HAYALLERİNİN PEŞİNDEN GİT( İYİ Kİ VARSIN)
"İyi ki varsın" dedi bana.
"sende iyi ki varsın" diyerek ona karşılık verdim. Bardaydık. Birbirimize sarılmış dans ediyorduk. Saat akşam ona geliyordu.
"üşüdün mü?"
"biraz dedim".
"ısıtayım mı?"
"sarıl bana" dedim. Tekrar sarıldı. Güzel, romantik bir aşk şarkısı çalıyordu. Sonra yerimize geçtik. Biralarımız, ve fıstık masadaydı.
"seni çok seviyorum birtanem".
"bende öyle".
"tuvalete kadar gideyim hemen geliyorum" dedi ve gözden kayboldu, sevgilim. Bende bu esnada biramı yudumladım. Ağzıma da bir kaç tane çerez attım. Derken karşıma biri oturdu.
"naber bebek yalnız mısın?"
bu nasıl bir soruydu böyle. Bu densiz ne sanıyordu kendini böyle? her yalnız kadının masasına oturacak cesareti bir kere kendinde nasıl bulabiliyordu.
"yalnız değilim sevgilim gelmek üzere?"
"pardon seni yalnız görünce?"
"yalnız görünce ne ha yalnız görünce ne demek. Bir kadın tek başına, yalnız bara gelemez mi? geliyorsa da bu aranıyor mu demek?"
"üzgünüm ama bara tek başına gelen kadın her an her şeye hazır olmalıdır bu teklifi daha önce çok kadına yaptım kimi kabul etti, kimiyse etmedi. Ben net bir adamım güzelim. Güzel bir kadın gördüğümde, onu beğendiğimde baştan dürüst davranıyor "benimle yatar mısın?" diye soruyorum. Bu kandırmaktan, seviyorum ,seninle evleneceğim ayağına yatıp, kızları kullanan erkeklerden bin kat daha iyi değil mi? ilişki adamı değilim ve hayatımda sadece cinselliği paylaşabileceğim, rahat, güzel kadınlar arıyorum o kadar. Buda benim kötü, sapık, bir erkek olduğum anlamına gelmiyor. Tamam mı?".
"of tamam be amma da uzattın senin hayatın ne yapıyorsan onu yap şimdi gidebilirsin sevgilimin seni görmesini istemiyorum lütfen".
"gene de sana kartımı vereceğim ne olur ne olmaz belki bir gün sevgilinden ayrılırsın belli mi olur?
"sen kafayı mı yedin defol" diyerek bağırdım.
"istersen bilmesine gerek kalmaz, bana bir gece ver seni yaşatayım ha ne dersin bu ikimiz arasında sır olarak kalır. Fazla güzelsin o yüzden de sevgilinin olması hatta evli bile olsan bu umurumda olmaz ben tatmin olmaya bakıyorum. Zevk adamıyım ben güzelim". 1.80 boylarında, saçını yeşile boyamış, çılgınca dikmiş, pirsing küpeli, bonus kafa, zayıf bir adamdı.Spor yaptığı belliydi. Çünkü iri ve de kaslıydı. Tipim değildi. Ayrıca iğrençti. Yakışıklı bile olsa kadınlara bu şekilde davranan, yaklaşan adamların soyunun tükenmesi için içimden dua etmeyi sürdürecektim.
"hey sen orospu çocuğu seni" diyerek çocuğu sertçe itti, sevgilim.
"Eren" diyerek bağırdım. Ayağa kalktım.
"bir daha söylesene orospu çocuğu haydi sevgilimle yatmak istediğini benim yanımda da söylesene ha ne oldu korktun mu? dilin mi tutuldu yoksa?"
"evet sevgilini becermek istiyorum çükün ufacık değil mi tatmin edemiyorsun onu?"
"ulan dangalak penisim çok büyük gösterip ağzına tıkmamı ister misin lan hödük pislik" diyerek çocuğun yüzüne iki tane sert yumruk geçirdi, Eren. Etrafa kan sıçramıştı.
"seni aşağılık pislik" diyerek bağırdı.
"hey hey siz dışarı kovuldunuz derhal".
"durun hesabı ödeyelim"
"hemen bayan aksi taktirde polisi çağıracağım". Barın içi kalabalık değildi, ancak kalanlar şaşkın bir yüz ifadesiyle bize bakıyorlardı. Rezil olmuştuk. Olay, kavga çıkmıştı.
ele ele karanlıkta yürürken ona baktım.
"bardan da kovulduk iyi mi?" dedim.
"pişman değilim o herifin sana öyle davranmaya, öyle görmeye hakkı yoktu"
"kadın olmanın bedeli bu. Boşver her yerde böyle kötü erkekler var ve olacak da her daim kavga çıkaramazsın ama dövüşmemeyi öğrenmelisin yoksa hapse girersin ve ben sensiz ne yaparım ha seni şapşal?"
"haklısın bebeğim kendime hakim olmayı öğrenmem gerek. Yahu bu adamlar yüzünden böyleleri yüzünden erkek olmaya utanıyorum cidden siz kadınları da o kadar iyi anlıyorum ki".
yanağına içten bir öpücük kondurdum. El ele yürümeyi sürdürdük.
şimdi özel hayatımı birileri bilse şu anda bunu sadece yürürken içimden düşünüyordum sevgilin bu denli kıskanç ve seni seviyorsa gurup yapmana izin vermezdi. Seni başkasıyla paylaşamazdı diyenler olacaktır. Ancak kendi zevkinle , iki çiftin kendi onayıyla iki çiftin hayatına yenilikler katması farklı bir şeydi biriyleyken haberi yokken başkasıyla öpüşmek ve daha ileriye gitmek gizli, saklı arkadan iş çevirmek farklı bir şeydi. Dünya bu iki ayrımı ayırt edemeyecek kadar cahil, sığ düşünceli insanlarla doluydu ki bu açıkçası benim umurumda bile değildi. Ben hayatımı yaşıyordum. Ayrıca bir kez gurup yapmıştık. Sonra sevgilimle bu konuyu konuştum ilk ve sondu dedi bana. Merak ettik. Zevk aldık ama bu kadar bitti. Artık seni zevk için bile paylaşamam dedi bana.
gülümsedim.
biz birbirini tutkuyla seven, birbirine bağlı yatakta da sınır tanımayan, merak eden, her şeyi deneyen birer çifttik sadece.
farklı değildik. Sıradan iki bireydik.
bizi farklı görenler sıradandı aslında. Normal bir ilişkimiz, hayatımız vardı.
neymiş o farklılık?
yemişim farklılığı dedim yürürken.
ROMA
Eren, ile iki haftalığına İtalya'ya gittik. Ailem bana izin vermişti. Artık bana güveniyor, ,ilişkimi de onaylıyorlardı. Zaten onu bu denli severken asla bırakamayacağımı anlamışlardı. Eren'de, bensiz yapamamıştı zaten. Bazen düşünmeden duramıyordum bu ayrılık birbirimizi ne denli sevdiğimizi anlamamız için bir ders fırsat mı olmuştu diye.
Roma, çok güzeldi. Adeta büyüleyiciydi. Tarihi yerleri muazzamdı. İlk önce Santa Maria Maggiore Bazalikasını gezmiştik.Sonra Kolezyum'da gladyatörlerin ruhunu hissettik. St. Peter's Bazilikasında Pieta'yı ziyaret ettik,. Ve Michelangelo'nun en muhteşem çalışmalarını gördük. İki milenyumdur zamana meydan okuyan Pantheon'un devasa kubbesinin altında durduk. Bol bol fotoğraf çektirdik. Fontana Di Trevi'ye para atmak derken her biri bir sanat şaheseri olan meydanlarında yürümeye kadar Roma'da yapılan her etkinlik insanlık tarihine tanıklık ediyordu. Ben bayılmıştım. Bu geziden oldukça keyif almıştım. Forum Antik Roma eserlerine hayran kalmıştım.
"İtalya muhteşem bir ülke". dedim.
"senin kadar değil ama"
"kapattığım instagramımı yeniden açtım öyle güzel resimler çektim ki aşkım bayılacaksın".
"hım göster bakayım" dedi sevgilim. Göstermeye başladım. Sevgilim üç tane içlerinde en güzel olanı seçti. Onları İnstagrama beraber yükledik.
"İtalyan erkekleri de ne yakışıklı" dedim.
sevgilim bozuntuya vermedi.
"bende fena değilim ama değil mi? zaten beni de benzetirler İtalyanlara".
"şaka yapıyorum yakışıklı oldukları plavra yolculuğumuz boyunca bir tane yakışıklı erkek görmedim açıkçası Roma sokaklarında".
"belki de gözün sadece beni gördüğündendir"
"sen bir tanesin aşkım" dedim ona. Ve bir kez daha sarıldım. Onu çok seviyordum.
Dünyalar kadar. Canımdı benim.
geleceğimdi. Daha doğrusu ne zaman gözlerine baksam ve içinde kaybolsam onda geleceğimizi görüyordum.
evliğimizi, ve sıcak yuvamızı.
her şeyimdi. Venezia meydanındaydık şimdide. Epey bir yürüdük. Yürüyüş ikimize de iyi gelmişti. Spor olmuştu. Daha sonrada Navona Meydanına uğradık.
Navona Meydanı (Piazza Navona), aynı zamanda şehrin kalbi sayılır. Buram buram tarih kokan bu meydan barok tarzının bir başyapıtı.İtalyan sanatçı ve mimar Gian Lorenzo Bernini'nin dünyanın dört büyük ırmağı Nil, Rio de la Plata, Ganj ve Tuna'dan ilham alarak tasarladığı şaheser Fontana dei Quattro Fiumi çeşmesi meydanın en göz alıcı yeriydi. Şehrin tam göbeğinde yer alan bu meydanda gece de gündüz de oldukça renkli, hareketli ve cıvıl cıvıl yaşanıyor.
Campo Dei Fiori meydanında da birer cafe içmeyi ihmal etmemiştik. Kapiçino harikaydı. Tadına doyum olmamıştı. Trevi Çeşmesinde de beraber yan yana güzel fotoğraflar çekmiştik. Selfie bile yapmıştık. Pizza yedik. Çok lezzetliydi. Makarna, şarap da yapmıştık.
Espresso'dan Cappuccino'ya, Macchiato'dan Ristretto'ya İtalyan Kahvelerinin doyasıya tadını çıkarmıştık. Daha sonra Piazza Di Spagna'ya uğradık. İspanyol Meydanı anlamına gelen Piazza di Spagna, adını İspanyol Elçiliği ve dillere destan İspanyol Merdivenlerine sahip olmasından alıyordu. Oldukça popüler ve kalabalık olan bu meydanda merdivenlerin yanı sıra, Trinita dei Monti Kilisesi ile Fontana della Barcaccia çeşmesi yer alıyordu.
"iyi ki varsın" dedim bir kez daha sevdiciğime. Bunu ona sarılarak söyledim. Sürekli olarak sarılıyorduk. Birbirimizi çok sevdiğimiz için belki de.
sarılmak sevginin bir göstergesi olabilir miydi? bana göre sevginin göstergesiydi, dokunuşlar...
"sende öyle meleğim" diyerek karşılık verdi, Eren. El ele yürürken bir kez daha onu ne denli sevdiğimi anladım.
bu aşk, aşkımız ikimiz içinde yani ikimizin de bakış açısından özeldi.
birbirimizde farklılığı, sevgiyi, kalıcılığı, geleceği görüyorduk ikimizde.
her şeye rağmen...
hayallerinin peşinden git dedim içimden. Sonra yanımdakine baktım. Benim hayalim aslında ondan başkası değildi.
sadece oydu.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top