H21 ♂️
Keyifli okumalar. 🍁
▪️
Kabul, başta sadece attığı tweetler dikkatimi çekmişti ve iç dünyasını merak ettiğim için yazmıştım. Aklımda onu sevmek gibi bir düşünce yoktu.
Ama onun aksine ben onu üç değil beş aydır takip ediyordum. Sadece yazmak için gerçekten onu tanımak istediğim o anı bekledim. Daha önce sevgilisi olmamasına şaşıramadan, nedenini öğrendiğimde bir hüzün çökmüştür içime.
Baştan söylemesi elbette daha iyi olmuştu. Yine bana da o gözle bakıp bakmadığını merak ediyordum. Eski sevgilimle kıyıdan dönmüştüm. Özel olmasını istemem beni hatalı yapmazdı.
Telefonumun sesiyle okuduğum kitabı yatağa bıraktım. Halaskar sabahtan beri yazmamıştı. İzmir'deydi. Nereye gideceğini bilseydim sürpriz yapardım.
O arıyordu.
Doğrulup açtım.
"Efendim?"
"Napıyosun?" Sesini özlemem normal miydi?
"Kitap okuyordum. Sen napıyosun?"
"Dolanıyorum."
"Tek mi?"
"Şimdilik."
Şimdilik.
"Ne zaman vardın İzmir'e?"
"Onu boşver de, iki güne Mersin'e döneceğim. Müsait olursan ve istersen oraya uğrayabilirim."
Kalp atışlarımı duymuyor olmasını dileyerek elimi ısınmaya başlayan yanağıma çıkardım. Ne değişmişti sabahtan beri?
"Dokuz ay var diyordun?"
"İstiyor musun istemiyor musun?" diye sordu sabırsızca.
O da soru mu Ecmel?
"İstiyorum."
"İyi o zaman. Hadi kapatıyorum."
Ve kapattı.
Neden karar değiştirdiğini merak etsem de üstelemedim. Vazgeçmesini istemiyordum. Hala sırıtırken attığı mesaja baktım.
Halaskar
Nerede buluşuruz?
Ben
Alırım seni ben.
Halaskar
Nerede?
Ben
Üf.
Sen gittiğin yerin konumunu atarsın.
Halaskar
Sen olduğun yerin konumunu atarsın.
Hadi görüşürüz.
Ben
Görüşürüz Ecmel.
Ondan böyle bir teklif tabi ki beklemiyordum. Mutluluktan deli gibi atan kalbim bunun kanıtıydı. İki gün boyunca tek tük de olsa konuştuk. Söylediğine göre arkadaşlarıyla geziyordu. Kendisi için çok yalnızım deyip her köşeden bir arkadaş çıkarması da aklımı kurcalıyordu.
Ben
Napıyosun?
Halaskar
Yola çıkacağım.
Sen naptın?
Ben
Ben de şirkete gidiyorum.
Öyle yazayım dedim.
Halaskar
İyi yaptın.
Akşama orada olurum.
Ben
Yol o kadar uzun mu?
Halaskar
İşim var demek ki.
Ben
Tamam o halde.
Okundu.
Umarım son anda caymazdı.
▪️
Ben
Saat altı oldu bile.
Alooo.
Çift tikti. Ama cevap vermiyordu. Konumu üçte atmıştım oysa ki. Yarım saat önce buluşacağımız yere gelmiştim. Belki de bilerek cevap vermiyordu. Sürpriz yapacaktı.
Hah!
Saçmalama Begüm, gerçekçi ol. Bahsettiği işini halledememiş olabilirdi. Telefonum sessizde olmamasına rağmen sürekli ekranı kontrol ediyordum. Eğer beni ekerse büyük bir trip yerdi. Kot ceketimi üzerime giyip çantamı kucağıma çektim.
Saat yedi.
"Hadi Ecmel." diye fısıldadım. Aramalarıma da dönmemişti.
Ben
Bekliyorum hala.
Bari İnternetini kapat da beklemeyeyim ya! Bir buçuk saattir her türlü hayali kurmuştum. Nasıl zaman geçireceğimi de bilmiyordum.
Saat sekiz.
Bu kadar yeter! Neredeyse ağlayacaktım. Çantamı koluma takıp bahçeden çıktım. Hayal kırıklığı ile yürümeye başladım. Hala salak gibi arkama bakıp gelip de beni bulamazsa diye etrafı kontrol ediyordum.
Aptalsın Begüm.
"Dora!"
Adımlarım duyduğum sesle duraksadı. Nefesim hızlandı. Beni saatlerce beklettiğini unutup heyecanla ona döndüm. Ama beklediğim yüz bu değildi. Ağzım şaşkınlıkla açıldı. Birkaç metre ötede dikilen bedeni öne doğru sendeledi. Ani bir refleksle kollarımı ona doğru uzattım.
"Sen..." dedim korkuyla. Burnundan akan kan dudağının üzerinde duraksadı. Eli midesinin üzerindeydi. Ne yapacağımı bilmeden öylece ona bakarken göz bebekleri kayboldu. Bedeni yere düşerken ona doğru koştum.
"Ecmel!" Çimlerin üzerine düşen bedeni hareketsizdi. Başını kaldırıp dizlerime yasladım. "Ecmel, kendine gel!" dedim korkuyla. Etrafımda biriken insanlara yaşlı gözlerle baktım. "Ambulans çağırın, nolur!" Kırmızı bir çizik uzanan sağ yanağını yavaşça okşadım. Hayal ettiğimden daha yumuşaktı. "Gözlerini aç Halaskar."
Gelmişti. Bu halde olmasına rağmen yanıma gelmişti.
"Noldu sana böyle?"
Uzun kirpikleri kıpırdadı. Gözlerimdeki yaşları sildim. Yüzüme bir tebessüm oturdu. Aralanan gözleri beni bulduğunda elim hala yanağındaydı.
"Ecmel..." dedim fısıltıyla.
"Bana bir iyilik yap." dedi yorgun bir sesle. Hızla başımı salladım.
"Ne istersen."
"Kurtar beni."
▪️
Halaskar'dan...
Mersin'deydim.
Begüm'ün şehrindeydim. Beni görünce nasıl tepki vereceğini merak ediyordum. Bakışlarından anlardım zaten ama nedense bu buluşmadan sonra bana daha fazla bağlanacağını düşünüyordum. Bu ihtimal umarım ikimiz için de iyi sonuçlanırdı.
Bir büfeden su aldıktan sonra haritadan adresi kontrol ettim. Oldukça yakındaydım. Sol tarafa dönünce beş dakika daha hızlı gösterdiği için haritayı dinledim ve sola saptım. Ara sokağa sapmıştım. Umarım gerçekten hızlı gitmemi sağlardı, biraz beklettim sanırım.
"Abi nolur bırak, acıyor!"
Adım atmayı bıraktım. Sesleri dinlerken zihnimde kardeşimin sesi yankılandı. Abicim...
Su şişesini yere bırakıp iki apartmanın arasına daldım. Küçük bir erkek çocuk yere çökmüş, ellerini yüzüne kapatmıştı. Önünde dikilen eli sopalı adam, sopayı havaya kaldırdığında gözlerim irice açıldı ve hiç düşünmeden üzerine atladım.
▪️
Ve sonunda dayak sahnesini okudunuz, o zaman da böyle kurgulamıştım ama neden yazmadım bilmiyorum. Gerçekten ucu açık sahneler bırakmışım. Şimdi daha iyi ama <3
Çıkmadan önce yıldıza dokunmayı unutmayın. ✨
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top