Final
Igraine
Final
Masanın başına geçip,elime kağıt kalemi aldığımda yaptığım şeyin aslında ne kadar zor olduğunu fark ettim.Oswald'ı terk etmek...Bu sefer bilerek,isteyerek.Eskiden yokluğu zor gelirdi.Ama beni terk edip gittiğini düşündükçe biraz olsun avunurdum.Şimdi onu bırakırsam,nasıl avutacaktım kendimi ? Hiç kolay değildi.Oswald benim kalbimin içiydi.Ben onu sevmekten asla vazgeçmezdim,geçemezdim.Bu kadar zaman Dorian'ı sevdiğimi zannettim.Sevdim de.Ama Oswald'a duyduğum gözü kara sevginin yanında lafı bile olmuyordu.Onun için her şeyi yapardım.Her şeyi.Hala koşup kendimi Oswald'ın kollarına atmamın tek sebebi Dorian'dı.Bana olan sevgisini biliyordum.Benim için ne kadar değiştiğini biliyordum.Eğer Oswald ile buradan kaçıp gidersem onu düşündükçe kahrolacaktım.O gece kadar karanlık gözlerinden yaş gelmesine dayanamazdım.
Karar vermek zordu.Ne zaman zor durumda kalsam,ya da yanlış bir yola gidecek olsam,annemin sözleri yankılanırdı kulaklarımda.Şimdi de evlendiğim gün,evden çıkarken söyledikleri geldi aklıma. "Sen artık bu evdeki başına buyruk,hoyrat kız değilsin.Igraine Dormanth bu evde kaldı,yeni gideceğin evde Igraine Nelson olacaksın.Ona göre davranacaksın."Haklıydı.Ben artık Igraine Nelson'dım.Bu köşkün hanımı,Dorian Nelson'nın karısıydım.Doğacak çocuklarının annesi olacaktım.Dorian'nın hayatına böylesine girmişken,pat diye çıkıp her şeyi mahvedemezdim.Ben kendi kendime tartışırken,alt kattan bağırışma sesleri geldi.Dorian'nın neredeyse aslan gibi kükrediğini duyuyordum.
Hızla ayağa kalkıp,tırabzanlardan salona doğru baktığımda kahyalar ve hizmetçilerin Dorian'ı zor zaptettiklerini gördüm.Kendinden geçmiş gibi bağırıyordu.Biraz ileri bakında Oswald'ı fark ettim.Burada ne işi vardı ? Dorian'nın bu hale geleceğini bilmiyor muydu ? Bir süre şok içinde onlara baktım.Sonra Oswald başını kaldırdı.Beni gördü.Yüzünün nasıl aydınlandığını ömrüm boyu unutamayacaktım.Bağırarak konuştu.
''Igraine ! Öğrendim,bütün gerçekleri öğrendim.Ichabod arkamızdan oyun çevirmiş.Ben seni terk etmedim ! ''
Soğukkanlılığımı korumaya çalışarak aşağıya indim.Dorian'nın asabiliği beni görünce biraz olsun yatışmıştı.En azından kahyaların elinde çırpınmıyordu.Oswald'a doğru gittim.Aramızda mesafe bıraktım.Yüzü aydınlanmıştı,mutluydu.Beni eskisi kadar seviyordu.Bu parlayan gözlere konuşmak ne kadar zor olacaktı benim için...
''Igraine,sevgilim hepsi Ichabod'un oyunuymuş.Bana mektup bırakıp her şeyi anlatmış o soysuz.''
Bana sevgilim dediği an Dorian bir hamle daha yaptı ona doğru.Küfürler savuruyordu.Ve sonuna kadar haklıydı.Karısının eski sevgilisi evine kadar gelip ona aşkını tekrar ilan ediyordu.İçim kan ağlıyarak ciddiyetimi korudum.
''Biliyorum.Bana da yollamış.''
'Önümüzde artık hiçbir engel yok.Bu adamı değil beni sevdiğini biliyorum Igraine.Ömrümüzü boşuna heba etmeyelim.Gel benimle,buradan çok uzağa,İtalya'ya gidelim.''
''Sen ne dediğini sanıyorsun soysuz herif ! Beni bırakın,öldüreceğim onu ! ''
Dorian,artık tamamen kendinden geçmişti.Kafamı çevirip ona baktım ama şu an beni gördüğünü zannetmiyordum.Gözünü Oswald'dan ayırmadan tehditler,küfürler savuruyordu.Yapmam gerekeni yapma vaktim gelmişti.Gözlerimi onun parıltılı gözlerine diktim.Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
''Ben seninle gelemem Oswald.Evliyim,ve kocamla mutluyum.Diğer şeylerin önemi yok.''
Yüzüne bir tokat yemişti sanki.Öyle kötü bakmıştı ki yüzüme,bir ömür boyu bunun için vicdan azabı duyacaktım.Gücümün son zerrelerini kullanarak geri geri gittim.Dorian'nın yanını buldum.Şaşırmış gibi bakıyordu bana.Kahyaları yanından uzaklaştırıp terden sırılsıklam olmuş yüzünü avucumun içine aldım.Yüzüne gelen saçlarını geriye doğru götürdüm.
''Ben burdayım,seninleyim.''
Cevap vermeden bana baktı,sonra hınçla sarıldı bana.Evlendiğimizden beri hiç böyle sıkı sıkı sarıldığını hatırlamıyordum.Benim arkam Oswald'a dönükken,son bir kez daha bağırdı.
''Ne dediğini duymadın mı ? Çek git buradan ! Bu kasabadan git.Seni bir daha görmek istemiyorum.''
Yüzümü onun göğsüne gömdüm.Keşke sağır olsaydım.Onun o ümitsiz nefes verişini,çıkarkenki ayak seslerini duyacağıma sağır olsaydım.O akşam,insanların nasıl göz yaşlarını içlerine akıttıklarını öğrendim.Kalbime değen sıcak göz yaşlarımı hissedebiliyordum sanki.
Gece,yatağa Dorian'dan önce gittim.Ben neredeyse uyuyacakken çıktı odaya.Yavaşça değişti üzerini.Sanki savaş atlatmış yorgun asker gibiydi.Yanıma geldi,belime sımsıkı sarıldı.Onu kolumun altına aldım.Yüzünü boynuma gömdü.Biraz zaman geçince ıslaklık hissettim.Elimle Dorian'nın çenesine uzandım.Ağlıyordu.
''Neden ağlıyorsun ? ''
''Beni bırakmandan korktum Igraine.O adama gideceksin diye çok korktum.''
Islanmış yüzü ile şu an korkmuş bir çocuğa benziyordu.Verdiğim kararın doğru olduğunu o zaman daha iyi anladım.Dorian'ı bırakamazdım.Kesinlikle olmazdı.
''Evlenirken nefesim kesilene kadar seni seveceğime söz verdim,öyle çabuk kurtulmak yok.''
Bana bir kez daha sarıldı.Her zaman o benim saçlarımı okşar,teselli ederdi.Bu akşam sıranın bende olduğunu anladım.Gür,siyah saçlarını okşayıp bütün gece onu ne kadar sevdiğimi anlattım durdum.Uyurken yüzü huzur kaplıydı.Tek tesellim buydu.Oswald' ne kadar mutsuz etmişsem,Dorian'ı o kadar mutlu etmiştim.
25 sene sonra
Yavaş adımlarla merdivenleri tırmanıyordum.Ev ahalisi olduğu gibi uyuyordu.Ben her zamanki gibi erkenden kalkmış,kahvaltıyı hazırlatmıştım.Yaz mevsimindeydik.Gençliğimden beri yazı severdim.Masayı bahçedeki çardağa kurdurttum.
Yatak odamıza geldim.Dorian horul horul uyuyordu.Otuz beşini geçince horlamaya başlamıştı.Bazı akşamlar yastığı yüzüne bastırasım geliyordu.O kadar fenaydı.Ama her şeye rağmen, yirmi beş sene önce o gece yaptığım karardan bir kez pişman olmadım.Bazen ağladım,bazen bağırdım,çağırdım.Ama Dorian beni hep mutlu etti.Ben de elimden geldiğince onu üzmemeye çalıştım.
Yirmi altı senelik kocam,üç oğlumun babası Dorian'nın yanına gittim.Uyuz olduğum sakalları ile oynamaya başladım.Sakallarından nefret ediyordum.O da inatla kestirmiyordu.Çenesini gıdıklamaya başlayınca,homurdarak yatakta döndü.
''Kahvaltı hazır olunca kalkarım Igraine.''
''Kahvaltı hazır kocacığım.''
Derin nefes alıp gözlerini açtı.Yavaşça yatağında doğruldu.Son zamanlarda sürekli belinin ağrıdığını söyleyip duruyordu.Artık elli yaşına gelmişti.Ama o benim için hep terk edilmekten her an korkan,o geceki ağlayan genç adam olarak kalacaktı.Şakağına bir öpücük koyup,kendini gösteren göbeğine elimi vurdum.
''Seni kahvaltı masasında bekliyoruz göbekli ihtiyar.''
''Ben ihtiyar değilim.Göbekli hiç değilim.Sadece biraz kilo aldım.''
''Sen zaten benim ihtiyar delikanlımsın.''
Kapıdan gülümseyerek çıktım.Bahçeye doğru giderken ortanca oğlum Gerwain benden önce davrandı.Önümden hızlıca kapıyı bana açtı.Kızıl saçları,yüzünde çilleri ile her zaman neşeli bir delikanlı olmuştu.On altısındaydı ve yaşının bütün hiperaktif özelliklerini gösteriyordu.Genç adamın koluna girip dışarı çıktım.
''Günaydın anne ! ''
''Sana da günaydın.Sabah sabah yine enerji saçıyorsun.'''
'Ben hep böyleyim.Oğlunu bilirsin.''
''Bilirim tabi,bilmez miyim.Abin ile kardeşin nerede ? '''
'Benjamin tuvalette.Bu arada Benjamin Edebiyat öğretmenimiz Bayan Cleans'a fena halde tutkun anne.Bu günkü ders için
nasıl süslendi görmen gerek.Sanki Bayan Cleans on iki yaşındaki çocuğa dönüp bakacak.''
''Bunu bildiğim iyi oldu Gerwain.Ben onunla ilgilenirim.Peki ya abin Harry.O nerede ? '''
'Hala uyuyor.Biliyor musun siz uyuduktan sonra evden çıktı.Bir iki saat gözükmedi,sonra geldi.Sanırım sevgilisiyleydi.Abimin sevgilisi olduğunu biliyorsun değil mi ? ''
''Evet biliyorum.Grangé'ların küçük kızı değil mi ? ''
''Ah hayır anne.O kızı terk edeli neredeyse iki ay oldu.Bu kız yeni.Kasabaya yeni geldiler.Abim Grangé'ların kızını yeni gelen kız için terk etti.''
İstemeden gülümsedim.En büyük oğlum Harry tam anlamı ile babasının gençliğiydi.Çapkındı..Hem de oldukça.Huylarını babasından aldığı gibi,dış görünüşünü de babasından almıştı.Uzun boyu,siyah gür saçları ile babasının kopyasıydı.Benden aldığı tek şey mavi gözleriydi.Ve bu onu daha da yakışıklı yapıyordu.Bir keresinde Dorian ile onu tartışırken buldum.Dorian Harry'e gençken ondan daha yakışıklı ve çapkın olduğunu iddia ediyordu.Harry ise bunun yalan olduğunu,eğer gerçek olsa bile şu anki haliyle kendisiyle yarışamayacağını söylüyordu.Onları gizli gizli izleyip gülmüştüm.Dorian yaşlanmış olduğunu bir türlü kabullenemiyordu.Kırlaşan saçlarını,göbeğini,insanı sağır eden horlamalarını sürekli inkar ediyordu.'
'Peki kimlerden bu kız ? '''
'Sanırım Wilde'lardan.Ve tahmin et bakalım kızın adı ne ? Igraine ! ''
Oturduğum saldalyeye mıhlanıp kalmıştım.Oswald mı geri gelmişti ? Yirmi beş seneden sonra ? Evlenmişti,kızı olmuştu.Daha önemlisi kıza benim adımı vermişti.Bunları duymak beni gerçekten şaşırtmıştı.Evlendiğine değil ama kızın adını Igraine koymasına şaşırmıştım.
Kahvaltı boyunca konuşmadım.Herkes bende bir acayiplik olduğunu anladı.Dorian birkaç kez bir şeyim olup olmadığını sordu.Harry babasına horlamalarının beni uyutmadığını,bu yüzden bu halde olduğumu söyleyip,Dorian'a takıldı.Normalde atışmalarına gülerdim ama o sabah hiç içimden gelmedi.Sarı saçlarını limonla taramış,olabildiğince süslenmiş kendisini öğretmenine beğendirmeye çalışan Benjamin'e bile bulaşmadım o sabah.Kahvaltı bitince Dorian tarlaları kontrol için dışarı çıktı.Benjamin ve Gerwain özel ders için öğretmenlerine gittiler.Harry çıkacakken ona seslendim.'
'Harry,seninle konuşmam gerek,babanın çalışma odasına gelir misin ? '''
'Peki anne geliyorum.''
Odaya geçip deri koltuğa oturdum.Boş olan tarafı elimle gösterip Harry'e oturmasını işaret ettim.Sözümü dinleyip yanıma geldi.
''Acele edersen sevirim anne,çıkmam gerek.''
''Igraine ile mi buluşacaksın ? ''
Bir an duraksadı.Gözlerini kaçırdı.Bütün odaya baktı,baktı.Küçükken bir suç işlediğinde de böyle yapardı.Gözleri ile etrafı incelerdi.Şimdi yirmi üç yaşındaydı,ama zorda kalınca hep aynı şeyi yapıyordu.
''Gerwain mi söyledi ? ''
''Bunun önemi var mı Harry ? ''
''Oğlun tam bir ispiyoncu.'''
'Soruma cevap vermedin.O kız ile mi buluşacaksın ? '''
'Evet anne.Ve daha söylenmeden ben başlayayım,bu sefer niyetim ciddi.'''
'Grangé'ların kızı için de aynı şeyi söylemiştin.''
''Anne,Igraine o kadar güzel ki,aklımı başımdan aldı desem yeridir.Onu gördüğümden beri başka bir şey görmüyorum.Hayır anlamıyorum bütün Igraine'ler mi bu kadar güzel ? ''
''İltifat ile paçayı yırtamazsın Harry.Bak o kızın babası benim eski ahbabım.Gönül eğlendirmene kesinlikle izin vermem.''
''Ah,anne.O zaman gerçekten üzüleceksin.''
''Ne için ? ''
''Igraine'nin babası Oswald Wilde ölmüş.Geçen sene.O yüzden buraya gelmişler.''
Ne dediğini anlamadım önce.Uzun bir süre boş boş Harry'nin yüzüne baktım.Korktu,beni sarstı ama kendime gelecek gibi değildim.Oswald ölmüştü.Oswald...Terk ettiğim Oswald...
Hızla ayağa kalktım.Üzerime pançomu geçirdim.Harry arkamdan neler olduğunu sorup duruyordu.Onu umursamadım.Yanımdan gelip geçen kimseyi umursamadım.Olabildiğince hızlı,yaşımın elverdiği kadar hızlı bir şekilde göle ulaştım.Evimize yakındı.Yürüyerek on beş dakikamı alıyordu.Ama o gün sanki bir asır boyunca yürümüştüm.Eskiden,hep Oswald'ı beklediğim yere geldim.Kısa bir an öylece durup hatıraların akın etmesine izin verdim.Beni terk etmesi,gideceğini söylemesi,affetmesi,bana ilk sahip oluşu...Hepsi buradaydı.Bu kıyı benim bütün gençliğim demekti.Gözlerimden gelen yaşları durduramadım.Göle iyice yaklaştım.Diz çökü sudaki yansımama baktım.Kırışmış,saçları beyazlamış Igraine değil,Oswald'ın aşığı Igraine'di gördüğüm.Daha hızlı ağladım.Suya düşen ilk göz yaşım,dalgalanma sağlamıştı.Su durulduğunda,yansımada arkamda Oswald'ın durduğunu gördüm.Genç Oswald...Narin yüzü,ışıldayan gözleri ile...Eğilip sudaki hayali yansımayı öptüm.Fısıldayarak.
''Ruhum hep seninleydi sevgilim.Her zaman senindi o.''
Yazar ; İlknur DUMAN
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top