Bölüm 11- "Psikopatlık + Takıntı = Dorian"


Igraine

Bölüm 11- Psikopatlık + Takıntı = Dorian

Akşam yemeğinde hiç konuşmadım.Bizimkiler bir gariplik olduğunu anlamıştı.Hele George ile göz göze gelmekten ödüm patlıyordu.Beni Oswald'ın yanından alıp eve getirdiğinden beri tek kelime söylememişti.Yapacaklarından korkuyordum.O hiçbir zaman beni üzecek bir şey yapmamıştı.Asla kuralcı olmamıştı.Ama şimdi ne yapacağını kestiremiyordum.

Ruh gibi halimle sofrada daha fazla rahatsızlık vermeden kalkıp odama geçtim.Üzerime geceliklerimi geçirip yatağıma yayıldım.Ama uyuyamayacağımı bal gibi biliyordum.

Yatağıma uzanmış,tavanı izlerken kapım çaldı.Düz bir sesle içeri gelmesini söyledim.Bu George'du.Hemen toplanıp düzgün bir şekilde oturdum.O da gelip yatağımın kenarına oturdu.Sakin görünüyordu.Zaten o hep sakindi.Onu çileden çıkarmanız için deli gibi uğraşmanız gerekirdi.

''Ömrünün sonuna kadar yüzüme bakmayacak mısın ? ''

''Yeterince utanıyorum,George.''

''Utanmalısın da.''

Kulaklarıma kadar kızardığımı hissedebiliyordum.Ses tonundan gerçekten kızdığını anlaşılıyordu.

''Bu adamla ne zamandır birliktesin ? ''

''Çok uzun zamandır.''

''Ne zaman ? ''

''12 yaşından beri sevgiliyiz.Şimdi oldu mu ? ''

Sinirle kafamı kaldırdım.George'un gözleri buz gibiydi.Benim başım beladan kurtulmayacak mıydı hiç ? Hep böyle olmak zorunda mıydı ?

''O...Hiç sana dokundu mu ? ''

''Tabi ki hayır ! ''

''Sana güvenebilir miyim Igraine ? ''

''George,şerefim üzerine yemin ederim,seni,ailemi utandıracak bir şey yapmadım.Biz Oswald ile birbirimizi seviyoruz.O babasıyla konuşmuş bile.İtalya'dan geldiğinde evleneceğiz.''

''Niyetiniz ciddi yani ? ''

''Evet.''

Derin bir nefes alıp bana sarıldı.Canım kardeşim...Benim için endişeleniyordu.Ben de ona sarıldım.

''Bu gün olanları görmedim sayıyorum.Ama sakın ha sakın ileriye gitmeye kalkmayın.O çıt kırıldım doktorun beynini öyle bir dağıtırım ki,kimse toplayamaz.''

''Biliyorum sert çocuk.Anladım.''

George alnıma bir öpücük koyup odadan çıktı.Ben de gönlüm ferahlamış bir şekilde uykuya daldım.Hayat zordu,ama güzeldi...

Ertesi gün ;

''Bu gün Agatha'ya gideceğim anne.''

''Onların evi çok ıssız bir yerde.Sakın yürüyeyim deme.''

''Kapıdan bir arabaya binerim.Bizimkini babam götürmüş.''

''Tamam.Geç kalmaman gerektiğini de biliyorsun.''

''Biliyorum anne.''

Kahvaltı masasında bir tek babam eksikti.Erkenden işe gitmiş.Sevgili abiciğim – artık ona bol bol yağ çekmeliyim- ise kahvaltıdan sonra babama katılacaktı.

George,kahvaltısı bitirince beni yanına çağırdı.

''Igraine,bir dakika gelir misin kardeşim,seninle konuşmak istiyorum.''

''Tabi abiciğim.''

Masadan kalkıp onu takip ettim.Ne konuşacağımız hakkında en ufak bir fikrim yoktu.Oswald hakkında yine uyaracaktı heralde.Misafir odasına geçip,kapıyı kapattı.

''Seni dinliyorum.''

''Gel,yanıma otur.''

Dediğine uyup yanına yayıldım.George gergin görünüyordu,konuşmakta sıkıntı çekiyor gibiydi.Bana Ichabod'un dünkü halini hatırlatmıştı.

''Bu,çok nazik bir konu Igraine.Aslında sana açmayı hiç planlamıyordum ama madem artık seninle aşk konusunda konuşabiliyoruz,ben de sana bunu söylemeliyim.''

''Evet.''

''Ben...Igraine ben...Ben senin arkadaşın Agatha'dan hoşlanıyorum.''

''Ne ! Agatha mı ?! ''

''Evet,niye bu kadar şaşırdın ? ''

''Şaşırdım,çünkü hiç beklemiyordum.Hiçbir şey belli etmiyorsun.''

''Onun hisleri hakkında fikrim yok,o yüzden bir şey yapmak istemedim.''

George'u ilk defa böyle görüyordum.Utanmış,sıkılmıştı.Tanrım ! Gerçekten Agatha'dan hoşlanıyordu.Dürüst olmak gerekirse Agatha güzel kızdı.Ve abimle karakteristik özelliklerinin çoğu uyuyordu.Agatha da onun gibi sakin,tabiri caizse ''cool'' tiplerdendi.George tam ruh eşini bulmuştu.

''Ben ne yapabilirim abiciğim ? ''

''Sen şunu yapacaksın kardeşim,bu mektubu Agatha'ya güzelce,uygun bir şekilde vereceksin.Ve ona olan hislerimi yine güzelce anlatacaksın.Ben şimdi babamın yanına gidiyorum.Akşam senden geniş özet alacağım.''

Ayağa kalkmıştı.Kendi kardeşime şöyle bir baktım.Hoşlanılmayacak biri değildi.Uzun boylu,sarışın,işinde gücünde bir adamdı.Çapkın değildi,tersine etrafındaki kadınlara hep değer verir,onları korurdu.Agatha kesinlikle George'dan hoşlanacaktı.

''George.''

''Efendim ? ''

''Agatha senden hoşlanacak.''

Gülümseyip odadan çıktı.Ben de odama çıktım,mektubu bırakıp kahvaltı masasına döndüm.Annemler meraklı gözlerle bana bakıyordu.

''Kötü bir şey yok hanımlar,Küçük George'umuz aşık olmuş.''

1 saat sonra Agatha'nın evinde

''Bence iyi düşün Igraine,tamam çapkın olabilir ama adam Kont ! Onunla evlendiğini düşünsene,sen de Kontes olursun ! ''

''Sorun şu ki Agatha,adamın evlenmek gibi bir huyu yok.Kızlarla oynuyor,sonra da bırakıyor.Ben onun artıklarından olmak istemiyorum.Her neyse,senin aşk hayatından ne haber ? ''

''Seninle aynı durumdayım,değişiklik yok.Tam takır,kuru bakır.''

Agatha benim Oswald ile birlikte olduğumu bilmiyordu.Son zamanda bir çok kişi öğrendi ama daha düne kadar benim Oswald'ın sevgilisi olduğumu bir tek annem ve Alexis biliyordu.Agatha'ya da artık söylemeliydim.O benim dostumdu.

''Benim sana bir şey söylemem gerek.''

''Dinliyorum canım.''

''Agatha,aslında benim görüştüğüm birisi var,hemde uzun zamandır.''

''Ne ! Seni öldürebilirim,niye benden sakladın ?! Kim bu adam ?! ''

''Oswald Wilde.''

''Şu doktor Oswald ! O adam çok yakışıklı ! Igraine,seni gerçekten öldürmeliyim.Niye benden sakladın ? ''

''Sadece senden değil,herkesten sakladım.''

''Ben herkes değilim ama.''

Suratını asmış,gözlerini de başka bir yere dikmişti.Aklı sıra trip atıyordu.Şimdi söyleyeceğim şey karşısında şok olacaktı.

''Tabi ki değilsin,tatlım.Şimdi beni boşverelim.Ben seninle daha önemli bir konu konuşmak istiyorum.''

Bir şey söylemeden kafasını bana çevirdi.Yüzünde hala ''Ben sana çok alındım'' ifadesi vardı.

''Aslında bunu pat diye söylememem gerek ama lafı dolandırmayı sevmiyorum.Abim George'u tanıyorsun.O,seni seviyor Agatha.''

Bir-iki dakika öylece durdu,tepki vermedi.Sonra ağzının kenarıyla sırıtarak sordu;

''Sen ciddi misin ? ''

''Hem de hiç olmadığım kadar.''

Sözümü bitirir bitirmez çığlığı bastı.Hem kahkaha atıyor,hem de çığlıkları ile dört bir yanı inletiyordu.Odanın etrafında deli gibi döndükten sonra gelip hınçla beni kucakladı.

''Bu tepkinden delinin teki olduğundan başka hangi çıkarımları yapmalıyım Agatha ? ''

''Ben inanamıyorum.George Dormanth benden hoşlanıyor ! Onun peşinde kaç kızın döndüğünden haberin var mı senin ? ''

''Yok ama sanırım sen onlardan birisin.''

''Tabi ki hayır.Yani tamam,ondan hoşlanıyorum ama bunu asla belli edemezdim.Hislerini bilmiyordum.''

''Sen niye bana söylemedin ? ''

''Sana abinden hoşlandığımı mı söyleyecektim ? Ölürüm daha iyi.''

''Şimdi dökül bakalım.Sanırım ikimizinde anlatacak çok şeyi var.''

Aynı saatlarde,George

Evden çıkınca,işe gitmeden önce Doktor Kent'in muayenehanesine uğradım.Şu doktor efendiyle iyice bir konuşmam,gözünü korkutmam gerekti.Aralarındaki ilişkiye ses çıkarmamıştım ama Igraine'i kesinlikle başı boş bırakmayacaktım.

Küçük binanın her yeri sterilize edilmiş olmanın etkisiyle ilaç ve temizlik malzemesi kokuyordu.İçeri girince Doktor Kent'i ve onu çalışırken buldum.

''Bay Dormanth,hoş geldiniz.Kötü bir şey yoktur umarım.''

''Hayır,Doktor Kent.İzniniz olursa Bay Wilde'ı almaya geldim,kendisi ile konuşmamız gereken küçük bir şey var.''

''Tabi ki.Bu gün pek işimiz yok zaten.''

''Teşekkür ederim Doktor.Bay Wilde,önden buyurun lütfen.''

Bizim küçük doktor,ürkmüş gibidiydi.Dediğim gibi önüme geçti,yürümeye başladık.Bana bakıyor,bir şeyler söylemek istiyor ama yapamıyordu.Aslında bu iyiye işaretti.Terbiyeli,düzgün biri olduğunu gösteriyordu.

Muayenehanenin karşısındaki bankalara geçtik.Burda onunla rahatça konuşabilirdim.Bir bankın yanına gelip oturdum,Oswald efendi hala ayaktaydı.Ya cidden sütün tekiydi,ya da çok terbiyeliydi.

''Otursanıza Bay Wilde.''

''Teşekkür ederim,böyle daha rahatım.''

''Ama ben değilim,şimdi lütfen oturun.''

Ses tonum ve mimiklerim onu korkutmuş olsa gerek ki,banktaki en uzak köşeye oturdu.Elimde olmadan gülümsedim.

''Dün akşam kardeşimle konuştum.Bu uzun süreli ilişkinizi bana anlattı.Ben de bütün gece düşündüm ne yapsam diye...Sizce ne yapmalıyım Bay Wilde ? Siz olsanız ne yapardınız ? ''

''Benim kardeşim yok efendim,kusura bakmayın,empati kuramıyorum.''

''Kız kardeşim sizi seviyor,Bay Wilde.Ve anlattığına göre niyetiniz ciddiymiş.Ben de bu nedenlerden ötürü dün yaşanan talihsiz olayı unutuyorum.Ama,eğer kardeşimi üzecek en ufak bir şey yaparsanız,üzülerek söylüyorum ki bedelini size çok ağır ödetirim.Anlaşıldı mı ? ''

''İçiniz rahat olsun Bay Dormanth.Igraine benim için çok değerli.Onu asla hayal kırıklığına uğratmayacağım.''

''Umarım.Yoksa dediğim gibi,bedelini ödemek zorunda kalırsınız.Şimdi gitmem gerekiyor.Sizi de işinizden alıkoymak istemem.İyi günler Bay Wilde.''

''Size de Bay Dormanth.''

El sıkışıp ayrıldık.Adamla konuşunca rahatlamıştım.Ödleğin tekine benziyordu.Ayrıca Igraine'i sevdiği belliydi.Adını bir dua gibi söylemişti.

Akşam,Igraine

Agatha'ya bütün içimdekileri dökmüştüm.Bu iyi olmuştu.Bundan sonra böyle konuları rahatça konuşabileceğim birisi vardı artık.O da benimle George hakkında konuşmuştu.Uzun zamandır bizimkinden hoşlanıyormuş ama kimseye belli edemiyormuş.

Agatha'ların arabası yoktu.Hizmetçileri de köyüne,babasını görmeye gitmişti.Bu yüzden araba da çağırtıramamıştık.Haliyle ben de eve yürümek zorunda kalmıştım.

Hava kararmıştı.Issız yolun her iki tarafı da ağaçlarla kaplıydı.Biraz korkuyordum.Burası gündüz yürürken kuş sesleri ile bir cenneti andırıyordu.Ama şimdi aynı şeyleri söyleyemiyordum.Aklımdan ''Gecenin gündüzden tek farkı,ışıktır.'' diye tekrar ediyordum.Biraz da olsa içimi rahatlatıyordu.

İlerde bir erkek silueti gördüm.Uzun boylu birine aitti.Karanlıkta yüzünü seçemiyordum.Adam sendeleyerek yürüyordu,kötü bir şeyler vardı.Hızlıca yürüyüp baktım.Tanrım ! Dorian'dı.Bacağını tutarak yürüyordu.Ona doğru atıldım.

''Bay Nelson,iyi misiniz ? ''

Bir şey söylemeden yere yığıldı,ne olduğunu anlamamıştım.Üzerinden buram buram içki kokusu geliyordu.''Sarhoş olmuş,ayyaş.'' diye geçirdim içimden.Dersini alsın diye yürüyüp gidecekken fısıldadı.

''Igraine...Bacağım...''

Eğilip bacağına baktım,kan gölüne dönmüştü.Baldırına bir bıçak saplanmış şekilde duruyordu.Paniklemiştim.Hemen çömeldim,başını kucağıma yerleştirdim.Ne yapabileceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu.O an resmiyeti unutup adıyla hitap ettim.Tıpkı onun yaptığı gibi...

''Dorian,sana ne oldu böyle ? Kim yaptı bunu ? ''

''Bi-bi-bilmiyorum...Yüzleri kapalıydı.Ben..Seni görme-meye geliyordum.''

''Tamam,korkma,ben burdayım.Şimdi birileri gelir.''

Dorian elimi sıkıca kavramıştı.Canı yanıyor olmalıydı.Ben de boştaki elimle başını okşuyordum.Lanet olsun ! Çok kan kaybediyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum.Sağa sola bakındım fakat boşunaydı.En sonunda aklıma Dorian'a sormak geldi.

''Dorian,yaran için ne yapmalıyım ? Benim hiçbir fikrim yok.''

''Önce bıçağı...çıkar.Sonra da bir kumaşla...kumaşla üzerine ba-baskı yap.''

Kesik kesik konuşuyordu.Üzerimde şal gibi bir şey yoktu,veya etrafta tarifine uygun bir şey de yoktu.Sonra gözlerim etek uçlarıma takıldı.Dorian'ı nazikçe yere bırakıp elbisemin fırfırlı uçlarını sökmeye başladım.Ekleme olduğu için kolayca çıkmıştı.

Sonra Dorian'a eğildim.Eliyle toprağı avuçlamıştı.Gözleri acıdan sımsıkı kapanmıştı.

''Dorian,şimdi bıçağı çıkaracağım.Dayan lütfen.''

Dediğimiyapıp bir hamlede bıçağı çıkardım.Dorian acı bir çığlık atmıştı.İşime odaklanmaya çalışıp etek ucumdan oluşan uzun şeriti bacağına sıkıca sardım ve bağladım.Sonra yere oturup Dorian'nın başını tekrar kucağıma aldım.O kadar korkmuş ve acı içinde görünüyordu ki ona olan eski kızgınlıklarımı unuttum.

''Tamam tatlım,dayan lütfen.Birazdan birileri buradan geçecektir.Kurtulacaksın.''

Söylediklerime kendim de inanmıyordum.Hava karardıktan sonra burdan kimse gelip geçmezdi.Dorian'ın yarası derin değildi ama çok kanıyordu.Hiçbir şey olmasa bile kan kaybından ölebilirdi.Agatha'ların evi de uzakta kalmıştı.Beynimin içinde ziller çalıyordu sanki.Daha fazla dayanamayıp avazım çıktığı kadar bağırdım.

''Yardım edin ! Kimse yok mu ? Biri bize yardım etsin ! ''

Olaydan yarım saat önce,Dorian

''Dostum bu yaptığın büyük delilik.Bir kız için değer mi ? ''

''Çeneni kapa Edgar.Sana düşeni yaparsan hiçbir sorun çıkmayacak.Şimdi planı bir daha gözden geçiriyoruz.Igraine, arkadaşı Agatha'ya gitti.Hala da orda.Muhtemelen birazdan çıkacak.Arabayla veya yürüyerek o ıssız yoldan geçecek.Umarım yürüyerek geçer.Her neyse,o kapının önünde gözüktüğü zaman adamlarımızdan birisi büyük gaz lambasını ileri geri sallayacak,biz de işareti almış olacağız.Sonra sen,şu gördüğün bıçağı baldırıma saplayacaksın.Derin olmasına gerek yok,kadınları korkutmaya kan yeter.Igraine eğer arabayla gelirse sorun yok,fakat yürürse o çığlık attığı an,sen at arabasıyla saklandığın yerden çıkıp,ordan tesadüfen geçiyormuş gibi bize yardım edeceksin.Evet,bu kadar ! Anlaşılmayan bir şey var mı ? ''

''Yaralanarak onu kendine aşık edemezsin.''

''Edgar,kadınlardan zerre anlamıyorsun.O yüzden susmalısın.''

Derin bir nefes aldım.Ormanda,at arabasının içinde saklanıyordum.Birazdan Edgar bıçağı saplayacak ve planımız başlayacaktı.Bunu yaptığıma ben de inanmıyordum.Ama Igraine'e yargılarını kırarak,ancak bu şekilde yaklaşabilirdim.O an ki savunmasızlığım,acizliğim,Igraine'i bana yaklaştıracaktı.

Ne kadar kaçarsa kaçsın,benden kurtulamayacaktı.Er ya da geç o da beni isteyecekti.Bu dünyada hiçbir kadın,Dorian Nelson'a hayır diyemezdi.

Yazar : İlknur Duman

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top