5. Bölüm
Karanlığın gökyüzünü aydınlattı saatlerde, Rüya yorganın altına sinmiş titreyen ellerine rağmen bıçağı sımsıkı tutuyordu. Mahvolan hayatına son vermek umuduyla bıçağa bütün gücüyle sarılmıştı.
Kapının açılırken çıkardığı ürkütücü ses, katilin eve geldiğini bağırıyordu. Rüya'nın artmaya başlayan kalp atışları beyninde zonkluyordu ve duyduğu birkaç ayak sesi bütün yaşam kıvılcımlarını boğuyordu. Korkuyla birlikte nefes alırken uyuyor taklidi yapmakta zorlanıyordu. İçindeki bütün hisleri bir kenara bırakması gerektiğini alnına konan busenin ardından anlamıştı.
Son saniyelerine geldiğini hissediyordu ümitlerinin. Ya şimdi yapacaktı ya da asla! Bir şeyler yapmalıydı. Artık bu kabustan uyanmalıydı. Elinde tuttuğu bıçağı bir anda katile sapladı. Bıçak, katilin omzuyla boynu arasında bir yere isabet etmişti. Rüya hızla odadan çıktı eline gelen ilk eşyayı aldığı gibi katile vurmaya başladı. Katil fazlasıyla kan kaybediyordu ve bedeni daha fazla ayakta kalamadı.
Aradan birkaç ay geçmişti. Rüya işini, yaşadığı şehri, hatta saç rengini bile değiştirmişti. Eski acı dolu günleri geride bırakmanın verdiği huzurla yaşıyordu hayatı.
Tatil gününü fırsat bilip yeni taşındığı şehri gezmeye koyulmuştu Rüya. Akşamüzeri yorgun ayaklarla eve gelmişti. Kapıyı açtığı anda içinde farklı bir ürperti oluşmuştu. Bu duyguyu hatırlıyordu. Kendisini telkinlerle avutmaya çalışarak içeriye adımlarını attı. Salonun ışığını açtığı anda sehpanın üzerindekini görünce olduğu yerde kalakalmıştı. Aldığı nefesin boğazını yaktığını hissediyordu. Ne zamandır karşılaşmadığı mektuplardan yenisi hemen önünde duruyordu. Bir eli telefona giderken diğer eli mektuba doğru yanaşıyordu. Mektubu eline aldığında gözüne çarpan önemli bir fark vardı. O fark, mektubun üzerinde hiç kan damlası olmamasıydı.
"Merhaba sevgilim. Uzun zaman oldu öyle değil mi? Bu süre zarfında bir karar vermek zorundaydım. Artık sana mektup göndermeyeceğim. Bu yazdıklarım sana son sözlerimdir. Senin de beni sevdiğini düşünmüştüm ilk zamanlar ve anlıyorum ki yanılmışım. Seninle son karşılaşmamızda benim canımı çok yaktın! Oysa o narin ellerinle ne de güzel tutuyordun sana yazdığım mektupları. Şu an ise benden kurtulmak için her şeyi yapıyorsun.
Beni öldürmeye çalışacak kadar mı benden nefret ediyorsun? Öyle olsun ama bil ki ben seni her şeyden fazla sevmeye devam edeceğim. Yüzündeki ufacık bir tebessüm bile var oluş sebebim inan bana. Eğer beni bırakmak istiyorsan seni anlarım. Ruhunu azat edeceğim ama bedenin hep benimle kalacak. Unutma senin hep bir adım gerinde olacağım. Sana gölgen kadar yakın olacağım."
Rüya son cümleyi okuduğunda kapının gıcırtısı kulaklarında Azrail'in sesi gibi yankılanıyordu.
Ev sessizliğe bürünürken mektubun sonundaki tek damla kan, lambadan yayılan ışığın altında parıldıyordu.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top