Promise You
"Yuta, sağ bacağını önce ileri atıp sonra geriye atmalısın."
Yuta, kendisini uyaran grup lideri ile daldığı düşüncelerden irkilerek çıkarken kendisine endişeyle bakan üyeleri çok sonradan fark etmişti. Onlara gülümseyerek "Üzgünüm, baştan alabilir miyiz?" diye sormuş ve Taeyong'un onayı ile danslarına baştan başlamışlardı.
Yuta, üyeleri zor duruma sokmamak için kendini dansına adamaya çalışsa bile aklının bir köşesinde her zaman küçüğü vardı. Mark ve Haechan Dream üyeleri ile canlı yayın yapacağı için bugünkü dans pratiklerine katılmamışlardı ve Yuta Mark'ı saatlerdir göremediği için huzursuzdu.
Herkes Yuta ile Mark'ın arasındaki bağın çok çok başka bir boyutta olduğunun farkındaydı. Diğer grup üyeleri de bunu bildiği için ona karışmıyordu. Yuta, Mark'tan her uzak olduğu zaman âdeta çıldırıyordu.
Ondan uzak duramadığı için grup lideri her üye için ayrı odalara sahip olmalarına rağmen ikilinin odalarını birleştirmiş ve gece bile yan yana kalmalarını sağlamıştı.
Dans pratiklerine devam ederlerken Jungwoo ve Doyoung'un sitemleriyle Taeyong kısa bir mola vermelerine izin vermişti. Onun izniyle herkes yerlere yığılırken Johnny ve Jaehyun diğer üyeler için içecek almaya çıkmışlardı.
Yuta ise aldığı izin ile dolabındaki telefonunu çıkarmış ve Dream üyelerinin canlı yayına girmişti. Onun canlı yayına girmesiyle fanları yorumlara iyice yüklenmiş ve Dream üyelerinin de fark etmesini sağlamışlardı.
Diğer yandan Dream üyeleri de Mark'ın bu Yuta takıntısını bildikleri için tüm canlı yayın boyunca gözlerini ondan ayırmamışlardı. Jeno ve Jaemin ortalarına aldıkları abilerini neşelendirmek için sürekli onunla şakalaşıyorlardı bu yüzden.
Pek işe yaradığından emin değillerdi fakat Mark en azından Chenle'nun fanların isteği üzerine attığı çığlığa gülüyordu. Jeno, abisinin attığı kahkahaya sevgiyle bakarken bir kez daha imrenmişti onların aralarındaki bağa.
"Oh! Yuta hyung canlı yayınımızı izliyor millet, ona selam verin!" diye âdeta neşeyle şakıyan Jisung'ın üzerine Mark tüm dikkatini kendilerini çeken kameraya verirken Renjun onun bu aptal aşık hâllerine gülüyordu.
"Yuta oppa!" Mark, sanki tüm canlı yayın boyunca kendini zorlayarak gülmemiş gibi kocaman gülümserken fanlar onun bu fanboy hâllerini büyük bir keyifle izliyordu.
Tabii, Yuta da.
Tüm dans pratiği boyunca somurtmamış gibi tüm dişleri görünecek kadar gülümserken Mark'ın gülüşüne bakıyordu. Diğer Dream üyeleri arada ona sorular yöneltirken kendisi de yorumlarda sorularını cevaplıyordu.
'Markiemiz bugün de çok şirin görünüyor.'
'Yuta oppan senin için bir hediye aldı.'
'Eve çabucak gel Markie~'
Fanları böyle yorumlarını şaka amaçlı yazdığını düşünüyordu fakat Yuta oldukça ciddiydi. Küçük sevgilisi giydiği bebek mavisi sweati ile o kadar şirin duruyordu ki eve geldiği an onun yanaklarını sıkmaktan kıpkırmızı yapacağını düşünüyordu.
"Yuta! Hadi, seni bekliyoruz."
Taeyong'un kendisine seslenmesiyle son kez küçük sevgilisine bakmış ve özlemle iç çektikten sonra diğer üyelere katılarak dans provalarına geri dönmüştü. Onun provaya geri dönmesi ile yorumlar duraklamış ve Mark sevgilisinin gittiğini fark etmişti, yeniden surat astı fakat en azından onunla iletişime geçebildiği için huzurluydu.
Chenle ve Jisung didişirken onlara gülmeye devam etmiş ve hafiften dönmeye başlamış başını görmezden gelmişti. Saat çoktan akşam 9 olmuştu ve o, öğlen saat 1'den beri yemek yememişti. Canlı yayından sonra yiyeceğini düşünerek görmezden gelmeye devam etmişti.
Fakat birkaç dakika sonra başı daha çok dönmeye başlamışken gözleri de kararmıştı, göz kararmasını geçirmek için gözlerini birkaç kez sımsıkı kapatıp açsa bile bir işe yaramamıştı.
Kısıkça "Jeno-ah," diye mırıldanıp yanındaki grup arkadaşına haber vermek istese bile sesini kendisi bile duymamıştı. Göz kararmasına bu sefer de mide bulantısı katılırken dönen başını daha fazla tutamamış ve koltuğun kol kısmına oturan Jeno'nun arkasındaki boşluğa doğru bayılmıştı.
Jeno, Mark'ın sırtına sertçe çarpmasından dolayı hızla arkasına dönerken gözleri kapalı bir şekilde uzanan abisini görmüş ve endişeyle Jaemin'e bakmıştı. Jaemin, Mark'ın üzerine doğru eğilmeden önce yanındaki Renjun'u dürtmüş ve Mark'ı işaret ederek canlı yayını bitirmesini istemişti.
Onların bu gergin dolu hâlleri ve Mark'ın hareketsiz bedenini fark eden fanlar yorumlarda daha da çoğalırken Chenle "Bugünlük bu kadar, tam bir hafta sonra yeniden görüşürüz!" diyerek canlı yayını hızla kapatmıştı.
Canlı yayının kapandığını belirten ses ile üyeler hızla Mark'ın etrafına üşüşürken Jeno yerinden kalkmış ve odadan çıkarak menajerlerini çağırmıştı. Tüm Dream üyeleri abileri için endişelenirken Haechan elindeki telefonuyla grup liderlerine mesaj atıyordu.
127 üyeleri dans pratikleri yaparken telefonlarını dolaba koymak zorundaydı fakat Taeyong acil bir durum olur diye telefonunu her zaman cebinde taşırdı, diğer üyeler bu durumu bildiğinden pratik zamanları acil bir şey olmadığı sürece onu rahatsız etmezlerdi.
Bu yüzden 127 üyeleri pratik yaparken Taeyong'un telefon sesini duyduklarında tedirgin olmuşlardı. Taeyong, hızla cebindeki telefonu çıkarıp mesaj atan kişiye bakmış ve kendisine endişeyle bakan üyelere "Haechan," diyerek mesaj atan kişiyi söylemişti.
Taeyong, kısaca mesajı okurken yutkunmuş ve göz ucuyla Yuta'ya bakmıştı. Onun bu hareketi ile Johnny ve Taeil olayı anlarken tek dilekleri onun çıldırmamasıydı.
"Tae, söylesene ne olmuş!" Yuta, endişeyle liderine bakarken onun bu sözlerine karşı Jungwoo ve Jaehyun da katılmıştı. Taeyong, gerginlikle "Mark," diys söze başlamış ve Yuta'nın anbean değişen yüz ifadesine bakarak devam etmişti.
"Canlı yayında bayılmış, şu an hastaneye gidiyorlarmış."
○●○●
Yuta, kendisini nasıl hastaneye attığını bilmiyordu. Geldikleri ultra lüks hastaneden dolayı kimsenin onları ifşalamayacağını bildiğinden gözleri dolu dolu sekreterlikte kadına sevgilisinin ismini sormasını da umursamıyordu.
Aldığı cevapla koşuşturarak acil servisinden çıkıp vip odaların olduğu koridora girdiğinde de kimseyi umursamıyordu. 263 numaralı odaya direkt girerken de kendisine kızarak peşinden gelen grup liderini de umursamıyordu.
Yuta, Mark dışında kimseyi umursamıyordu.
"Mark!" diye koşup kendisine yorgun ve biraz da büyümüş gözlerle bakan sevgilisinin yanına geldi. Küçük sevgilisi, kolundaki serum takılı iğne yüzünden pek hareket edemezken kendisine endişeli ve dolu dolu gözlerle bakan sevgilisini endişelendirdiği için kendisini suçluyordu.
Yuta, Mark'ın tamamen iyi olduğundan emin olmak için onu kontrol ederken aynı zamanda da "Neden bayıldın?" diye onu sorguya çekiyordu. Her yıl düzenli check up yaptırdıkları için onun bir hastalığı olmadığını biliyordu.
"Uzun süredir yemek yemediği için bayılmış. Bugünlük burada kalması gerekiyor." Konuşan Renjun'du. Yuta, duyduğu cümlelerle kaşlarını çatarken kendisine bakamayan sevgiline dönmüş ve "Yemek yemedin mi?" diye sormuştu.
Mark, suçlulukla başını eğerken "Özür dilerim hyung." demişti. Yuta'yı endişelendirdiği için içi suçluluk duygusuyla yanıp duruyordu.
Yuta, sevgilisinin yorgun olduğunu bildiğinden sesini çıkarmadı, canını yakmaktan korktuğu için yatağın ucuna doğru iyice gerilerken sevgilisinin boştaki elini ellerinin arasına aldı ve üzerini okşadı. Bu hareketinin sevgilisini mutlu ettiğini biliyordu.
"Yuta dışında herkes yurtlarına dönsün, kalabalık etmeyelim odayı. Ve sen Mark, bir daha böyle bir olay yaşanmasını istemiyorum."
Taeyong tüm ciddiyetiyle üyeleri odadan çıkarırken son kez Mark ve Yuta'ya bakmış "Mark sana emanet." diyerek odadan çıkmıştı.
Üyelerin hepsinin odadan çıkmasıyla Yuta hızla Mark'ın dudaklarından bir öpücük çalarken "Beni ne kadar endişelendirdiğin hakkında bir fikrin var mı bebeğim, buraya gelip seni görene kadar kafayı yiyeceğim sandım." demişti.
Mark, sırtını sevgilisinin göğsüne yaslamış ve derin bir nefes almıştı. Yuta'nın nane ile karışmış çikolata kokusunu rahatlamak için solumuştu.
"Bir daha olmayacak hyung, seni endişendirdiğim için çok üzgünüm."
Yuta, Mark'ın incecik belini geniş ve yapılı kollarıyla sararken burnunu onun boynuna yaslayarak gözlerini kapamıştı. "Şhht, üzgün olup da beni daha çok üzme. Seni canımdan çok sevdiğimi biliyorsun. Sen üzülme ki ben de üzülmeyeyim."
Mark, gözlerinin dolduğunu hissederken arkasındaki bu adamın neden hayatındaki en değerli kişi olduğunu bir kez daha anlamıştı. Gözlerini kapatarak kendisini uykunun kollarına bırakırken sevgilisinin kulağına Baby Came Home* şarkısını söylediğini duyuyordu.
○●○●
*The Neighbourhood
İzlediğim bir videodan yola çıkarak soft bir şeyler yazmaya çalıştım, umarım olmuştur.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top