Bölüm 29 - '' Beni Aldattın ! ''
Igraine
Bölüm 29 – '' Beni Aldattın ! ''
Dorian'nın olmadığı günlere uyanmak...Sıkıcı.Tatsız.Bu kadar kısa zamanda,varlığına o kadar alışmışım ki,onsuz sıkıntıdan patlayacak gibi oluyordum.Evlendiğimizden beri yüzümü güldüren tek insandı.
Fransa'ya gitmiş olmaso beni biraz kuşkulanıdırıyordu.Oradaki Nora belasını çok iyi hatırlıyordum.Kadının söyledikleri aklıma geldikçe fena oluyordum.Acaba Dorian onunla karşılaşır mıydı ? Eğer Nora denen sürtük Dorian'nın oraya geldiğini duyarsa,sümük gibi yapışırdı adama.Ama,kocamın beni aldatmayacağına inancım tamdı.Bana olan bağlılığını yüzlerce kez ispatlamıştı.Ki artık hamileydim,beni daha farklı seviyordu.Ben ona hiçbir kadının veremeyeceğini verecektim ; oğlunu.
En başta bebeğimize cinsiyet yakıştırmak istemiyordum.Ama Dorian o kadar fazla "oğlumuz" demişti ki,artık ben de bebeğin oğlan olacağına inanıyordum.Umarım benim gibi sarışın olmazdı.Babası gibi esmer,gür saçlı,yağız bir erkek çocuğu olsun istiyordum.
Annemlerde oturmuş,düşüncelere dalmışken,Alexis'in sesi ile kendime gelmiştim.Anneme bir şeyler anlatıyordu ama ben onu dinlememiştim.
''Ne dersin kardeşim ? ''
''Ben muhabbeti kaçırdım tatlım,konu nedir ? ''
''Bu akşam Grangé'da davet var.Gelecek misin ? ''
''Bilmiyorum.Bu halde uygun olur mu anne ? Dorian da buralarda değil.''
Annem kahvesinden bir yudum aldı.Eskiden hiç anlaşamadığım kadın,evlendiğim günden beri akıl danıştığım yegane insandı.Yaşanmışlıklar,onun haklı olduğunu hep gösteriyordu bana.
''Bir şey olacağını zannetmiyorum.''
''Ama doktor,bebeğin dört aylıktan sonra düşme riski olmadığını söyledi.''
''Kızım düşecek çocuk evde de düşer.Kendini paranoyak yapma.Çocuk doğuracağım diye kendini toplumdan mı soyutlayacaksın ? ''
''Haklısın sanırım.Peki o zaman hanımlar,bu akşam sizleyim.''
Birlikte oturup,bütün gün dedikodu yaptık.Eski günlerden açtık.Ben eve gidip üzerimi değiştirmek istemiyordum.Eski odama çıkıp,burada bıraktığım elbiselerime baktım.Tam bir hayal kırıklığıydı.Göbeğimin pek büyüdüğü söylenemezdi.Ama eski elbiselerime iki hizmetçinin yardımı ile bile girememiştim.Annemle Alexis bana bakıp gülüyorlardı.
''Ne gülüyorsunuz ? Ben kilo almadım.Bebek yüzünden böyle oluyor.''
''Igraine,alınma canım ama hamile olalı iştahın açıldı sanki.Ve bu tatlı göbek için sadece küçük oğlunu suçlayamazsın.''
Annem doğruyu söylüyordu.Yani bu aralar biraz fazla yiyordum.Ama bu yine de benim suçum değildi.Hamile kaldığımdan beri çok yiyordum.Belki de bebek yüzünden bu kadar çabuk acıkıyordum.Bu arada,artık annemde bebeğimin oğlan olduğu kanaatindeydi.Bu furya herkesi sarıyordu.
Birlikte hazırlandık.Ben annemin elbiselerinden birini giydim.Genç biri için gösterişsizdi ama zarif duruyordu.Yani en azından ben kendimi böyle avutuyordum.
Alexis de saçlarımı yaptı.Artık tam bir genç kız olmuştu.Ona baktıkça kendimi görüyordum.Süslü,güzel ve masum....Gerçi ben onun yaşlarındayken pek masum değildim.Kibirli,kendini beğenmiş bir kızdım.Kasabanın en güzeliydim.Herkesin gözü bendeydi.Bunlar beni şımartıyordu.
İşimiz bittiğinde fena gözükmüyordum.Tabi kendim hazırlansam ve göbeğim olmasa kesinlikle daha iyi olacaktım ama bu halimin de kötü olduğu söylenemezdi.
George'a ısrar etmemize rağmen bizimle gelmedi.Bütün gün çok yorulduğunu bahane etti.Bir yönden doğruydu.Artık işlere babamdan çok o koşturuyordu.Babama hiç sormadık bile,o benim gibi kalabalıktan hoşlanmazdı.
Birlikte arabamıza geçtik.Kendimi bekar gibi hissettim.Sanki eskisi gibi annemlerle bir davete gidiyordum.Eskiden bu davetler benim için büyük olaydı.Mutlaka süslenmeli,en güzel ben olmalıydım.Şimdi ise hiç öyle hissetmiyordum.Sadece insanlarla görüşebilmek için bulunacaktım.Kendime inanamıyordum.Gençlik ateşim sönmüştü sanki.Oysa daha yirmi bir yaşındaydım.Mutsuz değildim.Ama saçma bir durgunluk içindeydim.Ben dalmışken,bu sefer annemin sesi ile irkildim.
''Dorian'ı mı düşünüyorsun bu kadar fazla ? ''
''Yok anne,nereden çıkardın ? ''
''Ne bileyim,iki de bir dalıp gidiyorsun.''
''Aklımda değil desem yalan olur.Gitmesini hiç istemedim.''
''Babası neden gitmedi ? ''
''Bilmiyorum.Dorian çok ısrar etti ama kabul etmedi.Sanırım ona işleri öğretmek istiyor.''
''Canım o da iş öğretmek için bu zamanı mı bulmuş ? Görmüyor mu seni,hamilesin.''
''Bilmiyorum anne.Tek istediğim Dorian'nın bir önce gelmesi.''
''Açıkçası o adamın bir aile babası olabileceğini düşünmüyordum.Ama beni çok şaşırttı.''
''Emin ol Dorian'nın şaşırttığı tek kişi değilsin.''
Dorian hakkında muhabetten ederken davetin verildiği yere geldik.Hava oldukça soğuktu.Birkaç kar atıştırıyordu.Üzerimde kürk manto ile hemen binaya geçtim.
Salona girdiğimde,gözlerin çoğu üzerimde toplandı.Hamileydim,kontestim ve kendini gösteren bu karınla ilk defa insanların karşısına çıkıyordum.Önüme çıkan herkes saygıyla selam verip,oğlumuzla bize iyi dileklerini sundular.Yalan söylemeyeceğim.Bu benim moralimi oldukça yerine getirmişti.Bu saygı,kadınların imrenen bakışları egomu inanılmaz bir şekilde tatmin ediyordu.Annemleri dinleyip davete geldiğim iyi olmuştu.Birlikte,göz önünde bir yere oturduk.O zaman Alexis'in büyüdüğünü bir kez daha hissettim.Erkeklerin gözü ondaydı ve Harbour'ların küçük oğlu -Alexis ile yaşıttı – onu dansa kaldırdı.Bir süre sonra Alexis'in ortada olmadığını gördüm.İçime bir hüzün çöktü.Kız gerçekten de gittikçe bana benziyordu.Eskiden ben de Oswald ile dansa kalkar,sonra davetin sonuna kadar gözden kaybolurdum.O zamanlar asla bir gün Oswald dışında biriyle evleneceğimi düşünmezdim.Ama şimdi bir kont ile evliydim.Üstelik bebek bekliyordum.Bu binada bir davette Ichabod yüzünden ne kadar kızmıştı bana...Onunla dans edip,gülümsedim diye...Ondan başka birine gülümsediğimde bile kıskanan adam,beni bırakıp gitmişti.Derin bir çekip anneme döndüm.
''Ichabod nerelerde,hiç göremiyorum onu.''
''Ah,tabi ! Senin haberin yok.O Londra'ya geri döndü.Hatta sana da bir mektup bırakmıştı.Vermem için bana da sıkı sıkı tembihledi ama unutmuşum.Bir dahaki gelişinde veririm artık.''
''Neden gitti biliyor musun ? ''
''Hiçbir fikrim yok tatlım.Son zamanlarda çok durgundu zaten.''
Bir şey anlamamıştım.Ichabod'u severdim.Benimle vedalaşmamasına üzülmüştüm.Çocukluk arkadaşım,uzaktan da olsa akrabamdı.Belki de Dorian'dan çekinmişti.En son görüşmemizde -benim bebek düşürdüğüm gece – Dorian onu neredeyse hastaneden kovmuştu.Daha sonra neden bunu yaptığını sorduğumda,sana bakışları hoşuma gitmedi demişti.Anlamıyordum.Aynı şeyi Oswald da söylerdi.Sorun kimdeydi anlamıyordum.
Etrfımda sigaralar tüttürülmeye başlayınca rahatsız oldum.Nefes almamı zorlaştırıyordu.Ayağa kalktım.Taraçaya çıkmak istiyordum.
Soylu olmanın en güzel yanı,kalabalığın sizi görünce yol vermesiydi.Bu yüzden izin isteyerek zaman harcamıyordunuz.Aslında soylu olmak başlı başına güzeldi.
Taraçada kimse olmamasına rağmen,ben arkasına dolandım.Tek başıma olmak istiyordum.Davet pek kalabalık sayılmazdı.Soğuktan olsa gerek,insanlar rağbet etmemişlerdi.
Ellerimi trabzanlara dayayıp soğuğu içime çektim.Geceleri havanın daha güzel koktuğuna inanırdım.En azından bana öyle geliyordu.Bir an titredim.Keşke mantomu yanıma alsaydım.Üşütürsem belki bebek zarar görürdü.
Tam aklımdan bunu geçirirken,birisi omuzlarıma bir ceket bıraktı.Bir erkek ceketiydi.Yavaşça,gülümseyerek arkamı döndüm.Bunu yapan herkimse,teşekkür edecektim ki,ağzıma alabileceğim bütün sözler yok olup gitti.Boştaki ellerimi trabzanlara dayadım.Kalbimin deli gibi attığını hissedebiliyordum.Vücudum kontrolümden çıkmış,zangır zangır titriyordu.Bu Oswald'dı ! Karşımdaydı !
Ne yapacağımı bilemedim.Ama aklıma gelen ilk tepki için sonradan kendime çok kızdım.Onu ilk gördüğümde şaşırmış,ama sarılmak istemiştim.Ona dokunmamak için kendimi zor tutuyordum.Şu ana ondan nefret etmiş,beni terk ettiği için lanetler yağdırmıştım.Ama onu görünce hepsini unutmuştum.Hiçbir şey,nefretin en ufak kırıntısı kalmamıştı.Hissettiğim tek şey kocaman bir özlemdi.Ağlamaya başladım.Sesim çıkmıyordu,ya da hıçkırmıyordum.Sadece yaşlar geliyordu.Vücudumum her tepkisi kontrolüm dışındaydı.O kadife sesini duyunca,içim daha kötü sızladı.Sanki bir parçam kopmuşçasına...
''Merhaba.''
Hiçbir şey olmamış gibi karşımda duruyordu.Yüzünde herhangi bir ifade yoktu.Boştu.Sanki yaşlanmış gibiydi.Benim sevdiğim adamın bakışları değildi bunlar.Oswald'ın gözleri her zaman parıl parıl olurdu.Bu adam donuk,soğuk bakıyordu.Sesim,beklediğimden ince çıktı.Bir çocuğunki kadar masum.
''Neden geldin ? ''
''Gelmemeli miydim ? ''
''Benim için bir anlam ifade etmiyor.''
Kendimi biraz olsun toplamıştım.Üzerimdeki ceketini çıkartıp onun koluna tutuşturdum.Buradan gitmek,ondan kurtulmak istedim.Biraz daha aynı ortamda kalırsak,olacakları tahmin bile edemiyordum.Ondan uzaklaşacakken kolumu yakaladı.Durdum,başımı kaldırıp ona baktım.Titrediğimi fark etsin istemiyordum.
''Ben senin için ne zamandır bir anlam ifade etmiyorum Igraine ? Ne zamandır senin için bir hiçim ? O Dorian denen herif bu kasabaya geldiğinden beri mi ? ''
Yine aynı şeyi yapıyordu,beni suçluyordu.Sanki beni bırakıp giden o değilmiş gibi ! Şimdi karşıma geçmiş bana hesap soruyordu.
''Hiç değişmediği görmek ne kadar acı Oswald.Benimle böyle konuşamazsın.Kolumu hemen bırak.''
Oswald,beni bırakmak yerine duvara ittirip omuzlarıma yapıştı.Ne yaptığını anlamıyordum.Eskiden kıskançlık krizlerine girdiğinde bile böyle davranmazdı.Gerçekten karşımdaki adamı tanıyamıyordum.
''O bebek benim mi ? ''
''Bu ne cüret ! Bırak beni zorba herif ! ''
''Sana tek bir soru sordum,o bebek benim mi ? ''
''Dorian'nın çocuğunu taşıyorum.Tanrıya şükürler olsun !''
Birbirimizin gözlerine bakıyorduk.Ellerinden kurtulmaya çalıştım ama olmadı.Benden güçlüydü.Yaklaşıp,dudağını kulağıma dayadı.
''Sen.beni.aldattın.''
''Keşke seni aldatsaydım.İnan o kadar pişmanım ki.Tam bir zaman kaybısın benim için.''
Gözlerinin dolduğunu gördüm.Hala gözlerime bakıyordu.Zehrimi akıtmıştım.İçim rahatlamıştı.Ellerinden kurtulup hızla taraçadan çıktım.Arabacılardan birini yakalayıp beni eve götürmesini söyledim.Şu an hiçbir şey umrumda değildi.
Eve geldiğimde hizmetçilere hiçbir şey söylemeden odama çıktım.Şokun etkisini atlatmak için banyoya girecektim.Elbiselerimden kurtulmuş,banyoda çıplakken rahmime bir ağrı saplandı.Tarifi imkansız,müthiş bir acıydı.Mermer zeminin üzerine iki büklüm oldum.Elimi vajinama götürdüğümde o lanet şey ile karşılaştım.Kan vardı.Hayır ! Bu olamazdı ! İzin veremezdim ! Oğlumu kaybedemezdim ! Banyodan,avazım çıktığı kadar bağırdım.
''Biri yardım etsin ! Oğlum ölüyor ! ''
Yazar ; İlknur Duman
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top