11.Bölüm

Wi-fim yok,internetim yook.Evde kaldım haberim yook jsjdjxjc

°•°•°•°•°•°•°••°•°•°°•°

Bayramın üçüncü ve son gününe saçlarım karman çorman bir şekilde uyandım.Aslında saçımın doğal hali düzdü ama nasıl deli yatıyorsam,kabarıyor,birbirine giriyordu saçlarım.Ama hemende açılıyordu.Bu yüzden saçlarımı seviyorum.

Bayramlıklarımı giyip,saçlarımı falan düzelltim.Teyzelerin,amcaların verdiği paraları cüzdanımdan çıkardım ve saymaya başladım.

50,20,10,20,50,100,200,5.

Beş lirayı da amcam verdi sağolsun,en çok parayı o verdi-göz devirme-.

200 'ü kim verdi derseniz,sevgili dedem,100'ü kim verdi derseniz annemin babası,yani diğer dedem.

50'yi de babam verdi.455 liram oldu ve rekor kırdım diyebilirim.Kendi bayramda para alma rekorum.Bugünde birileri verirse,ohooo 600'ü bulur.Acaba yine dedemlere mi gitsek?

Düşüncelerimden hızlıca ayrılıp,aşağı salona indim.Oha lan!Teyzemler gelmiş.Beni niye uyandırmıyorsun anneee?

Benim çok taş ve çok iyi anlaştığım bir kuzenim var.Adı Furkan.Benim tanıdığım Furkanlar nedense hep sarışındır.Kuzenim de öyle.

Gidip,herkese sarıldım,ellerini öptüm,bayramlaştım.Eniştemden ve teyzemden 50'şer lita koparıp,kuzenimin yanına geçtim.

"Naber Fruko?"dedim dilimi çıkarıp.

"Ben sana kaç kere dedim bana Fruko demeyeceksin diye?"

"Bende iyiyim Furkancığım."dedim ve göz devirdim.

Fruko en sevimli haliyle gülüp,telefonunu çıkardı.

"Ya resmimi çekme yeaağ."derken flaş patladı ve hemen kuzenimin telefonuna abandım.

"Göster şu resmi çabuk."

Furkan kahkahalar arasında fotoğrafı açtı.Öğhk!Kendimden soğudum yemin ederim.Çekme yaa derken çekmiş beni pislik jojuk,çarpılmış gibi çıkmışım tövbe bismillah.

"Lan bu neeee?"dedim elimle fotoğrafı işaret ederek.

"Fotoğraaf."dedi kuzen alayla.

"Oo valla mı lan?Ne değişik.Sen mi icat ettin bunu?"dedim ve gözlerimi kıstım.

O sırada teyzem konuştu.

"Melis,Irmak!Furkan'la siz bugün Burger King'e gideceksiniz."dedi.

İçimden hanimey lokeyi söyleyip,dans etmeye başladım.

"Aa olur."dedim ve gülüsmedim.

°•°•°•°•

(Burayı ben kendim bizzat yaşadım *-*)

Burger'a girdiğimizde hemen bir yere geçtik.Siparişleri vermeye ben gidecektim.

Tam ayağa kalktım ki,içeri sarışın taşlar doldurunca böm böm bakmaya başladım.Lan böyle bir şey olmaz hepsi sarışın ve taş ötesi.

Valla benim bünye,bu kadar taşı kaldıramaz.

Furkan beni oturduğu yerden nasıl ittiyse pislik,daha bir gözüme kestirdiğim çocuğun üzerine düştüm.Ama onunda kasları,benim yere düşmemi engelledi yemin ederim.

"Özür dilerim."deyip masumca ve utangaçca geri çekildim.

Çocuk gülümseyip,saçlarını savurdu.Ve kasaya doğru ilerledi.

Batuhan olsa beni sımsıkı tutar,tahrik etmeye çalışırdı.

Bende düzelip,kasaya ilerledom ve sarışın bombalarîn arkasına geçtim.Bir kaç esmer vardı ama Batuhan kadar yakışıklı değillerdi.Hatta hiç,yanından bile geçemezlerdi.

Bu sefer iç sesim bana karşı çıkmadı,çünkü aşık olduğumu kanıtlamıştım.

Sıra bana gelince,zar zor istediklerimizi söyledim ve beklemeye başladım.Şu sarışın bombalardan üzerine düştüğüm ki bana arada sırada bakıyordu.O bakınca bende bakıyordum.Bazen gözlerimi falan kaçırıyordum.3 sarışın bomba,iki esmer normal erkek vardı.

Esmerleri sildim,attım.Oysaki ben esmerlerden de hoşlanırım.Ya sarışınlardan dsa hoşlanırım.Ben tipim olan herkese bir alıcı gözle bakıyorum.

Lan bu sarışınların saçlarının kalitesini ve rengini kıskandım yemin ederim.Lan o nasıl bir renktir,hepsinin ki de aynı.Kardeşler desem,birbirlerini kanka,bro diye çağırıyorlar.

"Hanımefendi,hanımefendi."dedi kasada Can Bonomo'ya benzeyen çocuk.

Lan acayyip benziyor.

"Efendim?"dedim.

"Siparişleriniz.Hazır."

"Aa tamam,teşekkürler."dedim ve Furkan'ı çağırdım.Lan şimdi farkettim de,Furkan'ın da saçları aynı sarışın bombaların renginden.Zaten küçükken Furkan'a aşıktım.Neyse.

O da,iki tepsiyi eline aldı.Diğerini de ben alıp,Melis'in yanına geçtim.Melis,sarışın bombalara bakıyordu.

"Oha."diye ses çıkardı Melis.

Gülümsedim.

"Melis,bak şuradaki çocuğun üzerine düştüm daha demin.Gördün mü?"dedim bende-

Melis bana öldürücü bakışlarından birini fırlatıp"Gördüm.Gördüm."dedi.

Piç smile yaptım.Nihahaha.

O sarışın bombalar yukarı çıktı.

Vurun beni dağlara taşlara.Oy anam oyyy.

Amaaa,camdan yansıma sayesinde yukarıyı görebiliyorum.

Oh,yeah!

Şu üzerine düştüğüm bombayı çok rahat görüyordum.Karşısına da bir diğer sarışın bomba oturdu.Sonra yanlarına diğerleri oturdu.

Bende hamburgerimi yemeye başladım.

Big King.

Arada bir İce Tea'mden yudumluyordum.

Her şeyimi bitirdikten sonra,milkshake almak için sıraya geçtik.

Oha sarışın bomnalar arkamda.Melis onların arkasında,Furkan,Melis'in arkasında.

Kasiyere:

"Çikolatalı milshake.Büyük boy."

Kasiyer kız,kafasını salladı ve diğer bir kıza,siparişimi söyledi.Sonra bende diğer tarafa geçtim.O kasiyer gıcığıda sarışın bombalara ağzı sulanarak bakıyordu.

Seni sürtük.Onlar,benim!!!

Onlarda siparişlerini söyleyip,yanıma geçtiler.Şu diğer kız da,bana milkshakemi verirken,öyle bir hızlı verdi ki,üzerindeki kapak uçup,sarışın bombalardan birisinin yüzüne,milshakete benim üzerime döküldü.

Donuyorum anaaam.

"Donduum."dedim üzerimi çekerek.

Sarışın bomba da burnunu tutuyordu.

"Ah,çok çok özür dilerim hanımefendi."

"Peçete verir misiniz?"dedim elimle hava yaparak.

Kız,elini ayağına dolaştırmış,peçeteyi vermeye çalışıyordu.Hemen elinden kaptım ve üstümü silmeye başladım.Melis ile Furkan'da geldi.Üzerimi Melis silmeye başladı.Furkan'da yüzüne kapak gelen çocuğun yanına gitti sonra.

Canım bayramlığım batmıştı.Melis hemen dışarı koşup,bana bir üst ve alt almaya gitti.Eteğime bile gelmişti.E,büyük boy olunca...

O sarışın bombaya 'İyi misin?'diye sordum.

O da gülümseyip,kafasını olumlu anlamda sallayınca,bende gülümseyip,önüme döndüm.

Melis elinde,siyahın üzerinde beyaz renkte Rock'n Roll yazılı bir T-shirt,altına da beyaz yırtık streç pantolon getirdi.

"Oha kızım bunlara kaç lira verdin?"dedim şaşkınca.

"50 lira.Olsun olsun.Hadi tuvalete."diyip,beni üst kata çıkardı.

Etrafıma bakmadan,tuvalete girdim ve Melis'in elindekileri alıp,boş kabinin içine girdim.

Üstümü giyinip,dışarı çıkıp,saçlarımı salaş bir topuz yaptım.Bu kombine açık saç olmazdı çünkü.

Melis,topuklularımın üstüme uymayacağını düşünmüş,hemen indirime girmiş olan siyah Converse almış.

Onları da giyip,tuvaletten çıktım.Çok kuğul oldum söyleyeyim.

(Burası benim yaşadıklarim değil)

Altı kişilik masada,dünkü badboyları ve Batuhan'ı görünce kaskatı kesildim.O anda sarışın bombaları unutup,şu esmer bombaya gözlerimi diktim.

Allah'ım o nasıl bir karizmadır.

Kaşlarını çatmış,bir badboya bakıyordu.The Strokes yazılı bir T-shirt giymiş,az biraz gördüğüm kadarıyla da buz mavisi hatta daha açık bir pantolon giymiş.Saçlar bu sefer dağınık değil,arkaya atılmıştı.

OhaOhaOha!

Gözlerimi kaçıracaktım fakat,gözleri beni bulunca kaçıramadım.Melis bana şöyle bir baktı.Sonra aşağı indi.

Yani tek kalmıştım.

Batuhan gülümseyip,ayağa kalktı.Bende gülümsedim ve onu izledim.

"Naber?"dedi gülümseyerek.

"İyi,sen?"dedim.O sırada İllu çocuk,bu sefer Baphomet baskılı T-shirtünü düzeltip, Batuhan'ın yanına geçti.

"İyi."dedi Batuhan.

Batuhan'a gülümsedim.Sonra illu çocuğa tiksinmiş ifadeyle baktım.

"Sen illusun lan?"dedim hala üstüne bakarak.

"Hayır ama şekillerini beğeniyorum.Ne yapayım?"dedi çocuk sırıtarak.

"Allah'a inanıyor musun?"dedim.Tamam çok salak sorular soruyorum.

"Evet."dedi tek kaşını kaldırarak.

"Hıı.Yani illuminatinin şekillerini sevdiğini söyleyince...Neyse."dedim ve gülümsedim.

"Iı,ee?"dedi Batuhan.

"Ben gitsem iyi olacak."dedim.

"Peki.Güle güle."dediklerinden sonra onlara el sallayıp aşağı indim.

Sonra dışarı çıktık ve otobüse bindik.OhaOhaOha!

Şu sapık amca!Tekli koltukların birinde oturuyor ve yanağında morarıklar var.

Ooih,içimin yağları eridi.Gebersin pislik!

Sonra aklıma Batuşun,onu nasıl dövdüğü aklıma geldi. Sonra ayağa kalktı. Beyaz gömleği vardı ve üç düğme açıktı.Hemen kaslara bakmıştım.Gözlüklerini karizmatikçe çıkarıp,saçlarını savurmuştu. Sonra ben ona bir şey dediğimde,her zamanki gibi yanlış anlayıp,beni terslemişti.

Sonra bana yerini bile vermemişti.Bende sıkışmıştım.Çantamı sımsıkı tutuyordum.Otobüs boşaldığında,bir yere oturup,şarkı dinlemiştim.

"Hey,telefonuna mesaj geldi."dedi Furkan beni dürterek.

O an kendime geldim ve İphone 4'ümü çantamdan çıkardım.

Mesaj Gizem'dendi.

"Bebeq,annemle babam ayrıldı.Annemle yeni eve taşındık.Abimde var tabii.Her neyse,adresi veriyorum.

...."

"Tamam canım.Hadi iyi bayramlar."deyip telefonumu kapadım.

°•°•°•°•°•°•°•

Evin önüne geldiğimde Batuhan'ı gördüm.Melisler içeri girince, Batuhan'ın yanına gittim.

"Selam."

"Selam."dedi o da.

Sonra beni belimden tuttu.Beni kendine çekti.Bayağı bir şaşırdım,kendimi çekmeye çalıştım.Ama o beni hafif ama güçle tutuyordu.

O sırada yağmur yağmaya başladı.

"Yağmur yağıyor,içeri girmem gerek."dedim.

"Böyle daha romantik."dedi.

Anlamadım.Böyle daha romantik derken?

"Hı?"dedim ıslanmış kaşımı kaldırarak.

"Irmak.Ben seni seviyorum.Benimle çıkar mısın?"

Dondum kaldım.Bana çıkma teklifi etmişti. İnanmıyorum.

"Şaka değil bu,değil mi?"deeim kafamı yana hafifçe yatırarak.

Beni daha da kendine çekti.Burunlarımız değiyordu.Nefesini yüzüme vurdu ve konuştu:

"Hayır,tabii ki de.Seni seviyorum.Benimle çıkar mısın?"dedi sorusunu yineleyerek.

Sevindim.Hemde çok...

"Bende seni seviyorum ve evet!"dedim ve yağmur arasında gülümsedim.

Batuhan etrafına bakındı.O bakınca bende etrafıma baktım.Eve baktım.Kimse dışarıda değildi.

Batuhan ile aynı anda birbirimize döndük.Batuhan gözlerini dudaklarıma çevirdi.Bende onun dudaklarına baktım.Batuhan,dudaklarını dudaklarıma bastırınca gözlerimi kapadım,ona karşılık verdim ve bende onu öptüm.

Sevdiğim kişiyle,karşı karşıyaydım daha demin.Sonra beni öptü.

Dudakları arasından zorlukla konuştu Batuhan:

"Hayatım..."

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top