Bölüm 30 -''Kardeşimin Yanına.''
Igraine
Bölüm 30 –''Kardeşimin Yanına.''
Oswald (İlahi Bakış Açısı)
Gitmek mi zor olmuştu gelmek mi ? Yatağına uzanmış,boş gözlerle tavanı izleyen Oswald,karar veremiyordu.Giderkenbu olanların belki de Igraine'e zor kullanılanarak yaptırıldığını düşünmüştü.Evet,kızmıştı,sinirlenmişti.Gecelerce uykusuz kalmıştı.Ama giderken kesinlikle şu anki kadar hayal kırıklığı içinde değildi.
Igraine'e hep inanmıştı.İnanmak istemişti.Zamanında onu çok kıskanırdı.Gerçi hala kıskanıyordu.O adamın sevdiği kadına dokunduğunu düşündükçe karnına kramplar giriyordu.Eskiden onu başka erkeklere ümit verdiği için suçlardı.Ama asla buna kalbiyle inanmazdı,kadının onu sevdiğine inanırdı.
Şimdi ise acı gerçek bir tokat gibi inmişti yüzüne.Artık onu sevmediğini açık açık söylemişti.Aslında,belki de hiç sevmemişti ki onu.Eğer sevseydi,bu kadar kısa sürede nasıl başka birine teslim edebilirdi ki kendini ?
Daha fazla düşünmek istemedi Oswald.Sıkıntı ile yatağında dönmeye devam etti.Uyumak için gözlerini bir kez daha kapadığında,odasının kapısı açıldı.Babası telaşla içeriye girdi.
''Oswald ! Hemen aşağıya gelmen gerek ! ''
Adam hemen ayağa kalktı.Çeketini kaptığı gibi merdivenlere koşturdu.Şansına üzerine geceliklerini giymemişti.Salona geldiğinde bir adam gördü.Daha çok bir uşağa benziyordu.Ne kadar telaşlı olduğunu görebiliyordu.Oswald'ı gördüğü gibi yakasına yapıştı.
''Bay Wilde yetişin ! Doktor Kent'i bulamadım,size geldim.Lady Igraine düşük yaptı,köşke kanlar içinde ! Lütfen yardım edin ! ''
Oswald,cümleyi en başta algılayamadı.Igraine...Kanlar içinde...Düşük...Cümleyi kafansında en baştan kurdu.Ve kan beynine sıçradı.Hemen çantasını almalıydı.
''Bekle beni burda.''
Beyni uğuldadı sanki bir an.Ne olduğunu anlmadı.Nasıl odasına çıktığını...Nasıl çantasını aldığını...Bir an kabusta olduğunu düşündü.Tekrar aşağıya geldiğinde,uşağın ağlamaklı yüzü ile karşılaştığında,gerçeğin acı yüzü ile karşılaştı.Igraine düşük yapmıştı.Adamı önüne katarak bahçeye çıktı.
''Acele et,hemen gitmeliyiz.''
Arabaya bindiler.Uşak,korkuyla dizlerini kavrıyordu.Igraine için neden bu kadar endişe ettiğini anlamamıştı.Tamam,hanımıydı ama sonuçta o kadar derin bir bağ olmamalıydı.Oswald,şu durumda böyle saçma bir şeye takıldığı için kendini suçladı.Ama uşağın titrek sesi,onun durumu anlmasına yardımcı oldu.
''Eğer Lady Igraine'e bir şey olursa,Bay Nelson hepimizin canını okur.Bittik biz ! ''
''Sana neden kızsın ki ? Sonuçta bu senin elinde olan bir şey değil.''
''Giderken bana sıkı sıkı tembihlemişti.Onu tek bir an yalnız bırakmamalıydık.''
''Bu Kont karısı gerçekten seviyor galiba ? ''
''Uzun zamandır tanıyorum Bay Nelson'ı.Ona adeta tapıyor diyebilirim.Onlar mükemmel bir çiftler.''
Oswald daha fazla konuşmadı.Çünkü konuştukça,o bebeğin düşmesine içten içe seviniyordu.Bu kötü bir şeydi.Ama dayanamıyordu işte ! Igraine'nin o adamın çocuğunu doğuracağını düşündükçe asabı bozuluyordu.Keşke gelmeseydim diye geçirdi içinden.Gelmeseydim de görmeseydim bunları...
Yol boyunca,kafasındaki bu yakışıksız düşünceleri atmak için uğraştı.Doktor olduğunu hatırlattı kendine.Hiçbir canın ölümünden haz almamalıydı.
Arabadan indiği gibi eve doğru koştu.Hizmetçi kızlardan biri kapıda hazır bekliyordu.Ağladığını gördü.Hemen koluna yapıştı.
''Nerede ? ''
''Üst katta efendim,yatak odasında.''
Koşar adımlarla büyük salonu geçip merdivenlerden çıktı.Büyük holün solundaki odanın kapısında bir başka hizmetçi ağlıyordu.Oraya doğru atıldı.Odada kimse gözükmüyordu.Arkasınıı dönüp,ağlayan kıza bağırdı.
''Igraine nerede ?! ''
''Banyoda efendim,yanına bizi yaklaştırmıyor.''
Buraya kadar koşuşturan Oswald,şimdi yavaş hareket etmek istiyordu.Karşılaşacağı tablonun vahammiyetini biliyordu çünkü.Onu böyle görmeye dayanabilir miydi ? Bir an sustu,sese kulak verdi.Ağlıyordu,hıçkırarak.Sesini en başta ayırt edememişti.
Yavaş adımlarla yöneldi banyonun kapısına doğru.Gözleri kapalıydı.Gitti,gitti...Eli kapıya geldiğinde,gözlerini yavaşça araladı.Oradaydı işte.Üzerine geçirilen kumaş,uzun geceliği sıyrılmış,kan içinde kalan bacakları gözüküyordu.Yine yavaşça kaldırdı gözlerini yukarıya doğru.Altın sarısı kumaş yarısından fazlası kan içindeydi.Kucağına baktı kadının.Rahminden düşen,küçücük fetüsü kavramıştı.Öne geriye sallanıp ağlıyordu.Sarı saçları kısmen kan olmuş,yüzüne yapışmıştı.Onu böyle görünce,arabada düşündükleri için kendinden utandı Oswald.Ne olduğu önemli değildi.Igraine'i böyle görmeye asla dayanamazdı.
Yanına yaklaşıp omzuna dokundu.Kadın,onu yeni fark etmiş gibi hızla çevirdi kafasını.Oswald'ı görünce ağlaması kesildi,elindeki küçücük şeye daha da sıkı sarıldı.
''Yaklaşma ! Geçen sefer elimden aldın ama bu sefer izin vermeyeceğim ! Uzak dur benden ! ''
Kan içindeki mermerde geri geri süründü,sırtını küvete dayadı.Oswald'ın kafası bir anlığına karışmıştı.Geçen sefer derken neyi ima etmişti ? Kafasında küçük bir ihtimal oluştu ama o an bununla ilgilenmedi.Diz çöküp Igraine'nin yanına doğru gitti.
''Şşş...Tamam,korkma.Onu senden almayacağım Igraine.Size zarar vermeyeceğim.''
''Yalancı ! Hepsi senin yüzünden ! ''
''Benim Igraine,Oswald...Ben sana nasıl zarar veririm ? Nasıl yaparım bunu ? Hadi güzelim,ver onu bana...Canının acıdığını biliyorum,izin ver sana bakayım.''
Kadına daha da yaklaştı.Kalkanını kırmış gibiydi.Elleri gevşedi.Oswald,yavaşça küçük fetüsü aldı,yanı başındaki havluya sardı.Hızlıca kalktı,kapıdaki hizmetçiye verdi.Geri döndüğünde Igraine kendinden geçmişcesine ağlıyordu.
''Onu kaybettim.Oğlumu kaybettim.''
Daha fazla dayanamadı genç adam.Uzanıp kadına sarıldı.Üstünün kan olmasına önem vermedi.Şu ana kadar hissettiği her şeyi unutmuştu.Beslediği bütün kin,aldatmanın verdiği nefret geçmişti.Sevdiği kadının acısı paylaşıyordu.Ve evet,ne olursa olsun,Igraine'e olan sevgisi bir gram bile eksilmemişti.Şimdi daha iyi anlıyordu.
''Beni neden bıraktın Oswald ? Sen gitmeseydin,bunların hiçbiri olmayacaktı..''
''Şimdi bunları boşver.Sakinleş,ben artık seninleyim,burdayım.''
''Beni bırakma,lütfen...''
''Söz veriyorum,bırakmayacağım.''
Kadının ağzından çıkan son sözler bunlar oldu.Oswald'ın kucağında bayıldı.Acıdan,kaybettiği kandan olsa gerekti.Oswald onu kucağına alıp yatağına götürdü.Yatağına yatırdı.Halen kapıda bekleyen hizmetçi kıza buyruklarını iletti.
''Sıcak su ve bez getirin.Vücudunu silmemiz gerek.Bir de üzerine giyebileceği yeni bir şey çıkartın.''
Kız koşuştururken,o da Igraine'nin yanına oturdu.Saçlarını okşadı.z nceki çırpınan halinin aksine,şimdi ne kadar huzurlu duruyordu...
* * *
Igraine,rüyasında büyük bir çayırdaydı.Neresi olduğu hakkında bir fikri yoktu.Göz alabildiğine çiçek ve yeşil ot ile kaplıydı.
Uzandığı yeşillikte doğruldu.Parlayan güneş gözünü kamaştırmıştı.Eliyle yüzüne gölge yaptı,tamamen ayağa kalktı.Üzerinde geceliği vardı.
Biraz ileride bir oğlan çocuğu gördü.Saçları güneş kadar sarı...Neden bilmiyordu ama bunun kendi oğlu olduğunu hissetti.Küçük oğlana doğru yürümeye başladı.Fakat onu gören çocuk,küçük,paytak adımları ile ilermelemeye başladı.Sanki Igraine'den kaçıyordu.
Igraine de hızlandı.Birkaç hızlı adımda küçüğün yayına varmıştı bile.Dizlerinin üzerine çöktü.Tombul bileğinden yakalayıp kendine doğru çekti.
''Oğlum,nereye ? Anneni nasıl bırakırsın ? ''
Çocuğun cevap vermesine izin vermeden ona sıkı sıkı sarıldı.Varlığını hissetmek istiyordu.Oğlu buradaydı işte.Kollarının arasındaydı.
''Gitmem gerek anne.''
''Ama neden ? Sen de gidersen ben ne yaparım ? ''
''Kardeşimin yanına gidiyorum,onu yalnız bırakmamalıyım anne.Merak etme,yakında sen de bizim yanımıza geleceksin.O zaman hiç ayrılmayacağız.''
Igraine yine ağladığı fark etti.Oğlu,küçük elleri ile annesinin yüzünü sildi.Sonra kendine göre kocaman bir öpücük koydu yanağına.Ve gitti...Kırda uzaklaşmaya başladı....Bir şey yapamadı Igraine,sadece arkasından fısıldamakla yetindi...
''Söz veriyorum canlarım,yanınıza geleceğim.''
Yazar ; İlknur Duman
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top