KK🔸50 FİNAL
8.03.2023
Selamm ❤️
1,5 yıllık serüvenimizin sonuna geldik. Böylelikle Üsame bizler için noktalanmış oldu ama biliyorum ki ÜsRa olsun EcRe olsun, her zaman onlarla birlikte olacaksınız.
Çok hızlı başladık fakat 1 yıl önce işe başlamamla bölümler arası vakit gittikçe arttı. Keşke hiç bekletmeden sıcağı sıcağına okusaydık onları, beklettiğim için kusura bakmayın. Sizlerden ricam finali okumadan önce geçmiş bölümlerdeki yıldızlara dokunmanız ve kitabımızı okuma listenize ekleyerek daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamak.
Son kez keyifle okuyun. Bölüm hepinize Olriclerim ✨
ÇENESİZLER 👩❤️💋👩
Hilal: Dicle'nin 2 hafta sonra evlenecek olması...
Münire: Seni öpmeye koklamaya doyamadım Dicle.
Hilal: Biri geldi aldı elimden tutamadım.
Hüma: Haydar'a karşı gelinmez biliyorummm.
Dicle: Ben de sizleri seviyorum.
Hilal: Şarkı yazdık iyi mi?
Hüma: Of kaç saat kaldı! Siz manitalarınızla ayrı düşmeyin diye Süleyman'ı diğer arabada bıraktım.
Münire: Üzülme Hümoş, dönerken sen bizim arabaya geçersin Süleyman sizinkine geçer.
Hüma: Komik.
Ecrin Beyza: Dönüşte ben Münirelerle giderim Hüma.
Hüma: Arkanda oturuyorum neden mesaj atıyorsun?
Ecrin Beyza: Kızlar ne kadar iyi biri olduğuma tanıklık etsinler diye.
Münire: Şaka maka Bodrum'a gidiyoruz.
Hilal: Çok heyecanlııı
Münire: Bodrum kısmı heyecanlı ama yolculuk kısmı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Ecrin Beyza: Nedenmiş o?
Münire: Haydar kendi flashını taktı. Az önce gesi bağları çalıyordu şimdi de yaparım bilirsin dinliyoruz.
Dicle: Kıyamam şarkıları karıştırmış.
Hilal: Şşş Dicle bana baksana. Sen Haydar'la aynı odada mı kalacaksın? Öyle bir şey duydum.
Dicle: Yoo kim dedi sana bunu
Hilal: Bilemem artık. Nasılsa evlendik demişsin.
Münire: Gidiyom ben bay.
Dicle: Kimin dediği belli oldu. Yok öyle bir şey. Münire ile aynı odada kalacağız.
Ecrin Beyza: Canım Hüma ve Dicle beni aralarına alacak.
Münire: Doğan öyle demiyor ama. Reha seninle aynı odada kalacakmış.
Ecrin Beyza: Münire bizi erkeklerle aynı odaya tıkıp Doğan'la birlikte kalmak istediğini açıkça söylesen tamam derdik...
Hüma: Herkesi birleştir Süleyman'la beni ayır. Hayırsız.
Münire: Arkadaşım eş arkadaşım şek arkadaşım eşşek.
Haydar'ın sıradaki şarkısı bu arkadaşlar.
Hüma: Uyuyorum ben ya yol bitmiyor. Hih 😒
ASLANLAR 🦁
Haydar: Aramazsan arama yar aramazsan arama
Alperen: Doğan nasıl izin verdi lan o şarkıyı açmana
Haydar: Kardeşinin kocasıyım olsun o kadar
Süleyman: Sormayın arkadaşlar dikiz aynasından ölümcül bakışlar atıyor Haydar'a
Alperen: Dicle arabada olmasaydı görürdü o.
Reha: Sessizlik.
Haydar: Memur bey reha direksiyon başında telefonla oynuyor
Alperen: Ecrin'in bakışından sonra bıraktı
Haydar: Hanımcılık kazanacak
Reha: Susun lan
Ne konuştuğunuzu merak edip bakıyorum.
Beyza kızdı.
Haydar: Bıyzo kozdi
Alperen: O nasıl taklit la
Doğan: Aslanlar değil mahalle grubu oldu burası
Haydar: Aha Münire telefonunu aldı
Doğan: Ben Münire
Kim oğlum sizin yöneticiniz
Herkesi sessize alsın
Direksiyon başında telefona bakmak ne ya
Reha: Ecrin ben
Hepinizi sessize alıyorum
Susun iki dk
✨
Doğan gazozunu dikledi ve havlusunu omzuna asıp birkaç metre ötedeki şezlonglara doğru yürüdü. Dün gece yazlığa varmışlardı. Valizleri kapının önünde bırakıp kıyafetleriyle boş buldukları yere uzanmış, uykuya dalmışlardı. Sabah ise güneşin doğuşunu izlemek için yazlığın yakınındaki plaja gelmişlerdi.
"Keyifler nasıl limon?" diyerek Münire'nin çıplak omzunu öptü.
"Burası çok güzel." dedi. "Dolu dolu bir hafta yaşayalım istiyorum."
"Yaşayalım hayatım." Münire'nin yanına oturdu ve kumun üzerindeki güneş kremini aldı. "Dön de sırtına süreyim."
Münire gülümseyerek sırtını döndü. "Teşekkür ederim."
"İstersen gece birlikte uyuyabiliriz."
"Zaten 3 oda var Doğan." dedi Münire. "10 kişiyiz farkındaysan. Kızlarla kalmam daha doğru."
Doğan kremi sevgilisinin sırtına sürerken kaşlarını çattı. "Ya Haydar'la Alp'i salona şutlarım."
"Reha'yı ne yapacaksın? Koridorda yer yatağı kuralım istersen."
"İstemiyorum desene sen şuna." diye homurdandı. Münire gülse de üstelemedi.
"Balık tutulmaz mı burada?" diye soran Haydar dizlerine kadar denizin içindeydi.
Alp güldü. "Biraz daha açıl bakalım tutuluyor muymuş."
"Oltam olsaydı ucuna seni bağlardım Alp."
Doğan kremi kenara bırakıp Haydar'a seslendi. "Balıklar seni daha çok severdi Haydar!"
Haydar Dicle'nin görmediğine emin olduktan sonra Doğan'a orta parmağını kaldırdı. "Yenur omega beş."
"Terbiyesiz, çekil lan gözümün önünden."
Dicle abisine döndü. "Ne oldu yine abi ya?"
"Kocana sor!"
Dicle ve Haydar birbirine bakıp sırıtırken Doğan gözlerini devirerek yan şezlonga uzandı.
"Alp! Deniz kabuğu toplayalım mı?" Hilal elindeki deniz kabuğunu Alp'e hevesle gösterdi.
"Olur canım. Yürüyüş de yapmış oluruz." diyerek Hilal'in elini tuttu. Kumun üzerinde çıplak ayaklarla yürürlerken Doğan arkalarından bakıyordu.
"Deniz kabuğu toplayacaklarmış." diye söylendi. "İşsizler."
Münire ona yan yan baktı. "Nolmuş yani Doğan? Romantik gayet."
"Deniz kabuğu toplamak mı romantik? Düşüp bayılacağım şimdi." diye söylenirken Haydar ve Dicle'den gözünü almıyordu. "Bana bak lan Haydar! Fazla açılmayın!"
Haydar gözlerini devirerek Dicle ile denizin kenarında yüzmeye devam etti. Dicle'nin üzerinde haşema vardı, bu yüzden rahattı.
Herkes plajdayken Reha ve Ecrin yazlıktan yeni çıkmış, arabayı plaja yakın bir yere park etmişlerdi. Ecrin' in üzerinde mayosu ve lacivert pareosu vardı. "Yol çok yordu değil mi?" diye sordu Ecrin.
"Keşke sen gitseydin diğerleriyle." diyerek elini Ecrin"e uzattı.
"Sensiz güneşin doğuşunu izleyemezdim."
Gülümsedi. "Benim güneşim senin yüzünü görünce açıyor."
"Ne tesadüf." Uzanıp yanağını öptü. "Bizimkiler orada bak."
"Güzel bir tatil olacak. Yılbaşından beri iple çekiyordu herkes."
Ecrin başını salladı. "Toplu aktivitelerimizi seviyorum. Umarım düğünden sonra da aynı şekilde devam edebiliriz."
"Herkes İzmir'de zaten."
Diğerlerinin yanına vardıklarında Alp ve Hilal'in deniz kıyısında yürüdüğünü gördüler. Doğan şapkasını yüzüne örtmüş uyuyor, Münire fotoğraf çekiliyordu. Haydar ise Dicle'ye çeşitli yüzme şekilleri gösteriyordu. Komik görünüyordu.
"Ben de yüzeceğim." Ecrin eşyalarını şezlonga bırakıp denize yürüdü. Su tam istediği gibiydi. Kendini denize bırakıp yüzmeye başladığında rahatladığını hissetti. Biraz zaman geçti ki ayak bileklerinde hissettiği dokunuşla irkildi. Reha'nın çarpık gülüşünü gördüğünde rahatlayacak kollarını boynuna doladı. Birlikte yüzeye çıktıklarında ikisi de gülüyordu.
"Korktum birden dokununca!"
"Şimdi nefes al." diye fısıldadı Reha. "Tekrar aşağı ineceğiz."
"Sakın gıdıklama bak, nefes alamam."
"Zaten nefesini keseceğim." dedi, birlikte nefes alarak suyun içine girdiler. Ecrin merakla Reha'nın ne yapacağını bekliyordu. Reha ellerini Ecrin'in yanaklarına yerleştirerek yüzüne yaklaştı. Dudakları birleşti, Ecrin gözlerini yumarak anın tadını çıkardı.
Reha haklıydı, nefesi kesilmişti.
Yüzeye çıktıklarında Haydar ikisini izliyordu. Yüzünde imalı bir bakış vardı. "Lan Reha, az değilsin he!"
Reha kaşlarını çatarak Haydar'a su sıçratmaya çalıştı. "Bizi mi dikizliyorsun leopar."
"Neyse susacağım." diyerek dudaklarına fermuar çekti. "Aramızda."
"Haydar!" diye seslendi Doğan. "Şapkamı kafamdan sen mi aldın lan!"
Haydar duymamış gibi yapıp suyun içine girdi. Münire sakladığı şapkayı Doğan'ın başına geri koydu. Alp ve Hilal yirmiden fazla deniz kabuğu topladı. Reha ve Ecrin yüzmeye devam etti. Hayal edildiği gibi bir tatil geçirirken Dicle tüm hafta boyunca düğününün hayaliyle yaşadı.
Ve o gün geldi.
Mardin'in en göz alıcı mekanlarından biri bu özel gece için hazırlanmıştı.
Ecrin Beyza'dan...
Beyza'nın elbisesi
"Ayağına bas!" diye bağırdık hep bir ağızdan. Dicle ayakkabısının ucuyla Haydar'ın ayağına bastığında kızlar grubu olarak kahkaha attık.
"Kızın ayakkabısının altı isimlerimizle dolu." dedi Münire.
"Adını iki kere yazdırmışsın." dedim gülerek. "Fark etmedim sanma.
"Eee gayret bizden Takdir Allah'tan."
Gelinle damadın dans müziği başladığında bir süre hayran hayran Dicle ve Haydar'ı izledik. O kadar yakışıyorlardı ki, saatlerce ikisini izleyebilirdik. Dicle gelinliğin içinde muhteşem görünüyordu.
"Dans edelim mi?" Doğan elini Münire'ye uzattı. Dans pistindeki yerlerini aldıklarında cesaret alan birkaç çift de dansa başladı.
"Hilal..." Alp kibar bir şekilde elini Hilal'e uzattı. "Benimle dans eder misin?"
Reha yanımdaydı. Tam bana döndüğünde "Dans edelim." dedim. Gülümseyerek elimi tuttu.
Alınlarımızı birleştirdik, birkaç saniye gözlerimi yumarak kokusunu içime çektim. Her şey yolundaydı; hepimiz mutluyduk. Önemli olan da buydu.
"Seni seviyorum Reha." diye fısıldadım. "Sen benim kalbimsin. Hayalim gerçek oldu." Gözlerimi açtım, o zaten bana bakıyordu. "Babamdan sonra sen..."
"Seni seviyorum çiçeğim." Elinin tersiyle yanağımı okşadı. "Sen benim kalbimsin, kalbim sensin. Hayalim gerçek oldu." Alnımı uzunca öptü. "Annemden sonra sen..." Geri çekilerek gözlerimi izledi, belki bir dakika kadar sürdü. "Gözlerine şiir yazılır Ecrin Beyza." dedi kısık sesle. "Gözlerine şiir, sana destan."
✨
Bittiii
Güzel bir serüvendi, her şeye rağmen ben hepsini çok sevdim. :( Şimdi ayrılık vakti. :(
Ecrin Beyza, Reha, Münire, Doğan, Dicle, Haydar, Hilal, Alperen, Hüma, Süleyman. Onlara son bir cümle bırakın lütfen ❤️
Kitabın kapağındaki cümle en başından beri final cümlemdi, sadece hangi sahnede yazacağımı bilmiyordum. Dicle ve Haydar'ın düğününe nasip oldu.
Bize hikaye boyunca en sevdiğiniz sahneleri yazar mısınız? Hatırlamak ve hatırlatmak dileğiyle 💕
Yanımda olduğunuz için teşekkür ederim. Hiç oturmadan sizleri yeni hikayem Kum Saati'ne almak istiyorum. Profilimde bulabilirsiniz. Şimdiden teşekkür ederim.
Kendinize iyi bakın,
Esmanur
İnstagram: tiya.trosahnesi
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top