11 ❅ Düşüş ❅

❅ Düşüş ❅

"Yeni bir şey keşfettik." Isabel'in bu sözü söylemesiyle hepimiz dikkatimizi ona verdik. "Daha doğrusu ben keşfettim." diye ekledi.

"Ee?" dedim devam etmeyince.

"Corrin ve Laurel'in işbirliği yaptığını biliyoruz zaten değil mi?" diye sordu hepimize. "Ve gerçekten-"

Darya, Isabel'in sözünü birdenbire kesti, sesi endişe ve korku doluydu. "Bir şey hissediyorum. Hemen buradan çıkmalıyız."

"Neler oluyor?" diye sordu Max. "Corrin bunu bize yapamaz değil mi?"

"Neyden bahsediyorsunuz siz?" dedim yüksek sesle. Hepimiz ayağa kalkmıştık. 

Darya'nın yüzündeki ifade değiştikçe biz de endişeleniyorduk. Gözleri giderek koyulaşarak safir rengine dönüşüyordu. "Buradan hemen çıkmalıyız. Hemen!"

Lafını ikilemesine gerek yoktu. Sığınağın kapısına doğru koşmaya başladık. Birkaç saniye daha oyalansaydık şimdiye burada olmazdık. 

Kulakları sağır eden bir patlama sesi duyuldu. Sığınağın ön kapısından en son çıkan bendim. Sesi duyduğum anda kendimi nasıl yere attığımı hatırlamıyordum. Birkaç saniye bekleyip ayağa kalktım. Koşarak uzaklaştım. Diğerleri arabaya binmişti bile. 

Yolun ilk on dakikası ortama berbat bir sessizlik hakimdi. Bu sefer sessizliği bölen Max oldu. "Büyük ihtimalle Laurel'dir."

"Laurel buraya geçmek için Kalsedon'dan geçmiş olmalı." dedim.

"IceBella da olabilir." dedi Dimitri. "Giderken sığınağa bombayı o koymuş olabilir."

"Ya da Corrin." dedim herkesin aklında olanı fakat söylemediği şeyi söyleyerek.

"Hayır. Olamaz." dedi Doruk. Son zamanlarda ilk kez sesini duyuyordum. "Krista olduğuna eminim. Çoğu şeyin arkasında o var çünkü."

Krista. Bunu nasıl düşünememiştim ben? Krista'nın  bir safir mi yoksa ametistli mi olduğunu bile bilmiyordum.

 "Bu arada Krista ne? Safir mi?" diyerek aklımdakileri söyledim. Hiç kimseden cevap gelmedi. Darya'ya baktım. 

"Onun zihnini okuyamıyorum." dedi başını iki yana sallayarak. "Önceleri seninkini okuyabiliyordum fakat şimdi senin düşüncelerini de okuyamıyorum. Fakat Krista'nın zihnini hiç okuyamadım. Denedim çünkü merak etmiştim."

"Kısaca Krista olmalı." dedi Doruk. "Farkındaysanız, Corrin'den gizli iş çevirdiği tek sefer bu değildi."

Hepimiz ona döndük. Cevap vermedi. Bir anda aklıma Doruk'un Krista'yı Dünya'da da tanıyor olabileceği geldi. İlginç bir olasılıktı. Ama merak etmiştim. Belki de onu hepimizden daha iyi tanıyordu. Gerçi ben Krista'yı pek tanımasam da onun bunu yapabileceğiyle ilgili düşüncelerim giderek artıyordu.

Ayrıca Krista'nın gizli bir iş çevirdiğini söylerken ne demek istemişti? Neler biliyordu?

 Aklımdaki soruların hiçbirini sormadım. Bahse girerim diğerlerinin aklında da bu soru vardı. Fakat Doruk pek cevap vereceğe benzemiyordu. 

"Peki Luna'nın durumu ne olacak?" Max'in sorusu üzerine bütün gözler bana çevrildi. 

"Ben iyiyim, tamam mı?" dedim konuyu kapatmaya çalışarak. Fakat onlar da iyi olmadığımı biliyorlardı. "Şu salak radyoaktif dalgadan olmalı." diye ekledim.

Darya'nın "Umalım ki öyle olsun." demesini görmezden gelip devam ettim.

"Daha büyük sorunlarımız var şu an." dedim. "Corrin, Karneol'daki safirleri de isteyecektir. sonuçta bütün safirleri toplamıyor muydu?"

"Ve Elijah'yı öğrendiğinde-" Darya'nın sözünü kestim.

"'Öğrenmemeli."dedim keskin bir sesle. "Ve oradaki safirleri de öğrenmeyecek."

 "Peki bunu nasıl yapmayı düşünüyorsun?" diye sordu Doruk. "Krista yalan söylediğimizi anlar."

"Ona yalan söylemeyeceğiz. Sadece gerçeğin bir kısmını saklayacağız." dedi Dimitri. Sonra da bana bakarak devam etti. "Değil mi?"

Başımı salladım. "Karneol'a karşı çıkacak iki kişi varsa onlar da Corrin ve Laurel'dir. Bütün bunları onlar başlattı. Laurel büyük ihtimal öğrenmiştir olanları. İkisi de hissizlere planlarını uygulamak konusunda izin vermez. Ve yeterince güçleri var. Fakat bizim yok. Hissizlerin planları bunlarla sınırlı kalmaz. Hatta belki de dünyalılara gümüş ve safirlerle ilgili bilgiler veriyorlardır."

 "Oradaki safirleri Elijah'a mı bırakacağız?" diye sordu Darya. O da bir safirdi ve Elijah'a gümüş olduğu için güvenmemesi olasıydı. Bir bakıma haklıydı, ben de Elijah'a eskisi kadar güvenmiyordum. Asla tam olarak güvenmemiştim zaten.

"Onlara yardım etmeliyiz. Corrin'in ve Krista'nın haberi olmadan." dedi" Joseph.

  "Kesinlikle." dedi Dimitri. Bir şeyler daha söyleyecekti fakat ondan önce davranıp konuşmaya başladım.

 "Krista." dedim. "Bizi bir kere öldürmeye çalıştı. Bu son olmayacak. Gümüş, safir ya da ametistli olmamız ona bir şey ifade etmiyor. Bunu tekrar deneyecek. Corrin safirlere zarar vermez orası kesin. Fakat bu Krista'nın da size zarar vermeyeceği anlamına gelmiyor. Hepimiz dikkatli olmalıyız."


Doruk haklı çıkmıştı. Kalsedon'a vardığımızda Corrin bizi bekliyor gibiydi fakat Krista gerçekten şaşırmıştı. Şaşkınlığı fazla sürmemişti. Yüz ifadesi birkaç saniyeliğine de olsa değişmişti ve ben bunu görmüştüm. 

"Dönebilmenize sevindim." dedi Krista bizi gördüğünde. "Corrin sizi bekliyor."

Ona yanıt vermeden hepimiz Corrin'in yanına gittik. Ona tıpkı planladığımız gibi safirler ve Elijah hariç bildiklerimizi anlattık. Hissizleri ve Karneol'u.


"Sanırım güçlerini kullandıktan sonra oluyor tüm bunlar." dedi Dimitri.

"Haklısın."

"Ve gözlerinin rengi de değişiyor."

"Gümüş rengine değil mi?"

"Hayır, önce gümüş rengi sonra daha koyu bir renge." dedi bana bakarak.

Bir bu eksikti, diye düşündüm. Sanki her şey daha da kötüleşemez gibi. Fakat giderek daha da beter bir hal alıyordu. 


Düzenlenme Tarihi: 31.08.2016

Sınavlar bitti... Artık yeni bölümler daha yakın tarihlerde gelecek. Medyadaki şehir aklımdaki Kalsedon'a çok benziyor :)

Bu arada medyadaki Kalsedon'un tanıtım fragmanını izlemeyi unutmayın.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top