yalan dolandı tek derdim

Hüznüm yarı ıslanmış hâlde beni bırakıp gitti, kayboldu zannettim. Nefes almakta bile zorluk çekmediğimi düşündüm. Denizlere daldım, göklere yükseldim. Her şeyi ardımda bıraktım sandım. Ayaklarımın alev alışlarını umursamadım. Ruhumun aç sesini duymadım. Şarkı çalmıyordu ancak ben ritmimi bozmadım.

Ama her gün daha fazla boğuldum, her gün insanlığımı yitirdim aslında. Duvarımda asılı postere bile erişemedim ondan sonra, gözüme batan saç tellerimi arkaya tarayamadım. Nefret büyüdü içimde, mutsuzluk, huzursuzluk yer edindi dilimde. Susmadım, susamadım, kendimle susuz ve aç, halsiz ve isteksiz kalana kadar tartıştım. Kimdim, neyi severdim, neredeydim, hangi zamandaydım? Cevapsız kaldı her sorum. Kime sorduysam da sustu, şaştı kaldı o küçük çemberleri içinde. Benim ayaklarım yere bile basmıyordu artık.

Hissiz ve cahildim. Durmadan döndüm kendi etrafımda. Tekrar ettim herkesi, ilk sağ ayak sonra sol, ilk başkaları sonra sen, ilk sen sonra diğerleri, koru onları, koru kendini ki koruyabil onları. Kulaklarım şişti ağrıdan, daha fazlasına katlanamayıp sırtlandılar yüreğimi, sıkıştırdılar ceplerine bildiklerimi, unuttuklarımı, vicdanımı, toz olup gittiler çöllerimden. Artık duymuyordum da.

Midem boğazıma uğramaz sandım artık, duymazdım belki de bilmezdim. Ama son hücreme kadar gördüm, tanık oldum. Yolumu karıştırdım, kaçmaya çalıştım. Tüm taşları ilk avuçladım sonra gökte parçaladım. Yerin dibine bin kez batıp çıktım.

Fütursuzca konuştum, ağzımda ölümüme susamış kelimeleri kuruttum. Ellerde değil ben kendimle bin parça öldüm.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top