H25 ♂️
Keyifli okumalar. 🍁
▪️
Bugünkü tweet bendendi.
İstediğim yerden başlayabilirdim artık. Noktayı istediğim yere koyabilirdim. Bacağıma değen bacağından bahsedebilirdim mesela. Beni nasıl heyecanlandırdığından başlayıp, dudaklarıma oturan tebessüme kadar uzardı cümlelerim.
"İşe gitmesen sorun olur mu?"
Başımı ona çevirdim. Gözlerini kısarak bana bakıyordu. "Sorun olmaz."
"Kahvaltı yaptın mı?"
"Aç değilim."
Kahvaltı yapıp yapmadığımı hatırlamıyordum. Yapmış mıydım acaba?
"Yani yapmadın?"
Omzumu silktim. "Açsan güzel bir yer biliyorum."
"Benimle yiyeceksen olur."
Gözlerimi devirip ayağa kalktım. "Takipçilerin görse çok kıskanır."
"Yüzünü görmediği birini kıskanır mı insan?"
Yanımda yürümeye başladığında ellerimi göğsümde birleştirdim. Nereye koyacağımı bilemiyordum.
"Kıskanır bence."
"Sen kıskandın mı?"
"Yani, tam olarak kıskanmak denemez." dedim uzaklara bakarak. Alttan alttan kendini sorduğunun farkındaydım.
"Tam olarak ne denir?"
"Kaşınma Ecmel." Adımları durduğunda ben durdum ve kurduğum cümleyi hızlı bir şekilde düşündüm. "Noldu?"
"Hiç. Kahvaltı benden." diyerek yürümeye devam etti.
"Soldan." dediğimde ellerini ceplerine götürüp yanıma geldi.
"Huysuz gibisin bugün."
"Yo hayır. Öyle mi görünüyor?"
"Öyle gibi."
"Normalim." dedim ve gülümseyerek ona baktım. "Nerden esti gelmek?"
"Güneyden."
"Komik."
Kahvaltı salonuna geldiğimizde elimle dışarıdaki masayı işaret ettim. "İçerisi kalabalık."
"Olur."
Karşıma geçip oturdu ve telefonunu masaya bıraktı.
"Ne kadar kalacaksın?"
"Ne kadar kalayım?"
Gülümsedim. "Gitme."
"Dora, bana açık konuş."
"Diyene bak."
Kollarını masaya dayayıp öne doğru eğildi. "Bence ben yeterince açık konuştum."
İçimde sen varsın.
Gözlerimi kaçırdım.
"Ben anlamadım pek."
"Senin sorunun. Kaşınma sırası sende herhalde."
"Hani sen hayatında bir kadın istemiyodun?"
"Beş ay bence kararlarımı gözden geçirmek için yeterli bir süre."
Gözlerinin içine baktım. Ona inanmak istiyordum. Gerçekten istediğini bilmeye ihtiyacım vardı.
"Ne oldu sana Begüm?" diye sordu ciddiyetle.
"Ne oldu ki?"
"Anlamaya çalışıyorum ben de. Gelmemi isteyen sendin."
"Sen istemiyo muydun?"
"Burada işim ne?"
Garsonun gelmesiyle sustu. Ben de ne cevap vereceğimi düşündüm.
"Köy kahvaltısı, iki kişilik."
Garson gittikten sonra ona izin vermeden konuşmaya başladım.
"Burada olduğun için çok mutluyum. İyi ki geldin." Bakışlarımı ellerime indirdim. "Evet biraz huysuzum. Ama bunları konuşmak istemiyorum. Boşver."
"Abin mi?"
Belli belirsiz başımı salladım.
"Ne bu üvey falan mı?"
"Hayır. Kusura bakma lütfen. Yansıtmak istemedim. Yoksa mutluyum yani."
Tebessüm edip masanın üzerindeki elime uzandı. Yutkundum. Aslında yutkunamadım. Nefesim asılı kaldı.
"Dora benim hala endişelerim var. Az çok biliyorsun dört dörtlük bir hayatım yok. Param var ama mutlu değilim mesela."
"Benim elimi tutarken korkmanı istemiyorum."
"Bunu ben de istemem."
"Benim de içimde sen varsın, Ecmel."
Gülüşü genişleyince ben de güldüm. Elimi daha sıkı tuttu.
"İtiraf etmem gereken bir şey var."
"Nedir?"
Fısıldayarak "Beni buldun Dora." dedi. "Adım Ecmel. Ve sanırım artık anlamı gibi en güzelini yaşayacağım."
▪️
"Ecmel?"
Sırtlarımız kalın bir ağacın gövdesine yaslıydı. Kahvaltıdan sonra biraz yürüyüp tekrar parka gelmiştik.
İkimiz de konuşmadık.
Yol boyunca süren sessizliğimizi artık bozmak istedim.
"Efendim?"
"Neden adını sakladın?"
"Öylesine."
"İnandırıcı değil." dedim başımı ona çevirip.
"Bana da inandırıcı gelmiyor. Buradayım ama sanki hevesin kaçmış gibi duruyorsun yanımda."
"Saçmalama lütfen. Rica ediyorum."
"Rica ediyormuş. Ben de rica ediyorum." Parmağının ucuyla burnuma dokundu. "Burnunu sızlatan şey her neyse benimle paylaşır mısın?"
Dişlerimi sıktım. Yüzümdeki gerginliği fark ettiğine emindim.
"Ecmel, sen geldiğin için, yanımda olduğun için çok mutluyum." Elimi tereddütle kaldırıp yanağına uzattım. Onun bakışları gözlerimdeydi. Benimkiler ise elimde. Yanağına kavuştuğumda gözlerimi kapattım.
"Ben aylardır bu anı hayal ediyorum. Bırak da keyfini çıkaralım."
Yanağındaki elimin üzerine elini koydu ve bana doğru yaklaştı. Gözlerimi aralayamadan dudaklarını sol gözümün üzerinde hissettim.
Ah ne sıcaktı.
Dudaklarıma bir tebessüm oturdu.
"Bırakmam." diye fısıldadı. "Ama keyfini yine de çıkarabiliriz."
Utanarak başımı önüme çevirdim. Elim kucağımdaydı. Yanağı da sıcaktı.
"Karar verdin mi ne kadar kalacağına?"
"Senden ne zaman sıkılırsam." dediğinde kaşlarımı kaldırıp yüzüne baktım.
"O zaman ben biraz daha somurtayım. Sıkılmaya müsaitsin madem."
Güldü. Çok güzeldi. Belki dışarıdan bakan bir göze göre sıradandı, ama benim için çok güzeldi.
"Yarın akşam dönmem gerek."
"Erkenmiş." dedim düşük bir modla. Daha fazla kalacak sanmıştım. "Birkaç gün daha kalsan?"
"Sen önce bu iki günü değerlendir. Beni yanında istediğine inanmam lazım." dediğinde koluna vurdum. Yine sırıttı.
"Ne demek inanmam lazım? Hangimizin daha çok istediğini tartışmayalım bence." Bakışlarımı karşıya çevirip onu taklit ettim. "Böyle bir ortamda sevgili yapılır mı? Hayatımda kadın istemiyorum."
Ona baktığımda çatık kaşarla beni izlediğini gördüm. Kendimi tutamayıp güldüm ama o hala ciddiydi. Gülmeyi kestim.
"Laflarımın arkasında seve seve dururum Begüm."
"İyi be, şaka da yapılmıyor."
"Beş aydır konuşuyoruz. Seni tanımam ve inanmam için yeterli bir süre. Sana kalsa üç aya evlenirdik."
Dudaklarımı şaşkınlıkla aralayıp ona baktım. "Öyle mi Ecmel?"
"Adımı kullanma. Ciddi kalamıyorum." dedi kaşlarını çatıp.
"Ecmel!"
"Begüm!"
Yanına biraz daha yaklaşıp kucağındaki kolunu kaldırıp sırtıma doladım.
"Napıyosun?"
"Buna sarılmak deniyor."
"Sarılmak karşılıklı yapılır."
"Sarıl o zaman." deyip kolumu beline sardım. Kokusunu duyduğumda gülümsedim. Yastığından tanıdıktı. Sırtımdaki kolunu bana sardığında gözlerimi kapattım.
"Begüm?"
"Tamam biraz zorla yaptırdım. Ama sana sarılmaya ihtiyacım var."
Nefesini saçlarımda hissettim. "Bana mı ihtiyacın var?" diye sordu fısıltılı sesle.
"Çok."
Saçlarımdan öptü. Annem dışında bana böyle iyi hissettiren bir dokunuş olmamıştı.
"Bana güveniyor musun Ecmel?"
"Burda işim ne?"
"Ben de sana güveniyorum."
Ben de seni seviyorum.
"Eve dönmen gereken bir saat var mı?"
"Yok." dedim sadece.
"Doğru. Kızımız gece yarılarında klüplerde eğleniyordu."
Güldüm. "Sen de yapıyorsun bunu?"
"Ben klüpte çalışıyorum."
"Keşke ben de şirket yerine daha eğlenceli bir yerde çalışsaydım."
"Yanıma gel."
"Keşke." diye mırıldandım.
"Uyuyor musun sen?"
"Hayır. Seni dinliyorum."
"Sesin öyle demiyor."
Omzumu silktim. "Dedim ya, seni dinliyorum. Kalbini."
"Atıyor mu?"
"Hı hı."
Umarım bir gün tek atış sebebi ben olurdum.
Sarılışı sıkılaştı. Keşke sesli söyleyebilseydim.
"Özelsin Dora."
"Özelsin Ecmel."
Telefonum çalmaya başladığında ondan uzaklaşmadan elimi cebime götürdüm. Kesin abim arıyordu. Telefonu cebimden çıkarmadan susturdum.
"Neden açmadın?"
"Babamlardır. Neden işe gitmediğimi soracaklar."
"Aç söyle gelemeyeceğini. Benim seni bir iki saate bırakmaya niyetim yok boşuna beklemesinler."
Gülümsemek istesem de yapamadım.Doğrulup telefonumu çıkardım. Tahmin ettiğim gibi abim aramıştı. Çağrısına dönmek yerine mesaj attım.
Gönderilen:Abi
Bugün işe gelmeyeceğim. İşim çıktı.
Mesajıma karşılık vermek yerine tekrar aradığında Ecmel'in kafasını eğmiş telefonuma baktığını gördüm.
"Abi?"
Omzumu silktim.
"Ne kadar da resmi."
"Abim işte." dedim çağrının sonlanmasını beklerken.
"Neden açmıyorsun?"
"Çünkü normal bir şekilde konuşamıyoruz. Sinirlerimi bozmasını istemiyorum."
"Moralinin olmamasını ona mı bağlamalıyım?"
"Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." Daha Ecmel'in muhtemelen çatılan çatılmış olan kaşlarına bakamadan mesaj geldi. Ecmel tekrar kafasını telefonuma eğdi. Tereddütle mesajı açtım.
Gönderen: Abi
Telefonumu bilerek açmamayı göstereceğim sana velet.
Gözlerimi devirip telefonu cebime geri koydum.
"Velet mi? Çok ağır bir hakaret olmuş." dediğinde bir şey söylemeden tekrar ona sarıldım.
"Abinin derdi ne? Senin işe gitmemen onu neden ilgilendiriyor?"
"Başka bir şey için aramış da olabilir. Abim şirkete pek gitmez."
Hiç gitmez.
"Ben de ondan sordum."
"Babam sordurmuştur."
Kolunu tekrar bana sardı. Gözlerimi kapatıp kokusunu içime çektim.
"Unutma Dora, ben hala Halaskar'ım. Sen yeter ki 'beni kurtar' de."
▪️
Unutanlar için; Halaskar'ın kelime anlamı kurtarıcı demek.
Ecmel'i samimi buluyor musunuz?
Bölüm hakkındaki görüşleriniz neler?
Çıkmadan önce yıldıza dokunmayı unutmayın. ✨
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top