Avusturalya'nın karla kaplı dağlarının ve ormanının ortasında tüm ihtişamıyla boy gösteren Nurmengrand Kalesinde akşam yemeği vaktiydi.

Kalenin sahibi ve hareketin lideri Gellert Grindelwald başta olmak üzere onun gözde 50'ye yakın takipçisinin yaşadığı kalede herkes yemek salonunda uzun masaya oturmuş, ev cinlerinin hazırladığı akşam yemeğini yiyordu.

Masanın en başına oturmuş olan platin sarışın yemekten çok masanın ortasında oturmuş iki kişiye odaklanmıştı.

Herkes kendi arasında sohbet ederek yemek yerken Gellert, Y/N ve onunla flört eden Matthew'e gözlerini dikmişti.

Y/N ise onun ne kadar sinirlendiğini tahmin etse de hem Matthew'e bir şey söyleyemediğinden hem de biraz olsun Gellert'i sinirlendirmek istediğinden Matthew'i durdurmuyordu ama ona da karşılık vermiyordu sonuçta.

Hem ne diyecekti ki? 'Ben Gellert'i seviyorum. O bana sevdiğini söylemedi ama bazen benimle flört ediyor. Bu yüzden benimle flört etme!' mi diyecekti?

Platin sarışın büyücü öfkeden deliye dönse de yüzünü her zamanki gibi duygusuz tutmaya çalışıyordu. Ne kadar görmek istemese de gözlerini bir an bile ayırmıyordu karşısında konuşan cadı ve büyücüden.

Bu olaylar tam olarak Y/N'nin Gellert Grindelwald'ı çok merak etmesi üzerine Fransada Lestrange Mozalesindeki mitinge katılması ile başladı.

Mitingde Gellert'in inandığı şeyleri tutkuyla anlatmasını dinlerken,onu haklı bulmadan ve ona hayran olmadan yapamadı.

Gözgöze geldiklerinde gördüğü birbirinden uyumsuz gözlere tam onlarak düşmüştü. Grindelwald'ın da yüzünde, kendisine birkaç saniye baktıktan sonra oluşan sinsi bir yan sırıtma gördüğüne emindi.

Sonunda konuşması bittiğinde seherbazlar sahneye ona saldırmak için yönelirken, bazıları buharlaşıyor bazıları ise Gellert'in sahnenin etrafında oluşturduğu mavi alevden çemberden geçmeye başladı.

İçinde oluşan kararsızlıktan dolayı sona kalan Y/N kafasını kaldırdığında birkaç seherbazın ve Newt Scamender'ın Gellert'e ulaşmaya çalıştığını ama Gellert'in onları hiç umursamadan sahnenin ortasındaki yerinde yardımcısı olan kadına bir şey söyledikten sonra kadın buharlaşırken gözlerini korkmuş ve kararsız olan Y/N'e dikip onu incelemeye başladı.

Gellert yüzündeki sinsi yan gülümsemesi ile gözlerinin içine bakarak alevlerin içinden geçip Y/N'nin tam önünde durdu.

Gözlerini ondan ayırmadan tutması için elini uzattığında, kadın adamın gözlerinden ayırdığı bakışlarını ellerine indirdi.

Emin miydi kararından? Bu konuda alevlerin içerisinden geçebilecek kadar güveniyor muydu kendisine? İnanıyor muydu karşısındaki büyücüye? Ona sadık kalabilir miydi?

Sonra farketti ki elbette inanıyordu ve katılıyordu ona. Büyücüler saklanmaktan daha fazlasını hakediyordu. Onlar da en az büyü dışılar kadar özgür yaşamalıydı.

Kararını vererek önünde duran eli kendine güvenir bir şekilde tuttuğunda Gellert'in yüzüne yayılan samimi gülümsemesiyle kendisini yönlendirerek alevlerden geçirmesine izin verdi.

Sahnenin ortasına geldiklerinde Gellert'in hala elini bırakmamasıyla kızardı. Etrafında onlara ulaşmaya çalışan birkaç kişiye bakan Gellert ise, "Paristen nefret ediyorum." dedi ve Y/N'nin elini bırakmadan ona döndü gülümsedi ve buharlaştı.

Y/N sıkıştırılma hissinden kurtulduktan sonra gözlerini açtı ve karlarla kaplı dağların ve ormanın ortasında duran ihtişamlı kaleye baktı.

Daha sonra elini tutan adama kafasını çevirdiğinde kendisine gülümsemeyle bakan adama "Burası neresi Bay Grindelwald?" diye sordu.

Adamın gülümsemesi yüzüne yayılırken, "Burası benim kalem, Nurmengrand'a hoşgeldin Y/N." dedi. Adını söylemediğinden emin olan Y/N şaşırırken, Gellert onun bu haline gülerken "Hadi içeri girelim." dedi.

İlerleyen günlerde Y/N kalede yrni arkaşlar edinirken Gellert'e olan hayranlığı daha da artıyordu. Onun aklını okuyan yeni arkadaşı Queenie, Y/N'nin Gellert ile karşılaştığı her an onunla dalga geçiyor, onu utandırarak eğleniyordu.

Gellert ise Y/N'nin kendisine olan ilgisinin farkında ve bundan memnun bir şekilde kalede dolanıyordu. Her geçen gün bu ilgiden giderek keyif almaya başlayan Gellert bir süre sonra yalnız kaldıklarında onunla üstü kapalı bir şekilde flört ediyor. Onun kızarmasını izlerken keyifle sırıtıyordu.

Bu duruma zamanla alışan Y/N, kızarmasına engel olamasa da kendisi de onun taktiğini uygulayarak imalı bir şekilde flört etmeye başladı. Bunu ilk yaptığında Gellert'in şaşırmış suratına karşı sırıtmadan edemedi.

***

Aradan aylar geçmiş olmasına rağmen Gellert'in bitmeyen flörtlerinden sıkılan Y/N, kendisi ile dalga geçtiğini düşündüğü büyücü ile arasına mesafe koymaya başladı.

Onunla yalnız kalmamaya çalışıyor, kaldığında ise flörtlerini tamamen duymazdan geliyordu. En başta Y/N'nin neden böyle davrandığını anlayamayan büyücü, kalbinin tuhaf davrandığını o an anlamıştı.

Y/N ile karşılıklı flört ettiklerinde kalbinin tuhaf davrandığını, hızlandığını o hissi kaybettiğinde anlamıştı.

Şimdi de Y/N oturmuş kendisi ile flört eden takiçisine gülümsüyordu. Kanının kaynadığını hisseden Gellert bir hışımla masadan kalktığında bütün sesler kesildi ve herkes ona döndü.

Gellert masadan ayrılırken gür ve sert sesiyle, "Bayan Y/L/N, beni takip edin?" dedi. Son zamanlarda liderlerinin eskisinden daha sinirli olduğunu bilen takipçileri ise o yemek salonundan ayrılana kadar çıt çıkarmadan Y/N'nin sessizce onu takip etmesini izledi.

Attığı sert adımlarla çalışma odasına yönelen Gellert, arkasındaki topuk seslerinden Y/N'nin kendisini takip ettiğini biliyordu.

Odasına girdiğinde kapıyı Y/N'nin girmesi için açık tuttu ve o girdikten sonra arkasından kapattı. Gellert'in kendisine zarar vermeyeceğini bilse de, Y/N korkmadan edemedi.

Gellert Y/N iki adım arkasında durarak derin bir nefes aldı sakinleşmek için. Hafifçe gelen Y/N'nin parfüm kokusunu aldığında yaptığı saçma davranış aklına geldi.

Bir süredir Matthew'in Y/N ile flört ettiğini farketmişti hepsinde de kıskanmadan edememişti. Daha sonra onunlayken hissettiklerini hatırlayınca ona aşık olduğunu anlamıştı. Ama onu kaybettiğini düşünerek bir şey yapamayacağını farketti.

Ta ki bu akşama kadar onları öyle görünce daha fazla dayanamamıştı ama şimdi Y/N'in ne tepki vereveğini bilmiyordu.

Gellert hala iki adım arkada durup sakinleşirken Y/N korkusundan hareket etmeye cesaret edememişti.

Sonunda sakinleşen Gellert "Matthew için herhangi bir şey hissediyor musun?" diye sordu. Duyduğu soru ile şaşıran Y/N arkasını döndüğünde Gellert'in kendisine çok yakın bir şekilde durup onu izlediğini farkedince yutkunmadan edemedi.

"N-ne demek istediğinizi anlamıyorum efendim?" dedi kekeleyerek. Gellert gözlerinin içine bakarak sorusunu tekrarladığında ise aklını yavaş yavaş toparlayan Y/N gözlerini kısarak "Bu sizi ilgilendirmez efendim. Hareketle ilgili hiçbir alakası yok." dedi cesur görünmeye çalışarak.

Gellert bir adım daha atarak "Neden benden kaçıyorsun?" diye sordu. Yapacağı şey hakkında cesarete ihtiyacı vardı.

Y/N daha fazla dayanamayacağına karar vererek gözlerinde oluşan yaşlara rağmen konuşmaya başladı. "Çünkü kırılmak istemiyorum. Çünkü size aşık oldum. Sizin oyunlarınız ile oyalanacak kadar kalpsiz değilim. Siz bir şey hissetmiyo-"

Konuşmasını kesen şey ise Gellert'in yumuşak ve pürüzsüz dudaklarıydı. Ne olduğunu anlamayan Y/N, Gellert'in kendisini öptüğünü anlayınca gözleri büyüdü ve onu göğsünden itti.

"Si-Siz ne yapıyorsunuz?!" diye bağırdı. Gellert ise kendisini iten elleri tuttarak onu kendisine çekti ve sol kolunu beline doladı.

Hareketlerine anlam veremeyen Y/N şaşkınlıktan kaskatı kesilirken. Gellert sadece "Seni seviyorum Y/N." dedi kısık ama Y/N'ninduyabileceği bir ses tonunda.

Gözlerini Y/N'nin gözlerinden dudaklarına çevirdiğinde tekrar dudaklarına yaklaştı ama bu sefer hamle yapma seçimini Y/N'e bıraktı.

Y/N ise arada kalan ufacık mesafeyi kapatarak tekrar dudaklarını buluştururken ellerini adamın boynuna dolayarak platin saçlarıyla oynadı.

Gellert ilk defa bir kadına karşı hissettiği bu duyguyla öpücüğe karşı gülümsedi.

Nefes almak zorunda kaldıklarında ikisi de yüzünde bir gülümsemeyle ayrıldı. Alınlarını birbirine yaslayarak nefeslerini düzene soktuklarında, Gellert Y/N'nin elinden tutarak kapıya yöneldi.

Ne olduğunu anlayamayan Y/N "Nereye gidiyoruz Gellert?" diye sordu. Gellert ise adını ilk defa ondan duyduğunda gülümseyerek ona döndü. Ne dediğini farkeden Y/N, "Ö-özür dilerim. Öyle demek isteme-" Gellert'in dudaklarına koyduğu öpücük ile konuşması kesilen Y/N'nin gözleri büyüdü.

"Sorun değil sadece birisi adımı kullanmayalı uzun zaman olmuştu." dedi Gellert gülümsemesi bozulmadan.

Tekrar yürümeye devam eden Gellert Y/N'nin kendisine yönelttiği soruları cavplamadan hala herkesin yemeğini yediği, ve hafif uğultuların geldiği yemek odasına girdi.

Onların odaya girdiğini gören herkes şokla kapıya baktı. Gellert Grindelwald bir kadın ile el ele. Duygularını asla göstermeyen adam.

Geldiklerinden belli en fazla şaşıran ise Y/N olmuştu. Zaten onun kendisine olan aşkını itiraf ettiği şokunu atlatamayan Y/N bir de herkesin ortasında onunla el eleydi.

Herkesin kendisine sessizce baktığını gören Gellert ciddi bir yüz; gür ve emin ses ile "Ben Y/N'i seviyorum. Ona karşı hareketlerinize dikkat edin." derken korkuyla kendisine bakan Matthew'e bakmadan edemedi.

Daha sonra Y/N'in elini bırakmadan tekrar odasına dönerken arkasından fısıldanmaların başladığını duydu. Y/N yarı yolda onu elinden çekiştirerek durdurdu.

Yüzündeki gülümsemeyle "Sen beni kıskandın mı?" diye sordu. Yanaklarındaki allık bir an olsun eksilmemişti.

Gellert onun bu halini sevimli bularak tekrar gülümsedi ve "Ne alakası var." dedi kıkırdarken. Y/N ise yüzünde gülümsemeyle şaka yollu koluna vurdu ve "Kıskandın işte itiraf et." dedi.

Gellert ise gülerek onun dudaklarını tekrar tutkuyla öptü ve "Seni seviyorum Y/N. Elbette seni kıskanıyorum." dedi Y/N'in kızarmasına neden olarak.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Kelime sayısı: 1326
Yayım Tarihi: 6 Ocak 2022

Herkese merhaba.
Okuduğunuz için teşekkürler.

Yazdıktan sonra kontrol etme şansım olmadı bir hatam varsa affola. :)

Lütfen okuduktan sonra ☆'a basmayı unutmayın. ;)

Okuyan, destek olan, oy atan ve yorum yapan herkese teşekkürler.

İstek, eleştri ve şikayetlerinizi duymaktan zevk duyarım.

İstek karakter?

Prim?

<3 _Binsan_

VALLA HIÇ DÜZELTMEYE UĞRAŞACAK ENERJIM KALMADI
31.08.23