1.Bölüm- Ben Buradayım
Sabah sabah neyin bağrışmasıydı yine bu. Bizim evden hiç eksik olmuyordu ki zaten. Kardeşimin müthiş bir işçilikle örmüş olduğu-ondan beklemediğim için belirtiyorum- örtümü üzerimden atıp bir hışımla yatağımdan kalktım. Salona gidecektim,yine gözyaşları sel olmuş annemi, babama kafa tutan kız kardeşimi ve öfkeden patlamak üzere olan babamı kardeşimin üzerine yürürken görecektim. Ben gelince bütün bakışlar bana dönecek annem ağlamaktan şişmiş gözleriyle gözlerimin içine bakacak ve ondan hep nefret etmemi sağlamış olan şeyi yapıp susacaktı yine. Ben ise dayanamayıp tam kavganın ortasına girecek babamı alıp odadan çıkarmaya çalışacaktım. Kardeşim Larisa ise nasıl bu kadar sakin olduğuma bir anlam veremeyecek ve olayı bağırarak anlatmaya başlayacaktı. Ben ise kafamı sallayacak ve birazdan anlat dercesine babamı gösterecektim. Salona girdim ve tabiki tahmin ettiğim hatta teker teker bahsettiğim şeyler birebir yaşandı. Babam öfkeden kıpkırmızı kesilmişti. Annem daha salona attığım ilk adımda bana yöneldi, yanıma gelmek istedi hatta geliyordu da ama onu görmezden gelip babamın yanına gittim. Zar zor çekiştirip çıkarmaya çalışıyordum odadan. Diğerleri ne tepki veriyor ne yapıyor bilmiyordum, bakmadım bile. Kardeşim hala hırsını almış olamayacak ki bağırarak olayı bana anlatmaya çalışıyordu. Ben ise babamı daha sıkı tutup çekiştirerek sadece "Boşver baba." diyebiliyordum.
Larisa'ya bazen o kadar hayran oluyordum ki. O kafa tutuşu asla geri durmayışı bambaşkaydı,hep özenmişimdir. Ses tonunu da iyi ayarlayınca tam bir siyasetçi gibi kendini açıklar,savunur yani kendi doğrusunu yağlar ballar haksız olsa bile mantık çerçevesine sokup satmaya çalışırdı . Babam kaç kez onu dövmeye çalışsa da dövememişti. Larisa benim gibi ezik değildi çünkü. Hayran olunası bir inatçılığı ve özgüveni vardı. Babam ona bir tokat bile atmaya kalmadan ortalığı birbirine katardı. Kavganın özeti kesin yine şuydu : Larisa'nın dans etmeye devam etmesi. Bunun bir kavga sebebi bile olması ailemizin yapısı hakkında fikir sahibi olmanız için yeterli sanırsam.
Babamla dışarıya çıktıktan sonra bile sakinleşmesini sağlamak için ona hak veriyor gibi dinledim anlattıklarını. Başımı sallayıp durdum, onaylanma ihtiyacı hissediyordu sinirliyken. Sonra araba anahtarını kaptığı gibi kendini sokağa atar bir sigara yakar ve söylene söylene binerdi arabasına, giderdi. Yine gidiyordu işte ben de gidişini izledim. Ben on yaşımdan beri onun bu gidişini izlerim, şimdi bir de sigara ben yakıyorum arkasından aşağıdaki kilerin kapısının önüne geçip. Daha huzurlu bir çocukluk geçirebilirdim aslında diyorum izlerken gidişini. Elimde olmaması bu durumun canımı o kadar yakıyor ki gözlerim ister istemez doluyor, şu kapıdan çıkışının sebebini bir şekilde hep bize bağlaması beni hep mahvediyor. Ben böyle efkarlanıp düşüncelere dalmışken bir kez daha çekmek için ağzıma götürdüğümde sigaramın söndüğünü fark ettim. Ne kadar babamı sakinleştirmeye çalışan ben olsam da sinirliydim ona. Bu yüzden kapıya doğru fırlattım sanki yüzüne fırlatıyormuşum gibi.
Odaya döndüğümde önce kardeşime baktım biraz düşünceli duruyordu. Doğal tabi o rutin kavgadan çıktı yine kızcağız, bünye dayanmıyor babama bir süre sonra. Bunu biliyorum ve onu çok iyi anlıyorum. Düşüncelerinde boğulup kendini haksız görebileceği bir noktaya ulaşmasın diye hemen yanına gittim. Yanına oturduğumda ağladığını fark ettim. Elimle gözyaşını silip yanıma çektim, kafasını omzuma koyup daha çok ağladı. Annem bunları sadece izliyor ve boş boş bakıyordu. "Annem işte zaten ne zaman yanımızda oldu ki?" dedim içimden. Ona bakıp göz devirdim ve kardeşimi de alıp kapıya yöneldim .Annemle daha fazla aynı odada kalırsam tüm olanlardan sonra ona sinirleneceğimi ve canını yakacak bazı gerçekleri hatırlatmak isteyeceğimi biliyordum çünkü.
"Sen ağlamazdın böyle babamla tartıştıktan sonra." Yüzüme bakıp kafasını salladı sadece. "Konuşsana ablacığım." Kafasını bu sefer iki yana sallayıp hafif gülümsedi, hala ıslaktı gözleri. Gözümün içine bakıp " Bu defa farklı abla. Aylardır hazırlandığım yarışmanın seçmelerine gitmeyecekmişim. Adım farklı şeylere çıkarmış da bilmem ne. Bunları geç, duyuyorum bunları her gün babamdan zaten." dedi. "E o zaman? O dedi diye gitmeyecek misin yani? Ne zaman bu kadar uysal oldun sen ya?" Gözümün içine baktı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. "Öyle değil işte abla ya. İlk kez bak ilk kez para istedim babamdan anneme gidip demedik ilk önce, karşısına ben çıktım yani istedim direkt babamdan. Yarışma için para lazım abla en azından katılmam için. Hem okula gidip hem nasıl parayı bulacağım ki o kadar? Seçmelerde geçeceğime eminim zaten ben. Peki ya sonrası? Ne yapacağım? Katılım ücreti, gösteri için gereken şeyler, her turda gidilecek farklı yerler? Ne yapacağım orada abla? Hep önce annemi arayıp babama söyle para versin lazım mı diyeceğim? Ya abla bu nereye kadar böyle olacak?" Kendime çekip sarıldım. Larisa ilk kez bu kadar öfkeliydi. Bu öfke kırgınlığa dönüşürse kendine de küsebilirdi ve işte o zaman tüm emekleri boşa giderdi, kendimden biliyordum. Ne yapacaktım şimdi? Elimde hiç para olmamasına rağmen içimden geçeni söyledim. "Korkma Larisa. Ben buradayım." Dalga geçercesine bir o kadar da acı acı güldü. Sonra ruhumu bıçak gibi kesecek o sözleri alay edercesine söyledi gözümün içine baka baka. "Buradasın da ne değişiyor abla? Senin gibi öyle evde durup şunların aptal kurallarından çıkmayıp beraber yaşayalım demek için mi varsın yani? Anca onun için diyebilirsin bunu ya başka?" Kollarımı ondan çekip oturduğum yerde kaldım. Yüzüme gerçekler bir kez daha vurulmuştu böylece. Belki öfkesinden böyle konuşuyordu ama dedikleri doğruydu. Ne kadar kızsam da ona sadece susup gitmeliydim, kalıp tartışacak hiçbir gerçeğim yoktu çünkü.
Gece herkes uyuduktan sonra Larisa'nın dediklerini epey bi düşündüm. Odadan çıktıktan sonra baya seslendi bana ama hiç dönüp bakmadım. Ben onu bu kadar düşünürken onun böyle davranması çok ağırıma gitmişti. Yine de onun için susup çıkmıştım odadan. Dediklerinde haklı olması canımı daha çok yakıyordu bu yüzden öfkelenemedim o an. Haklıydı. Hep böyle yaşayan bir ezik mi olacaktım yani? Kendim için bir şey yapmak gelmiyordu ki içimden. Ben diye bir şey kalmamıştı ki ortada. Ben çoktan kendim için yaşamayı bırakmıştım bu yüzden üzerime yapıştırılan hiçbir sıfat rahatsız edemiyordu pek beni. Eziğim,korkağım, sessizim falan filan. E yani? Bunların hiçbiri benim seçtiğim bir şeyin sonucu olarak bende değildi ki. Ben nasıl yetiştirildiysem öyle yaşıyordum sadece.
Larisa'yı ve annemi kontrol edip odama geçtim. Herkes uyuduğuna göre durumu anlatacağım biriyle konuşmam gerekiyordu. Şimdilik sadece Alice ile mesajlaşmam gerek, eminim bana yine iyi gelecek. Bu sıkıntımı bir tek ona anlatabilirim çünkü. Nasılsa gerçekte kim olduğumu bilmiyordu diyip ne varsa söylüyordum içimi döküyordum, tüm gün ne yaşadıysam anlatıyordum. Bazen o da anlatıyordu ama benim kadar karamsar ve kaos dolu bir hayatı yoktu bu yüzden dinlemek için daha çok istekli gibi geliyordu bana,bazen abartıp çok konuştuğum da oluyordu böyle bencillik yapıyormuşum gibi hissediyordum. Sonra aman boşver Mahika ne olacak abartma diyordum kendi kendime. Nasıl olsa Alice gevezeliğini çekmeyi seviyor biricik sanal arkadaşı "Monica'nın". Bilgisayarı açıp hesabıma girip chat kısmına tıkladım, zaten en başta Alice vardı. Diğerleri birkaç yazı örneği attığım dergi,gazete, blog sayfalarının hesaplarıydı . Onlardan da bir beklentim pek yoktu ama şimdi asıl konumuz bu değildi. Uyuyup uyumadığından emin değildim ama tanıdığım kadarıyla Alice okuldan sonra uyumuş olduğu için şuan büyük bir ihtimalle gecenin bu saatinde bilmem kaçıncı flörtüyle konuştuktan sonra hayal dünyasından kaçıncı dakikasını geçiriyordur bilemiyorum. Onu oradan çıkaracak birisi lazımdı galiba. Bu yüzden evren beni kaoslu yaşamımla Alice'in kapısına götürüyor bir kez daha. Yaşasın! O zaman şimdi kapıyı tıklatma zamanı.
-Uyudun mu? (iletildi)
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top