🍪68🍪
Aah şey selam :D
🍪
"Tomlinson!"
Seslice iç çektim.
Bu pazartesinin sakin bir pazartesi olmayacağı belliydi. Ben bunu Harry'nin çıkışta bize geleceğini okul kapısından içeri girdiğim an üzerime atlayıp söyleyişinden anlamıştım zaten. Ama yine de beklentim sadece heyecanlanmak, kızarmak falandı. Liam Payne öküzüyle yüz göz olup başımı belaya sokmak kesinlikle değil.
Bilirsiniz şu günlerde fazladan şapşalım ve sevgilimsi gibi olduğum kıvırcık bir bebeğe sahibim ve bunlar aklıma sadece iyi şeyler sokuyor. Ofladım. Ama Liam iyi bir şey değil ve elbette aklıma gelmedi.
Okul tuvaletindeydik, içeride beş kişi ancak vardı ve ben aynaya dönüktüm. Acaba bu sefer hangi günahımın bedelini ödeyeceğim?
Ceketimin kollarını indirdim.
"Sana dedim bücür!"
Ne!?
Yüzümü kurutmak için kullandığım peçeteyi çöpe atmak için arkamı dönerken yüz yüze geldiğimizde göz devirdim. Aramızda en fazla dört santim var da...
"Ne istiyorsun?" sesimi kontrol etmeye çalışıyorken dik durmaya zorladım kendimi.
Hiçbir münasebetimiz yokken beni tuvalet köşelerinde sıkıştırmasına anlam veremiyorum. Üstelik onunla uğraşacak zamanım da yok. Harry ve Niall yemekhanede beni bekliyor. Yüce İsa, Harry'nin üzerindeki bordo gömleği görmeniz lazım, tüm günümü onu izleyerek öldürmek istiyorum!
Gözlerimi kırpıştırdım, birazdan üzerime bir boğa atlayacak düşündüğüm şeyse bordo gömlek mi?
AAH BU HAVADA NASIL GÖMLEK GİYMİŞ İNANAMIYORUM!
İçeridekiler kaosun gelişini anladıkları için yavaşça Liam'ın yanından geçip mekanı terk ederken ben de silkelenip belli etmediğim telaşımla sağa sola bakınıp kaçacak yer aramaya çalışıyordum ama bu mümkün değildi, kapının önünde duruyor! Şaka mı! Yutkundum.
Bakın, ben birden örümcek adama dönüşen Peter Parker değilim ve onu haklamam imkansız, büyük ihtimalle suratıma bir tane geçirse acillik olurum. Gözlerimi gölgeleyen saçlarımı hızla geriye ittim.
O ise dik dik bakmaya içerideki herkes çıkana kadar devam etmişti. Çatık kaşları, çıkmaya başlayan sakalları ve koca kahverengi gözlerine rağmen açık olmak gerekirse hiç korkunç bir imajı yoktu, kaslarına güveniyor olmalı çünkü üzerindeki montla da oldukça zararsız geliyordu göze.
Lavabolardan uzaklaşıp duvara yaklaştım, belki kabinlerden birisine saklanabilirim? Benden ne istiyor ki! Hızlanan kalbim ve üşüyen ellerimi gizleyebilirdim belki ama o her adım attığında korkuyla açılan gözlerimi asla. Beni çiğ çiğ yiyecek herif!
Sanki, sanki yer sallanıyor! Açık olacağım, fena korkuyorum ama bu çok normal zamanında kafamda basketbol topu patlatmaya çalışan bir insan var karşımda!
"Ne mi istiyorum?"
Sesi içeride yankı yaptığında yerimden sıçradım. Hareket edemiyordum ve olduğum yerde kalmıştım oysa sürekli yaklaşıyor.
Liam Payne, seni koca ayı benden uzak dur! Seni...seni - her neyse içimden ettiğim tehditlerin bir anlamı yok zaten.
"Çok komiksin gerçekten." yaklaştığı için başımı kaldırıp yüzüne baktım. Tam karşıma geçtiğinde ve gözlerime öfkeyle baktığında açıkçası sağlam bir yumruk yemeyi en doğal hamle olarak bekliyordum. Bu pozisyonda bana sarılmasını beklemek imkansız sonuçta.
Ama o omuzlarımı tutup beni sarsmaya, ağlamaklı bir şekilde bağırmaya başladı ve bu pozisyonda bu da imkansızdı.
"Asıl sen ne istiyorsun be!"
Şaşkınlıkla irkildim. Omuzlarımı çok sıkı tutmuştu ve beni elma ağacı gibi sallayıp duruyordu.
"Zayn'imden uzak dur onu ilk ben sevdim cüce!"
NE!
Beni ileri geri sallamayı keserse ona anlatabilirdim. Kendimi çekmeye çalıştım, beni duvara doğru sertçe itti. Sinek gibi yapıştım desem yeridir. Kızarmış gözlerine baktım. Sevimli görünüyordu ama-
" Seni bir daha onun yanında görmeyeyim yoksa derini yüzer basketbol topu yaparım."
Ellerimi ileri uzatıp başımı iki yana salladım. "Öyle değil -"
"Karşı mı geliyorsun bir de!"
Üzerime atlamaya hazırlandığını fark ettiğimde "Hayır hayır!" dedim ama beni dinlemedi ve yürüyüp sertçe yakalarımdan tutarak ayaklarımı yerden kesti. Ellerini tutup itmeye çalıştım. Beni tekrar duvara vurdu, bir yandan da gözleri yaşlıydı. Bütün manyakları neden bana yolluyorsun sevgili yaratıcım! Sıkıştığım yerde çırpınıyordum, beni ciddi ciddi dövecek değil ya, o kadar da manyak değildir herhalde?
"Liam!"
Bunu öğrenemeyecektim anlaşılan, çünkü Harry'nin korku dolu çığlığını duyunca birden beni bırakmıştı ve, ah kıç üstü düştüm.
"Harry?" dedi sanki elini yıkarken yakalandı, pezevenk herif azıcık suçlu gibi davran! Acıyla gerilen yüzümü düzeltip üzgün üzgün Liam'ın bacaklarından göremediğim Harry'e bakmaya çalıştım. Birbirimizi gördüğümüzde şaşkın yüzü anında değişmişti.
"Liam sen ne yapıyorsun benim mimik balıma!"
"Liam Payne yine kimi sıkıştırıyorsun okulumda?"
Müdür de arkadan işe dahil olunca Harry geriye çekilmek yerine içeri girdi ve hemen bana koştu. Halen yüzüne üzgün bir suratla bakıyordum. Onun yüzünden iyice kendimi bebek sanmaya başlamıştım sanırım.
Ama elimde değildi. Bana çocuğuna koşan anne edasıyla gelirken çok tapılasıydı ve ben ona fena düşünüyorum evet her neyse. Onun için bebeklik bile yaparım.
"Bal mı? Ne oluyor lan burada!"
Arkasındaki meraklı öğrenci selini ikiye açıp, Liam'a dışarıyı işaret etti göbeği öndeki sevgili müdür. "O kadar Disney dizisi taklit ediyorsun, bari taklit ettiğin sahnenin sonunu da izle olur mu Liam?" dediğinde Liam, ciddi misin, bakışları atıyordu etrafa.
Kıvırcığım yanıma dizleri üzerinde oturup yeşil gözleriyle beni kontrol ederken ben de bana ve Harry'e mal mal bakan Liam'a dil çıkarttım. Çocuk bunun üzerine değşik yüz ifadesiyle koşarak bizden uzaklaşmıştı. Umarım bir daha gelmez!
"Kalkamıyorsan seni kucağıma alabilirim?" tepki olarak başımı hızla iki yana salladığımda bana biraz şaşkın biraz da üzgün bir bakış atmıştı ancak hahaha çok komik beni kucağına falan alamaz bunu bilmeli.
"Yükseklik korkum var da."
Attığım yalanı anlamayıp başını sallayarak omuzlarını düşürdüğünde rahat bir nefes aldım. Sonra birden kaşlarını çattı.
"Seni hiç kucağıma alamaz mıyım yani?" sitemkar görünüyordu ama biliyor musunuz, götümde değil, kesinlikle kimse beni kucağına alamaz. Harry bile evet.
"Şimdilik hayır." diyerek kesitirip attım. Kalkmama yardım etti, kapının önünde halen saçma bir kalabalık vardı. Tam olarak bize bakmasalarda bizi konuşuyorlardı. Gergin hissediyordum, yanımdaki bedene sokuldum. Heyecandan ve korkudan halen bacaklarım titriyordu ama derin derin nefesler alarak bunu aşabilirdim.
Harry'nin üzeri yine tatlı kurabiye kokusuyla kapanmıştı, anlaşılan birileri dün mutfağa girmiş. Acaba, bizim evde de bana kurabiye yapabilir mi? Başımı iki yana sallayıp kızarmaya başlayan yüzümü eğdim.
Üşüyen ellerimi ceketimin kollarını çekerek biraz içeri soktuğumda çoktan lavabodan çıkmıştık ve tüm koridor ciddi ciddi bizi dikiliyordu. Okul birincisi olduğumda bu kadar bakmadıkar arkamdan emin olabilirsiniz.
"Liam neden seni rahatsız etti ki!"
Soru olarak görebileceğim bir ünlemle konuştu, derin bir nefes aldım. Kıvırcıkları bukle bukle ve parlak, teni ışık ışıldı çok güzeldi kızgınken bile! Attığı her adımda minik buklelerinin zıplıyor oluşu ise bambaşka bir dert ah...
"Zayn ve benim aramda bir şey var sanıyor sanırım."
"NE!"
Çığlığı patlatınca şaşkınlıkla irkildim ve o da duraksadı ama sonra başını iki yana sallayıp elimi sıkıca tutup beni kendisine çekmişti, omuzlarımız çarpıştı. Gözlerimi irice açıp dengemi korumaya çalıştım. Yüzünü asmıştı, bordo gömleğiyle eşitleniyordu ısırdığı dudaklarının rengi. Oops...
"Neden sanmış?" bana bakmıyordu.
"Bilmem." önüme döndüm.
Sustuk biraz, alt kata iniyorduk. Sıktığı ellerimi gevşekçe tutmaya başlamıştı, asık yüzü utançla renklenmiş başı öne eğilmişti. Göz ucuyla hareketlerini takip ediyordum. Çok fazla...sevimli!
"Şey, elini sıktığım için özür dilerim."
"Önemli değil Harry. "
"Hayır, senin elin minicik acır."
"Hissetmedim bile. Bebek değilim tamam mı? Yeterince güçlüyüm!" sesimi saçma bir anda yükseltişimle o da bana dönüp çatık kaşlarıma aralık dudaklarıyla baktı. Bu sırada kalabalık yemekhaneye girmek üzereydik. Ellerimizi ayırmamız gerekti. Fazla dikkat etmesek de en azından göze sokmamaya çalışıyorduk, bu konuda da konuşmamız gerekecek sanırım çünkü selam öğrenilirse babamın elinde kalabilirim.
"Tamam tamam kızma. Güçlüsün." göz devirdim. Neden alay ediyor ki...
Sıraya geçmiştik, etraf her zamanki gibi iğrenç kokuyordu ve uğultu rahatsızlık veriyor. Ama komiktir ki artık kendimi kısır döngüde hissetmiyorum. Sabah kalk, okula git, hastaneye uğra, eve dön, kızlarla ilgilen, uyu, kalk, okul- işte bu yoktu sanki! Küçük bir gülümsemeyle arkama döndüm, hemen göz göze gelmiştik, gülümsedim. Gamzeleri ortaya çıktı. İşte bu, yat kalk okula giti bozar!
"Sana sözsüz bir espiri yapayım mı?" dudaklarımı bastırıp başımı salladım.
Dişlerini göstererek bana yaklaştı, ben de onu takip ediyordum bakışlarımla. İşgüzardı ifadesi. Oyuncu kediler gibi. Az önce aramızdakileri göze sokmamak hakkında dediklerime sadece ben katılıyordum sanırım. Endişeyle ve heyecanla büyüdü göz bebeklerim. Nefesini hissediyordum dudaklarımda.
Başka bir yere dönmek istiyorum, insanlar bize bakıyor mu merak ediyorum ama hareket edemiyorum. Yeşillerinden ayrılmıyordu mavilerim. Ve evet ciddi ciddi kasılmıştım amaa sonra o birden geri çekildi. Gülüyordu.
Omzularımı düşürüp memnuniyetsizlikle etrafa bakındım, yakaladığım tek gözler Harry'nin arkadaşlarına aitti. Bize daha doğrusu bana oldukça kötü bakıyorlardı. Korkuyla başımı çevirdim. Harry halen gülüyordu. Beni kandırdığı için sinirim bozulmuş olsa da aynı zamanda rahatlamıştım.
"Telefon şakaların daha komikti." endişemi belli etmemeye çalışıp önüme döndüm. "Hayır bu da komikti!" cevap vermedim. Kollarını etrafıma sarıp beni göğsüne çektiğinde sırtım göğsüne çarpmıştı, normal bir zamanda bu beni fena halde mutlu edebilirdi ama şu an sadece endişeliydim. "Harryy, dur!" iki yana sallandı, beni salladı ya da her neyse. "Çok tatlısın!" kollarının arasından çıkmaya çalışmıştım ama büyük ihtimalle o hissetmedi bile. En sorununda omuzlarımı düşürüp pes ettim ve önümdeki çocuğun bize attığı değişik bakışlara bıkınlıkla karşılık verdim.
Bu kıvırcıkla cidden ne yapacağım ben?
🍪
Kesinlikle! Kahpe Merlin +1k bölüm için bir buçuk ay bekledi doğru. Üstelik de cidden iyi yazamadım lwşxşaşci çünkü hiç havamda değildim sorry.
Soft neyse de fluffta ne yazılır cidden bir halt bildiğim yok bilen söylesin.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top