Bölüm 23-"İspanyol Kadınlar"


Igraine

Bölüm 23-İspanyol Kadınlar

''Bu vazo nereden ? ''

''Onu babam Hindistan'daki sömürgelerden getirmiş.Benim çok hoşuma gitti aldım.''

''Gerçekten çok hoş.''

Dorian ile onun -sözde- çalışma odasındaydık.Dorian burayı kendine ait bir mekan olarak döşemişti.Odanın her bir yerinde,Dorian'nın sehayat ettiği ülkelerden getirdiği eşyalar vardı.Gözüm kırmızı elbiseli,ispanyol kadınını andıran bir bibloya takıldı.Vazodan uzaklaşıp ona yaklaştım.

''Peki bu nereden ? ''

''İspanya'dan.''

''İspanyol kadınlarının güzel olduklarını duydum.''

Dorian yaklaşıp belime sarıldı,çenesini omzuma koydu.Ben elimde bibloyla onun açıklamasını bekliyordum.

''Evet ama onların yüzlerinden çok vücutları güzeldir.Latin olmanın getirdiği,kıvrımlı vücutları vardır.''

Kafamı ona çevirip ters ters baktım.Kıvrımlı vücutmuş ! Tanrı bilir kaç kadının vücudunu elleriyle keşfetmişti bu çıkarım için !

''Ama ben İngiltere'de daha iyisini buldum.Güzel mavi gözleri olan kıskanç bir kadın...''

''Ben kıskanç değilim ! ''

''Tabi canım,zaten ben abartıyorum.''

Göbeğimde birleştirdiği ellerini çekip geriye ittirdim,ondan uzaklaştım.

''Senin bana dokunman yasak değil mi ? Çarpılırsın,ona göre.''

''Bu akşam serbestim.Ben de ona göre konuş derim.''

''Orası belli olmaz tatlım.Seni yatağa çağıran benim.O anki keyfime bağlı,hani boşuna hayal kurma,üzülmeni istemem.''

''Hiç uğraşmayın Leydi Igraine,bu akşam kuş olsanız elimden kaçamazsınız.''

''Görüşürüz Lord Dorian.''

Gülümseyerek odadan çıktım.Birazdan annemlere gidecektim.Bu evlilikten sonra ilk ziyaretim olacaktı.Alexis beni ziyarete gelmişti ama ben eski evime hiç gitmemiştim.Bu gün tek başıma gidecektim ama ilerde Dorian ile onlara akşam yemeğine gitmeyi planlıyordum.Hatta bunu Dorian önermişti.

Bahçeye çıkıp kahyanın yardımı ile arabaya bindim.Dorian beni salon penceresinden izliyordu.Göz göze gelince gülümseyip el salladı.Ben de aynısını yaptım.Tahminimce araba bahçeden çıkana kadar izlemişti.

Bizim köşkümüz,anneminkilere yakındı.Aslında yürümeyi tercih ederdim ama Dorian artık bir Kontes olduğumu,ona göre hareket etmem gerektiğini söylemişti.Onun dediğine uymuştum.Sonuçta o doğuştan soyluydu.Böyle küçük şeylerle onu üzmek istemiyordum.

Kısa araba yolculuğundan sonra eski evime varmıştım.Eskiden arabadan küt diye inerdim ama artık öyle yapamıyordum.Önce arabacının kapıyı açmasını bekliyordum.Sonra da onun elini tutarak arabadan iniyordum.Bunu da sevgili kayınvalideciğimden (!) kapmıştım.Kadının beni sevmediğini hissediyordum,ama umursamıyordum.Sonuçta oğlu ile evliydim,onunla değil.Ve oğlu bana deli oluyordu.

Büyük bahçemizden eve doğru yürürken George'un bana doğru geldiğini gördüm.Gülümseyerek yaklaşıp,hınçla sarıldı.

''Bakın kim gelmiş ? Kontes Igraine Nelson.''

''Sen koskoca Kontes hazretleri ile dalga geçmeye utanmıyor musun ? ''

''Haşa ! Ne haddime ! ''

Gülüşerek eve yürüyüp içeri girdik.Hizmetçi Greta beni görünce gülümseyip selam verdi.Onda bile ayrı bir samimiyet vardı.Sanırım evimi özlemiştim.

''Bayan Dormant,Ah pardon Bayan Nelson,hoşgeldiniz.''

''Ah hayır Greta,bundan sonra kardeşime Kontes Nelson ya da Leydi Igraine diye hitap etmen gerekli.''

''George,lütfen.''

''Kontes olmanız bana adımla hitap etmenizi gerektirmez küçük hanım,ben hala sizin abinizim.''

''Abiciğim şu saçmalığı keser misiniz lütfen ? ''

''Hayır.''

Elimle koluna vurmaya başladım.George kahkaha atıyordu.Kapının önünde oyalanıp kalmıştık.George,küçük bir çocukmuş gibi saçımı çekti.Ben de onun göbeğine çimdik atmıştım.Daha doğrusu atmaya çalışmıştım.Adamın karnı taş gibiydi.Sonunda annem görünüp,her zamanki gibi bizi ayırma çabasına girişti.

''Ne yapıyorsunuz siz ! Birisi kocaman adam oldu,diğeri evlendi Kontes oldu ama hala çocuk gibi kavga ediyorlar.''

George'dan kurtulup anneme doğru koştum,sarıldım.Bu huysuz kadını bile o kadar özlemiştim ki...Annem de bana sıkıca sarıldı.O da beni,küçük baş belasını özlemişti,anlayabiliyordum.

''Seni özledim anne.''

''Ben de seni özledim,sarı çiçeğim.Şansın varmış,ben de tam sofra kurdurmuştum.Gel hadi,salona geçelim.''

Birlikte salona geçtik.Yemek boyunca yeni evimden,düzenimden konuştuk.Açıkçası kendimi biraz buruk hissettim.Evim dediğim yerde şimdi misafir gibi ağırlanıyordum.Artık yerimin burası değil de Dorian'nın yanı olduğunu az çok anlamıştım.

Yemekten sonra abim yanımızdan ayrıldı.Alexis ise dersteydi.Onu hiç görememiştim.Annemle başbaşa kalınca,annem özel konulara girmeye başladı.

''Dorian ile mutlusun değil mi ? Seni üzecek bir şey yapmadı.Yani,şu bahsetmek istemediğim konuda.''

Annem bakirelik konusu kast ediyordu.İstemeden gerildim.

''Hayır.''

''Peki sen onu mutlu edebiliyor musun ? Hangi konuda olduğunu anladın sanırım.''

''Anne ! Amacın beni utançtan öldürmek mi ? ''

''Ne var bunda kızım ? O senin kocan.Şimdilerde sana çok iyi toleranslı davranıyordur,eminim.Ama zaman geçtikçe bu günkü Dorian'ı bulamayacaksın.O yüzden adamın gönlünü hoş tut,istediğini yap.Bir erkeği yatakta mutlu edersen,emin ol diğer kusurların onun gözüne batmayacaktır.''

''Dorian böyle biri değil.''

''Öyle olmasını çok isterdim,inan bana.Ama bütün erkekler böyledir,hepsi aynıdır.Sadece bazıları dürüst olup,amaçlarını saklamazlar,içindekileri olduğu gibi dışarı vururlar.''

Cevap vermedim.Veremedim.Kocamın böyle biri olmadığını savunmak istiyordum ama Dorian çapkınlığı ile ün yapmış birisiydi.Annemi inandırmak çok zor olurdu.Zaten inandırmak zorunda da değildim.Bu Dorian ile benim özelimdi.Kimseyi ilgilendirmezdi.Annem dahil.

Annem bu gereksiz muhabbeti açınca rahatsız olmuştum.Artık gerçek evime dönme vakti geldiğini hissettim.

''Anne ben kalksam iyi olur.''

''Sen bilirsin.''

Birlikte kapının önüne kadar gittik.Annem,söylediklerine bozulduğumu anlamış olacak ki,omuzlarımı tutup,konuştu.

''Senin üzülmeni hiç istemem Igraine.Sen benim kızımsın,benden bir parçasın.Dediklerimin yanlış çıkmasını gerçekten çok isterim.Ama sen kendini bu günlere fazla kaptırma,sonra çok üzülürsün çocuğum.''

''Biliyorum anne biliyorum.''

Ona sarılıp ayrıldım.At arabasında köşke giderken içim içimi yiyordu.Annem içime kurt düşürmüştü.Zaten Dorian'a güvenmem zaman almıştı,kaldı ki ona hala tam güveniyor sayılmazdım,şimdi hepten kötü olmuştum.

Eve geldiğimde de somurtuyor olmalıydım.Dorian salondaki deri kanepeye yayılmış,kitap okuyordu.Ben de karşısındaki koltuğa oturdumBeni farkedince gözünü ayırmadan konuştu.

''Ziyaretin kısa sürdü,suratın asık.Sanırım pek iyi bir görüşme olmadı ha ? ''

''Annemin farklı bir...koruma stili var.''

''Annen seni neyden koruyormuş bakalım ? ''

''Bu biraz karışık ama sanırım senden.''

Dorian kafasını bana çevirip bana boş boş baktı.Elindeki kitabı bıraktı,doğruldu.Yanındaki boş yeri işaret ederek yanına gitmemi istedi.İç çekerek yanına oturdum.

''Benim seni üzeceğimi mi düşünüyor ? ''

''Hayır,yani tam olarak öyle değil.Biraz genel konuştu,bana aklınca nasihat vermeye çalıştı diyelim.''

Dorian,annemin ne konuda nasihat verdiğini anlamış gibi hınzırca sırıttı.Sonra tamamen bana dönüp,yüzünü yüzüme yaklaştırıp konuştu.Bundan etkilendiğimi biliyordu ve lanet olsun ki hep yapıyordu.

''Hangi konuda sana öğüt verdi ? ''

''Kes şunu Dorian.''

''Pardon,neyi keseyim ? ''

Yutkundum.Gözlerime öyle bakıyordu,istesemde benimkileri onun gözlerinden çekemiyordum.Zaten onu ilk gördüğümde de böyle hissetmemiş miydim ? Hele böyle kısık,boğuk bir sesle konuşması...

''Böyle bakmayı keser misin sevgili kocacığım ? Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum ama akşama kadar olmaz,biliyorsun.''

''Biliyorum karıcığım.Ama senin için fesat,her zamanki gibi.Benim aklımdan hiç öyle bir şey geçmemişti.''

''Hiç inandırıcı değil.''

''Bekle de daha inandırıcı yapayım o zaman.''

Dudaklarını benimkilere bastırdı.En başta karşılık vermemiştim,ama Dorian o kadar istekliydi ki,karşı koymak imkansızdı.Biraz sonra,ikimizin dudaklarının da uyum içinde hareket ettiğini fark ettim.Dorian'nin dili benimkine değince,kendimi geri çektim.Biraz daha ileri gidersek,sanırım ikimizde duramayacaktık.Dorian,alnını alnıma dayadı,nefes nefese fısıldadı

''Şu lanet güneş bu gün hiç batmayacak mı ? ''

Akşam,Igraine

''Hala doymadın mı ? ''

''Dorian masadan aç mı kalkayım ? Bekle biraz.''

''Beni hiç anlamıyorsun değil mi ? ''

''Evet,kusura bakma ama azgın tekeleri anlamak gibi bir kabiliyetim yok.''

''Ha ha ha.Ne komik.Ben odaya çıkıyorum.Hemen gelmezsen fena bozuşuruz.Zaten kaç gündür bekliyorum.Beklemekten aziz olacağım yakında.''

Dorian trip ata ata yatak odasının yolunu tuttu.Akşam olana kadar beynimin etini yemişti.Yemek boyunce belki on kez "Doymadın mı ?" diye sormuştu.Ama benim acele etmek gibi bir niyetim yoktu.Bu yüzden sakin sakin yemeğimi yedim.

Yemek masasından kalktığımda bacaklarımın arasında bir ıslaklık hissettim.Aslında ilk anda ne olduğunu anlamıştım.Kaç gündür kasıklarım ağrıyordu.Ve uzun süredir adet görmemiştim.Günümün yaklaştığını biliyordum.Ama bu akşam olamazdı.

Evdeki tuvaletlerden birine girip kontrol ettim.Yanılmamıştım.Şimdi bunu nasıl söyleyecektim ? Kesin kuduracaktı.Bu kadar beklemişken,şimdi de adet safsatası çıkmıştı.

Yatak odasına girdiğimde,Dorian'nın üzerinde sadece geceliğinin altı vardı.Kaslı vücudu meydandaydı.Etkilenmediğimi söyleyemezdim.Ona yaklaşıp göğsüne dokunarak konuştum.Kendimi olabildiğince sevimli göstermeye çalışıyordum.

''Dorian,benim sana bir şey söylemem gerek hayatım.''

''Dinliyorum sevgilim.''

''Şey...Ben bu günü çok beklediğini bil-''

''Bence hiç konuşma Igraine.Dediğim gibi,bu gece kaçışın yok.''

''Ama hayatım yanlış anlıyorsun.Ben de istiyorum ama önümüzde bir engel var.''

''Ne engeli ? ''

''Ben özel günümdeyim.Yani şu an itibariyle özel günüme girdim.''

Dorian geri çekilip benden uzaklaştı.Yüzündeki ifadeyi anlatamıyordum bile.Buruşuktu,aynı zamanda şaşkın...

''Lütfen bana şaka yaptığını söyle.''

''Maalesef gerçek canım.''

Üzerine sinirle geceliğinin üzerini geçirdi.Divana yatıp homurdanmaya başladı.

''Bir gün bu divanda çürüyüp gideceğim ! Yemin ediyorum ! ''

''Yatakta yatmanda bir sakınca yok ki hayatım.''

''O yatakta seninle yatarsam rahat duracağıma inanıyor musun ? ''

''En azından inanmak istiyorum.''

''İnanma.Çünkü ben kendime inanmıyorum.''

Yazar ; İlknur Duman

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top