~ 2 ~
Gözlerimi açtığımda yine aynı hastane odasındaydım. Bir an başım döndü. Kimse yoktu. Biraz etrafa baktım. Bir süre sonra bayan hemşire içeri girdi.
Elegant: Hastamız kendini iyi hissediyor mu?
-- Hafif başım dönüyor. Onun dışında iyiyim.
Elegant: Güzel. Yine de sen iyiyim desen de başka kontrollerden de geçmelisin.
-- Ne kontrolleri?
Elegant: Çoğunlukla beyninin çalışma durumu ile ilgili. Başına gelen kurşun beynine tam zarar vermeden sıyrılmış. Bu yüzden çoğunlukla beyin kontrolü, zihin sağlığı vb.
-- Anladım.
Elindeki sekreter dosyasına ne yazacaksa yazdı ve gitti. Tuhaf bir havası vardı ama beni rahatsız etmemişti. Kısa bir süre sonra erkek hemşire içeri girdi.
???: Hastamıza bazı testler yapacağız. Ama öncelikle kan testleri.
Odadaki tekerlekli masayı yanıma çekti. Cebinden 2 adet kan tüpü çıkarıp masaya bıraktı. O sırada bayan hemşire içeri girdi.
Elegant: Hey Met, bir bakar mısın?
??? (Met): Tabiki?
Fısıltıyla bir şeylerler konuştular ve bayan hemşire cebinden bir tüp çıkarıp masaya bıraktı. Toplamda 3 adet tüp olmuş oldu.
Met: Hazır kan alınıyorken başka bir testinin daha yapılması gerek. Onu da sonraya bırakmadan yapacağız.
-- Tamam.
Bayan hemşire cebinden bir iğne ve hortum çıkardı. Erkek olan ilaç dolabına gidip temizlemek için pamuk aldı, sonra yanıma gelip kolumu açtı ve ıslak pamuğu sürdü, hortumu koluma dolayıp kan akışını kontrol altına aldı. Bayan hemşire iğneyi sokup kanı çekti ve tüplere doldurdu. Erkek olan cebinden bir yapışkan çıkarıp tüplerin üstüne numaralarını yapıştırdı, sonra tüpleri alıp gitti.
Odada sadece ben ve bayan hemşire kalmıştı. Sandalye çekip yanıma oturdu ve bir şeyler yazmaya başladı. O sırada onu süzüyordum. Pek kadın tipi yoktu. Çünkü kadın biraz daha büyük yaştakilere denir genelde. Belkide benden büyüktü, bilemem. Ama yüzü çok gençti; sanki lise son sınıf öğrencisi ya da üniversiteye yeni başlamış gibi duruyordu. Olabilirdi, sonuçta o yaşta staja gidiyorlardı. Yüzünde hâlâ o tam anlayamadığım bakışıyla kağıdı yazılarla dolduruyordu.
Bir anda bir şey olmuş gibi bana baktı. Galiba ona bakıp bunları düşünürken ona uzun bir süre bakmış olmalıydım. Hemen başımı başka tarafa çevirdim.
Elegant: Al. Bu yapılacaklar listen.
Listeyi okuyordum; bu 1-2 gün fazla baharatlı veya yağlı yiyecekler tüketmemeli, yatağımdan kalkınca küçük egzersizler yapmalı (onun altında da egzersizlerin nasıl yapılacağını gösteren resimler vardı) ve komadan yeni uyanan hastalar için olan kısa süreli rehberlik dersine gitmeliymişim. Ve kazazede olduğumdan bir süre hastaya özel psikoloğumla konuşmalıymışım.
Pekâlâ. Bu hastanede hastanın sağlığına bayağı önem veriliyor anlaşılan. Ve sorun şu ki, eğer burası bir özel hastaneyse ben parayı nasıl ödeyecektim. Aslında yaşadığıma da şükrediyordum bir yandan ama işime yeni başlamıştım ve bunu düşünüyordum elbette.
Elegant: Listedekileri iyi yaptığından emin ol lütfen. Bir maddeyi bile kaçırma.
-- Tamam. Bir şey sorabilir miyim?
Elegant: Tabiki?
-- Burası bir özel hastane mi?
Elegant: Sayılır. Yine de bunun için sorduysanız söyleyeyim; burada parayı devlet karşılıyor.
-- Teşekkürler. Ve sayılır derken?
Elegant: Bu hastanedeki çalışanlar gönüllü olarak iş yaparlar.
-- Vay. Bu çok güzel.
Elegant: Evet öyle^^. Bu arada geçirdiğiniz durumdan dolayı bir süre daha hastanemizde kalacaksınız.
-- O kadar çabuk iyileşsem mucize olurdu zaten.^^
Elegant: Yanınızda çıkan eşyarınız, yani; cüzdan, telefon ve çantanızın içindeki diğer tüm eşyalar buradadır.
-- Çok sevindim. O hâlde çantamı getirebilir misiniz rica etsem?
Elegant: Elbette.
-- Teşekkürler.
Bana gözleriyle gülümsedi ve dosyasını alıp odamdan çıktı. Şu an yataktan kalkamıyordum. Elimdeki yapılacaklar listesine son kez göz attım ve uykuya ihtiyaç duyan göz kapaklarımı serbest bıraktım...
.
.
.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top