Son.1 ❅ Yıkım ❅
❅ Yıkım ❅
Kaybedecek şeylerim her zaman olmuştu. Fakat bu sefer gerçekten hiç olmadığı kadar fazlaydılar. En kötüsü de onlardan birini kaybetmekti.
Daha da kötüsü hala devam edebilmekti. Bir yıkımdan sonra biliyordum ki bir daha asla hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.çç
❅
Konu güçlere gelince yapabileceğim pek bir şey kalmıyordu. İyileştirme gücün var! Ne kadar da güzel öyle değil mi?
Hayır.
Hiç de öyle değildi. Eğer gücümü seçebilme gibi bir seçenek verilseydi bana, daha fazla işime yarayan bir güç isterdim kesinlikle. İyileştirme gücü de işe yarıyordu aslında fakat... İyileştirme gücüne sahip olması gereken son kişi de bendim galiba. Tüm bunları düşünürken aklıma Dimitri geliyordu. Gücüm olmasaydı, o ölmüş olacaktı. Bunu düşünmek diğer her şeyi kafamdan atmamı sağlıyordu. Bir kere ölmüştü zaten öyle değil mi? Diğer seferin ne zaman olacağını kim bilebilirdi? Başka bir seferin olmayacağını biliyordum. Onu bir daha iyileştiremeyeceğimi de biliyordum aslında-
"Luna?" Isabel'in sesiyle birlikte dikkatimi yeniden planımıza verdim. Daha doğrusu çalıştım.
"Buradayım." diye mırıldandım. Yani çoğunlukla. Dimitri'nin aklımdan geçenleri sanki okumuş gibi sesini zihnimde duydum.
İyi olacağız, Luna. Endişenmeyi bırak artık. Fakat birkaç dakika sonra aynı şeyi söylemeyecekti.
Gözlerimi kapamamla birlikte kendimi başka bir yerde bulmam bir oldu. Diğer seferlerin aksine tamamen orada değil gibiydim. Diğerleri bana o sırada korku dolu gözlerle bakıyorlardı.
Birkaç dakikalığına zihnim başka bir yere gitmişti. Diğerlerinden gerçekten çok daha farklıydı. Krista ve Elijah vardı. O ikisinin birbirine düşman olduğunu sanıyordum. Gördüklerimden bunu doğruluyordu. İkisi de Karneol'daydı. Beni onların yanına götüren kişi Elijah değildi. Yanlarındaki küçük Safir kızdı. Ametist'te daha önce hiç çocuk görmemiştim. 20 yaşından küçük pek insan da yoktu.
Bu kızın burada ne işi vardı?
O birkaç dakikalığına da olsa kızın gözlerinin diğer bütün Safirlerden daha çok mavi olduğunu görmüştüm. Gülümsüyordu. Fakat yüzündeki ifade on yaşlarında bir çocuğun değil yüzlerce yaşında birinin sahip olabileceği kadar derindi. Gücü de onun sahip olamayacağı kadar...
Yapabilecekleri bir şey olsa yaparlardı biliyordum. Fakat yapabilecekleri pek bir şey yoktu.
Acı... dayanılmazdı. Benim gücüm bile bu kızın gücüne karşı hiçbir işe yaramazdı.
Ellerimi başımın iki yanına koyup acıyı az çok geçirebilmeyi deniyordum. Hiçbir şey olmuyordu. Aynı anda iki ayrı yerdeydim.
Küçük kızın ve IceBella'nın yüzleri keyif alıyor gibiydi. Elijah pişman görünüyordu.
Dimitri, Darya, Isabel ve Augustus'un yüzleri aynaya baksam benim yüzümün o sırada göründüğünmüş olacağından daha da kötüydü herhalde. Dimitri yanımdaydı. Diğerleri ise sanki yapabilecek bir şeyler bulacaklarmış gibi-
Düşüncelerim yarıda kaldı. Tüm zihnim IceBella'nın sözleriyle doldu.
Kaybedeceksiniz!
Gözlerimi kapatmaya çalışıyordum fakat Karneol'da olmam uzun sürmüyordu. Her gidişimde daha çok çoğalıyor gibiydiler. Meredith. O da onlarlaydı.
Beni bu hale getirmek için güçlerini birleştiriyorlardı.
Seni Gümüş Gölge haline döndürmek istiyorlar. İçimden bir ses sürekli bunu söylüyordu.
"Hayır!" diye bağırdım.
"Luna?" Dimitri'nin sesi benim orada kalmamı sağlayan tek şeydi.
Birkaç saniye hiçbir şey demeyip kendimi Karneol'dan uzaklaştırmaya çalışıyordum.
Dakikalar sonra giderek kısalmıştı Karneol'daki saniyelerim. IceBella ve Elijah'ın yüz ifadelerini giderek daha az görmeye başlamıştım. Hala birkaç saniyeliğine de olsa Karneol'a gidiyordum. Onlar 4 kişiydiler. Bense sadece tek kişi.
Fakat başımdaki acıda hiçbir azalma olmamıştı.
En güçlünüze ne yaptığımızı gördünüz. Krista'nın düşünceleri zihnimdeydi, arkadaşlarım da duyuyor olmalıydılar.
Bir bağdım.
"Luna!" Dimitri'nin dehşet içindeki yüzüne baktığımda ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Yüzü bir kayboluyor bir tekrar görünmeye başlıyordu. "Onlara karşı koyabilirsin."
Ses tonu benimkinin aksine sakindi. Tekrar konuşmaya başladığımda benim sesimdi ve benim kelimelerimleydi. "Gümüş Gölge olmak istemiyorum..."
Sesim daha önce hiç olmadığı kadar cılız ve korku dolu çıkmıştı. Dimitri de bunu anlamıştı. "Onları zihninden uzak tut, Luna."
Yanıt vermedim. Bunu daha önce de denemiştim. Darya'nın da yanıma gelmesiyle Dimitri yeniden konuşmaya başladı. "Gümüş Gölge olmak istemediğini biliyorum." dedi ve sanki konuşmaya devam edip etmemek konusunda kararsız kalmış gibi birkaç saniye sonra konuşmaya devam etti. "Sen onları yok etmezsen onlar seni yok edecek."
Başımı salladım. Başımdaki acı biraz da olsa hafiflemişti. Ne yapacağımdan tam olarak emin değildim. "Benden uzak durun."
Bunu dememle birlikte Dimitri hariç hepsi birkaç adım geri çekilmişti.
Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.
Gözlerimi açtığımda işler pek yolunda gitmemişti.
❅ Karneol Yakınları ❅
Dimitri bir şeyler düşünmeliydi. Hem de hızlı olmalıydı. Yoksa Dolunay'ı kaybedecekti.
Laurel ona olacakları söylemişti. Dimitri ve Laurel bir süredir konuşuyorlardı.
Corrin ve kadının dediklerini yapmıştı. Ve hatta ölmüştü de. Dolunay bir yolunu bulup geleceği değiştirmişti. Ve kendisine ve çocuğa, en çok da Ametist'e yeni bir yol çizmişti.
Elbette hepsi bir yolunu bulup ikisini de öldürmek istiyorlardı. En çok da Laurel ve Corrin. Doğru ya bunu onlarca kez denemişlerdi. Her seferinde ya kız Dimitri'yi kurtarmıştı. Ya da Dimitri onu. Fakat bu sefer Dimitri, sona yaklaştıklarını hissediyordu.
Dolunay son bir kez gözlerini açtığında hepsi gümüş veya koyu renkli gözler görmeyi bekliyordu. Kızın Gümüş Gölge olduğunu, zihnindekileri uzaklaştırdığını söylemesini.
Ne zaman işler yolunda gitmişti ki zaten?
Kızın gözlerini açmasıyla birlikte Augustus ortadan hızla kaybolmuştu. Herkes Dolunay'a dikkatini verdiği için hiç kimse onun gittiğini fark etmemişti.
Dimitri hariç. Augustus göz açıp kapayıncaya kadar dönmüştü. Dimitri çocuğun elinde ne olduğunu başta anlamadı. Kırmızı renkli bir defterdi. Yanında da kalem vardı. Diğerlerinin de fark etmesi uzun sürmemişti.
"Neler oluyor?" Isabel'in kafası karışmış görünüyordu.
Dolunay hiçbir şey demeden Augustus'un kendisine verdiği defteri aldı. Alçak sesle bir küfür savurup deftere bir şeyler çizmeye başladı. Sadece kendisinin anlayabileceği bir şeyler. Resmin bazı yerlerinde harfler vardı. Dimitri hangi dilden olduğunu biliyordu, yazılan her neyse onu anlamıştı.
Dolunay'ın yüz ifadesi berbat haldeydi. Defteri sadece Dimitri ve Augustus'a göstermişti. Resmi gördükleri anda ikisinin de yüzleri solmuştu.
Darya ise zihinlerini okumuştu.
Evgeniya nasıl olduysa yüz ifadelerinden her şeyi anlamış gibi görünüyordu.
Isabel ise...
Tek kelime edemeden dizlerinin üzerine çökmüştü. Birkaç dakika içinde odayı sadece kızın ağlayış sesleri doldurmuştu.
Dimitri, Isabel'in onlara baktığını bile görmemişti.
Büyük ihtimal hissetmiş olmalıydı çocuğun öldüğünü.
❅
Başım hala zonkluyordu. Ve bu başta benim olmak üzere hiç kimsenin umurunda değildi. Deftere ne çizdiğimi ise hatırlamıyordum. Ya da ne yazdığımı.
Dimitri, Rusça yazdığımı söylemişti. Rusça bilmiyordum. Nasıl yazdığımı ise hiç bilmiyordum.
Krista; Alice(Küçük Safir kızın adı buydu), Elijah ve IceBella'dan kurtulmuştu. Onlar da uğraşmaları gereken bir Gümüşten daha kurtulmuşlardı.
Doruk'tan...
Gümüş Gölge olacak sıradaki kişi oydu. Hepsi beraber çalışmışlardı. Laurel, Corrin, Stephen, Elijah...
Elijah beni Karneol'da tutmuştu. IceBella zihnime buzlar saplamıştı -kendime geldiğimde boynumdaki IceBella'nın yarası daha da mavileşmişti- Alice'in gücü ise anladığım kadarıyla insanlara acı çektirmekti. Ondan Dimitri hariç diğerlerine bahsetmemiştim.
Üstüne üstlük artık Krista'nın da gücünü öğrenmiştim. İnsanları kontrol edebiliyordu.
Darya, Isabel'in yanındaydı. Augustus ve Evgeniya ise dışarıdaydılar.
Dimitri'yle ben de, bütün bu olanlar hakkında tartışıyorduk.
Doruk'un ölümüne yas tutacak halimiz yoktu. Ondan sonra sıra bize gelecekti biliyordum. Bir şeyler bulmalıydık.
Gerçi Dimitri ve ben ölsek bile Ametist'teki olaylar asla durmayacaktı. Laurel'in görüşünden Dimitri'ye bahsetmemiştim. Bahsetmeyi de istemiyordum zaten.
Doruk ölmüştü. O an düşündüğüm tek şey buydu aslında.
"Benim suçumdu..." diye mırıldandım dizlerimi karnıma çekerek.
"Değildi." Dimitri kendi dediğine inanmaya çalışıyor gibi görünüyordu.
"Öyleydi." dedim tekrardan. Konuşmasına izin vermeden devam ettim."Senin dediğini yapıp Gümüş Gölge olmalıydım. Meredith'in Doruk'un güçlerini almasına izin vermemeliydim..."
"Bir dakika... Luna ne biliyorsun?" Sorusuna yanıt vermedim. "Chris'in insanların gücünü alabildiğini sanıyordum. Meredith'in kim olduğundan bile emin değilim."
"Ben de öyle." dedim sıkıntıyla. "O da bir Gümüş. Kırmızı gözlerinden tanırsın onu-"
Dimitri sözümü kesti. "Ne biliyorsun, Luna?"
Birkaç saniye sessizlikten sonra konuşmaya başladım. "Peki sen ne biliyorsun, Dimitri?" Yanıt vermedi. Fakat yeşil gözlerini benden kaçırmıştı. "Dimitri?" diyerek tekrar sordum.
"Ne bilmek istiyorsun?"
"Kalsedon'da neler olduğundan başla. En başından." Bunu dememle birlikte yüz ifadesi değişti. "Ametist'te kalmamanın başka nedenleri de var öyle değil mi?" Konuşmasına izin vermeden devam ettim. "Ben Laurel'e söz verdim. Sen de Corrin'e. Başından beri olacakları biliyordun zaten öyle değil mi..."
"Hayır, Luna." dedi hızla. "Sen de benden bir şeyler saklıyorsun. Laurel ne görmüştü?"
"Öleceğini biliyordun değil mi?" Aradan o kadar süre geçmesine rağmen nedense bu aramızda hep sorun olarak kalmıştı. Hiçbir şey bitmemişti. Sona ermemişti.
Dimitri derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Yeni Dünya'nın haritasını buldum, Luna."
"Ne?"
"Sessiz ol." dedi kısık bir sesle. "Corrin bizi dinliyor olabilir. Güç Odası'nda buldum, Kalsedon'a geri dönünce. Güç Odası'nın kapısını açmışlardı en son. Kalsedon, Ametist'e her an, her saniye saldırabilir."
"Şu an bile olabilir." dedim kısık sesle.
Elijah, Krista ve diğerleri bizi oyalamışlardı. Laurel ne yapacağımızı az çok tahmin edebiliyordu.
Bizi savaşa yakın tuttukları zaman aslında ikisi de kaçacağımızı biliyordu. Bütün bunları öğrendikten sonra tekrardan savaşa gireceğimizi bilmiyorlardı. Dimitri'ye baktığımda konuşmamıza gerek kalmadan anlaşmıştık bile. İkimiz de ne yapacağımızı biliyorduk.
"Onları nasıl ikna edeceğiz, Şifacı?"
"Buna gerek olacağını sanmıyorum, Caine." diye yanıt verdim.
Düzenlenme Tarihi: 23.10.2016
Ve sona geliyoruz!
Söylemeye gerek var mı bilmiyorum fakat Kalsedon bitmek üzere. Bu arada 3. kitap olan Sardoniks'i yayınladım bile. Kalsedon biter bitmez ona başlayacağım.
Bu arada bilim kurgu türüne girince bazen öne çıkan hikayede Ametist'i görüyorum :')
Daha önce de söylediğim gibi Ametist öne çıkanlarda!
Sardoniks'i kütüphanenize eklemeyi unutmayın.
Bu arada Ametist 25.2K! Kalsedon 11.5!
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top