3. BÖLÜM

Merhaba! Yb geldi diğer bölümlerin neredeyse 3 katı kadar. İyi okumalar.

HATIRLATMA

"Lütfen bu benim için çok önemli, sadece bir fotoğraf tamam mı? sonra döneriz." aklıma Luke ve Paul geldi. Hala gelmemişlerdi. "tamam öyle olsun, ama sadece bir fotoğraf."

***

Odama çıktım. İçinde yatak dolap, makyaj masası ve birkaç fotoğraf vardı. Beyaz duvarlarda bir kurt resmi vardı. Dolabıma doğru ilerleyip içinden siyah kapşonlu ve altıma da yine siyah bir pantolon giyindim. Pantolon dardı. Giyinmesi kolaydı ama çıkarması için bir saat uğraşmam gerekiyordu. Odadan çıkıp alt kata indiğimde. Nancy hala gelmemişti. Onun gelmesini beklerken telofonumu açıp internette gezinmeye başladım. "Karen Dawson nasıl öldürüldü?" Başlığı gördüğümde hemen tıkladım ve okumaya başladım. "14 Kasım günü cesedi okul bahçesinde bulunan genç kızın ölümü nasıl oldu?"
"Kızın cesedini ilk gören kişi şöyle söylüyor" "cesedi gördüğümde hemen yanına gittim.cesedin üzerindeısırık
İzi vardı. Hemen polisi aradım. Kız ölmüştü. Polis geldi ve olaya müdahale etti. Onu bir ceset torbasına koydular ve po-" "Ben hazırım" Nancy'nin sesiyle kafamı telefondan kaldırdım ve kapıya doğru ilerledim. Montumu giyindikten sonra dışarıya çıktım.

Ormana girdiğimiz de etrafta baykuş sesleri vardı. Attığım her adımda ormana gelmemizi ne kadar saçma olduğunu anlamaya başladım. "Nancy şu lanet olası fotoğrafı çek ve gidelim burdan" bana cevap vermek yerine ilerlemeye devam etti, ormanın derinliklerine. "Nancy neden daha derine gidiyoruz?" "Tatlım hayvan fotoğrafı çekmem gerekiyor ve bunun için de daha derine gitmem gerekiyor" dedi.

Biraz daha ilerledikten sonra Nancy durdu. "Nol-" "şişşt sessiz ol" dedi. Baktığı yöne baktığımda ağaçta ki baykuşu gördüm. Fotoğraf makinesini boynundan aldı ve ağaca doğrultu. Flaş ışığıyla kuş havalandı ve karanlığa kavuştu. "İşte oldu. Şimdi gidebiliriz" dedi Nancy. Bende kafamla onayladım ve arkamı döndüm.

Geri dönerken solumuzda ki çalılıklarda bir hareketlenme oldu. İkimiz de o yöne dönerken cidden altıma sıçacaktım. Bir süre kimseden ses çıkmayınca konuşmaya başladı "galiba-" ve çalılıklardan bir kurt üstümüze atladı daha doğrusu atlamaya çalıştı çünkü bize ulaşamadan başka bir kurt onu engellemişti. Bunlar gerçekten kurt muydu? Çünkü benim boyum kadarlardı. Siyah ve gri kurt birbiriyle dövüşürken bedenim haraket edemiyordu. Nancy kolumdan tutup eve doğru koşmaya başladı. Gri kurt yani bize saldıran Kurt bunu fark etmiş olacak ki peşimizden koşmaya başladı. Tekrardan üstümüze atlayacakken Başka bir kurt ona yandan saldırdı ve karnına pençesini geçirdi. Gri kurt hırlayarak çalılıklara girdi. Diğer siyah ve kahverengi kurtda birbirlerine hırladılar ve çalılara girdiler

İkimizde konuşamaz haldeyken yine ilk hareket eden Nancy oldu. "Ça çabuk gidelim buradan" ve koşmaya başladık. aklımda sadece az önce yaşananlar vardı. Ve bir anda çalılıklarda bir hareketlenme oldu. yine. Daha hızlı koşmaya başlarken sanki çalıdaki şeyde bizimle geliyordu. Nancy'le ellerimiz bir anlığına ayrıldı ayrılmasıyla çalılıklardan üstüme birşey atladı kıyefetime dişlerini geçirdi ve beni çalılıklar çekerken Nancy bana doğru koşuyordu. "NANCY!!" "LAURA!!" Korkudan olsa gerek etraf kararmaya başlamıştı ve gördüğüm son şey Nancy' nin bana doğru koşuyor olmasıydı.

Uyandığımda bir yatağın üzerindeydim. Yatakta doğruldum ve etrafı inceledim. Burası bir mağaraydı sanırım çünkü tavan düz değildi ve duvarlar bir evde olacak şekilde değildi. Evet burası mağaraydı oda da ise üzerinde bulunduğum yatak, bir dolap, bir çalışma masası ve bir tane ikili koltuk vardı. Bide koltukta oturan adam.

Çığlığım mağara da yankılanmıştı. Adam kafasını bana çevirdi ve "demek uyandın" dedi. Garip bir şekikde bu ses bana çok tanıdık geliyordu.

Bu LUKE'ydi.

Gözlerim korkuyla büyürken ayağa kalktı ve bana doğru yürüdü. "Gel, dışarı çıkalım. Orada sana her şeyi anlatacağım." dedi. Onun elini tutmak yerine yatağın kulpundan destek alarak ayağa kalktım, yüzünde bir saniyelik tebessüm oluştu ve geri o sert ifadesini aldı.

Dışarıya çıktığımızda buranının mağara olduğuna emindim. Sandalyeye oturdu ve banada oturmamı işaret etti. Yanına oturduğumda bir süre bekledi ve konuşmaya başladı. "Şimdi anlatacaklarım sana saçma gelebilir ama bunlar gerçek" etrafta başka insanlarda vardı ve hepsi bize bakıyordu. Hava Güneş'liydi. Aklıma Nancy gelmişti ve dün gece olanlar. "Merak etme arkadaşın iyi. Dün gece sana saldıran-"

"Sen bunu nereden biliyorsun?"

"Araya girmesen anlatacağım" "Hani filmlerde kurt adamlar vardır ya"

"Gerçek mi?" Dedim alayla

"Evet" dedi. Yüzünde ciddi bir ifade olması beni korkutuyordu ve evet Luke'nin Deli olduğuna artık emindim. Şimdi ise buradan kaçmam gerekiyordu.

"Dün sana saldıran gri kurt, okulda ki cinayeti de o işledi." O sırada kafamda milyonlarca kaçma planı vardı.

"Ve o siyah kurt, bendim."

Plan hazırdı.

"Burası bizim bölgemiz ve o kurt bizden değildi."

Yanımda ki odun parçasıyla kafasına vuracaktım ve arkamdaki çalıklardan kaçacaktım. Zaten beni bulması çok zordu çünkü etrafı yoğun bir sis basmıştı ve saklanma konusunda ustaydım. Tek sıkıntı etraftakiler. Onların olmadığı bir zaman da yapmalıydım bunu.

"O bir alfa ve sürüsünün de olduğunu düşünüyoruz"

Etrafta kimse yoktu.

3

"Onun kim olduğunu biliyoruz."

2

"Garip olan onun seni takip ediyor olması"

1

"Sen beni dinliyor musun?" hızlı bir şekilde elime aldığım odun parçasıyla kafasına vurdum ve ormana doğru koşmaya başladım. Arkamda duyduğum ve kıyafetten geldiğini düşündüğüm yırtılma sesiyle bir çalının içine girdim. Hemen sağından gelen koşma sesleri bir insana ait değildi. Sesler durunca gittiğini düşünüp çalılıklardan çıktım ve karşımda ki siyah kurdu görmemle çığlık attım.

Bu yöne gelen ayak sesiyle kurt gözlerini benden ayırdı ve gelene baktı. Bu Paul' du. Beni kolumdan tutarak kaldırdı ve mağaraya geri götürdü.

Bir saat sonra

"Peki neden beni takip ediyor?" Olanları yavaş yavaş kabullenmeye başlamıştım.

"Bunu bizde bilmiyoruz" dedi Luke.

"Peki. Kurt adamlar gerçek ve sizde kurt adamsınız. Sürü ve klanlar var. Buranın sahibi sizsiniz." Herkes ciddi bir ifadeyle beni dinliyordu.

"Peki, bölgenizi göstermek için ormanın bazı bölgelerine işiyormusunuz?" Dedim. Paul kahkaha atmaya başlarken bende kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Oda da 8 kişi içinden sadece biz gülüyorduk. Bir süre sonra kendimi kontrol altına alsamda Paul hala kıkırdıyordu. Kurt adamların gerçek olduğunu öğrenen biri için fazla rahat olabilirim ama belkide bu normal çünkü beynim bunu hazmedememiş ve böyle bir tepki vermiş olabilir.

"Tamam tamam. Peki, bana bu adamın kim olduğunu hala söylemediniz". Dedim

"Kenneth" dedi Luke.

Aklıma birkaç kişi gelsede bu Kenneth o Kenneth olmayabilirdi.

"Bizim okulda ki Kenneth" diye tamamladı Paul.

"Öğretmen olan mı?" Dedim.

Başıyla onayladı.

"Kenneth'le tanışıyor musun? Yani, babanın eski bir arkadaşı yada annenin?" Dedi Richard.

"Hayır. Onu okuldan tanıyorum sadece."

Ve bir kaç soru daha sorduktan sonra Luke dışında herkes çıktı. Ona bakıyordum, ne var der gibi. Bana telefonumu uzattı ve "arkadaşına mesaj at iyi olduğunu söyle, bir süre buradasın" dedi. Telefonu elinden aldım ve tekrar ona baktım. "Neden hala buradasın?" Dedim. "Ne yazdığını göreceğim" dedi. Bu dediğine sinirlensemde haklıydı. Sonuçta ona beni kurtar 30 delinin arasına düştüm diyebilirdim. Telefonu açtım 200 cevapsız arma yazısını okudum ve mesajlar kısmından Nancy'e tıkladım. Ona 'ben iyiyim, merak etme' dedim. Mesajı anında gördü ve ona Laura olduğumu göstermek için aramızda belirlediğimiz emojiyi yolladım. Yazıyor

Luke telofonu elimden aldı ve odadan çıktı. Bende yatağa uzanıp uykuya daldım.

kaç saat uyudum bilmiyorum ama kapının sertçe açılmasıyla gözlerimi açtım
"Noluyor ya?"dedim. Yarı kapalı gözlerimle. "Saldırıya uğradık" dedi Luke ve kurta dönüştü. yanında 4 kişi daha vardı. Hepsi kurt halindeydi ve kafalarını aynı anda arkalarına çevirdiler. Karşılarında dokuz kurt vardı. Hayır on. Birbirlerine hırlıyorlardı. Onlar sayıca fazla olsada sürü kendi topraklarında daha güçlü olurmuş. Yani güçleri eşitti. Birbirlerine doğru koşmaya başladılar ve birbirlerine pençelerini geçirmeye çalıştılar. Bir kişiye iki kurt düşüyordu ve en sağdaki kurt zar zor savaşıyordu ve omzuna aldığı darbeyle yere yığıldı. Durum iyice kötüye gidiyordu. Yere düşen kurtu öldürecekler araya siyah kurt girdi ve onları engelledi. Richard olduğunu düşündüğüm ortadaki kurt ise dört kişiyle dövüşmeye çalışıyordu.arkalarında gördüğüm kurtlarla derin bir nefes aldım. Yardıma gelmişlerdi ama dünkü gri kurt Richard'ın üstünden atlayarak doğrudan bana koşmaya başladı. Richard'da onun peşinden gelmeye başladı ve aramızda bir metre kal ona yetişip dişlerini arka bacağına geçirdi ve bu sefer o bana koşmaya başladı. Aynısını Kenneth Richard'da yapınca çığlık attım. İkiside bana doğru koşarken hızla geri çekildim ve kafamı dolabın kenarına vurdum. Gözlerim kararırken iki kurtda yaralarına aldırış etmeden bana doğru koşuyordu.

Sizce ikisi de neden Laura'ya doğru koşuyordu?

Sizce Kenneth neden Laura'yı istiyor?

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top