17.Bölüm
Öhoom.Ben geldim. shicdish Bu arada wi-fi çok yavaş,yorumlara cevap veremedim :( Çook sorry!Bu arada eve geldim jdnkn.Anneannemlerde indim aşağıya,dolaştım her yeri,bütün wi-fi ler şifreli.O yüzden yazamadım da bi şey.Neyse,her gün gelir insallah yb :) :* Sizi seviyorum dijvojdv
*****
Telefonumu açıp, İnstagram'a girdim.Maalesef bütün gün uyuyamamıştım.O an gözümden gitmiyordu,sonra o konuşmamız...Beni döndürüp,senin sevineceğim bir şey demesi,offf!
O kadar malım ki,o kadar geri zekalıyîm ki,aklıma sevineceğim bir (B)ehçet (O)sman (K)emal gelmiyor.Gelir elbet bir gün ama ben şimdi gelsin istiyorum.Jetonum düşmicem de düşmicem,ben köşeli olmayı çok sevdim diyor ve o da bana yardım etmiyor.Tamam çok saçmaladım,susuyorum.
İnstagramda dolaşırken,sornadan gıcık merakımı engelleyemeyip,Batuhan'ın sayfasına girdim.Ulan,ne zamandır bir şey paylaşmamış.Takipçilerine baktım.Ekin'i gördüm.
Gir,Gir!
İç sesimi dinleyip,Ekin yazısının üstüne bastım.OhaOhaOha!Pislik Ekin,öküz Ekin,geber Ekin!Senin o sarı saçlarından tutar,duvara sürttürüp kıvılcım çıkartır,50 yerinden bıçaklar,damatlık giydirip,ormana atarım!
Beyinsiz pislik,Batuhan'la benim,dün öpüştüğüm zamanı çekmiş.Pislik!Lan ben bu çocuğu görürseem!Bir elime geçiririm.Kimse beni ayıramaz yemin ederim.Beni biliyorsunuz çok güzel dövüyorum,bu çocuğu da benzetirim...
Sakın ol şampiyon!
Maalesef iç ses,sakin olamıyorum!Balkona çıkıp,Ekin'e küfür etmek istiyorum.Onun evini bulup,onu orada asmak istiyorum!Astıktan sonra boynunu kesip,kafasınî baltayla yarıp,olmayan beynini parçalara ayırıp,ağzına doldurmak istiyorum!
Bir dakika,bir dakika!Ekin,Batuhanların evinde!Oha!Oha!Oha!Hemen onun evine gidip,onu öldürmeliyim!Şu sinirim geçmeden onu bir dövsem,çok harika olur!
Altıma hemen siyah pantolonumu geçirip,öylece dışarı çıktım.Saat 11'di ve kesin uyuyorlardı.Ama olsun,ben uyandırırım onları.
Annemlerde uyuyor zaten.O yüzden hiçbir şey demeden çıkabilirim.Merdivenlerden uçarak inip,koridorda koştum.Dış kapıyı açıp,dışarı çıkmadan önce,spor ayakkabılarımı giydim.Aslında topuklu giysem daha iyi,o topuklarla yüzüne bir tekme atsam,yanağı falan içine girer,gözü oyulur...Daha doğrusu şaftı kayık bir insan olur,çıkar ortaya.
Ben bunları düşünürken,yola çıkmıştım bile!Onların bahçe kapısını açıp,kapatmadan içeri girdim ve Batuhan'ın ziline bastım.Parmağımı hiç çekmeden basıyordum.En sonunda kapı açıldı ve bende içeri girdim.Merdivenleri üçer,beşer çıkıp,onların kapısına ulaştığımda kapının önünde Ekin'i görünce üstüne atladım.
"Seni pislik!Geber!"deyip,yüzüne bir yumruk attım.Ekin besbelli,uyku sersemiydi.Bu daha çok işe yarardı.
"Ne oluyor yaa!"dedi Ekin,uykusu iyice açılıp,bana pörtlek gözlerle bakarken.
"Ebenin...Lan gerizekalı öldüreceğim ben seni!"deyip,diğer kaşına yumruk attım.Üstünden kalktım.Ekin doğrulacakken,karnına bastım.
"Aah!Ne yapıyorsun Irmak!Kendine gel!"dedi ben karnından ayaklarımı çektikten sonra,karnını tutmaya başladı.
"Kendime gelemem ben,kendime gelemem!Sen niye İnstagram'a o videoyu koydun?!"
"Ne?...Hee o mu?Bunun için dövülür mü kızım yaa?"deyip gülümseyince,karnına tekme attım.
"Off!Organlarımı çıkaracaksın!"dedi ve yeniden karnını tuttu.Eğilip,yakalarından tuttum ve kaldırdım.Onu duvara yasladım.Bir elimi yakasından çekip,yüzüne götürdüm ve ona tokat attım.
"Yeter Irmak!"dedi Ekin.
"Yetmez!"diye çığırınca,bir kapı açıldı.Kafamı çevirdim.Oha!Batuhan tüm seksiliğiyle bize bakıyordu.Banyodan çıkmıştı ve saçlarından,vücudundan,bacaklarından sular damlıyordu.Havlusunu iyice tutup,bize yaklaştı.
"Senin ne işin var burada Irmak?"dedi Batuhan tek kaşını kaldırarak.
"Senin bu pislik arkadaşın İnstagram'a..."derken,Ekin sözümü kesti.
"Sizin öpüştüğünüz zaman video çektim.Irmak'ta geldi şimdi beni dövüyor!"dedi Ekin.Batuhan,ona keskin bakışlar attı.
"Bir dakika."deyip,bir odaya girdi.Ne yani,gitmiş miydi?Dövmeyecek miydi Ekin'i?
Boş verip,Ekin'e yumruk attım.Saçlarını tutup,çektim.Bir kaç tekme attıktan sonra, birisi beni arkadan çekti ve öne geçti.Batuhan!Altına şort giyip,gelmişti.Ekin'in yakasından tutup,kaldırdı.
"Kanka sende mi yaa?"dedi Ekin ve ufladı.Batuhan onu salondaki koltuğa savurdu.Horul horul horlayan Poyraz,gözlerini ovuşturup,Batuhan,Ekin'in üstüne çıktı.Poyraz koltuktan sıçrayıp,ayağa kalktı.
"Oha lan!Ne yapıyorsunuz siz!Sevişiyor musunuz lan yoksa?!"dedi Poyraz.Kapıdan ona baktım ve gözlerimi devirdim.Poyraz bana baktı.
"Sende onları mı bastın?"deyince yutkundum ve sinirimin biraz geçmesini umut ettim.Bir kaç saniye gözlerimi kapadım ve sinirle açtım.Sinirim bir türlü yatışmıyordu.
"Hayır,Poyraz! Ekin'i dövmeye geldim!Batuhan'da şimdi Ekin'i dövüyor!"dedim ve iki tane olan basamaklara basmadan,salona girdim.
"Hee.Neden?"dedi Poyraz.Soru sorma Poyraz!Sus Poyraz!
"Soru sorma bi yaa!"diye bağırdım.Batuhan'ı çekmeye çalışıyordum.Batuhan öldüresiye dovüyordu.Bence yeterdi artık!Batuhan,en sonunda çekilince,ellerimi belinden çektim ve Ekin'e baktım.Yüzü dağılmış resmen!
"Oha lan!"dedi Poyraz,Ekin'in yanına gidip."Sen hastanelik olmuşsun!"diye devam etti.Şimdi bakıyordumda,bu Poyraz çok salak!
"Lan!Ne hale getirdiniz beni!"dedi Ekin ve zorlukla başını kaldırıp,bize baktı.
"O videoyu silmezsen,bir kere daha dövülürsün!"dedim ve kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Tamam bee!Bir video için,beni ne hale getirdiniz."dedi ve yavaşça ayaga kalktı.Belini tuta tuta,ilerleyip,bir odaya girdi.
"Sende gitsen iyi olur."dedi Batuhan.Kafamı sallayıp,dış kapıya yöneldim.Dış kapısının kolunu indirip,çıktım ve kapıyı kapattım.Odun Batuhan,kapıyı açmayı bırak,geçirmeye bile tenezzül etmemişti. Eski odunluğuna geri dönmüştü demek ki!Ama normaldir,dün bir şey yaşadık ve bende bugün Batuhan'ın yerinde olsam,odunluğumu hat safhaya çıkarırdım.Ama o dememiş miydi arkadaş mıyız diye?Neyse yaa boşver Irmak!
Merdivenleri yorgunlukla inip,kapıyı açtım.Yine merdivenlerden inip,bahçeye çıktım ve biraz daha yürüyüp,yine merdivenlere yöneldim.Merdivenleri çıkıp,bahçe kapısını açık bıraktığım için,sadece dışarı çıkıp,sonra bahçe kapısını kapattım.Bu hava ne lan?Çıktığımda yağmurun yağacağı besbelliydi.Şimdi de toz halinde yağıyordu.Gözlerimi aşağıya çevirdim.Aslında eve giderdim ama fırtına bunu engelliyordu.Sonra tahminimce,hortum çıktı ve bende yolda öylece kaldım derdim ama neredeyse uçuyordum.Ayağım bir kaç santim yükseliyordu yukarı doğru, sonra geri iniyordu.
Saksılar,masa örtüleri,inşaat yerindeki tuğlalar,bazı brandalar,hatta bir sandalye yanıma düşüyordu.Yanıma dediğim az ötemde tabii.Sonra kendimde bir güç bulup,daha yakın olduğum Batuhan'ın oturduğu bahçe kapısını açtım ve zar zor kapadım.Koşarak merdivenin altına geçtim ve oraya oturdum.Burada neyse ki güvenliydim.Yine de bazı saksılar düşüyordu.
Dış kapısının açılma sesini duyunca irkildim,kafamı uzattım.Sadece bir çift ayakkabı görebiliyordum.Merdivenlerden şahıs, tamamen inince,emekleyip,merdiven altından çıktım.Batuhan!
Elinde yağmurluk,bana bakıyordu.Birbirimize öyle baktıktan sonra,en sonunda Batuhan bana bakmayı kesip,koca yağmurluğu bana uzattı.Yağmurluğu giyip,kafama yağmurluğun şapkasını geçirdim. Donuyordum!Saçlarımda ıpıslaktı zaten.Yağmur damlaları yüzüme yüzüme geliyordu.Gözlerimi kısıp,Batuhan'ı süzdüm.Kalın bir kapüşonlu giymişti,altında bir pantolon ve işte bot giymişti.Bana bu yağmurluğu vereceğine kapüşonlu getirseydin ya Batuhan.
Buldunda bunanma,Irmak!A-aa çok ayıp!
İç sesime gözlerimi devirdim.Zangır zangır titriyordum.Dişlerim birbirine çarpıyordu.Batuhan,elini ıslak saçlarından geçirdi ve yeniden bana baktı.
"Üşüyor musun?"
Yok üşümüyorum yaaa!Ben dişlerimi tıkırdatmayı severim.Dişlerim tıkırdamaktan kırılacaktı ve ben kırılmasını çok istiyorum.Dişler kırılınca ayrı bir hava katıyor demek çok istesemde sadece kafamı sallamakla yetindim.Batuhan 'hmm' dedi ve kapüşonlusunun şapkasını kafasına geçirdi.Bende yağmurlukta cep arıyordum ama yoktu!Bir yağmurlukta nasıl cep olmaz!
Yağmurlukta cep aramayı bıraktım ve yağmurluğumu biraz kaldırıp,pamtolonumun cebine ellerimi soktum.Batuhan'a baktığımda saçlarını geriye atmakla meşguldü.
Ben burada donuyorum,sen hala saçını düzeltme derdindesin!
"Sen üşüyor musun?"cevabını bildiğim halde sordum.Batuhan bana baktı ve elini saçlarıdnan çekti ve cebine soktu.
"Yoo."dedi ve başka tarafa bakmaya başladı.
Odunluğuna başlamış yine!
"Hıı.Ne güzel."deyince bana baktı ve sırıttı.
"Kapüşonlumu mu istiyorsun?"deyince cevap vermeden ona baktım.
"Maalesef veremem.Çünkü daha yeni banyo yaptım.Hasta olmak istemem."dedi ve bana bakmayı kesti.
"Erkekler çok çabuk hasta olmaz!"dedim ve titrememi durdurmaya çalıştım.Olmuyor anam,olmuyor!
"Öff!İnatçı."dedi ve kapüşonlusunun fermuarını açtı.Şapkasını indirip,kollarından da çıkardı ve odunluğun en üst seviyede olan haliyle bana kapüşonluyu uzattı.Onu almadan önce yağmurluğu çıkarttım ve bende aynı odunluk ve serlikte yağmurluğu ona uzattım.Diğer elimle de lacivert ama kolları kahverengi olan kapüşonluyu alıp,serice üzeirme geçirdim.Şapkayı da kafama taktım.
Oha bu güzel koku da ne?"
Kapüşonlu buram buram erkek parfümü kokuyordu.Ya ben erkek parfümlerinin kokusunu çok severim!
Batuhan'ın yağmurluğu giydiğini görünce,gülümsedim.Yani bu durum benim hoşuma gitmişti.Çünkü daha demin giydiğim yağmurluğu o giymişti,bende onun daha demin giydiği kapüşonlusunu giymiştim.
"Oldu mu şimdi?Üşümen geçti mi?"diye sordu alayla.Kafamı sallayıp,ellerimi -kapüşonlu yerine kapşonlu yazacağım artık-kapşonlunun ceplerine soktum.Titremem geçmişti çok şükür.O hortumda azalmıştı zaten.İlk defa,hayatım boyunca, ilk defa böyle bir yağmur gördüm.Batuhan olmasa diz çöker,ellerimi havaya kaldırıp Rabbim'e şükürler olsun!diye dua ederdim.
Gök gürüldeyip,şimşek çakınca kelime-i şahadet getirdim ve besmele çektim. Yeniden hortum başlayınca,hatta diğerinden dahsa güçlü.merdivenlerin korkuluklarına tutundum.
"İçeri girsek diyorum!"dedim.Batuhan göz ucuyla bana baktı.
"Olsun geçer birazdan."dedi.
"Ya sen nereden biliyorsun?Hem hasta olmak istemezsin!"dedim.Bacaklarım yukarı doğru kalkınca sevinç çığlığı attım.
"Uçuyoruum!"diye bağırdım.Batuhan'da zar zor korkuluklara tutundu.
"Deli misin kızım sen?"dedi.
"Yoo!Aaah!"diye çığlık attım.Resmen 180 derece yukarı kalkmıştım.O kadar rüzgar çeşitlerini falan bilmesemde ya tayfun oluyor ya hortum.Ya da ikisi.
Selavat çektim,besmele çektim,kelime- şahadet getirdim.Gerçekten bu havada öbür dünyayı boylayabilirdim.Hortum beni alacak!
Batuhan ağzını oynattı.Demek ki o da dua falan ediyordu.Valla bu çocuktan hiç beklemezdim.Bilmiyorum neden.Ama Batuhan'da imanlı bir tip yok.Ya da böyle zor durumlarda dua ediyor.Ya da...Aman neyse be!
Batu,bir elini korkuluklardan çekti,diğer elini de çekip,merdivenlere uçarak çıktı.Eve mi giriyor!Beni böyle,bu durumda bırakarak!
Ben amuda kalkmış dururken,Batuhan belimden tuttu ve beni kucağına aldı.Yuktundum!Bana bakmadan bir eini kaldırıp,zillere yöneldi.Zile bastı ve yeniden elini diz kapağımın arkasına koydu.Diğer elini de enseme koyup,ayağıyla kapıyı itti ve içeri girdi.Superman!
Beni bırakacağına,merdivenleri beni tutarak çıktı.Ama iyi ki de indirmedi çünkü,bacaklarımda derman yoktu.Bacaklarım nedense çok fena ağrıyordu ve buna başımda eşlik ediyordu.Çok fena uykum vardı.Zaten,gece hiç uyuyamamıştım.Uyumamam lazımdı!Evet,çünkü ben burada uyursam sabahlarım,sora annem birde beni bu evden çıkarken görür.Eyvah!Ama bende derim,burada bir arkadş edindim diye.Orada da uyuya kalmışım.Annemde getir o kızı dediğinde,Gizem'e peruk felan takar,makyaj yapar,anneme gösterirdim.Evet,böyle yapardım.
Ben bunları düşünürken,Batuhan salona ilerliyordu.Poyraz ve Ekin televizyon izliyorlardı ve koltuklar batmıştı.Batuhan oflayıp,koridora gitti.Merdivenleri çıkti.Bir odayı açtı ve içeri girdi.Onun resimlerini görünce,onun odası olduğunu anladım.
Beni mavi çarşaflı yatağının üstüne bıraktı.Dolaba ilerleyip,bir kaç eşya çıkardı.Yerimde doğruldum ve ona baktım.Eşyaları yatağın üstüne koydu.
"Sana olmaz ama giyersin.İstersen banyoya gir yada saçlarını kurut.Aman, istediğini yap işte."dedi ve kapıyı açıp,çıktı.Tabii ki de banyo yapmayacaktım,saçlarımı kurutsam da olur.
Üstümdeki kapşonluyu çıkartıp,yatağa koydum. Yatağın yanına koyduğu eşyaları alıp,baktım.Gri bir T-shirt,bir de siyah eşofman altı vardı.Banyoya girip,saç kurutma makinesini aradım.Bir dolabın içinde bulduğumda gülümseyip,elime aldım.
Saçımı ve üstlerimi kuruttuktan sonra,Batuhan'ın verdiklerini üzerime geçirdim.Ne zaman cebime koyduğumu bilmediğim telefonumu elime aldım.Islanmamıştı,oley!
Elimde titreyinde,annemin aradığını gördüm.Hemen açtım.
"Kızım,nerdesin?"
"Ya anne,dışarı çıktım.Yağmur yağınca mahsur kaldım."dedim.
"Hıı,tamam.Bak biz anneannenlere gidiyoruz.Orada kalacağız.Anahtar her zaman koyduğumuz yerde.Hadi kendine iyi bak.Öptüm."deyip telefonu kapadı annem.Annem anahtarı her zaman nereye koyar ki yaa?
Yatağa yatıp,telefonumla oynamaya başladım.En sonunda kapayıp,odayı gezmeye başladım.Mavi bir duvar,beyaz masa,siyah kitaplık falan vardı.Laptobunu açtım.Yani sadece kaldırdım.Geri kapadım.Birde basılırım falan.
Kara kaplı defter görünce elime aldım.Tam açacakken,tıkırtılar gelince hemen yatağa fırladım ve arkamı döndüm.Çarşafı üstüme çekip,gözlerimi kapadım.Kapı tıklatıldığında 'gel!"dedim.Yani uyuma numarası yapmayacaktım.
Kapı açılınca,yatakta doğrulup,oturdum.Gelen Batuhan'dı.Çalışma masasındaki kara kaplı defteri eline aldı.Kaşını kaldırıp,bana baktı.
"Sen buna mı baktın?"dedi.
"Yoo.O ne ki?"dedim bilmemiş gibi yaparak.
"Bakmazsan sevinirim."dedi ve defteri bir yere koydu.Arkasını döndü ve dışarı çıkıp,kapıyı kapadı.Derin bir nefes aldım.
°•°•°•°•
Gece uyandım.Oha!Ben burada mı kalmışım!Hemen yataktan fırlayıp,ışığı açtım.Susuluktan ölecektim ! Kapıyı açıp,dışarı çıktım.Merdivenlerden yavaş yavaş indim.Kapıdan tıkırtılar gelince,nefesimi tuttum.Hırsız giriyordu!Hemen mutfağa girip,tava aldım.Salona geçtim.Batuhan buradaydı.Koltuğun arkasına saklandım.Tıkırtılar sürerken,Batuhan'ı durduğum yerden dürtüyordum.
"Hı?"dedi.Fısıltıyla"Hırsız giriyor eve."deyince,Batuhan yavaşca kalktı.Salondan çıktı.Arkasından koştum. Elimdeki tavayı sıkıca tutuyordum.Kapı açılınca,Batuhan'ın önüne geçtim ve gözlerimi kapatıp,tavayı hırsızın kafasına sertçe vurdum.Gözlerimi açtım.
Batuhan soğukkanlılıkla ışıkları açtı.Yerdeki kişiye bakınca,alnıma vurdum.Batuhan,kıkırdadı ve yerde yatan Poyraz'a tokat attı.Kendisine gelmek için yapıyor tabii ki.
Mutfağa girdim ve masadaki bardağı alıp,su doldurdum.Bir yudum içtim ve koridora çıkıp,Poyraz'ın yüzüne suyu dökünce,gözlerini açtı.Rahatladım!
"Oğlum,nereden geliyorsun sen yaa?"dedi Batuhan.
"Soner'in evine gitmiştim.Biraz geciktim işte."dedi ve ayağa kalktı.Salona geçip,televizyonu açtı.Batuhan.bana bakıyordu.
"Hırsız yok!Rahatlayabilirsin.Şimdi odana gir istersen."dedi.
"Tamam,iyi geceler."deyip,merdivenlere yöneldim.Merdivenleri çıkıp,yatağa hopladım ve çarşafı sonuna kadar çektim.Hava aydınlanıyordu.Oha yani!Poyraz biraz geciktim dedi birde.Bende saat iki falan sanıyordum.Hava aydınlandığına göre, 5 falandır.
Uykum yok olunca,uflayıp,ayağa kalktım ve odada gezindim.Batuhan'ın resimlerine baktım.Çok yakışıklı maşallah!
Kitaplığına ilerleyip,bir kitap aldım.Beğenmeyip,geri yerine koydum ve yatağa oturdum.Yerde kücük bir kağıt görünce,ayağa kalktım ve elime aldım.Kâğıtta yazılanları okumaya başladım.
"Ona açıl.Sevgini göstermeye başla."
°•°•°•°•°••°•°•°•
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top