H28 ♂️

Keyifli okumalar. 🍁

▪️

Parmaklarımın ucunda odama kadar çıkmayı planlarken üst katın koridorunun ışığı açıldı. Gözlerimi devirdim. Kesin abimdi. Hareket etmeden dikilmeye başladım. Ecmel az önce beni taksiyle eve bırakıp gitmişti. Sabahki tartışmamız yüzünden gittiğine emindim.Üstelemeden 'peki o halde' deyip konuyu kapatmıştım. Kal desem de kalmazdı emindim. Gün boyu ikimizin de yüzü düşüktü ve yaptığımız tek şey yemek yemek ve kısa cevaplarla sohbete katılmak oldu. Korkum sabah olduğunda bana yazmama ihtimaliydi.

Işık nihayet söndüğünde sessizce odama çıktım ve ışığı açmadan yatağıma uzandım. Daha dün gece sarılıp uyuduğum Ecmel vaktinden önce gitmişti. Sabah çözdüğümüzü düşünmüştüm ama yanılmışım. Hemen meraklı gibi Mersin'e dönmüştü işte. Zihnimde onun adı ve yüzüyle uykuya daldım.

Tahminimden geç uyanınca işe gitmekten vazgeçtim. Zaten babam bugün de gelmeyeceğim diye biliyordu. Bu yüzden sorun olmazdı. Asıl sorunu abimle yaşayacağıma emindim. Üzerimi değiştirip odamdan çıktım. Anneme 'günaydın' demek için odasına yöneldiğimde kapısının aralık olduğunu gördüm.

"Bir daha bunu sakın yapma anne, duydun mu beni?"

Abimin azarlayıcı sesini duyunca hızla içeri girdim.

"Neden bağırıyorsun anneme?"

Bakışları beni bulunca yüzü sinirli bir hal aldı.

"Evin yolunu bulabildin nihayet. Neredesin sen?"

Sorusunu duymamazlıktan geldim. "Anneme neden bağırdın?"

"Bağırmadım. Bakıcısı izne çıktığından beri işlerini kendisi halletmeye çalışıyor. Neden yanında değilsin?"

Şaşkın bir ifadeyle yüzüne baktım. "Çalışıyorum ben unuttun herhalde. Senin gibi evde pineklemiyorum."

"Laflarına dikkat et Begüm. Annem neredeyse merdivenlerden düşecekti."

Endişeyle anneme yaklaştım. Ak düşmüş kahverengi saçlarını okşamak için yatağının kenarına oturdum.

"Annem, iyi misin?"

Abimin alaylı gülüşüne göz devirdim. Annem saçlarındaki elime bakıp gülümsedi. "İyiyim Seren." Güldüm. Seren anneannemin adıydı. Annem bana sürekli 'Seren' derdi. Bu isimle seslenmesi hoşuma gitmiyor değildi.

"Dışarı gel Begüm."

Abimin arkasından kaşlarımı çatarak baktım.

"Uykum geldi." Annemin yanağını öptüm.

"Uyu annecim. Yine geleceğim yanına."

"Kahvaltımı yapmadım daha." Gözlerim komodindeki kahvaltı tepsisine kaydı. Kahvaltısını abim yaptırmış olmalıydı. Burnum sızlamaya başlayınca fark ettirmeden gözümdeki yaşı hırkamın koluna sildim.

"Yaptın annecim. Hadi uyu".

Kapıyı arkamdan kapatıp salonda olduğunu tahmin ettiğim abinin yanına indim. Ayakta dikiliyordu. Beni görünce kollarını göğsünde bağladı

"Bir daha annemin yanında bana öyle davranma." dedim net bir şekilde.

"Akşama kadar unutuyor zaten. Davransam ne davranmasam ne?"

"Öyle söyleme." dedim durgun bir sesle. Hemen moralimi bozacak bir şey buluyordu.

"Nasıl söyleyeyim, sen söyle. Annem için endişelendim. Elimden geleni yapıyorum ama yetmiyor. Her ihtiyacına yetişemiyorum."

"Diğer bakıcısı neden gelmedi?"

"Hastası varmış. Son anda birini bulamadık. Biliyorsun babam iyice araştırıyor."

Başımı salladım. İki gündür annemi ihmal etmiştim. Kendimi suçlama merasimim başlamıştı. Bugün odamdan annemin yanına mekik dokunmaya karar verdim.

Hayır, tabi ki Ecmel'i suçlamıyordum.

"Ben bugün annemle ilgilenirim." dedim ve salondan çıkmaya yeltendim. Arkamdan seslendi. Elim trabzanda duraksayıp ona döndüm.

"Evde pineklediğimi söylüyorsun. Ama annemin yanında kaldığım için pişman değilim. Sen önce kendine bak. Onu yalnız bırakan sensin."

Ona öfkeyle baktım. Haklıydı. Annemle ilgilenememiştim. Ama her hatamı yüzüme vurmaya bayılması kötü hissettiriyordu. Hiçbir şey söylemeden odama çıktım.

"Ruh hastası." diye söylenerek telefonumu elime aldım. Ecmel mesaj atmıştı. Hemen açıp okudum.

Günaydın Dora.

Hemen cevap yazdım.

Günaydın Ecmel.

Yatağa uzanıp mesajını bekledim.

Halaskar
Fotoğraf

Sırıttım. Çok çabuk özlüyordum sanırım.

Ben
Ne güzel bir iyilik.

Halaskar
Senin gibi.

Şaşkınlıkla ekrana bakakaldım. Dün suratı beş karıştı. Şimdi ise iltifat ediyordu.

Ben
İyi misin sen?

Halaskar
İyiyim sen nasılsın?

Ben
İyiyim de, senin iyi olduğuna ihtimal veremedim.

Halaskar
Konuyu açma Dora.
Kapattık ya

Ben
Tamam açmıyorum.
Napıyosun?

Halaskar
Çıkacağım birazdan.
İşe gideceğim.
Sen napıyosun?

Ben
Bugün evdeyim.
Uzanıyorum.

Halaskar
Zaten işe bağlı olmadığını anlamıştım.

Güldüm.

Ben
Alakası yok.
Geç uyandım sadece.

Halaskar
Öyle olsun bakalım.
Çıkıyorum ben sonra konuşuruz.

Ben
Konuşuruz.

Halaskar
Begüm?

Ben
Efendim?

Halaskar
İyi ki varsın.

Yatakta doğruldum. Doğru mu okudum diye takrar tekrar okudum. Gerçekten öyle yazmıştı. Kalbimin depar atışına saygıyla eğilip cevap yazdım.

Ben
Sen de iyi ki varsın.

Bana görüldü attı.

Olsun, attığı adıma değerdi.

Kalkıp duşa girdim. Annem uyanana kadar oturup film izlemeyi planlamıştım. Sonra da onunla bahçeye çıkabilirdik.

Ah Ecmel, tarçınlı kekim.

Tarçına alerjim vardı. Cedric'i çok iyi anlıyordum. Küçükken o yiyemediği için ben de üzümlü kek yemezdim. Çocukluk işte. Çocuktum ama masumdum.

Duştan sonra mutfağa indim. Abim içerde televizyon izliyordu. İçini boş bırakmadığım abur cubur dolabını açtım. Ona bu ismi ben vermiştim.

"Gülseren nerede?"

Kapıda dikilmiş çatık kaşarla bana bakan abime döndüm. "Gülseren ne ya? Gülseren Hanım de diye kaç kere uyardım seni?"

Gülseren bizim aşçımızdı. Genelde öğleden sonra gelir, yemekleri yapıp akşam evine giderdi. Sürekli gelen bir temizlikçimiz yoktu. Bunun nedeni evimizde yabancı istemiyor oluşumuzdu. Daha doğrusu babam öyle istiyordu.

"Uzatma da cevap ver."

"Gelmedi daha. Saat 12 farkındaysan."

"İyi. Bana da hazırlasana bir tabak." dedi ve salona geri döndü. Arkasından şaşkınlıkla baktım. Şeytan diyor bütün dolabı önüne dök, istediğini yesin.

Dengesiz şey!

Kendime içecek ve yeni bir tabak hazırladım. Mutfaktan çıktığımda bana sorgulayıcı bir bakış attı.

"Nerede benim tabağım?"

"Mutfakta! Elim dolu görmüyor musun?" Arkamdan bir şeyler dedi ama anlamadım. Çok da umursamadım zaten. Odama geçip yatağıma uzandım. Film izlerken telefonumu sessize alıyordum genelde. Acaba Ecmel'e haber vermeli miydim?

Bence vermemeliyim. Sanki o beni hatırlar mıydı?

"Of!" Söylenerek WhatsApp a girdim. Benden sonra girmişti ama yazmamıştı. Gel de buna haber ver şimdi.

Ben
İşin yok herhalde?

Halaskar
Moladayım.

Telefon elinde yaşıyordu galiba.

Ben
Yazmayınca.

Halaskar
Sen de yazmadın.

Ben
İşim vardı.

Halaskar
İşim vardı.

Gözlerimi devirdim.

Ben
İyi.
Telefonu sessize alıyorum ben.
Film izleyeceğim.

Halaskar
İyi eğlenceler.
İşe dönüyorum zaten.

Ben
Teşekkür ederim.

Halaskar
Rica.

Ben
Görüşürüz.

Sinirlenip interneti kapattım. İşi varmış. Güya! İşi olan niye girer ki WhatsApp a?

Bilgisayarı kucağıma çekip filme başladım. Yaklaşık iki saat sürmüştü. Abim söylenmediğine göre annem uyanmamıştı. Bitirdiğim tabağı masaya koydum. Telefonumu kontrol ettiğimde bir cevapsız çağrı gördüm. Abimin aşağıdan beni arama olasılığını düşündüm.

Ama abim değildi.

Ecmel aramıştı.

Hemen interneti açtım. Aramasına şaşırmıştım çünkü film izleyeceğimi söylemiştim.

Halaskar
Görüşürüz. (12.20)
Tek tik? (12.40)
Sessize aldığında interneti kapatıyorsan ne diye haber veriyorsun söyler misin? (12.41)

Gözlerimi devirdim. Madem bu kadar merak ediyorsun naz yapma o zaman.

Ben
Buradayım sakin ol. (14.50)

Halaskar
Sakinim zaten.
Git filmini izle.

Ben
İzledim.

Halaskar
Başka bir şey izle o zaman.

Ben
Yazma diyebilirsin.

Halaskar
İşim var.
Telefonu sessize alacağım haberin olsun.
Tek tikte falan görürsen de şaşırma.

Güldüm. Resmen bana trip atıyordu. Bu haline alışkın değildim.

Ben
Olur şaşırmam.

Tek tik.

Gözlerimi devirdim.

Ben
Çocukluk yapma.

Tek tik.

Ben
İnanamıyorum sana.

Tek tik.

Bu hali içten içe hoşuma gitmişti aslında. Duygularını gizlemesini istemiyordum. Mesajları tekrar kontrol ettim. Hala interneti kapalıydı.

Ecmel, tarçınlı kekim.

▪️

*Ecmel in bir anda değişen davranışları hakkında ne düşünüyorsunuz?

*Sizce anneleri konusunda abisi haklı mı?

Çıkmadan önce yıldıza dokunmayı unutmayın. ✨

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top