Esfarto
Tessa;
"Enna" -diyerek Enna'ya taraf koştum. Ayy bir günde nasıl özledim. Canım kankam...
-Nasılsın? (Tessa)
-İyiyim. (Enna)
-Peki? Bu gün ne yapalım?
-Parkta gezelim. Hem Nina için yürüyüş olur, hem de sohbet eder kafa dağıtırız.
Kafa dağıtmak derken? Bunu ondan yıllar önce duyduğuma eminim. Ve ya hiç duymadım. Bilmiyorum...
-Enna,bir problem yok değil mi?
-Neden ki?
-"Kafa dağıtalım" demezsin sen. Yok, yok, bir şeyler var! Hemen söyle.
-Hiçbir şey yok ki ama...
-Seni tanımıyor muyum ben?
-Off tamam tamam. Ama kimseye söylemek yok. Hadi yürüyelim. Söylüyorum.
-Ha şöyle.. Azacık yola gel...
Yürümeye başladık. Acaba onun gibi deli cesaretli birini kim üzebilirdi ki?
-Dinliyorum..
-Tessa, ben nasıl biriyim?
-Uzatma, lafa geç!
-Tamam ama nasıl olduğumun konuyla ilgisi var. İşin aslı şu ki, aşık oldum!!!
Ne? Olamaz? Nasıl?! Hayır, Klasik film ve romanlar gibi olamaz!
-Delimisin? Kendine gel! Biz ders yapmalı, işimizi kurmalıyız! Aşk diye bir zehire bulaşma. O anlaşılmaz sevgi gösterileri... Lütfen başıma bazı kızlar gibi olma! Yani, ya böyle şeylerle ilgilenirken, işlerinden, günlük rutininden cayarsan?
-Hayır, ya bu hoşlantı. Yani onu bir gezide gördüm. Ama merak etme, aşık değilim!!!
Offf.. Neden ya? Allah'ım neden? Ben normal hayat istiyorum. Gizemli adam derken neden bir de şu garipsi olay oluyor? Enna sporcu, güçlü bir kız. Ben bile aşık olurdum ama o???
-Tessa, canım, sence de biraz abartmıyormusun? Yani bunu söylememi sen istedin. Hem bu duygu sadece 1 saatlik falan. Hem, herkes hayatında bir kere aşık olmaz mı?
-Tamam, Enna. Hadi dondurma alalım.
Enna;
Söyledim. Ama inşallah pişman olmam. Ama Tessa'nın olayları çabuk boşvermesi, duygu'larını çabuk değişebilmesi hep beni şaşırtmıştır. Belki de içine atıyordur, canım ya...
Hiç aşk'a kafa yormadı, yormadık. Hep ders yaptı, ya bir şey araştırmak istedi, hep yenilikleri denedi.
Şimdi benim için endişeleniyor. Aşk kaç arkadaşın arasını bozdu? Saymam imkansız. Tessa... Herzaman iyiliğimi düşündü. Fazla kırılgan biridir o. İşte o şimdi, tatlı pembe elbisesiyle, kahverengi gözleri, kahverengi ve sarının tonlarında saçları, beyaz ayakkabısı'yla önümde duruyordu. Ben bile zafer'e ulaşamayacağımı biliyorum. Ama o... O farklı. Onda birşeyler var. O özel. Ben ne kadar yol aldım. Dünyanın yarısını gezmiş ola bilirim. Ama onun gibi birini görmedim. Ve sanırım asla görmeyeceğim.
-Dondurma'ya bayılıyorum.(Tessa)
-Bende, aynen.
-Aşık olduğun çocuk yakışıklı mı bari?
O aşktan mı bahsetti?
-Hayır, yani evet. Yani hayır. Bilmiyorum.
-Hıhı. Çok merak ettim bak. Sende resmi varmı?
Ayy hemde bin tane!!
-Sanırım 1-2 tane olacaktı. Bir bakayım.
-Vay, ne kadar çok resmi var! Sen,neyse ya.
Gülmeye başladık. Ama sonra bir şey farkettim. Nina nerde?
-Tessa, canım, Nina nerede?
Gözleri büyüdü, nefesi hızlandı ve ayağa kalktı.
-Bir dakika ya, yanımızda değil mi?
-Yoo, ben görmedim!
-Kahretsin, kaçmış olmalı! Ama yapmaz ki böyle şey! Uslu bir köpekdir o...
-Kaçmış olma ihtimali inandırıcı gelmiyor. Bence buralarda. Hadi parkı arayalım.
Aramaya başladık. 5 dakika önceki
Tessa'dan zerre kalmamıştı. Telaşlıydı. Ah, Nina'ya nasılda bağlanmış. Daha aylar önce bu kız nasıl sıkılıyordu. Nina ona arkadaş'dan öte oldu. Nina'yı çok sevdiği belli.
Aniden gelen sesle düşüncelerimden koptum:
-Yok, hiçbir yerde yok! Nina'yı bulamıyorum!
Ağlamaya başladı. Çaresizdi. Çaresizdik...
-Hadi ama, heryeri aradınmı?
-Evet
-Heryeri?
-Evet
-Tamam, endişelenme! Bulacağız. Benim abimin arkadaşı sanırım, bu parkın bir çalışanlıyla arkadaştı. Ona sorarım. Daha iyi ararız.
-Teşekkürler Enna! Teşekkürler...
Eve doğru yürürken, okulun önünden geçiyorduk. Okul boştu. Okulumuz 4 katlıydı ve büyük bir okuldu. Okulun büyük kantini ve büyük tiyatro odası vardı. Okulun bahçesine gözüm kaydığında orada birilerinin olduğunu farketmem uzun sürmedi. Bu karanlıkta kim olabilirdi ki? Tessa'ya okulun bahçesini gösterdim ve o da en az benim kadar meraklandı. Karar aldık ki, bir baksak problem olmaz.
Okulun bahçesindeydik ve etraf azacık karanlıktı. Hemen en yakın köşeye saklandık. Gülüşme sesleri geliyordu. Belli ki, birileri çok eğleniyor. Ve biz de bunu merak etmişdik. O kimdi??
Daha da yaklaştık. Arkama dönerek Tessa'ya bakmak istediğimde Tessa bağırarak o kişilerin üzerine koştu!!
Delimisin?!
Tessa;
Çok yorgunum. Enna bana okulu gösterdiğinde meraklandım ve o tarafa yürüdük. Ama ne gördüm?
Oha!!! Nina oradaydı!!!
-Nina!!!
-Tessa, dur! (Enna)
Arkadan gelen Enna'nın sesine aldırmadım. Karşımdakı Nina'dan başkası değildi ve ben onu kucakladım. Çok özlemişim yaaa...
-Um, Selam. Sizin köpeğiniz mi?
Sesle doğruldum. Bu kimdi? Aa dur,dur dilimin ucunda!.. Bu, okulun yardım ve gezi derneğinin lideri ESFARTO'ydu. Kısaca, ESTO diyorlardı. Harika biriydi. En azından karakterce çok centlmen, dürüst biriydi. Ve her zaman güleryüzlüydü. Herkes tarafından çok sevilirdi.
-Tanıyorum Esto, uhm, yani Esfarto-okulun yardım ve gezi derneğinin lideri.
-Memnun oldum siz?
-O Tessa ve ben de Enna. Memnun olduk- diye gülerek Enna bize yaklaştı. Neden böyle yaptı bilmiyorum. Ama Esfarto gülümsüyordu. Off. Bana ne? Önemli olan Nina'yı bulduk.
-Nina'yı nerede gördünüz?
-Okulun önünden geçiyordum. Havlama duyunca geldim. Çok şanslısın Tessa, bu köpek çok akıllı.
-Teşekkürler...
Buradan ayrıldıktan sonra gözlerim önüme döndü. Ve yürümeye başladık. Enna gülüyordu ve ben onu anladım.
-Hayır, bayan Enna, yanılıyorsunuz. Ben sizin gibi aşk kuşu değilim.
Bunu öyle ritmli söylemiştim ki, ikimizde gülmüştük. Ama önemli olan Nina'nın bulunmasıydı. Ama aklımdaki bana dün çarpan adamdı. Neden ve niye ben? Çarptı ve o kağıtı ondan başkası koymuş olamaz.
Bence birşeyler oluyor ve bu çözülmeli....
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top