyordu.

"Ben, Batı Denizi'nin Hükümdarı Faelenis," diye başladı konuşmasına yükselen sesiyle, "bu halkın bağımsızlığını kazanmasına yardım ettim. Babamın, annemin ve ablamın savaşlarında bu sarayı, bu şehri ve bu ülkeyi yönettim." Bir an için kararsızlaşan ve güçsüzleşen sesini iyi kullandı. "Asla onlar kadar savaşçı değildim. Asla annem kadar insanları kendime bağlayamadım. Babam kadar güçlü olamadım. Ya da kardeşim kadar cesur." Hiç ara vermeden, insanların bakışlarındaki anlamsızlığı ve merakı azaltmadan konuşmaya devam etti. "Fakat ben," dedi bağırarak, "ne onlar ne de karadakiler gibi düşüncesizce davranmadım. Kimseye savaş ilan etmedim. Her zaman düşündüm, danıştım ve duygularımdan bağımsız, mantığımla hareket ettim. Her zaman barış yanlısı biri olarak, halkım." Birkaç saniye ara verdi ve beklediği ilginin oluştuğunu gördü.

"Bir hata yaptım. Hatam, savaş olmadan barış olacağını düşünmekti. Duygular olmadan düşüncenin önemi kalmayacağını öğrendim. Karadaki hükümdarlardan korku olmadan cesaretin, yalan olmadan umudun ve zalimlik olmadan adaletin olmayacağını öğrendim. Denizdeki hükümdarlardan ise, babamdan, annemden ve kardeşimden ise, savaş olmadan barış olmayacağını öğrendim." Ve ardından vurucu kelimelerini söyledi. "Ve kendimden, öğrenme olmadan bilgelik olmayacağını."

Derin bir nefes aldı. "Nehirleri kaybettik. Kardeşim Hyrelia'nın ve Ak Kraliçe'nin ittifakı onları bizlerden aldı! Ve biz, nehirlerimizi geri alacağız! Tüm deniz insanları birlik olacak! Barış olacak." Kararlı, güçlü ve cesur oldu sesi. Ve bilgelik eklendi. "Barış olması için de savaş olacak!" Ve savaşçı bir tona büründü sesi. "Ak Kraliçe ve Nehir Koruyucusu, kara insanları, Batı Denizi'nin gücünü öğrenecekler! Bizim olanı bizden almanın ne demek olduğunu öğrenecekler, denizde bizden daha güçlü kimsenin olmayacağını öğrenecekler. Bizim denizimizi, bizden daha adil, cesur ve bilge yönetemezler. Bizim halkımızı ve bizi, artık bağımsız olan bizi, kendilerine bağlı yapamaz, yönetemezler!"

 Onu onaylayan deniz insanları, Kraliçe Faelenis'in bahsetmediği bir şeyi hatırlamadılar.

Yeşil Ejder'in, Deniz Ejderi'nin, gücünün bu hanedanı buraya getirdiğini ve Faelenis'in bundan hiç bahsetmediğini fark etmediler.


Son birkaç bölüm hatırlatma-geçiş bölümleri. Yani kuzeydeki önemli olayların dışında olan bölümler. Bu yüzden ayrıntısız kısa bölümleri, uzun bölümlere tercih ettim. Yine karakterler -Hyrelia, Khalrane, bu bölümdeki Faelenis, Roanas ve Leiseris de bu kitabın asıl konusundan uzak karakterler ve bu kitap boyunca en çok şu sırada ortaya çıkacak karakterler. Elbet, düzenlemede bölümler uzayacak.

Bu bölümler ne zaman bitecek, asıl olaylar ne zaman başlayacak diye soruyorsanız: Bu son geçiş bölümü. Sonraki bölümle birlikte olaylar başlıyor.

06.11.2017, 17.17

14.692, 2.108, 3k

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top