believe- [vii.]
sema:
seni tanıyorum,
vildan'a bir şey hissetsen,
aranızda bir şey olsa
bana yanıt bile vermezsin
ben umutlanmayayım diye
[iletildi]
ömer:
sen umutlanma diye değil
sevdiğim insana haksızlık olurdu seninle konuşmam
[iletildi]
sema:
anladım
[iletildi]
ömer:
bu arada sema,
sana yanıt vermem sana umut veriyorsa konuşmayalım
[iletildi]
sema:
buna konuşmak mı diyorsun ömer?
yabancı insanlarla bile daha duygu dolu konuşmalarım oluyor
hiç tanımadıklarımla*
[iletildi]
ömer:
yabancı insanlarla ne kadar samimi olduğunu biliyorum
konuyu açmayalım istersen
[iletildi]
sema:
konu açılırsa ne olur?
[iletildi]
ömer:
şu olur,
sana şu kişiyle konuşma bak zarar görürsün dediğim halde
beni umursamayıp sonra da gerçekten zarar gördüğün zamanları hatırlatırım
[iletildi]
sema:
artık böyle sorunlar çıkarmayacak kadar bilinçlendiğimi biliyorsun
[iletildi]
ömer:
bilmiyorum
sen söylüyorsun
[iletildi]
sema:
biliyorsun,
ama inanmıyorsun.
[iletildi]
ömer:
tek sorunumuz bu olsaydı,
sana inanmak için kendimi paramparça ederdim sema,
sen de bunu biliyorsun.
[iletildi]
ömer:
ki ilkinde beni paramparça eden sendin.
[iletildi]
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top