3.Bölüm
Yüksel, gece vakti lunaparkta Emir'i arıyordu. Emir'in sesini duymuştu ve onu bulmaya çalışıyordu. Emir bağırarak yardım istiyordu. Yüksel attığı her adımda daha da endişeleniyordu.
- Yüksel, yardım et!
Emir'in yardım çığlıkları her defasında biraz daha yok oluyordu. Yüksel bütün umudunu yitirmişti. Emir'i bulabileceğini düşünmüyordu. Bir anda karşısında Emir'i görünceye kadar.
Emir'in üstü başı çamur içindeydi. Bataklıktan çıkmış gibi görünüyordu. Yüksel adımlarını atmayı bıraktı ve Emir'e baktı. Emir yere düştü. Aciz bedeni soğuk zeminle buluştu. Emir'in arkasında birisi duruyordu. Elinde bir balta vardı ve baltanın üstünde Emir'in kanı.
Yüksel, kan ter içinde uyandı. Yataktan kalktı ve lavaboya gitti. Gördükleri sadece rüyadan ibaret olsa dahi kendine gelmesi birkaç dakikasını aldı. Odaya dönüp telefonunu aldı. Eşini uyandırmamak için mutfağa gitti. Bir yandan Emir'i arıyor diğer taraftan da gecenin bu saatinde onu uyandıracağı için bir bahane bulmaya çalışıyordu. Emir'i defalarca aramasına rağmen telefonunu açmamıştı. Oysa Emir'in telefonu her zaman açık olurdu.
Yüksel arabaya bindi ve Emir'in evine doğru gitti. Nedense araba sanki başka bir yere gidiyordu. Sanki direksiyon Yüksel de değildi de başka birindeydi. Araba kendiliğinde durdu. Yüksel arabadan indiğinde ise lunaparkın önündeydi. Etrafına bakmaya başladı.
- Ben buraya nasıl geldim?
Biraz sonra bir araba daha lunaparkın önüne geldi. Gelen Emir'di. Emir arabadan çıktı ve Yüksel'i gördü.
- Yüksel!
Yüksel olan biteni anlamaya çalışıyordu.
- Aslında sana bakmak için evine doğru geliyordum. İnanmayacaksın ama arabanın kendi beyni varmış gibi beni buraya getirdi.
dedi Emir.
- Aynı sebeple ben de buraya geldim. Belki de buraya gelmemiz gerekiyordu.
Yüksel, lunaparkı çevreleyen parmaklılara tırmanmaya başladı.
- Bu saatte oraya giremezsin.
dedi Emir.
- Yani?
- Buraya girersen seni tutuklamak zorunda kalırım.
Yüksel, parmaklıların en üstüne ulaştı ve içeriye atladı. Emir de Yüksel'in peşinden lunaparka girdi.
- Dedektif Yüksel ATEŞ sizi tutuklamak zorundayım! Hadi gidelim şuradan. Neye bakmak istiyorsan yarın bakarsın.
Yüksel lunaparkta dolanmaya başladı.
- Beni suçuna ortak yapamazsın!
Emir, Yüksel'in peşinden yürüyordu. Yüksel, Emir' baktı ve konuşmaya başladı.
- Bu gece, neden benim evime geliyordun?
- Aslında biraz saçma. Bir rüya gördüm ve seni aradım. Sana ulaşamayınca bir şey olduğunu düşündüm.
- Rüyanda senden yardım mı istiyordum? Sonrasında da öldüğümü mü gördün?
Emir, tek kelime etmeden Yüksel konuşmaya devam etti.
- Aynı rüyayı görmemizin bir nedeni olmalı?
- Aynı rüya mı?
Birden lunaparkın etrafındaki bütün ışıklar söndü. Etraf karanlığa gömüldü. Birkaç saniye sonra ise etraf, gaz lambasının ışığıyla aydınlanıyormuş gibi aydınlandı. Her yer sarmaşıklarla kaplanmıştı. Lunaparktaki bütün metaller paslanmıştı. Lunapark, yüz yıllardır insan eli değmemiş gibi bir görüntüye kavuştu. Lunaparkın çevresi yüksek duvarla çevrilmişti. Lunaparkın kapısı ortadan kaybolmuştu. Kapının bulunması gereken yerde bir yazı vardı. Emir yazıyı okudu.
- Çıkmak için altın jetonu bulun.
Yazının altında bir jeton kanalı ortaya çıktı. Emir, Yüksel'e baktı.
- Bu ne anlama geliyor?
- Bilmiyorum ama mektupların yanında da jeton vardı.
- Şebnem ve Merve de bu şekilde kapana mı kısıldılar?
- Sanırım evet.
- Çıkmak için jetonu kullanmak gerekiyorsa, jeton neden yanlarındaydı?
- İşte bu da bizim çözmemiz gereken bir gizem.
Emir derin bir nefes alıp verdi. Eliyle saçlarını ovaladı.
- Sanırım senin dediğini yapacağız. Eeee plan ne dedektif?
- Altın sarısı renkte bir jeton arayacağız komiser. Sanırım bu rengi bulmak kolay olur. Sen şu tarafa bak, ben diğer tarafa bakacağım.
- Kamera görüntülerinde kızlar ayrıldıktan sonra garip davranmaya başlamışlardı. Ayrılma fikrinden emin misin?
- Onlara ne olduğunu anlamak istiyorsak... Evet eminim.
Yüksel ve Emir yollarını ayırdı ve jetonu aramaya başladılar. Yüksel bir yandan etrafa bakıyordu diğer taraftan ise kamera görüntülerini düşünüyordu. İki kız neden olmayan bir varlıkla kavga ediyordu? Neden birbirlerini öldürmeye çalışmışlardı? Nedenini öğrenmeye çok yaşlaşmıştı çünkü Emir'in bağrışlarını duyuyordu.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top