➳ Karalanmış Sayfalar | 36 | FİNAL

-36-

Ertesi gün, odasın kapanmış pencerede dışarıyı seyrederken kadının aklında tek bir şey vardı; sevdiği adamın evlenme teklifine ne cevap vereceğiydi. Kalbi o teklifi kabul edip buralardan gitmek istese de, aklı her zamanki gibi ona zorluk çıkarmaktan başka bir şey yapmıyordu. Ailesini yarı yolda bırakmayı hiç istemezdi, ama bu zamana kadar onun mutluluğu ailesini hiç ilgilendirmemişti ki? Şimdi onları düşünmek adına bir kez daha kendi hayatını karartmak ne kadar doğruydu?

Hem bir de Irmak'ın söyledikleri vardı. "Aşk bir sorun değildir. Asıl sorun, iki kişilik aşkın arsına girenlerdir." demişti. Ona, kendi hayatını yaşaması için kimseden izin alması gerekmediğini öğretmişti. Kimin ne dediğini umursamamasını, yalnızca kalbinin sesini dinlemesini ve bunun bir suç olmadığını, aksine hayattan alması gereken doğal bir hakkı olduğunu göstermişti. Bir nevi gözlerini açmıştı Irmak.

Keşke ben de onun kadar cesur olmayı başarabilsem, diye geçirdi içinden. Perihan Hanım, o an cesaretin ve kararlılığın ne kadar mühim olduğunu bir kez daha anlamıştı. Şuan Kadir'in evlilik teklifini kabul etmek için yanıp tutuşurken bile "Aileme bunu yapamam," diye düşünüyordu. Kafası çok karışıktı. Oysa Irmak eline bir harika vermiş, pusulası olmuştu. Yolunu da yönünü de göstermişti. Geriye kalan tek şey ne istediğine karar verip cesaret etmekti. Bu kadarını bile yapamıyor muydu?

●●●

Kapıyı hafifçe tıklattıktan sonra içeri girdi Irmak. Elindeki tepsiyi komodinin üzerine bıraktı. "İkimize de kahve getirdim." Dün kararını vermişti. Bu gecikmiş itirafı yapmalı, üzerindeki yükten kurtulmalıydı. Annesinin dikkatli bakışları karşısında neşeyle gülümsedi. Bugün oldukça enerjik ve mutluydu.

"E kahvaltıya ineceğiz birazdan."

"Olsun anne, ben önce seninle biraz konuşmak istiyorum."

"Ne konuşacağını biliyorum."

Merakla kadının gözlerine baktı. "Bilmiş bilmiş baktığına göre kesin biliyorsun zaten." diyerek gülümsedi Irmak. Söyleyeceği şeyi annesi bilemezdi ki. Büyük ihtimalle başka bir tahmini vardı ve bildiğini sanıyordu. "Söyle bakalım, ne biliyormuşsun?"

"Korel ve sen..."

Olduğu yere çivilendi genç kız. Annesinin bunu bilmesine imkân yoktu. Etrafında ona söyleyebilecek biri yoktu. Nasıl biliyordu ki bunu? "Nereden biliyorsun sen?" diye sordu şaşkınca.

Gülümsedi Meltem Hanım. "Ben anneyim kızım. Üstelik aşkın ne demek olduğunu da çok iyi biliyorum." Bunca yıl büyüttüğü kızının ne karın ağrısı olduğunu bilmeyecekse, anne olmanın ne manası vardı ki?

"Nereden anladın peki?"

"Ona bakışlarından." İç geçirdi kadın. Yüzüne olumsuz bir ifade çöktü aniden. "Ama olmaz kızım." Olamayışı, ailenin bu ilişkiye veto verecek olmasından değildi. En azından Meltem Hanım bu kadar ilkel bir düşünceye sahip değildi. Kızını da bu şekilde yetiştirmemişti.

Yüzü düşen Irmak ise "Neden olmaz anne?" diye sordu. Çekingen bir tavır hâkimdi kızda. "Yoksa sen de onlar gibi mi düşünüyorsun?"

Başını iki yana salladı ve "İlgisi yok." dedi. İlerde neler olacağını çok iyi biliyordu çünkü. "Irmak, güzel kızım... Sen onun karanlık hayatını kaldıramazsın. Babanın başına gelenlerden bizi, bu aileyi hatta amcanı suçladın. Haklıydın. Ama Korel de bu karanlık işlerin bir parçası ve sen de çok iyi biliyorsun ki onu değiştiremezsin."

Annesi bir bakıma haklıydı. Tüm bunları daha öncesinde Irmak da düşünmüştü. Bu adrenalin yüklü yaşamı kaldırabilir miydi? Her an ölecekmiş gibi korkuyla yaşaması mümkün müydü? Hepsini düşünmüştü. Sonra Korel olmadan yaşamanın bir anlamı olmayacağına karar verdi. Onsuz nezih bir hayat yaşamaktansa, onunla tehlikeli bir hayatı tercih ederdi. "Biliyor musun anne, eskiden ben de öyle düşünürdüm. Ve korkardım. Gerçekten. Bunların bana çok ağır ve yorucu geleceğini düşünür, korkardım. Ama Korel'i tanıdım, ona âşık oldum. Ve... Aşk her şeye değer, bunu öğrendim anne."

Şunu anlamıştı Meltem Hanım, ne söylerse söylesin kızını kararından döndüremeyecekti. Çünkü o düşünüp tartmış, çoktan kararını vermişti. Bir anne olarak Irmak'ın kararına saygı duymak ve onu desteklemekten başka yapılacak bir şey yoktu. Dizlerine yatan kızın saçlarını okşamaya başladı. "Kızım benim..." Kızı ne kadar verirse, kendisi için en doğrusunu yapardı. Çünkü o yaşıtlarına göre olgun ve ne istediğini bilen bir karaktere sahipti. Bu yüzden kadının aklında en ufak bir şüphe ya da pürüz bile kalmadı. "Hadi, kahvaltıya inelim artık. Gecikmeyelim."

Merdivenlerden aşağı inerlerken kendini öyle rahatlamış hissediyordu ki Irmak, içindeki duyguları annesine dökmek gerçekten çok iyi gelmişti. Tam koridora girdiklerinde karşılarına Korel çıkmıştı ve bakışmalarını fark eden annesi gayet anlayışlı bir biçimde "Ben masaya geçiyorum Irmak, siz de geç kalmayın." demiş ve gitmişti. Baş başa kaldıklarında sevdiği adamın şaşırdığını fark ederek gülümsedi. "Ona her şeyi anlattım."

"Nasıl? İlişkimiz olduğunu biliyor mu?"

"Evet. Artık gizli saklı hiçbir şey kalmayacak."

Gayet memnun bir ifadeyle ellerini ceplerine attı Korel. "Madem annene her şeyi anlattın, bu kahvaltı masasının gündemi de belli oldu. Ben de kahvaltıda açıklayacağım o zaman."

Gülümseyerek omuz silkti ve "Canın nasıl isterse." dedi kız. Nasıl olsa annesi öğrenmiş ve anlayış göstermişti. Her şey yolunda gidiyordu. Bundan sonrasını umursamıyordu. Diğer insanlar ne kadar büyük tepkiler verir, ne kadar ayıplar... Hiçbiri onu ilgilendirmiyordu. Dünya yansa umurunda olmazdı o an.

Ancak biraz büyük konuştuğunu kahvaltı masasına geçtiklerinde fark etti. Çünkü Kemal Beyin masada olmaması merak konusuyken, Cansel'in kocası Timur elindeki gazetede bulunan haberi sesli bir biçimde okuyordu.

"Sosyetenin gözde bekârlarından Korel Çelikhan, gizemli sevgilisiyle görüntülendi."

Timur kıyametin habercisi gibi "Yanındaki Irmak. Ve öpüşüyorlar." dedi. Karısının öfkeyle "Biliyoruz herhâlde, naklen yayın yapmana gerek yok!" diyerek kendisini azarlaması üzerine sustu. Nasılsa bu haber kahvaltı masasına bir bomba gibi düşmüştü.

Nesrin'in "Ama ben demiştim! Böyle terbiyesizlik olmaz!" içerikli söylenmelerini bastıran ise Irmak'ın annesi Meltem Hanımın "Benim bu ilişkiden haberim var, kızım hakkında saygı sınırlarını aşmayan kelimeler kullanın lütfen!" sözleri olmuştu.

Evin en büyüğü olarak Nevbahar Hanım o kadar şaşkındı ki, Ezgi ve Ege dışında masadaki diğer herkes gibi sessiz kalmayı tercih etmişti.

Korel önce masadaki tek zayıf halkaya baktı; Ezgi. Zafer kazanmış bir biçimde gülümsediğine göre bu iş onun başının altından çıkmıştı, belliydi. Ama bu pek de önemli değildi, çünkü eğer gazeteden öğrenmeselerdi bugün burada kendisi açıklayacaktı zaten. Sadece, bu şekilde açığa çıkması hoş olmamıştı işte. Irmak'la bakıştılar. Artık saklanacak bir şey yoktu, kalmamıştı. Yardımcılardan biri gelip "Korel Bey, Irmak Hanım... Kemal Bey sizi odasına bekliyor." dediğinde yolun sonuna geldiklerini fark ettiler.

Korel ve Irmak el ele Kemal Beyin çalışma odasının önüne kadar geldiler, sonra birbirilerine bakıp "Zorluklarla yıldızlara kadar." dediler. Ettikleri büyük yemindi onları ayakta tutan. Aşkları tüm zorlukların üstesinden gelebilecek güçteydi. Kapıdan içeri girdiler.

Kemal Bey çok sinirliydi. En çok da hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyordu. Elindeki gazeteyi sertçe masaya bıraktı. "Bu ne rezalet!" Artık susup Korel'den açıklama bekleyecek aşamayı geçmişlerdi. Her şey ortalığa dökülüvermişti. Açıklanacak, yalanlanacak bir şey kalmamıştı ki! Kardeşi gibi sevdiği adam, yeğeniyle dudak dudağaydı! Korel'e döndü ve "Seni kardeşim bildim ben! Sana güvenim, kendimden bile sonsuzdu. Kim ne dese önce sana sorardım 'Doğru mu, değil mi?' diye! Hep destek oldum sana, yanında durdum. Karşılığında en ne yaptın Korel? Yeğenime göz diktin! Kabul edemeyeceğim bir hata yaptın. Beni çiğnedin!"

Amcasının ağır sözlerini Korel'e sıralamasını daha fazla seyredemeyecekti kadın. "Yeter! Korel bu sözlerin hiçbirini hak etmiyor." Sevdiği adam her ne kadar "Irmak, tamam." diye durdurmaya çalışsa da susmadı. Amcasının gözlerine baktı cesur ve kararlı bir yüz ifadesiyle "Ben Perihan hala değilim!" diye haykırdı. Birinin gerçekleri yüzüne haykırmasına öyle ihtiyacı vardı ki, bunu Irmak yapmaya karar verdi. "Ya da hayatını yönetebileceğini sandığın herhangi başka biri. Ben Irmak'ım! Bu benim hayatım, benim kararlarım."

Kemal Bey şaşkın bir yüz ifadesiyle kekelemeye başladı. "B-Bu ne cüret..."

Gözlerini kısarak "Asıl bu ne kibir..." diye mırıldandı. Değersiz bir şeye bakıyor gibiydi gözleri. "Kemal Güneri, kimse hayatıyla ilgili kararları size danışmak, sizden icazet almak zorunda değil. Şunu kabullenin, herkes seçtiği hayatı yaşar. En azından ben öyle yapacağım. Ve şu kapıdan çıktıktan sonra buna kimse engel olamayacak. Kimse birbirimize âşık olduk diye bizi suçlayamaz. Sen bile!" Amcasına son cevap olarak sevdiği adamın elini tuttu.

Korel ise sevdiği kadına bir kez daha hayran kaldı. Onu korkaklıkla suçlarken meğer ne kadar yanılıyor, ne büyük hata ediyormuş... O dünyanın en cesur kadını olabilirdi şuan gözünde. Başı dik bir biçimde bu zamana kadar abisi bildiği adama baktı. "İstediğin kadar ayıpla. Ben yanlış bir şey yapmadım abi, âşık oldum sadece. Bunu da başından beri mertçe söylemeye hazırdım, sadece Irmak'ın gizli tutma isteğine saygı duydum. Belki de en ufak bir hatamız olduysa bunu sana başından söylemediğimiz için olmuştur. Onun dışında ben aşkımın arkasındayım! Kimi seveceğime dair kimseden izin almayacağım." Sevdiği kadının elini daha sıkı kavradı avcu. Kararlı ve sert bir yüz ifadesiyle "Bizi istemiyorsan gideriz, ama asla ayrılmayız." dedi. Açık ve net. Hatta rest çekmişti, ama ilk defa pişman değildi. Irmak haklıydı. Kemal'e bu zamana kadar saygı duymuş, onu abisi olarak görmüştü ancak insanların hayatına bu kadar burnunu sokmasını hiçbir zaman tasvip etmemişti. Herkesi yönetebileceğini sanan o egoist yanından hep nefret etmişti, fakat hem onu ilgilendirmediğinden hem de saygısından susmuştu. Şimdi yılların suskunluğu bozuldu, Korel rahatladı. Elinden tuttuğu kadınla çıktı kapının ardından.

Korel ve Irmak, evin kapısından çıktıkları an kendilerini iki özgür kuş gibi hissetmişti. Birbirilerine kanat çırpan çifte kumrular gibi...

Artık hiçbir engele takılmadan, aşkın engin denizlerinde kulaç atmaya, sevdayı yakalamaya hazırlardı.

...


Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top