23
SFB//Beni Rahatta Dinleyin
'Ölüm ayrılıktan da zor senin gibi ölünce'
Bunu kabul ettiğime inanamıyorum.
Askılarını düzelttiğim elbiseme son bir kez bakıp etrafımda döndüm. Hiç yoktan bir de süslenmiştim.
Sinan'ın dilinden düşmeyecektim ama onun için hazırlanmamıştım sonuçta. Hiç üstüne alınmasına gerek yoktu.
Not, kabul etmek zamanımı alsa da, çok tatlıydı. Yediği naneleri asla unutacak değildim ama ufacık bir şanstan zarar gelmezdi ki. Geldiği an postalardım.
Üzerime aldığım deri ceketimle beraber odamdan çıktım. Her ne kadar Sinan bu evi aldığı için başlarda rahatsızlık duysam da zamanla ne kadar rahatladığımı fark etmiştim. İnsan ister istemez kendine özel alan istiyordu.
Ayrıca kaba bir tabirle de olsa bok gibi parası vardı, donuna kadar alacağım derken şaka yapmıyordum. Bir işe yarasındı. Yani, hiçbir şeyini istemediğim zamanlar da oluyordu ama bulunduğumuz sınırlar içerisinde onu sömürmek en mantıklısıydı.
Dairenin kapısını kitleyip asansöre yürürken bir yandan da telefonumu kurcalıyordum. Sinan'ın bekliyorum mesajıyla beraber zemin katı tuşlayarak kapının kapanmasını bekledim.
Her şeye baştan başlıyorduk, sanırım.
Binadan çıkıp hızla bahçe tarafını geçtiğimde Sinan'ın olduğunu tahmin etmekte zorlanmadığım siyah bir araba karşıladı beni. Kendi kendime sırıtarak adımlarımı hızlandırdım.
Kapısı açıldı, takım elbisesinin önünü ilikleyerek bana doğru yürüyen kaçak kocama baktım.
Şerefsiz olduğunu değiştirmemekle beraber maşallahı olduğunu söyleyebilirdim. Benden birkaç yaş küçük kız kardeşim 'Eniştemin çene kemiği yok, çene kemiğinin eniştemi var.' diye sürekli dalga geçse de o kadar doğruydu ki..
Islık sesiyle beraber elimde olmadan kıkırdadım. Karşı karşıya durarak bir süre birbirimize baktık. Mavileri ışıltıyla yüzümü seyre daldığında ağzımı şapırdatarak kapıyı gösterdim.
"Ah, pardon! Ama önce tanışmalıyız değil mi?"
Kaşlarımı çatarak Sinan'a baktığımda elini uzattı.
"Ben Sinan Tekinler, siz de.."
"Leyla Çelen."
Dedim düşünmeden ve elini sıktım. Elimin üzerine bir öpücük kondurup önümden çekildi ve kapımı açtı.
Arabaya kurulup Sinan'ı bekledim bir süre. O dönüp yanıma oturana kadar etrafa bakındım. Heyecanlıydım, ilk defaymış gibi dediğinde böyle bir şeyden bahsettiğini düşünmemiştim.
Yanıma oturan Sinan'la beraber aynı anda kemerlerimizi taktık.
Arabayı çalıştıracağı sırada yüzük parmağındaki yüzüğümüzle beraber sahte bir sinirle ona döndüm.
"Evli olduğunuzu bilmiyordum."
Oyununa devam etmemin verdiği sırıtmayla bana döndü.
"Ben sizin evli olduğunuzu biliyordum ama."
Gösterdiği yer boş yüzük parmağımdı. Yan bir gülüşle sırıttım.
"Bunu eşlerimizin bilmesine gerek yok o zaman."
Kafasını sallayarak güldü.
"Ben de aynı fikirdeyim."
Gideceğimiz yere kadar ikimiz de daha fazla konuşmadık. Gergindi, belki de benden daha fazla çünkü hata yapma gibi bir lüksü artık yoktu.
Görmezden geldiğim hislerim olsa da sürünmesini tabii ki de istiyordum. Kırgınlığım kolay kolay geçecek değildi. Yaptığının sorumluluğunu almalıydı.
Yavaşlamaya başladığımızda etrafa baktım. Işıklı, lüks bir mekanın önünde durduğumuzda yutkunarak döndüm ona.
"Sinan, babasından saklanmak isteyen birine göre fazla kalabalık bir yer seçmemiş misin?"
"Siz bunları nereden biliyorsunuz?"
Gözlerini kısarak beni süzdüğünde derin bir soluk bıraktım. Arabadan inerek yan yana yürümeye başladık.
Geçmişteki anılar teker teker otururken buranın çok tanıdık olduğunu fark ettim. İçeri girip montumuzu verene kadar ilk akşam yemeği yediğimiz yer olduğunu anlamamıştım.
Her şeye gerçekten en baştan başlıyor olmalıydık.
Sessizlik merakımı körüklerken içeri doğru adımladık. Koskoca mekanda benim topuklularım dışında ses çıkmıyordu.
"Sakın bana mekanı kapattırdım deme Sinan."
Eli bel oyuntumu bulup beni yönlendirirken sesimi çıkarmadan cam kenarındaki hazır masaya sürüklenmeme izin verdim.
"Tamam demem."
Kendini uçağı kapattıran Mısı-
Tut kendini kızım.
Masaya oturup gergince etrafıma bakındım. Solumuz boylu boyunca deniz manzaralıydı. Karşımda ise gömleğinin birkaç düğmesini açmakla uğraşan Sinan vardı.
"Servise başlayalım mı Sinan bey, Leyla hanım?"
Başımızda dikilen garsonla beraber Sinan bana döndü. Kafamı olumluca salladığımda tekrar tek kaldık.
Etrafa hayretle bakınarak birkaç şey söylemeden tutamadım kendimi.
"Gerçekten hayret bir şeysin."
Gülerek arkasına yaslandı.
"Teşekkür ederim geldiğin için."
"Kocamdan gizli çıkıyorum, umarım kulağına gitmez."
Kıkırdayarak ona döndüğümde kocaman gülümsedi. İçli içli bakmaları hiç de sökmezdi bana, tamam biraz hoştu ama çok ufak.
Engel olamıyordum, Sinan'a her baktığımda güzel olan anılarımızı hatırlamayı her şeyden çok isterdim ama yaşadığım kolay değildi ki!
"Sahi, senin kocanın olayı ne?"
Önümüze bırakılan başlangıçlarla beraber teşekkürlerimizi ilettik. Doldurulan suyumdan bir yudum aldım.
"Aman bırak şu şerefsizi, herkesin önünde rezil etti beni."
"Ne kadar yarım akıllıymış."
"Ne demezsin, nikahtan kaçtı üstelik."
Sinan'ın dudaklarından flash tv oyunculuğuyla muhteşem bir şaşırma nidası döküldü.
"Vay pezevenk!"
Kocamana gözlerle etrafa baktım, şükür ki bizden başka kimse yoktu.
"Az pezevenk değil o."
Gülerek bana baktı.
"Belki zor şeyler yaşamıştır."
Sanki içimi görüyormuş gibi bana daldığında dudaklarımı büzerek omuz silktim.
"Bana anlatsaydı zor olmazdı."
Derin bir nefesle tabağından bir lokma aldı. Aynı anda kafamı çevirdim.
"Biraz kendinden bahsetsene Leyla, hiç tanımıyorum seni."
Dudaklarımı ısırarak gülümsedim.
"Leyla Çelen, 25 yaşındayım. Grafik tasarımı mezunuyum fakat kocam olacak herif yüzünden geçenlerde işten kovuldum, şu sıralar onun parasını yemekle meşgulum."
Gülerek devam etmemi söyledi.
"İki kardeşiz, benden birkaç yaş küçük kız kardeşim, deli bir annem ve babam var."
Bir lokma da ben aldım tabağımdan.
"Ya sen Sinan, sen kimsin?"
"Sinan Tekinler, 26 yaşındayım. Baş belası bir babam, çilekeş bir anam ve bir de benden efendi olmasın bir erkek kardeşim var. Biraz proje çocuğum. Liseyi bitirene kadar yatılı okulda okudum, mezun olur olmaz yurtdışında gönderildim, döndüğüm gibi de evlendirildim."
"Zoraki bir evlilik yani."
Delici bakışlarımı hisseder hissetmez boğazını temizleyerek kafasını çevirdi.
"Leyla.."
Bardağından bir yudum alıp bana döndüğünde yerimde dikleştim.
"Kendimi aklayacak hiçbir tarafım yok, baştan sona kadar her şeyinle haklısın. Sadece güzel bir çocukluğum olmadı benim."
Çenemi avcuma yaslayarak hafif dolu gözlerine çevirdim bakışlarımı.
"Daha seni tanımadan evleneceğim kadın olduğunu bilerek yaşadım, pek kolay değil ha?"
Biraz sessiz kaldı. Sıkıştığını hissetmemle beraber gülümsedim.
"Karın karşında olsa ona böyle söylerdin herhalde."
Dudaklarını birbirine bastırarak onaylarcasına kafasını salladı.
"Sence beni affeder mi?"
"Kalbi çok kırılmış olmalı."
"En baştan başlayamaz mıyız?"
"Bu bir şeyleri halı altına süpürmek olmaz mı?"
Masanın üzerindeki elimi tuttuğunda parmaklarımızın birbirine kenetlenmesine izin verdim. Baş parmağı usulca tenimde gezintiye çıktı.
"Ben onu o kadar seviyorum ki.. keşke yaptıklarımın bir izahı olsa. En başa dönebilsem ama o kadar kinliydim ki istediğim tek şey kafamda ilk günden beri kurduğum planı gerçekleştirmekti. En çok onu kırdım. Ben, bana değer vermediğini, beni umursamayacağını düşünüp içimi biraz olsun içimi rahattım."
Kafasını sağa yatırıp gözlerimin içine baktı.
"Meğer öyle değilmiş, gerçi geçen gün artık sevmiyorum demişti ama."
Gözlerimi kısarak ona baktığımda kaşlarını alayla havaya kaldırdı. Elimi kendime çektim.
"Doğru söylüyordur belki."
"Hiç sanmıyorum, elleriyle çorba yapıp gönderdi bana."
"Hazır çorbadır o."
Omuz silkti.
"Ben bana bunu yapan adama hazır çorba bile göndermezdim."
Kollarımı birbirine bağladım.
"İnsanlık diyoruz canım biz ona, anlayacağını düşünmüyorum gerçi."
Gülerek bana baktığında bu karnımızı iyice doyurana kadar ettiğimiz son sohbetti. Aralarda oradan buradan sohbet etsek de asıl konumuza hiç dönmedik, sanırım zamana bırakmak lazımdı.
Kalkma zamanımız geldiğinde yan yana kapıya doğru yürümeye başladık. Sinan'ın Onur'un esrarengiz kız arkadaşını anlatmasını gülerek dinlediğim sırada bir şey oldu.
Yüzümüze patlayan flaşlar ve ağzımıza sokulan mikrofonlarla beraber yükselen ses kalabalığında duyduğum tek şey Sinan'ın koca bir siktir çekişiydi.
Sinan'ın babası:🏃🏻🏃🏻
Bölümü nasıl buldunuz bu arada, Sinan esasında iyi çocuktur bakmayın böyle salak salak davrandığına..
Instagram ↝ wkedipatisigibi
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top