KK🔸1
Galiba Üsame'yi bitirmemek için aklıma geleni yapıyorum. :) Umarım Kahve Kulübesi'ni de Üsame gibi benimsersiniz. Yorumlarda görüşelim. Keyifle okuyun.
2 Haziran 2021
▪️
"Ben Ecrin Beyza Üsame. 18 yaşındayım ve Ankara doğumluyum. Hemşirelik çocukluk hayalimdi. Kendimi bildim bileli hayallerim için ders çalışıyorum ve sonunda hayalimdeki üniversitede hedefim olan bölümü okuyorum."
Karşımdaki kırk üç kişilik sınıftan gözlerimi aldım ve anatomi öğretmenimize baktım. Teni esmer, saçları yer yer beyazlamıştı. Sınıfı bulmam uzun sürmüştü ve Faysal hocadan sonra içeri girmiştim. İlk derse özel, boş sohbetlere dalmış sınıfa girdiğimde tüm gözler üzerimdeydi.
"Ankara'da altı yıl yaşadım." dediğinde ona boş gözlerle baktım.
Kısa saçlarımı sol kulağımın arkasına ittim. Kısa demişken, doğumgünümden birkaç gün sonra saçlarımı sarıya boyamış ve küt kestirmiştim; anneme. Annemin saçlarının geçmişte pembe olduğunu öğrendiğimde gülmüştüm ama fotoğraflarını görünce çok güzel durduğuna karar verdim. Babamın da fikrini alarak saçlarımı sarıya boyamaya karar verdim ve sonuçtan oldukça memnundum.
"Tam bir memur şehri." Hala konuşuyor muydu o? Düşüncelere daldığım için kaçırmıştım.
"Oturabilir miyim?" diye sorduğumda başını salladı. Kimseyle göz göze gelmemeye çalışarak kapının hemen yanındaki tekli sıraya geçtim. Ön sıraların boş bırakılmasına ve o sırayı kapmaya alışmıştım.
"Sınıfımız kaç kişi?" Faysal hoca eline aldığı kağıtla bana doğru yürüdü. Bakışları sınıfın üstündeydi. Arkalardan bir ses "Kırk üç artı bir hocam." dediğinde omzumun üzerinden arkaya baktım. Gözlüklü, kumral bir kız sırıtarak hocaya bakıyordu. Bu kız sabah beni sınıf grubuna alan kızdı. Zihnimde birden Eray amcamın 'Hoca camide.' cümlesi canlandı. Sırıttım.
"Artı bir?" diye soran hocayı izlerken önüme bırakılan kağıda baktım. İmza kağıdıydı. "Doğru ya, iki yıldır devamlı olarak dersime katılan bir arkadaşınız var."
Yedinci sıradaki adımı bulup imza attım ve kağıdı arkaya uzattım.
"Merhaba hocam." Başımı çevirip pencere kenarında oturan gence baktım. Kapüşonlu bir ceket giymişti ve yüzünde muzip bir gülümsemeyle Faysal Hocaya bakıyordu.
"Bu sene son hakkın biliyorsun değil mi yavrum?"
"Hocam bu sene ümitliyim." dediğinde elimi çeneme yaslayıp onu dinledim. "Sınıfın çoğu sağlık meslek mezunu."
"Kopya çekemeyeceğini biliyorsun değil mi?"
Genç ellerini iki yana açarak dudaklarını 'bilmiyorum' dercesine büzdü. "Üçüncü sınıf oldum artık. Öyle böyle bitecek bu okul hocam. Mecbur bu sene geçeceğim."
Faysal Hoca başını iki yana sallayarak arkasındaki masaya ilerledi. Bilgisayarından Ders 1 adlı bir slayt açınca sınıftan homurdanmalar yükseldi. Herkes dersin boş geçeceğini düşünmüş olmalıydı. Derin bir nefes aldım ve sırt çantamdan defterimi çıkardım. Turuncu kapaklı defterimin üzerinde çilek yapıştırması vardı. Kendi kendime güldüm.
İzmir'e geleli dört gün olmuştu. Kayıt sürecinde yanımda Eray amcam vardı. Babam gelmek istese de işlerinin yoğun olmasından dolayı beni amcama emanet etmişti. Okula yakın bir öğrenci yurduna yerleşmiştim. Odam dört kişilikti ve şu anda odada tektim.
Dersi dikkatle dinlemiş ve gerekli gördüğüm her bilgiyi not almıştım. Dersten sonra hoca sınıftan birine flash vermiş ve notları herkese dağıtmasını istemişti. Sonuç olarak boşuna not almıştım.
"Oturabilir miyim?" Başımı kaldırıp tepemde dikilen kişiye baktım. Derste sınıf mevcudunu söyleyen gözlüklü kızdı. Kahvemi masaya bırakıp oturuşumu dikledim.
"Tabi ki."
Karşıma oturup çantasını masanın üzerine koydu. Gözlerinin ela olduğunu fark ettim. Yuvarlak gözlükleri ona şirin bir hava katmıştı.
"Ders boş geçer sanmıştım." dediğinde gülümsedim.
"Kırk küsür kişiyle tanışma faslı yapmayacağı kesindi bence." dedim.
"Şanssızmışsın baya." dedi. "Bu arada ben Hüma."
"Ecrin." dedim samimi bir gülümsemeyle. Hüma'nın bakışları arkama odaklandığında başımı çevirip izlediği yere baktım. İki erkek iki arka masamıza oturmuştu. Ben geldiğimde orada mıydılar bilmiyordum. Bize dönük oturanı hemen tanıdım. Üçüncü kez anatomi dersini bizimle ortak alan gençti. Baktığımı fark etmeden hemen önüme döndüm.
"Neden o tarafa bakıyorsun?" diye sordum sesimi alçaltarak.
"Sırtı bize dönük oturan var ya, gaymiş." Sesindeki hayal kırıklığı bana ulaştı. Bir tepki veremedim çünkü çoçuğu tanımıyordum.
"Ne zaman tanıştın ki? Onlar üçüncü sınıfmış."
Elini 'boşver' der gibi salladı. "Oradan buradan duydum."
"İlk görüşte aşk mı?" diye sordum sırıtarak. Sabah gördüğü birine aşık olma ihtimali komikti çünkü.
"Ya çocuk çok yakışıklı. Gayet de erkek gibi üstelik." Kendine tatmin edici bahaneler üretirken onu dinledim. Bakışları arada bir arkaya kayıyordu. "Ağzına tüküreyim çocuk." dedi şiir okur gibi. Kendimi tutamayıp güldüm.
"Tercih meselesi." Omzumu silktim. Saate baktığımda dersin başlamasına birkaç dakika kaldığını fark ettim. "Hadi kalkalım." Kahvemi elime alıp ayaklandım. Birlikte üst kata çıkarken koluyla beni dürttü.
"Bizim sınıftaki esmer atom var ya?" Gözlerimi irice açıp arkamıza baktım. Neyseki kimse yoktu.
"Kimden bahsediyorsun?"
"Anatomiden kalan çocuk." Gözlerimi devirdim. "Eğer dersi anlamış olsaydım ona ders çalıştırır ve gay arkadaşı hakkında bilgi alırdım."
"Sen ciddi misin?" diye sordum. Birlikte sınıfa girdik ve anlaşmış gibi pencere kenarındaki masaya ilerledik.
"Evet." dedi. "Yeni tanıştık ama benim için bu iyiliği yapar mısın ki?" Küçük bir çocuk gibi sorduğu soru ona şaşkınlıkla bakmama neden oldu. Cam kenarına geçip oturdum.
"Saçmalama." dedim sessizce. "Tanımıyorum bile adamı. Nasıl ders çalıştırayım?"
"İyi ya işte!" Sınıf yavaş yavaş dolmaya başladığında bakışlarım sürekli çevremizde dikilen insanlardaydı. Konuştuklarımızı duymalarını istemezdim. "Ben o çocuğun gay olduğuna inanmıyorum."
"Seni inandırmak gibi bir amacı olduğunu düşünmüyorum." dedim tek kaşımı kaldırıp.
"Peki."
Arkasına yaslandı. Gerçekten bozulduğunu fark ettim ama oldukça saçma bir sebepti bu. Umursamamaya çalışarak arkama yaslandım. Hoca sınıfa girdiğinde ben de arkama yaslandım ve dikkatimi hocaya verdim.
"Gençler tünaydın."
Histoloji hakkında babam sayesinde biraz bilgim vardı. İlgimi çekiyordu. Aslında bölüm derslerimin hepsine kanım kaynamıştı.
"Ecrin?"
Göz ucuyla Hüma'ya baktım. Bakışları hocadaydı.
"Efendim?"
"Çok merak ediyorum." diye fısıldadı.
"Ama bunu kendin de öğrenebilirsin." dedim inatla. Sessiz kaldığında başımı çevirip ona baktım. Yüzü düşmüştü. Benden ümidi kesmişti sanırım. Daha yeni tanışmıştık. Doğal olarak bu yüzden benden istediği şeyi sıcak karşılamamıştım.
Sessizce ofladım. Kot pantolonumun cebinden telefonumu çıkardım ve Hemşire1/Anatomi grubuna girdim. Gruba sabah dahil olmuştum. Sınıf grubumuz ayrıydı ama Faysal Hoca ayrı bir grup istemişti. O gencin adını Hüma'ya sormadan önce gruba bakmak istemiştim. Umarım profili herkese açıktı.
Kişileri incelemeye başladım. Bu esnada Hüma'yı da rehbere kaydettim. Ümidimi kesmek üzereyken son sıradaki profili açık erkeğe tıkladım; oydu. Çok güzel, adı yanında yazmıyordu. Gruba geri dönüp sohbetlere baktım. Numarasının son haberlerini ezberlediğim için sadece numaralara baktım. Sabah Faysal hocanın duyurusundan sonra birkaç şey yazmıştı.
0541*
Hocam geçen seneki notları muhafaza etmeli miydim?
Faysal Hoca
Reha'cım bu soru için biraz geç kaldın.
Adı Reha'ydı. İyi de WhatsApp'tan yazmam saçma olmaz mıydı? Of Hüma! Profilimi kişilerime açıp ismimi sildim ve 'Büş' yazdım. Kim olduğumu anlaması için kalan 42 kişinin kim olduğunu bilmesi gerekiyordu. Cesaretimi topladım ve ona mesaj attım. Hem de aklıma ilk geleni. Nasılsa kim olduğumu bilemeyecekti. Nasılsa beni gruba alan Hüma'ydı.
Ben
Baksana, şu yanındaki çocuk gerçekten gay mi?
Süper.
Annemin Salçanın tadı nasıl bari sorusundan sonra sorulan en saçma soru olabilirdi. Ekranı kilitleyip derse odaklandım(!).
🔸
1.bölüm sonu.
▪️SELAMM 🖤
Bölüm nasıldı? Sizin de gözünüzde eski Üsame tayfası canlandı değil mi :) Onlar artık birer amca ve hala oldu.
Yorumlarınızı yazın lütfenn. Yeni bölümde görüşmek üzere.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top