1.8 | Minnettar*
En azından 1. kısmın bölümlerini yeniden yayınlamak istiyorum, iyi okumalar :)
*Düzenlenmedi
8. Bölüm ♢ Minnettar
Karlisya İmparatorluğu, Taç Toprakları - Karia
♢
Aeron, Raev'in ayak bileğine zincir takarken Raev sıkılgan bir şekilde nefes verdi. "Bu sefer kim?"
Saraydaki herkes Marina'daki nişan için gitmişti. Bir nişan için bu kadar telaş fazlaydı Raev'e göre. Fakat kıtadaki neredeyse tüm ticaretin merkezi olan ve elbet Karlisya'nın güneydeki bölgesine geçiş için birçok gemi kiraladıkları Marina güçlü bir devletti ve Marina Kralı'nın evleneceği kadın en güçlü korsanlardan biriydi. Kaspin Denizi'nin korsanlarıyla anlaşmak iyiydi, böylece ülke zarar görmezdi.
Ve bunlar Raetya Kraliçesi'nin umurunda değildi.
Aeron zinciri takana dek konuşmadı. Raev ise sürekli odasında kapının olması gereken yerdeki demir parmaklıklara baktı.
"Prens Arius." diye açıkladı Aeron geri çekilirken. "Seninle ilgileniyor, belki daha iyi bir davranış gösterirsen daha iyi bir yerde kalabilirsin." Yeşil gözleri zincirlere baktı. "Zincirsiz."
"Düşüneceğim, Aeron, ama söz veremem." dedi Raev karmaşık ve taranmamış saçlarını biraz da olsa düzeltmeye çalışırken.
Dakikalar sonra Altın Saray'daki en iyi dostu demir parmaklıklardan yapılan kapıyı açtı. Buraya getiren prensle, ona iyi davranan adamın aynı kişi olması ayrı bir ironiydi.
"Sen neden gitmedin?" diye sordu Raev. Gülerek ekledi. "Yoksa sarayı yerle bir edeceğimden mi korktular?"
Raev kara mizaha sahipti ve şakalarında gerçekten izler olurdu.
Aruis ahşap sandalyeyi çekerken konuşmadı. Raev ise gülmeyi kesmedi, yıllarını mahkum olarak geçiren genç kadın, belki de delirmek üzereydi. Arius'un belindeki kında duran kılıcını fark edince gülmeyi kesti. "Belki de talim yapmaya gelmişsindir." Sırtını yatağının ahşap başına yasladı. Ayaklarını uzattı. Arius uzanabileceğinden biraz ötede duruyordu. Bunu denemek istiyordu. "Biraz daha yakına gelebilir misin acaba, en büyük imparatorluğun veliahtı?"
Arius'un altın gözleri kısıldı. Bir Raetyalıyla talim yapmak istese de sonuçtan emin değildi.
"Soruma yanıt vermedin?" dedi Raev yanındaki masadan sürahiyi ve bardağı alarak. Kendine su doldururken mırıldandı. "Misafir gelince bunları kaldırırlardı, unutmuşlar herhalde."
"Başkent Karia'yı ve Altın Saray'ı yönetecek birilerine ihtiyaçları vardı." dedi Arius önceki soruya yanıt vererek. Zindanlar soğuk olduğu için üzerinde kahverengi bir pelerin vardı. Raev ise ince gömleğine rağmen hiç üşümüyordu. Bu soğuklar Raetya'nın havasının yanında onu etkilemiyordu.
Ülkesinin soğuğunu bile özlemişti. Kadehteki suyu bir dikişte bitirdi. Ardından kırmızı dudaklarının bir kenarı kıvrıldı. Kadehi kapıya fırlattı. Aeron ve prensin iki muhafızı birkaç saniye içinde parmaklıkların ardında belirdiklerinde gülmekten kendini alamadı.
Onlar hala gözlerini Mahkum Kraliçe'den ayırmazken, Kraliçe, Arius'e döndü. "Sıkıldım, Arius. Fark ettiğin üzere."
"Ne istiyorsun?" diye sordu Auris merakla. Kahverengi saçları yeni kesilmişti, kulaklarını geçiyordu.
"Belki... zindan dışı bir yerde kalmak." Raev düşünür gibi elini çenesine götürdü. "Yıllardır zindandayım. Ortamdaki gerilimden, korkudan, çaresizlikten ve öfkeden sıkıldım. Yanlış anlama, gördüğüm muameleden bahsetmiyorum. Sadece güneşe ve onun ışığına ihtiyacım var."
"Ben de seninle bunu görüşmek için geldim, Raev." dedi Arius yanıt vererek. "Yıllardır ülkemizdesin. Aylardır sarayımızda. Eğer sorun çıkarmazsan dediklerini düşüneceğim."
Raev umutlanmaya başlasa da belli etmedi. Onun yerine yıllardır haberini alamadığı kardeşlerini sordu. "Kardeşlerim nasıl?" Ses tonu kısıktı. Bakışlarındaki ifade bile yumuşamıştı.
Arius bir süre yanıt vermedi. "Prens Henri Lisas'ta, Prenses Rita Leartes'te, Prenses Alma ve Prens Ronn da Dorna bölgesinin başkenti Dorlion'dalar."
"Dorlion mu?" Raev'in sesi fazlasıyla endişeli çıktı. "Ağabeyimin yerle bir ettiği onlarca şehirden bahsediyoruz, değil mi? Gerçekten en küçük kardeşlerim orada güvendeler mi?"
"Sekiz yaşındalar, Raev. Ve Dorna yöneticilerinden biri benim. Dorlion'dakilerin ikisine iyi bakacaklarına eminim."
Raev dilinin ucuna kadar gelen kelimeleri yuttu. Arius, Raev'e hakim olan duyguları bilmiş olacak ki konuşmaya devam etti. "Eğer beni dinlersen kardeşlerinden biriyle görüşmene izin veririm. Bunu sadece ikimiz biliriz ve ailem gelene kadar görüşmüş olursunuz."
"Bunu gerçekten yapar mısın?" dedi Raev, mavi gözleri buraya geldiğinden beri ilk kez iyi bakıyordu.
"Birkaç şartım olacak elbet. Bize en yakın olan ve en yakın ulaşabileceğimiz kardeşin Rita, şu anda Leartes'te."
Raev yerinde kımıldandı. Ne diyeceğini bilemiyordu. Kardeşlerinin hiçbirini yıllardır görmemişti ve Rita... küçük kız kardeşi 12 yaşına yeni girmiş olmalıydı.
Raev kalp atışlarının hızını durduramadı. Gözlerinin dolmasını engelleyemedi. "Teşekkür ederim, Prens Arius. Sana bunun için ömrüm boyunca minnettar olacağım."
Raev'i seviyorum :)
Siz?
03.08.2017, 17.51
1474, 256, 367
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top