1.4

Three days grace, Animal I have become. Genel olarak Harry 👌

Yorumm

~

Güneş parlıyor, yakıyor. Sıcak.

Yaz, Harry'nin en sevdiği mevsim. Canlı hissediyor.

Ama bu sıcak yaz gününe rağmen şuan canlı değil.

Elindeki telefonun kamerasını ayarlayıp içinde olduğu boş sınıfın penceresinden dışarıyı hedef alıyor. Gözleri, aynı hedefte. Kaşları çatık.

Louis'nin o beyni delik kızla çabuk anlaşmasına şaşırmaması gerekiyor, malum kendisi de salak ama şaşırıyor işte. Bu kadar hızlı olmazdı.

Değişiyor.

Onlar konuşurken çekiyor, Alice düşmesin diye Louis onun kolunu tutunca çekiyor, çamların olduğu tarafta kız saçlarına düşen pürlerden kurtulmak için diğerinden yardım alırken çekiyor, gülerlerken çekiyor. Bunlara rast gelmek iki hafta sürüyor. Adam ve Brent bu iki hafta boyu Harry tarafından oyalanıyor böylece kimse onları görmüyor.

Gerçekte görmeleri sahte bir algının içinde olduklarını anlamalarına birebir. Louis çok mesafeli ve rahatsız. Fotoğraflar tam bir yanıltmaca.

Ama yaşasın perspektif ve doğru zamanda çekilen fotoğraflar değil mi? Her şey istediği gibi.

Sıcak, güneş, yakıyor.

Telefonda çektiği tüm o fotoğraflara dikkatle bakıyor, yatağında uzanmış. Üzerinde saçma sapan eski bir tişört ve şort var, saçları topuz.

Ayakları kapıya bakan yatağının karşısında duran eski vantilatörün pervaneleri makinayı sallayacak kadar titrek dönüyor. Kapının yanındaki prizden oraya ancak yetiyordu kablosu ve Harry mecbur yastığına ayaklarını koymuş ters yatmıştı yatağa.

Yeşil gözleri kısıldı. Yüz üstü ve dirseklerinin üstünde, elindeki telefonun ekranına odaklanmıştı. Havadaki bacaklarını salladı. Yaptığı, yapacağı şey onu rahatsız ediyordu.

Yanaklarını şişirdi.

Aslında yaptığı, yapacağı bir çok şey onu rahatsız ediyordu ama yapmak zorunda hissediyordu. Doğru olan yaptığıydı hissettiği değil. Küçücük odasında nefes nefese kalmasının asıl sebebi, Louis'nin başını bizzat yakmak üzere olması. Ama, o yangın aynı zamanda gurur kaynağı. Sana ihtiyacı var.

Hem rahatsız hem gururlu hem pişman hem de memnun. Ona bir şey olur diye korkuyordu, kalbini hiç olmadığı kadar hissediyor ama müthiş bir acı çekiyordu. Aynı zamanda birbirlerine olan ihtiyaçlarını anlayacak diye heyecanlanıyordu.

Yanlış giden bir şeyler vardı içinde bunu en iyi kendisi biliyordu, o karanlıktı onu görüyor üstüne karşı da çıkmıyor tamamen o karanlığa bağlanıyordu. Hayır bundan kurtulamazdı, kurtulmak istemezdi de. Bu karanlık tek varlığı. Vazgeçebileceği, değiştireceği bir hastalık değil.

Şimdi, bu fotoğrafları Adam'a gönderdiğinde ne olacağını biliyordu ama umrunda değildi. Nasılsa kurtaracaktı onu. Hatırlayacak seni.

Bu konuda ısrarcıydı, fazla ileri gidiyordu. Yanlış şeyler yapıyordu, korkmadan. Zorundaydı, Louis ve kendisi olabilecek her evrende muhakkak bir aradaydı ama birisinde, burada Harry'nin içindeki benlik aksi için bahane ediliyordu, izin veremezdi ama değişemezdi de. Yani Louis uyum sağlamak zorundaydı, bunu daha önce de yapmıştı zorlanmayacağını düşünüyordu.

Hem, onu zorlamazdı ki.

Pes ederse.

Üstelik tüm şartları göz önünde bulundurarak bakarsa zaten yapacağı başka hiçbir şey de yoktu. Tek bir seçeneği vardı. Sadece bilirsiniz Louis onu sevsin ve tüm bunlara razı olmak dışında istekli de olsun istiyordu Harry. Çünkü hadi ama, geceleri onu elindeki sopalarla kovalayan tiplerden değildi, ona zarar vermiyordu, rahatsız etmiyordu ne yapıyordu ki?

Eğer inat etmeye devam ederse tabii ki kendisi de inat edecekti ne bekliyordu? Eğer iterse o çekecekti ve kavga ederse edecekti.

Louis'nin kafa da iyi değildi ona göre.

Neden hem hiç olmaktan rahatsız hem de hiç olmaya bağımlıydı? Veledin tekiyken yaptıklarını neden bu kadar büyütüyordu? O zaman da bir şey yapmamıştı zaten!

Tamam sınıftakiler alay etmesin (Louis kendisinin isterse onsuz olabileceğini ama onun olamayacağını düşünsün değerini anlasın diye) yakın değillermiş gibi davranmıştı ama okul zili çaldığı an birliktelerdi, tamam bazen de Louis gittikçe daha fazla kendisine bağımlı hale geliyor diye sinirleniyor gibi yapıp konuşmamıştı (Harry böyle yapınca, o daha da bağımlı olduğunu kabul ederdi) ama bunlar herhangi bir çocuğun yapacağı şeylerdi her ne kadar üstü farklı amaçlarla kapalı olsa da. Her çocuk akran baskısına maruz kalır, her çocuk çok ilgiye bunalarak tepki verirdi. Louis de fark etmemişti zaten o amaçları. Troy söyleyene kadar.

Eğer o piç olmasaydı, böyle entrikalarla uğraşmazdı. Sekiz yıl Louis'siz kalmazdı.

Şimdi beyefendi, Harry'nin onu ezdiğini söyleyip sekiz yıllık bir mesafeyle geziyordu ortalıkta. Hatta kaç gün öncesine kadar, sadece uyuyordu Harry varken.

Pekala haklıydı ama zamanla onu ezebileceğini keşfetmesi bir suç değildi, Louis ezik olmayı seviyordu. Daha doğrusu, Harry'nin onun yerine kararlar almasını, onun yerine oynamasını, onun yerine yolu bulmasını, onun yerine çalışmasını, onun yerine düşünmesini ve cidden tercih ediyordu onun yerine sevmeyi, onun yerine özür dilemeyi, onun yerine salak olmayı, Harry ne kadar insanları rahatsız etmeyi seviyorsa o da o kadar rahatsız edilmeyi seviyordu. Ondan değil miydi geceleri insanları peşine takmasının bir sebebi. Bunların farkında değildi. Ya da farkındaydı da kendisiyle de inatlaşıyordu.

Harry biliyordu, psikoloji okumayı düşünüyordu lanet olsun gece gündüz çalışıyordu bunlara.

Louis'nin kişiliği de tıpkı Harry gibi yarımdı. Şuan Harry'nin bu kadar başarılı veya çevre sahibi olmasının tek sebebi Louis'nin etrafta olmasıydı. Eğer inat etmeyi keserse o da Harry'den yararlanabilirdi.

Gerçi kıvırcık bu konuda biraz bencil. Göz boyayabilir ancak. Louis'nin böyle yalnız kalması zaten kendi eseri sonuçta ona neden bu konuda yardım etsin? Ya da hiçbir şey istemeden öylece durması da düzeltmek istediği bir şey değil.

Kendisi de ne istediğini bilmiyor

Hem birbirlerini tamamladıklarını düşünüp bunu ona göstermek istiyor hem de Louis'nin tamamlanmamasını hep yarım ve ihtiyaç dolu olmasını. Eğer zorunda olmazsa Louis'nin gideceğini düşündüğü için işleri bu kadar zorluyor.

Şu şartlarda evet, giderdi de zaten. Mantıklı olan bu.

Saçmalık. Her şey ne güzeldi çocuklarken. Sadece minik eksikler vardı, düzeltilirdi. Ama şimdi mahvolmuş haldeler ve gittikçe de batıyorlardı.

Troy dedi diye birden kötü olmuştu Harry. Hah, Harry şerefsiz bile olsa Louis açısından bakıldığında her şey olabilecek tek insandı. Biz birbirimiz için tekiz.

Ne başka birisine yakın olabilirlerdi bu kadar ne de uzak. Hem yoldaş, hem düşmanlardı onlar. Hem bağlı hem de zıt.

Harry kimseye güvenmez ve kimseye inanmazdı Louis hariç ve Louis de kimseye sırtını yaslamaz, kararlarını eline vermezdi Harry hariç.

Bir sıkıntı ve yanlış olan bir şey varsa o da gittikçe artan teklik takıntısıydı. Araları bozuk ya da iyi, tek olmak istiyordu Harry. Bir insan için en iyi olmayı isterdi herkes, peki ya en kötü olmak? Her şey olmak? En iyiden de iyi.

Ama işte, sorun tam da oydu. Yine de görmezden geliyordu. Bu da içindeki karanlığın bir eseriydi ve onu yok edemez sadece kılık değiştirmesine izin verebilirdi. Tüm kavga başından beri buydu.

Harry'nin asla kendisindeki bir şeylerden vazgeçmeden özel olduğunu söylediği bağı Louis'e göstermeye çalışması. Hatta belki de dayatması.

Fotoğrafları Adam'a attı. Bunu düşünmedi bile.

Vantilatör saçma sesler çıkartarak dönmeye devam ediyor. Limon ağaçlarının yapraklarından kopan acı koku rüzgarla sürüklenip üçüncü kattaki küçük odaya esiyor. Evde, annesinin ocağa koyduğu düdüklü tencerenin sesi televizyon sesiyle karışıyor.

Güneş tüm odasında. Güneş tüm ruhunda olmalı.

Ancak o zaman, belki bazı şeyleri geç olmadan ışık sayesinde görebilir ve değişir.

Değişir.

~

Olayı anlamanız için yazdığım bir bölümdü ama anlamadıysanız, kısaca Harry yanlışlarını düzeltmek de dahil hiçbir fedakarlık yapmak istemiyor hatta üstüne Louis'yi fedakarlık yapması için zorluyor. Tam bir şerefsiz ve Louis'yi kesinlikle üzen (kim olsa üzülür aq) sosyal durumu onun hoşuna gidiyor. Zorla da olsa tek yakını olmak yani.

Ve yeni arkadaş öbür bölüm geliyor bu sefer eminim şwşxşwşd

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top