sema:
geçen gün yazdığın şey
[iletildi]

ömer:
senin görüldü attığın şey*
[iletildi]

sema:
ömer
[iletildi]

ömer:
sema
[iletildi]

sema:
bana inanmak istiyor musun?
[iletildi]

ömer:
içimdeki bu hissi atamıyorum sema
[iletildi]

sema:
hangi his?
[iletildi]

ömer:
sana aitmişim hissi,

senin de bana ait olduğun hissi
[iletildi]

sema:
bana inan demeyeceğim sana

seni incitebilirim

ama sen bu hayatta incinmesinden en çok korktuğum kişisin

ben değil bir başkası bile incitirse seni

en çok ben incinirim

seni en çok ben severim

seni en çok ben özlerim

bana inanmasan da sorun olmaz

ama kalbim senin kalbinin yanında duracaksa

bana inanman gerek ömer

biliyorum bunu da ben sağlarım

ama bana inanmak istemediğin sürece

ben hiçbir şey yapamam
[iletildi]

ömer:
sana inanmak istiyorum sema

beni inandır

nolur.

senden kaçmak istemiyorum artık

bana koşmanı ve

bana sarılmanı istiyorum
[iletildi]

sema:
bu isteği boşa çıkarmayacağım ömer
[iletildi]

ömer:
umarım sema

tüm kalbimle umuyorum bunu.
[iletildi]