1.9 | Ada*
9. Bölüm ♢ Ada
Marina Krallığı, Adalar - Marisa
♢
Marina'da olacak nişan töreni, sadece bir nişandan ibaret olmayacaktı. Kıtanın diğer ülkeleriyle ticaret anlaşmaları yenilenecekti. Ayrıca diğer ülkeler ve Kaspin Denizi'nin korsanları arasında anlaşmalar yapılacaktı.
Her ne kadar müstakbel kraliçe Octavia korsanların anlaşmalara pek uymadığını söylese de Kral Theodemir danışmanının önerisiyle denizin güvenliğini sağlamaya niyetliydi.
Batıdan gelenlerin ilk konaklayacağı yer Renmar, doğudan gelenlerin ise Kirya'ydı. Yüzlerce gemi, bu iki şehrin kıyılarına yanaşmıştı. Hepsinin bayrakları farklıydı. Marina'nın lotusu, Karlisya'nın zambağı, Valensiya'nın gülü ve daha nice büyük devletin yanında birçok korsan gemisinin kemik sembollü bayrakları vardı.
Başkent Marisa, Mys adlı küçük bir adanın üzerine kuruluydu. Ona çok yakın olan iki büyük adada şehrin devamı vardı.
Çoğu ülkeden elçi gelmişti. Yakın ülkelerden ise hanedan üyeleri, hatta hükümdarlar gelmişti. Renmar ve Kirya'da konaklayan misafirler bir hafta içinde Marisa'daki törene geleceklerdi. Belki kıtanın tarihindeki en büyük anlaşmalar burada yapılacaktı.
Yönetim, gemiler ve ticaret hakkında bilgi sahibi olan Octavia, Kral'ın nişanlısı, çoktan hazırlıklar için saraya gelmişti. Halen korsanlar arasında ünlü olan babası kıtanın neredeyse en batısı olan Almond'dan birkaç gün önce gelmişti. Marisa'nın güneyindeki Beris adasında birçok korsan birliğiyle birlikte kalıyordu. Octavia daha bu sabah o adadaydı.
Taurin, korsanlardan nefret ediyordu. Bunu dile getirmekten çekinmiyordu. Yuvarlak, ahşap masanın kenarında ayaktaydı. Gözü siluetini görebildiği Beris adasındaydı.
Octavia'nın gözleri donun üzerindeydi. Konsey odasına yeni gelen insanlar yerlerine yerleşirken, Octavia'nın yanında oturan Theodemir onun elini tuttu. "Endişelenme."
Octavia ona gülümsedi.
Taurin, Kral'ın diğer yanına geçerken tüm üyeler masaya yerleşmişti. Kapının yanındaki bir muhafız toplantının başladığını haber vererek dışarı çıktı.
Her üyeden aynı anda farklı bir ses çıkarken Octavia derin bir nefes aldı. Güneyden gelen meyvelerden yapılan soğuk şerbeti yudumladı.
Theodemir'in gür sesi tüm gürültüyü anında kesti. "Sorun çıkmamasını sağlayacağız."
Taurin başını salladı. "Güvenlik önlemlerini aldık."
"Kimler geldi?" diye sordu, tacirlerden biri olan Alessa. Marina'daki birçok tacir kadın gibi üzerinde pantolon ve gömlek vardı, kahverengi saçları topluydu.
Octavia yanıt verdi. "Karinya Düşesi Rasenna ve yeğeni Stelgon Kontesi Diane Rivierra şu anda Kirya'dalar."
"Dük gelmedi mi?" diye sordu üst düzey sınır muhafızlarından biri olan Carlo.
"Anlaşmayı Düşes imzalayacak. Zaten bir yıla kadar ülkeyi oğlu yerine yönetiyordu." dedi Octavia ve konuşmaya devam etti. "Aragorna'dan Kral Leon, Kraliçe Violente ve Prenses Minervina. Ayrıca şu anda Karlisya'da kontes olan Leon'un kuzeni Ravenna da onlarla. Çok kalabalıklar, Kirya'daki birçok hanı onlara ayırdık, hanedan üyeleri ve üst düzey görevliler için evler hazırdı. Yine de beklediğimizden kalabalık geldikleri için diğer ülkelerden gelenleri adalara göndermek zorunda kaldık." Alaycı bakan yeşil gözleri Theodemir'e yöneldi. "Anlaşmak yapmak için bayağı istekliler anlaşılan."
"Raveln Denizi'yle ilgilidir." dedi Taurin. "Ne de olsa Aragorna'nın Kaspin Denizi'ne kıyısı yok."
Octavia konuşmaya devam etti. "Valensiya'dan kraliçenin kardeşi Vasilisa yanında küçük bir birlikle geldi. Başka gelen olacak mı bilmiyorum ancak onları Aragorna'dan uzak tutmamız gerektiğine eminim. Bu yüzden onları Marisa'ya aldırdım."
"Peki ya diğerleri? Karlisya imparatoru geldi diyorlar, doğru mu?" diye sordu Alessa merakla.
"İmparator gelecek diyorlar evet. İmparatoriçe Livia ve Prenses Ariana ile birlikte gelecekmiş. Şu an Korintos civarında olmalılar. Lumirya'dan, Almond'dan ve Granad'dan elçiler geldiler."
"Peki ya kuzey ve güney?" diye sordu Taurin merakla. Kral'ın danışmanı olmasına rağmen belki tüm gelenleri Octavia kadar iyi takip edememişti, daha çok anlaşmalar onun meselesiydi. Belki de Octavia'nın ne kadar şey bildiğini merak ediyordu.
"İşte buna şaşıracaksınız." dedi Octavia gülümseyerek. "Gevherina ve Ernavar'dan elçi ve az sayıda heyet geldi. Vitoria'daki en büyük bölgenin lideri kendini daha yeni kraliçe ilan etmiş. Ve elçi göndermiş. Kraliçe Victoria ismini duymuş olmalısınız."
Taurin'in kahverengi gözlerindeki ifade değişti. "En çok dikkat etmemiz gereken kişiler. Her ne kadar Marina'ya inemeyeceğinden emin olsak da Vitoria'nın toparlanması başımıza dert açar. Karlisya bir istilayı daha kaldıramaz ve Raetyalıların dostu olan Vitorialılar Aragorna'ya geçer."
"Bu yüzden elçiyi saraya aldırmak istiyorum. Bir şey daha..." Devam edip etmemek arasında kaldı. Theodemir'e baktı. Theodemir başıyla onaylayınca konuştu. "Victoria'yı tanıyorum. Ve bana kendi el yazısıyla yazmış olduğu bir mektup göndermiş."
Theodemir'in diğer yanında oturan Taurin şaşkınlığını gizleyemedi. Uzun süren sessizliği bozan o oldu. "Ne yazıyor?"
"Victoria hakkında pek bir şey bilmiyoruz, değil mi?" dedi Kral Theodemir merakla.
Octavia şerbetinden bir yudum daha aldı. "Babamla birlikte Mivern Denizi'nde onunla karşılaştım."
Taurin bir kez daha şaşırdı. "Mivern Denizi'ne kadar gittiniz mi?" Korsanları daha çok dikkate alması gerektiğini düşünmeye başladı.
"14-15 yaşlarındaydım. Victoria, eski Vitoria Kralı Reidar'ın komutanlarından biri olan annesiyle birlikteydi. Benden küçüktü. Yine de tam anlamıyla bir Vitorialıydı. Onu görmeliydiniz. Sarı saçları ve yaşına rağmen oldukça güçlü bir vücudu vardı. En az annesi kadar iyi olabilir."
"Peki ya ne istiyor?" dedi Theodemir.
"Pek bir şey değil. Elçinin geleceğini yazmış." Kimse ona Vitçeyi nereden bildiğini sormadı. Zaten Octavia Marina'daki insanlar için bile bir karmaşaydı. Bazıları kendi taraflarında olduğu için mutluydu. "Beni asıl şaşırtan beni hatırlaması."
Taurin endişesini gizlemedi. "Bazı söylentiler onun babasının Vitoria Kralı olduğunu söylüyor. Gördüğümüz resimlere güvenemeyiz, sen onu gördün, ne düşünüyorsun?"
"Bilmiyorum, Taurin." dedi Octavia omuz silkerek. "Annesine fazlasıyla benzediğini hatırlıyorum sadece. Zaten Vitoria Kralı da sarışındı ve güçlüydü."
"Diğer tüm Vitorialılar gibi." dedi Alessa hızla. "Doğruluğunu bilemeyiz fakat elçiye iyi davranmamız konusunda eminim."
"Vitoria elçi gönderiyor..." diye mırıldandı Taurin. "Peki ya Raetya hakkında bir gelişme oldu mu?" Yıllardır hiç kimse Raetya hakkında bir şey duymamıştı. "Raetya Kraliçesi'nin Altın Saray'da kalmasından başka." diye ekledi.
Toplantı amacını aşmıştı. Kimse itiraz etmedi. "6 yıldır hiçbir gelişme yok, Taurin. Hiçbir şey." dedi Octavia.
"Fazla sessiz." dedi Kral Theodemir. Herkes onu onaylıyor gibiydi.
"Peki ya korsanlar? Beris'te sorun çıkardılar mı?" dedi Taurin.
"Bu akşam yine yanlarına gideceğim." dedi Octavia gülümseyerek. "Fakat anlaşma konusunda söz veremem."
"Anlaşma demişken... Taurin? Anlaşmalarda bir sorun var mı?" diye sordu Theodemir merakla. "İsteyeceğimiz kapitülasyonlar hazır mı?"
"Hepsi hazır, kralım." dedi Taurin. "Körfezler, kıyılar, boğazlar ve elbette adalar."
Medyada müstakbel kraliçe Octavia var *-*
Kafanız karışırsa lütfen söyleyin! Elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışayım.
Güz Hükümranlığı birkaç gün önce tarihi kurgu #36'daydı! :)
06.08.2017, 16.09
1648, 277, 387
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top