KK🔸29

Biz geldik <3

Değerli yorumlarınızı her yerde görmek umuduyla.

Bölüm şarkısı: Oğuzhan Koç- Bulutlara Esir Olduk 🎵

İyi okumalar!

🔸

(kıyafetler sırasıyla Ecrin, Münire, Hilal, Dicle, Hüma, Haydar. Beğendiğinize + koyun lütfenn)

🔸

Dünya döner bir gün daha
Yeryüzünde aşk durdukça
Gece erken inse bile korkma
O hep seninle kaldıkça

Masadakiler şarkıya eşlik ederken bakışlarım her birinin yüzündeydi. Bugün çarşambaydı, Reha ile konuşmamızın üzerinden iki gün geçmişti. Konuyla ilgili bir daha hiç konuşmadık. Zaten konuyu açmaya cesaretim bir daha olmazdı.

"Masadaki herkes aşık, kusacağım galiba." dedi Hilal, kollarını göğsünde bağlamış oturuyordu. Yine iki masayı birleştirmiştik. Anca sığıyorduk.

"Ben sana aşığım Hilal yetmez mi?" diye soran Münire kıs kıs gülüyordu. Hilal onu takmadan önündeki çerezlerden yemeye devam etti.

"Ocak başında okul tatile girer." dedi Haydar. Dicle hemen yanında oturuyordu. Diğer tarafında ise Saffet sessizce oturuyordu. Hüma geldiğimizden beri tıpkı onun gibi sessizdi. "Memleketlere gidecek misiniz?"

Dicle, Hilal ve Hüma sırayla "Evet." dedi. Saffet'in bakışları kısa bir an Hüma'ya kaydı.

"Ben gitmem." dedi önüne dönerek. "İzmir'de olurum."

"Ben zaten buralıyım." Münire konuşurken Doğan onu izliyordu, artık bu konuda rahattı. Sahi, masadaki herkes aşıktı; Hilal hariç. "Doğan gitmeyecek zaten ama Dicle ailesini özlemiş." Gülümseyerek Dicle'ye baktım. Haydar da onu izliyordu. Dicle'den iki hafta ayrı kalacağı için üzgün olmalıydı ama Doğan da masada olduğu için belli edemiyordu.

"Ben Bursa'ya giderim." dedi Reha. Babası ve erkek kardeşinin orada olduğunu biliyordum. Söylerken biraz gönülsüz gibiydi.

"İzmir'de Saffet, Münire ve Doğan dışında kimse kalmıyor o zaman?" dedim sorar gibi.

Haydar, "Yani kalıp ne yapacağız, Alp ile İstanbul'a gideriz. Hatta hep birlikte gidelim." diyerek Hilal ve Hüma'ya baktığında kızlar başlarını salladı.

"E ben de Ankara'ya giderim." dedim. Hüma huzursuzca doğruldu. Muhtemelen Saffet'in İzmir'de kalacak olması içinde şüphe oluşturdu çünkü Asuman da İzmirliydi.

"Daha bir ay var ya!" diyen Reha sandalyesini bana yaklaştırıp kolunu omzuma doladı. "Bırakın şimdi gitmeleri."

"Gelmelerden konuşalım." Doğan çapkın bakışıyla Münire'yi izlerken alttan alttan güldüm. İki gün önce o da istemiyo zaten diyip kendi kendine karar veren kendisiydi.

Haydar "Doğan bir ara senin mekanda akşam yemeği yiyelim," dediğinde birkaçı destekleyici mırıltılar çıkardı.

"Olur, öncesinde yine bir sinema da yaparız." Kaşlarım havalandı, Doğan Bey aşka geldi.

"Şu finaller başlamadan halledelim." dedi Reha, yanağını mıncırasım geliyordu çünkü her ortama ayak uyduruyor oluşu beni etkiliyordu.

"Cumartesi ayarlarız." dedi Doğan.

Reha biraz sonra kulağıma eğildi ve "Dışarı çıkalım mı?" diye sordu. Gözlerimizi birleştirip başımı salladım. "Biz dolaşacağız, kızları yurda bırakırsınız." Haydar başını salladığı esnada Alperen nihayet işlerini bitirmiş, masaya gelmişti. Kalktığım sandalyeye oturup Hilal ile karşılıklı durduğunda sırıttım. Tabi ki Dicle bize Alp'in Hilal'den hoşlandığını söylemişti.

"Geç bakalım." Reha'nın açtığı kapıdan dışarı çıktım. Ceketimi giyerken yürümeye başlamıştık bile.

"Hava çok güzel." dedim. "Ama soğumaya başlar yakında." Ceketimi giydiğim anda eli elime uzandı.

"Temas bağımlısıymışım kusura bakma." dedi gülerek. Elini sıkıca tuttum.

"Ben de öyleymişim." Başımı bir saniye kadar omzuna bastırıp geri çektim.

"1 ay sonra gideceğiz. Seni çok özleyeceğim." Avucunun sıcaklığı benimkine yayılıyordu.

"Ben de." dediğimde yürümeyi kesti, ben de durarak ona döndüm. Sokak ışıklarının aydınlattığı yüzü tebessümle ışıldadı.

"Biz birkaç gün önceden dönsek, sana uyar mı?" diye sorduğunda afalladım.

"İzmir'e mi?" diye sordum şaşkınlıkla. Heyecanlı bir ifadeyle başını salladı.

"Dolu dolu vakit geçirmiş oluruz." dedi, hevesliydi.

Gülümseyerek "Olur." dedim. "Konuşup plan yaparız."

"Nezih!" İkimiz de aynı anda sese doğru baktık. Arif'i görmemle yüzümdeki heyecan kaybolurken Arif bize doğru yürümeye başladı.

"Cidden kaşınıyor bu herif." diye mırıldandı Reha. Gayet haklıydı.

"Konuşmamız lazım." dediğinde Reha bir adım öne çıkarak beni arkasında bıraktı.

"Bir sorun olduğunda benimle konuşman gerektiğini şimdi mi anladın?" İşaret parmağını kendi göğsüne yapıştırıp "Benimle konuşacaksın sıkıntını sevgilimle değil." dedi. Arif'in gözleri bana kaydı. Bakışları 'öyle mi' der gibiydi.

"Allah mesut etsin." dedi dalga geçer gibi.

"Kısa kes Arif, bu kez ne ispiyonlayacaksın?" Reha da Saffet gibi Arif'e karşı sabrını doldurmuştu.

"Bir şey ispiyonlayacağım yok, neden tüm suç bende gibi davranıyorsunuz?" diye sordu asabi bir şekilde. Alaylı ifadesi kaybolmuş, ciddileşmişti.

"Yo, kimse tek suçlu sen gibi davranmıyor. Bu rezaleti Asuman ile yaşadın. İkinizi de ayıplıyoruz biz. Sana haksızlık yapılmıyor yani."

"Ben hiçbir şeyi tek başıma yaşamadım." dedi, kime ne anlatıyordu? Zaten Reha suçu sadece ona yüklemediklerini söylemişti. "Asuman baştan çıkardı beni. Saffet'i artık istemediğini söyledi. Ben mutlu bir ilişkiye çamur atmadım yani. Onlar zaten bitiyordu." Utanmazca sarf ettiği cümleler karşısında ağzım açık kaldı. Reha aniden Arif'in yakalarına asıldığında koluna dokunarak olası bir kavgaya karşı onu durdurmak için hazırlandım.

"Bitmesini bekleseydin lan o zaman! Ne istiyosun Arif? Bir sal artık bizi, rahat bırak!" Arif'i iterek yakalarını bıraktığında elim hala Reha'nın kolundaydı.

"Saffet'in benden nefret etmesini istemiyorum. Barışmak istiyorum. Asuman'ın bile evine gitti. Benimle konuşmuyor bile." Saffet'in Asuman'ın evine gittiği gerçeğini tekrar duymak beni düşüncelere boğmuştu. Ondan hala emin değilken sürekli bunları duymak Saffet'e karşı güvensizlik yaşamamıza neden oluyordu.

"Yok öyle Arif, o tren kalktı. Saffet ile sen bundan sonra asla eskisi gibi olamazsınız." dedi, şimdi daha sakindi. "Sen kuzenine, ailenden birine ihanet ettin."

"Reha lütfen, hatamı anladım. Asuman ile işim olmaz artık." Özrü kabahatinden büyük dedikleri buydu sanırım.

"Arif küçülme karşımda. Bir kavga daha etmek istemezsin Saffet'le, karşısına geçip beni affet deme sakın. Hele şu sıra sakın." Reha elimi tutarak yürümeye başladığında Arif'i arkamızda bırakarak kafeye doğru yürüdük. "Arabayla ayrılalım, yurda bırakırım seni sonra."

"Reha canını sıkma, biliyorsun her zaman ki Arif. Yarın gelir başka bir şey söyler." dedim, onu yatıştırmaya çalışıyordum. Öfkeli değildi ama canı sıkılmıştı.

"Güzelim elimde değil, herifteki pişkinliğe bak! Ben kuzenimin sevgilini ayartıp kuzenime ihanet edeceğim bir de gelip beni affetmesini isteyeceğim. Yüzüm olmaz yüzüm!" Yürümeyi kestiğimde o da durdu. Elimi yanağına yaslayıp gülümsedim.

"Haklısın canım ama ben de diyorum ki Arif'i tanıyoruz. Ben bile 2 ayda çözdüm adamı. Canını sıkmasına izin verme." Yanağındaki elimi tutarak dudaklarına götürdü ve avucuma yumuşak bir öpücük bıraktı.

"Beyza'm." dedi fısıltıyla. "İyi ki varsın."

"Sen de iyi ki varsın." diye fısıldadım onun gibi. Gülümseyerek yanağımı da öptükten sonra arabasına yürümeye devam ettik. Kapımı açtığında "Teşekkür ederim." dedim ki, telefonu çalmaya başladı. Binmeden önce onu bekledim. Telefonunu çıkarıp kimin aradığına bakarken gözüm ekrana kaydı, o da saklama gereği duymadı.

Oktay arıyordu.

Kim olduğunu bilmiyordum. Zaten Reha'nın ailesi ve tanıdıklarım dışında olan arkadaşlarını bilmiyordum.

"Efendim koçum?" diye açtı telefonu. Birkaç saniye karşı tarafı dinledi. Elim arabanın kapısında beklemeye devam ettim. "1 ay sonra geleceğim, söz veriyorum." Sanırım kardeşiydi. Bakışları bana döndü ve şortun açıkta bıraktığı bacaklarıma baktı. Telefonun hoparlörünü göğsüne kapatıp "Hayatım üşüyeceksin, bin sen." dedi. Başımı sallayıp arabaya bindim. Bir iki dakika sonra o da geldi.

"Bizimkiler çıkıyor." dediğinde ön camdan kafenin kapısına baktım. Haydar elini kaldırıp bize selam verdiğinde gülümsedim.

"İstersen onlarla gideyim." dedim. "Sen eve geç direk."

"Olur mu hiç, evimdeyim zaten." Ona baktığımda yüzünde muzip bir tebessüm taşıyordu. Arabayı çalıştırdı, elimi başına uzatıp ensesindeki saçlarını okşadım. Aklıma annem gelmişti, babama hala bunu yapıyordu.

"Kardeşin mi aradı?" diye sordum. Önümüzdeki araba Haydar'ın arabasıydı. Kızları o bırakıyordu. Sanırım Doğan sadece Hüma'yı almıştı.

"Evet, ne zaman geleceksin diye soruyor." diye cevapladı.

"Kaç yaşında?"

"On altı." dedi. Daha büyük hayal etmiştim.

"Seni özlüyor olmalı." dedim. Elimi kendime çektim.

"Ben de özlüyorum."

Sesinden belliydi özlediği. Sanki gitmek istiyor ama bir şey engel oluyor gibiydi. Bir şey sormadım. Canını sıkmak veya özlemini katlamak istemiyordum.

🔸

ÇENESİZLER 👩‍❤️‍👩

Münire
Günaydın aşklar
Bilin bakalım noldu
Notlarımı unuttum

Hilal
Günaydın
Nedir sizdeki bu unutkanlıklar
Pis aşıklar siziii
Aklınız uçmuş kızım

Münire

İki mutlu oldum lan
Nazar etme
Ağlarım

Hilal
Yok be şaka yapıyorum
Hep mutlu olun

Hüma

Alp, ben ve sen Hilal

Hilal
Şşş sen daha bekar değilsin
Alple ben doğru ama

Dicle
Sinsi bir gülüş bırakıyorum.

Münire
İzninizle gülüşe eşlik ediyorum

Ben
Sakıncası yoksa ben de edeyim bari

Hilal
Niye gülüyorsunuz?

Münire
Kaçtım ben derse gidiyorum.

Dicle
Ben zaten dersteyim.
Hoca gelmedi.

"Selam." Başımı kaldırıp gelen kişiye baktım. Selenay hiç sormadan karşıma oturduğunda telefonu bıraktım.

"Selam." dedim. Hüma fotokopileri çektirmek için aşağı inmişti, ben de kafeteryada oturuyordum.

"Naber? Hiç konuşamıyoruz." Bugüne kadar konuşuyor muyduk ki?

"İyiyim sen?" diye sordum.

"İyi ben de. Reha ile çok yakışıyorsunuz." dediğinde zoraki bir tebessümle karşılık verdim.

"Teşekkür ederim."

"Biliyor musun, dün akşam bir kulüpte Asumanları gördük." Ona düz ve boş bir bakış attım. Bundan bana neydi? "Bu arada onu tanıyorsun değil mi? Saffet'in eski sevgilisi."

"Nolmuş Selenay?" diye sordum, kısa kes der gibiydim. Gibisi fazlaydı, öyleydim.

"Onlarla oturduk biraz, konusu açıldı. Bana Saffet ve Hüma'yı sordu." dedi, gizli bir bilgi veriyor gibi konuşması sinirimi bozmuştu.

"Ee?"

"Şu sıra pek yan yana göremedik dedim. O da kibirli bir şekilde göremezsiniz tabi, Saffet onunla birlikteyken benimle öpüştü dedi."

Ağzım şaşkınlıkla açıldı. Duyduklarımın yalan olmasını dilerken kapıdan içeri giren Hüma'yı gördüm. Onu tekrar mı yaralayacaktık?

🔸

SELAMM 🖤

Sizce Ecrin duyduklarına inanıp Hüma'ya mı söyler yoksa önce aslını mı öğrenmeye çalışır?

Arif samimi geliyor mu?

Gelecek bölüm görüşmek üzere, öpüldünüz :*

Bilgilendirmeler ve alıntılar için instagram : tiya.trosahnesi ❤️

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top