🍪46🍪
Ramazan bayramınız mübarek olsun!
Bir de!
Kahpe olduğumu söylemiş miydim?
🍪
Dün paranoyak gibi Edward'ın Harry olması hakkında hayaller kurmaya başlayınca bu saçmalığa anında son vermek için ondan telefon numarasını isteme kararı almıştım. İstemiştim de. Hatta kıvırcık soruma tepki veremeden omzuma sertçe atılan kolla ikimiz de yerimizden sıçramasaydık ve üçüncü bir kişi aramıza dahil olmasaydı birazdan rahatlayıp görecektim de onun Edward olmadığını.
"Yeni arkadaş mı edindin Harry?"
Harry şaşkınca kolunu omzuma atmış sarışın çocuğa bakmaya başlarken ben gözlerimi devirip kendimi geriye çektim. Gri denecek kadar açık tonlardaki irisleri öfkeyle parladı üzerimde. Bakışları hali hazırda olan gerginliğimi ikiye katlamaya yetmişti. Ellerimi sıktım.
Ayrıca gerçekten mi? Harry'nin umarasını aldıktan sonra da gelebilirdi?
"Leo bizi rahat bırakır mısın biraz?" sorusunu süsleyen sesi naif ve kibardı kıvırcığın ama utanmışlığın parçalarını da kolayca seçebiliyordum, gözlerini benden kaçırdı. İç çektim, dilimi dişlerimin arasına alıp ısırdım, sinirleniyordum.
"Çok ayıp, bizle de tanıştırsana arkadaşını."
Leo denen serserinin çok fevri hareketleri vardı, sadece iki cümle konuşsa bile dengemi bozmayı başarmıştı. Omuzlarımdan tutup neredeyse sertçe arka sıradaki gruba doğru beni çevirmesinden bahsetmiyorum bile. Kaşlarımı çattım. Harry de titreyen öfkeli sesiyle arkasından seslenmişti ama şerefsiz onu duymazdan geliyordu.
"Bakın çocuklar, Harry'nin bizi tanıştırmak istemediği yeni bir arkadaş daha." hiç, sana ne, demediler mi bu herife? Ağzımdan kötü bir şey çıkabilirdi her an ama muhatap olacağım tipler değillerdi ve çenemi sıkıyordum ben de. Herhalde babamdan öğrendiğim en iyi şey bana neydi, ne kadar lazım olduğunu görüyorsunuz değil mi?
"Ne dedin çocuğa baksana bizi şimdiden sevmemiş gibi bir hali var, adın ne senin?" yüz ifadesi sesi, tavırları...midem bulandığı için kendimi aniden geri çekmiş ve kıkır kıkır gülen gruba hemen arkamı dönmüştüm. Harry'e baktığımda oldukça moralsizdi. Al al olmuş yanaklarını şişirmiş, yeşillerini ise tek noktaya sabitlemişti. Kalbimde açılan küçücük yarayı hissettim, ona nasıl yaparlardı bunu? Boynu kırılmış tatlı bir bahar papatyasına benziyordu.
" Özür dilerim Louis, kusura bakma biraz patavatsızlar."
Önemli olmadığını söylemek istedim, önemli değildi çünkü ama tekrar eden ani dönüşle sarsıldım. Karşımdaki cidden dayak isteyen tip yine omuzlarımı tutmuş bu sefer ileri geri oynuyordu resmen benle. Özel alanıma girmek için kimden izin aldı?
"Ah ah evet kusura bakma, bizler çok kaba insanlarız ve Harry beye layık değiliz."
Kıvırcık ayağa kalıp aramıza girerek beni kurtardığında KAHRAMANIM diye bağırıp üzerine atlayabilirdim elbette ama...yapmadım. Sadece geriye çekildim ve izledim.
"Lafı götünden anlamaya köşende devam et ve minik kelebeğimin arkadaşını rahat bırak."
Niall da uykusundan tam uyanmasa da olaya esneyerek dahil olduğunda Leo seslice güldü. Derdi ne bunun? Bir şeye kızdığı açık ama neye kızdığı değil. Hele de bunun benimle alakasının ne olduğu.
Şu telefon numarasını alsaydım...
"Neden bu kadar abarttınız ki, bir şey yapmadım?"
Sesten rahatsız olan bazı öğrenciler söylene söylene çıkarken ben de gitmek için hareketlendim. Daha fazla arada kalmaya niyetim yoktu çünkü. Nasılsa telefon huzurum gibi kaçmıyor ya başka zaman alırım olur biter. Geriye doğru bir iki adım, arkada oturmuş bizi izleyen gruba ise ters bakışlar attım. Leo mudur nedir, kavgacı olmadığıma dua etsin, benim yerimde daha az sakin birisi olsa ağzına sıçmıştı şimdiye.
"Dört yıllık arkadaşım bizi götlemek yerine kimlerle görüşüyor merak ediyorum sadece."
Omuz silkti, sanırım Harry'le araları bozuktu ve ben de hayatımın mükemmel koşulları gereği yine kim vurduya gitmiştim. Gözlerimi kırpıştırıp son bir defa baktım asık yüzüne, sinirli hali bile çok sevimli!
"Kimin kimi götlemediğini tartışmayalım istersen?"
Vay canına, küfür edince de sevimli. Dudaklarının her hareketi, nefes alış verişi, gözlerini açıp kapatması, AMAN TANRIM ÇOK GÜZEL OFLADI!
Evet, olduğum yerde saniyeler içinde donmuş mal mal izliyordum suratını. Ne olmuş yani? Gitmem gerekiyor biliyorum. Ama lanet olsun! Git, görüyorsunuz bacaklarım beni dinlemiyor. Mavilerime baktı, yeşilleri özür diler gibiydi.
"Haklısın-"
Bir kız dahil oldu. Güldü. Biz ise halen birbirimize bakıyorduk.
"ezikleri, kaşarları ve ibneleri koruma huyunu götlemiyoruz-"
Ama Leo kızın sözünü kestiğinde duyduğum hakaretle dudaklarım aralanmıştı çoktan ve gözlerim şokla dönmüştü arka sıralardaki gruba. Bu insanlar homofobik miydi?
"Ve merak ediyorum,"
Gözlüğüm birden çekildiğinde irkilip önüme döndüm, şimdi Niall da ayağa kalkmıştı, şu neşeli çocuğu bile sinirlendirdiklerine inanamıyorum. Onlardan çekinmekte haklıydım, daha ilk gün bakışları rahatsız etmişti, iyi insanlar değillerdi. Düşüncesiz ergenler. Tam da yaşlarına göre davranıyorlar.
Gözlüğümü almak için öne atıldığımda elini kaldırıp gülerek Niall'a baktı. Utanmasam zıplardım ve onu alırdım. Ama hayır zıplamayacağım.
"acaba ucubelerle alakalı değişik hobilerin mi var Harry?"
Arkamdaki, utançtan kaskatı kesilmiş Harry'e de baktı. Ben buradayım heey? Ayrıca o gözlüğün parasından haberleri var mı?
"Ucube?" dedi Niall sırıtarak, Leo başını salladı, sonra sarışın her zamanki kahkahasını attı, siniri anında buharlaşmış şimdiyse oldukça eğleniyor gibiydi. Sırasına geri oturdu. BİRİSİ ŞU GÖZLÜĞÜ VEREBİLİR Mİ?!
"Sen fazla lise dizisi izlemişsin Leo."
Gözlük...
"Burada sinirli bir şekilde sizinle tartışıyorum? Gülüyorsun? Harry cevap versene? Yıllardır arkadaşız, iki üç şaka yaptık diye Horan gibi değişik değişik tipleri bilerek mi topluyorsun etrafına?"
BEN Mİ DEĞİŞİĞİM!
Zil çaldı sikeyim hepinizi tamam mı daha çişimi bile yapmadım!
"Ver şu gözlüğü artık!"
Neredeyse bağırdığım an Harry'nin olduğuna emin olduğum el kibarca gözlüğümü aldı ve bana uzattı. Üzgünüm ama ben kabaca almıştım ondan.
"Böyle özel bir konuyu bu şekilde konuşman çok kırıcı. Üstelik Louis'e de kibar davranmadın? "
Yandan bana baktı, gözlüğümün camını silip taktıktan sonra ikisini de sinirle süzmüştüm. Arkadaşlarına hakim olamıyordu, resmen bana hakaret etmiş alay etmişlerdi ve o sesini çıkartmamıştı. Çıkartamamıştı. Her neyse. Canımı sıktılar.
"Hayır hayır Harry, asıl kırıcı olan senin bize boktan sebeplerle surat asıp inadına ya da değil, şöyle tiplerle konuşman, sıkıntı tam olarak bu, kibar falan da olamam. Bazıları gibi kibarlığa ihtiyaç duyacak kadar ezik ya da ibne değilim."
Leo'nun, Harry'e takılı kalıp duran gözlerimi fark ettiği için attığı imalı bakışı gördüğümde hiçbir şey demedim, böyle insanlardan uzak durmam gerekiyordu zıtlaşacak, enerji harcayacak değildim. İstediklerini düşünebilirlerdi. Dolan gözlerimi saklamak için hemen arkamı dönüp sınıftan seri adımlarla çıktım. Harry'nin şaşkınlık ve üzgünlük dolu bakışları arkadaşından bana ulaşamadan yaptım bunu.
Peki karşılık vermemem ya da onların ne kadar seviyesiz insanlar olduklarını bilmemin değiştirmediği şey ne biliyor musunuz? Asla moralimin bozulmasına engel olamıyorum.
Hatta büyük ihtimalle bir daha Harry'nin yanına bile gitmem, etrafındaki o insanların varlığı yeter, gerçekte Edward olup olmaması bile önemsizleşir. Ondan hoşlanmam bile önemsizleşir. Dolu gözlerle kendi sınıfıma girdim. Ders başlamak üzereydi.
Her şey önemsizleşir.
🍪
Al küstü işte!
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top