49.Bölüm
Ohaa.Telefondan multi ekleniyooo ksdkdk
Multi de herkes var kdkdkc Bok gibi oldu,bakmasanız da olar *~*
İyi Okumalar.Birde bi kaç bölüm sonra,yada diğer bölüm,birkaç ay sonra yaşanılacakları anlatıcak.Tek tek gidiyorum,olmuyo yaa biraz zaman geçmeli.
*~* ^~^
Çatırtı,ayak sesleri,çatırtı.
Gözlerimi açıp,ne oluyor diye baktım.Hala sesler vardı.Korkup,Batuhan'ı dürtükledim.
"Batuhaan.Kaalk."
"Batuhan!Ses geliyor!"
"Batuuuuu!Uyan laaan!"
Batuhan gözlerini ovuşturup,hemen ayağa kalktı ve bana baktı.
"Noluyo yaa?"
"Ses geliyor diyorum.Bi baksan diyorum."dedim sessizce.Batuhan oflayıp,kapıya yöneldi ve kapıyı açtı.Bende hayal kurmaya başladım.
Batuhan,evi çok rahat bir şekilde gezerken,karşısında 'Çığlık' maskeli birisi çıkar.Batuhan,ilk ônce hayal olduğunu düşünüp,gözlerini kırpar,ama gitmez o çığlık maskeli siluet.
Batuhan geri geri ilerler ve mutfağa girer,çığlık maskeli siluet de Batuhan'ı takip ediyordur.Batuhan geri geri giderken,birden tezgahla buluşur.Çığlık'artık kaçacak yerin kalmadı nuhaha'diye gülüp,tam bıçağı kaldıracakken,Batuhan tezgahın yanında olan satırı alır.Nereden çıktıysa artık...
Ama Batuhan için çok geçtir.Çığlık maskeli siluet,onu kalbinden bıçaklamıştır bile.Batuhan ama olur bi Battal Gazi.Bıçaklandığı yeri tutar,ayağa kalkar,hiçbir şey olmamış gibi satırı indirecekken,yine eski haline dôner ve satırı vuramadan yere yığılır.Çığlık maskeli siluet 'nuhaha'diye güldükten sonra,Batuhan'ın kalbine bıçağı saplar.Batuhan kelime-i şahadet getirir ve şöyle der;
"Kalbim...Irmak'ın sevgisiyle dolup,taşmış kalbimden vurdun beni...O zaman Irmak'ta öldü.Nayıır,nolamaaz!Onun ölmesine izin vermeeem!"deyip,yeniden,tam zamanında Battal Gazi'ye dönüşür ve ayağa kalkar.Çığlık maskeli siluet şaşırmıştır.O şaşıra dursun,bizim Battal Gazi kılıklı Batuhan'ımız,satırı ÇMS'nin-çığlık maskeli siluet-kafasına saplar.ÇMS'nin vücudu ortadan ikiye bölünmüştür.Batuhan,kalbinin sahibi Irmak için,adeta rüzgar estirmiştir.Yukarı koşa koşa çıkıp,Irmakçığına sarılır ve kulağına doğru;
"Sadece senin için Irmak.Sadece senin..İçin."der ve yeniden kelime-i şahadet getirip,yere yığılır ve gülümseyerek,hayata gözlerini yumar.
Irmak dayanamayıp,kendini yerden yere vurur ve çekmecede silah bulur.Batuhan'ın yanına eğilir ve ağlamaya başlar.
"Beni..Beni beni...Irmağını..."der gözyaşlarını arasından.O sırada Irmak'ın babası gelir.
"Sen benim,kızımdın,kızım!"ve ta ta ta!Irmak göğsünden vurmuştur kendini.Yere yığılır Bih-aman Irmak.Ela da gelinlikle merdivenden çıkarken,silah sesini duyar ve Batuhan öldü diye yere çömelir ve ağlamaya başlar.O sırada Irmak'ın vurulduğu yerden üç şerit kan akıyordur.Evlübenin hizmetçisi ve Ela'yı seven Burak,öksürüklere boğulur ve ölür.Batuhan zor bela ölümden kurtulur.Bir kaç ay sonra,sakallı Beh-Batuhan,Irmak'ın mezarının yanı başına gider ve ağlamaya başlar.
"Ben senin için ayakta kaldım Irmak.Sen niye dayanamadın?Seni seviyorum Irmak.."der ve ağlamaya başlar.Bunu duyan Irmak,hortlar ve Batuhan'a sarılacakken hızla çekilir.'Sakalların battı Batuhan.'
Düşüncelerimden hızla uzaklaştım ve yataktan çıktım.Korku filmlerindeki mal kızlar gibi,odadan çıktım ve Batuhan nerede diye bakınmaya başladım.
Sonra korkup,odaya daldım ve yorganın altına girip,kafama kadar çektim.Ah,böyle çok daha güvenli.
"Kaldır ellerini.Polis hahaha!"diye gülen bir erkek sesiyle yorganı kaldırdım.
"Ellerini başına koy.". "Güzeel."
Bu ses tanıdık gelmeye başlamıştı.
"Kanka bu çok havalı!"
Lan bu Ekin'in sesi!
Hemen odadan çıkıp,aşağı indim.Ekin ve Batuhan vardı.Birde şu saçıyla sakalı birbirine geçmiş mağara adamı görünümlü insan,elleri başında duruyordu.Ekin'in elinde silah vardı.Benim yüzüm O.o olmuştu resmen.
"Noluyor yaa?"diyerek merdivenlerden inen Gözde'ye baktım.Arkasından Poyraz geliyordu.Gözde,saçı sakalı birbirine karışmış mağara adamı gibi duran amcayı görünce çığlık attı.
"Anneee!Bu ne lan?"
Adam,Gözde'ye baktı.
O sırada Gizem indi merdivenden.Adamı görünce bir şey yapmadı.
"Sen bu eve nasıl girdin lan?Irmak bu adam,o adam değil mi?Hani eve girmeye çalışan ve senin sopayla kafasına vurduğun adam?"deyince kafamı salladım.Adam pis pis bana baktı.
"Sen mi vurdun kafama?"
"Konuşma.Şşşt."dedi Ekin.Gizem Ekin'e baktı ve elindeki silahı görünce çığlık attı.
"Ekin!İndir o silahı!"deyince,Ekin ona baktı.
"Heey,sakın ol bebeğim,oyuncak bu."oyuncak kelimesini sadece ağzını oynatarak söylemişti.Gizem derin bir nefes aldı.
"Senin derdin ne lan?"dedi Poyraz salona doğru ilerlerken.
"Bu evin altında hazine varmış.Mutfağın orada kırık bir tahta var.Oranın altında da hazine var."dedi adam.Gizem kahkaha attı.
"Hahaha!Hazine mi?Soktor got omco!"
Adam Gizem'e mal mal baktı.Gözde fenalaşmış gibi,eliyle hava yapıyordu yüzüne.
"Allaaam!Bu eve yabancı biri mi girdi şimdi?Hayır!Ben burada daha fazla yaşayamam.Beni,bilmiyor musunuz siz?Bizim eve hırsız girdi diye,2 hafta parkta uyumuştum.İyi yazdı haa.Malmışım lan ben?Ya ben uyurken biri kaçırsaydı?Ben eve gidiyorumm!"dedi Gözde.Ofladım.
"İyi sen git Gözde."dedi Gizem.Gözde gözlerini kısıp,bize baktı.
"Ya benimle gelirsiniz,ya benimle gelirsiniz!Başka yolu yok!Sabah gidiyoz."
"Ya mal!Hayıır!Bak burada kaldım ya,eve gidersem babam bönöm öğzömö söçör!"
"Daha geç gidersen daha çok 'öğzönö söçör'canım!"
Aslında haklıydı.Kaçmak hataydı.Artık Ankara oldu.Ahaha!Esprimi anlayanlar,camdan atlayabilir.Gerçekten kötüydü,hatta Batuhan'a yapsam bu espriyi,bu ilişki burada biter Irmak,ben gidiyorum der,camdan atar kendini.
"Hadi git amca.Yok burada hazine.Eğer olursa,sana haber vermeyiz merak etme."dedi Ekin ve adamı kapıya sürukleyip,çıkarttı evden.
"Adam bir deli dostum!"dedi Ekin Batuhan'ın omzuna vururken.Batuhan ona bir bakış attı.Valla şu merdivenden yuvarlanıcam.O nasıl bakış?
"Çok yabancı dizi izliyosun.Sus ve eski haline dön."dedi Poyraz,Ekin'in kafasına şaplak atarken.
"Ona vuran elini kırarım Poyraz,çekil oradan!"dedi Gizem ve koşup,Poyraz'ı ittirdi.Poyraz sarsılırken,Gizem tam arkasını dönerken takılıp,düştü.Ben ve Gözde onun düşmesine bir yerlerimizden anıra anıra gülerken,Gizem bize baktı.
"Lan siz nasıl arkadaşsınız?İnsan bi sorar iyi misin canım,değil mi?"diye sordu Gizem.
"Sen.Koray İzitaş'ın vinedaki videosunu gördün mü?Normal arkadaşlar,arkadaşı düştüğünde 'ay iyi misin arkadaşım?'diye sorar.Gerçek arkadaşlar ise eşekler gibi anırır.Yani,biz,senin,gerçek,arkadaşınız."dedim teker teker konuşarak.Gizem,oflayıp ayağa kalktı.Ekin ona 'iyi misin?'diye sorarken araya girdim.
"Bak,Ekin'i görüyor musun?Normal sevgilinmiş gibi davranıyor.Ama gerçek sevgili anıra anıra gül-ah!"
O kadar güldüm güldüm,sonunda benimde başıma geldi ve merdivenin son basamağını inecekken boşa bastım ve düştüm.Gözde ve Gizem gülerken,bir erkek kahkahası yeri göğü inletti!Kafamı kaldırıp baktım ve Batuhan'ın fok balığı gibi güldüğünü gördüm.Bakın,ayı veya eşek gibi değil,fok balığı gibi.
"Oha mal!Gülceğine kaldır beni!"diye çığırdım.Batuhan kahkaha ata ata yanıma geldi ve beni kaldırdı.Hala gülüyordu.Bende dudaklarımı birbirine bastırdım,daha sonra gülmeye başladım.
Sabah ezanı okunmaya başlayınca sustum ve bismillahirrahmanirrahim dedikten sonra,Aziz Allah,celle celale hu-lan kesin doğru yazmadım çarpılcam-dedim.
Ezan bitince,namaz kılacaktım ama burada ne etek arar,ne tülbent.
Allah'ım sen beni affet bu yüzden.
Herkes uykusunun kaçtığını söyleyince,oturduk koltuğa.Sonra biraz konuştuk havadan sudan.Yarın yağmurlu olacakmış diyorlar.Sularda klorlu akacakmış birkaç gün.
Esnedim.Sonra karnım guruldadı ve aklıma bir şey gelince çığlık attım.
"Lan bugün okul var!Ve turnuva var!"diye bağırdım.Herkes ayağa kalktı.
"Turnuva cuma günü olacak."dedi Gözde.Saate baktım.Altı buçuğa geliyordu.Odaya koşup,çantamın içinden siyah bir üstü ve siyah tayt türü pantolonu hızlıca aldım.Buruş buruş olmuştu.
"Oha!Buruş buruş off!"diye yakınırken,Batuha içeri girdi.Ona dödüm.
"Ütü var mı ütü?"
Batuhan kafasını salladı.Ayağa kalktım.
"Nerede?"
"Poyrazların odalarının yanındaki odanın,beyaz dolabının içinde,siyah bir ütü var.Onu al,sonra galiba meşe rengi kapının sol çaprazının yanında,ütü masası olucak."dedi Batuhan.Kafam karışmış bir şekilde ona baktım.
"Yani,Poyrazların odasını yanındaki odada var her şey.O odanın içinde beyaz bi dolap var ve onun içinde ütü var.Ütü masasını da bulursun artık."deyince,anlamıştım.Kıyafetlerimi alıp,odadan çıktım ve Batuhan'ın dediği odaya girip,ışığı yaktım ve dolabı açıp,ütüyü aldım,sonra yere koydum.Ütü masasını da bulup,açtım ve ütüyü yerden alıp,masanın üstüne koydum ve fişi prize taktım.Ütülemeyi pek bilmezdim.Kolları hele,hiç ütüleyemiyordum.En fazla üç kere yapmışımdır.İkisi annemin zoruyla.Sonra annemde iğrenç yaptığımı görüp,bana kızmıştı ve bir terlik fırlatıp,kendisi ütülemişti her şeyi.
Haydi bismillah deyip,bluzu masaya koydum ve ütülemeye başladım.O kadar da kötü yapmıyordum ya.
Kapı açıldı ve içeri Batuhan girdi.Elindeki kıyafetleri ütü masasının ucuna koydu ve çarpık br gülümsemeyle bana baktı.
"Bunları ütülersin artık."dedi ve kıyafetlerine yavaşça vurdu.
"Odun,öküz!Ühühüü."Dedim.Sonra aklıma bir şey geldi ve sırıttım.
"Neyse,ütülerim artık."
Kendi kıyafetlerimi güzel bir şekilde ütüledikten sinra,Batuhanınkileri aldım ve iğrenç bir şekilde ütülemeye başladım.Her yerde kat izleri olunca,sırıttım.
Orada giyinip,Batuhan'ın kıyafetlerini aldım ve fişi çekip,odadan çıktım.Odaya girdim.Batuhan saçıyla oynuyordu.
"Al Batuş.Ütüledim kıyafetleri."dedim.Batuhan bana döndü.
"Yok onları giymicem.Vazgeçtim."dedi hiç bakmadan kıyafetlere ve dolaptan siyah bir üst ve siya bir pantolon çıkarttı ve üstünü çıkarttı.Ben donmuş bir şekilde baklavalarına bakarken,bana bakıp,sırıttı.
"Şimdi,eşofman altımı çıkarıcam.Bakmaya devam edeceksin galiba?"deyince gözlerimi kapatıp,arkamı döndüm.Batuhan kıkırdadı.
"Gıcık.O kadar da güzel ütüledim giysilerini."dedim.
"Güzel?Seninle evlenirsem,asla ütü işini sana bırakmam."deyince,gözlerimi pörtlettim ve gözlerim ışıldadı.
Ama bir şey demedim.
"Ay kaç saat oldu.Giyemedin mi altını hala?"
"Giydim ki."deyince önüme döndüm.Batuhan saçlarını düzeltirken,yanına gittim ve onu biraz ittirip,saçlarımı düzelttim.
Batuhan'da,bende saçlarımızı düzelttikten sonra,çantamı açtım ve kitapları çıkarttım.
Sonra,bu kitapları nereye koyacağımı düşündüm.
"Batuhan!Çantan var mı çantan?"diye sordum ellerimdeki kitapları gösterirken.Batuhan kafasını salladı ve dolabını açıp,siyah bir çanta çıkarttı ve bana verdi.Ona teşekkür ettikten sonra,çantaya kitapları doldurdum ve omuzlarıma taktım.Çanta,diz kapaklarımın arkasına gelince,ofladım ve kısaltmaya çalıştım.İyice uzayınca,ofladım ve Batuhan'a yavru dana bakışlarımı attım.Batuhan,yukarı baktı ve sonra çantayı alıp,bir şeyler yaptıktan sonra bana verdi.Bende taktım çantayı omzuma.Şimdi popoma geliyordu.İyi olmuştu.
"Aferin Batu."Dedim baş parmağımı kaldırıp,'okey' işareti yaptım.
Batuhan gülümsedikten sonra,kolunu omzuma attı ve birlikte aşağı indik.Herkes aşağıdaydı.
"Bilerek mi böyle giyindiniz?"diye sordu Ekin bizi göstererek.Üstüme ve Batuhan'ın üstüne baktım.İkimizde siyah giyinmişiz,yeni fark ediyorum.Aferin bana.Hani alkışım?
"Yoo."dedim.
"Hıı.Of benim karnım acıktı.Gizem yemek yap bana."dedi Ekin.Gizem ona yandan bir bakış attı.
"Benimde acıktı Gizem."dedim kötü karı gibi sırıtırken.Gizem oflayıp,mutfağa girdi.Bende yine saate baktım.Yediyi çeyrek geçiyordu.
Hepimiz,mutfağa girdik.Gizem,yumurta falan kırmış.Ay üzüldüm şimdi.
"Ekin.Sana yumurta haşladım."dedi Gizem elindeki yumurtayı göstererek.
"Çok sağol."dedi Ekin gülümseyerek.
"Şimdi bunu kırayım,soyayım sana olur mu?"dedi Gizem.Bir şey yapacaktı bu kız.Kesin.
Ekin kafasını salladı.Gizem yumurtayı Ekin'in kafasında kırdı.Ama yumurta çiğdi.Ekin üç farklı küfür söyleyip,Gizem'e baktı.
"Bunu bana yapmıcaktın.İntika acı olacak Gizem!"dedi Ekin ve yukarı çıktı.Gizem kahkahalar atarken,ben kahvaltımı yapıyordum.
Ekin saçını yıkayıp gelmiş,biz kahvaltıyı bitirmiştik.Ekin'de bir şeyler atıştırdıktan sonra hepimiz evlübeden çıktık.Batuhan kapıyı kilitledikten sonra Porsche'yi açtı.Koşa koşa ön koltuğa oturdum.Poyraz ve Gözde arkaya geçti.Ekin'de şöfor koltuğuna oturdu ve tam arkaya Gizem oturacakken kapıyı kapadı ve yana eğilip,kapıları kilitledi.Batuhan son anda arkaya binmişti.Gizem şaşkınlıkla arabanın camlarına vururken,Ekin ona sırıttı ve arabayı çalıştırdı.Oha dercesine bakarken,Ekin arabayı ormandan anayola çıkarmıştı bile.
"Ya salak mısın?Kızı ormanda bıraktın!Ya ormandan çıkıcam derken,iyice ormanın derinliklerine giderse?"diye sordum.Ekin omuz silkti.
"Bulur o bulur.O yumurtayı kafamda kırmasaydı,onu orada bırakmazdım."
*^* *~* ^~^
Ekin bizim okulun ônünde durdu.Porscheyi gören herkes,doluştu kapının önune.Havalı bir şekilde kapıyı açtım ve çıktım.Herkes çıkınca arabadan,Batuhan yanıma geldi.Tuana'nın en önde durduğunu görünce,öfkelendim ama dışarı vurmamaya çalıştım ve Batuhan'a sıkıca sarılıp,yanaklarını öptüm ve gülümseyerek ona baktım.
Biz öyle bakışırken,birisi çığırdı.
"Ekin geberticem lan seni!"diyen Gizem,Ekin'e doğru koştu ve üstüne çıktı ve kafasına vurmaya başladı.Onlar rezil olurken,okuldakiler gülüyorlardı.Oflayıp,Batuhan'a el salladım ve en önde olan Tuana'yı itip,yanlarından geçtim ve okula girdim.Sınıfa koşup,aralık kapıyı ayağımla ittirdim ve sırama geçtim.Sınıfta kimse yoktu.
Gözde gelip,yerine geçti.Sonra çoğu kişi gelip,yerlerine geçti.
Öyle boş boş otururken,bir hoca herkes aşağı insin diye bağırınca,sınıftan çıkıp,aşağı indik ve sıra olduk.Gizem hala ortalarda yoktu ve yanıma Gözde gelmişti.
"Gizem nerede?"diye sordum Gözde'ye.
"Bilmiyorum valla."dedi Gözde.Müdür konuşmaya başlayınca sustuk.
"Rahat!Hazır ol!Dikkat!"
İstiklal Marşı'nı söyledikten sonra,herkes yukarı çıktı.
Hala Gizem gelmemişti.Noldu acaba?Ekin'i o ani siniriyle gırtlaklayıp,öldürmüş müydü?Hayır be.
Ben bunları düşünürken,kapı açıldı ve içeri Gizem girdi.Yüzü öndeydi.
"İkin gibirticim lin sini!"dedi Tuna sesini incelterek.Gizem ona bir bakış attı.
"Ses kes!"
Gizem yanıma oturdu ve saçlarını düzelttikten sonra,çantasını açtı.
"Hangi dersler var?"diye bağırdı.Sınıfımızın ineği Hazal ders programını okumaya başladı.
"İlk ders Kimya mıııaaağ!"dedi Derya.
"Matematik olmadığına dua et!"dedi Seda oradan.Çantamı açtım ve Kimya kitabını çıkardım.
Hoca içeri girince,sessiz olduk ve ayağa kalktık.Günaydın sağollardan sonra hemen yerime oturdum ve dersi dinledim.Malum,bu sene sınav var.
Öğle yemeğiydi,oydu buydu şuydu derken,son derse gelmiştik.İlk defa dersin bitmemesini istemiştim.Çünkü eve gidecektim.Ama hoca çıkabilirsiniz deyince,her şey durdu benim için.Korka korka çantamı aldım ve okuldan çıktım.Batuhan çantamı getirecekti.Bende ona çantasını verecektim.Gözlerim onu tararıyordu.
Onu görünce koşarak yanına gittim ve çantamı aldım.Sonra kitapları çantadan çıkarıp,çantama koydum ve çantasını ona verdim.Sonra sarıldık,biraz konuştuk.
Derin bir nefes aldım ve yürümeye başladım.Çok hızlı yürüyen ben,kaplumbağa gibi olmuştum ama yollar çok kısa gelmişti.Kafamı kaldırdığımda evimizi gördüm.İç çekip,bahçe kapısını açtım ve içeri girdim.Bahçe kapısını kapayacakken,Ayşe Teyzeyi gördüm.Cık cıklayıp,kafasını çevirdi ve yürümeye devam etti.Ona kısa bir bakış atıp,kapıyı kapadım ve yürüyüp,demir kapının önüne geldim.Gözlerimi birkaç saniye kapatıp,açtım ve zile bastım.
Biraz bekledikten sonra kapı açıldı.Melis vardı kapıda.İçeri girdim.
"Babamla Mert gerizekalısı evde mi?"diye sordum.
"Babam işte,Mert'te dışarı çıktı öyle."dedi ve devam etti."Kızım,kaçtın ya,evde neler oldu neler.Babam pişman lan.Merak etme eve gelince,kızmaz."dedi Melis.Benim içimi rahatlık kapladı ve Melis'e sarıldım.
"Of!Aslında kaçmasaydım iyiydi de."dedim Melis'ten ayrılırken.
"Nerede kaldın sahi?"diye sordu Melis."Gizemlerdeydin en son,sonra da kaçtın yine."dedi gülümseyerek.
"Çağlalarda yaa,Çağlalarda kaldım."diye bir yalan uydurdum.Melis kaşını kaldırdı ama sonra omuz silkti.
"Anladım."
^~^ *~*
Test kitabını önüme koydum ve elime kalem aldım.Sonra telefonumu önüne koydum ve telefonumu açtım.Test çözüyormuş gibi görünüp,telefonla oynayacaktım.
Kapım açılınca,hemen sayfayı karalamaya başladım.
"Irmak?"
Oha bu babamın sesi!
Onu duymamış gibi yapıp,test çözmeye devam ettim.
"Bak,çok özür dilerim kızım.Birden sinirlendim,önüme geleni söyleyiverdim işte."dedi.Ben hala sayfanın anasını ağlatmakla meşguldüm.
"İstediğin zaman test çöz,arkadaşlarınla gez,dolaş.O çocukla da görüşmeme izin veriyorum.Sana kızmayacağım,yemin ediyorum."deyince,gözlerimi testten ayırdım ve sayfayı deşmeyi vazgeçip,babama baktım.
"Gercekten mi?"
"Evet.Ve bir daha da böyle bir şey olursa kaçma,kötü şeyler olur."deyince,babamı yabancı filmlerdeki babalar gibi gördüm.Hani böyle,kızmaz,normal konuşurlar ya.
"Yapmam baba."dedim ve gülümsedim.Babam yanıma geldi ve yanaklarımı öpüp,sıktı.Gözlerini,test kitabıma ve üzerindeki telefona çevirdi.
Bana sinirli bir şekilde bakınca,gülümsedim.
"Test çözüyormuş gibi yapıp,telefonla mı oynuyordun?"
"Yok canım!Bazı işlemleri telefondaki hesap makinesinden yapıyordum o kadar."dedim gözlerimi kaçırarak.
"Yalancı."dedi babam ama gülümsüyordu.Babamı böyle görünce,yeni bir şok geçirdim.Babam kafasına bir şey mi yedi?Şuan bana kızabilirdi,ama kızmadı.Vay be!
"Neyse,ben aşağı iniyorum.Test çözme de uyu.Saat gece 12'ye geliyor."dedi ve odadan çıktı babam.Sevinç çığlıkları atıp,test kitabını çalışma masama koydum ve içindeki telefonu alıp,komodinin üzerine yavaşça koydum.
Sonra,yorganımı kaldırıp,yatağımın içien girdim ve sırıtarak gözlerimi kapadım.Ben böyle mutlu olursam,çabuk uyurdum.Ne değişik değil mi?Bakın,şimdi uykum iyice gelmeye başladı.Uyuyacağım gali.
*~*
Son kelimeyi yanlış yazdım sanmayın,Irmak tam bunu düşünurken,uyudu ve kelimesi yarıda kesildi kskdkakddieifjcksoricskfk
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top