6 🔥 Alev Ruhu
6. Bölüm
ALEV RUHU
🔥
Diyar
Kızıl Ülke, Ateşin İncisi
Kızıl Kraliçe, bir anda masasındaki mumun aleviyle beliren mektuptan hiç hoşnut kalmamıştı. Mektubu eline almış ve anka mührünü görmüştü. Mektubu açtığında okudukları onu rahatsız etmişti.
Er geç bir savaşın olacağını biliyordu. Yıllardır bunun için hazırlanıyordu. Sadece bu kadar erken olmasını istememişti. Ülkesinin yönetimi ve kardeşleriyle olan meseleleri zaten onu zorluyordu. Güneye yayılmayı isteyen, kabileleri kendine katmak isteyen de kendisiydi. Ancak bunun kendi istediği zamanda olmasını istiyordu.
Elbet, daha önceki istekleri gibi bu da olmamıştı.
Kendi istediği zamanda tahta geçmek istemiş, esir alınmıştı. Buz Diyarı'nı savaşla almış, bırakmak zorunda kalmıştı. Ülkesine alışmıştı, gücünü toparlıyordu. Şimdiyse Anka Kral'dan yeni haberler vardı.
Mysania bunu bilerek sınıra gitmiş ve birçok kabileyi kendine yeniden bağlamıştı. Darios da aynısını yapmaya çalışmış, sınırlarını güçlendirmişlerdi. Onlar ittifak için hazırlanırken Jahrani güçsüzleşmişti. Kabilelerin birleşmeyi çok da istemediği ortaya çıkmıştı. Şahin ve Yılan, Şahin'in önde gelen ailelerinden birinin zehirlenerek öldürülmesi üzerine birbiriyle çatışmaya başlamıştı. Akrep Kraliçe Jahrani yeni yeni oluşturduğu ülkesini korumaya çalışırken isyanlar çıkmış ve birkaç yıl bunlarla ilgilenmişti. Mysania ve Darios ise bu sırada çöl kabilelerinin birleşmesini önleyecekler ve bir kısmını kendilerine bağlayacaklardı. Planları iyi de işliyordu.
Darios'un mektubuna göre Jahrani her şeyi bir arada tutmayı başarmıştı ve gizliden gizliye güçlenmişti. Ejderha ve Anka'nın İttifakı için görüşmeleri gerekiyordu.
Mysania bu haberler karşısında ne yapması gerektiğinden emin değildi. İttifak olacaktı, ancak olanları paylaşmadan önce dostlarından tavsiye almalıydı. Bu yüzden en güvendiklerini yanına çağırdı.
♛
Kızıl Ejderha'nın Temsilcisi, şüphesiz güney hakkında ona en iyi bilgi verebilecek kişiydi. Kairos'un babası Kahraman Xerhios'un Kızıl Ejderha gücünü taşıyan torunlarından biriydi ve Anka'da yaşıyordu. Kairos'un annesi ise Valere soylu bir kızıl büyücüydü. Kairos, pek dile getirmediği güçlü kanının yanında Güneş Tanrısı'nın bir seçilmişiydi ve Kızıl Ejderha'nın en genç temsilcilerinden biriydi. Uzun yıllar eğitim almıştı ve hala eğitimine devam ediyordu. Otuz yaşındaydı ve büyü ustasıydı.
Auramos Dhranel, Diyar'ın ilk temsilcisi Dhranel'in soyundan gelen bir kara büyücüydü. Bir zamanlar Mysania'nın kardeşi Dymentsia'nın yanındaydı, Temsilci Rhadenis'in çırağıydı. Mysania, Kar Kraliçesi tarafından esir alındığında Rhadenis'in isteğiyle Mysania'yı kurtarmaya gelmişti, daha sonra onun yanında kalmaya karar vermişti. Asla pişman olmamıştı, evini de unutmamıştı. Geçen yıllarda olan Üçüncü Karanlık Savaş sürecinde Dymentsia'nın yanında olmuştu.
Rhdenya Elerante ise bir ak elfti. Nmerysa'nın eski muhafızlarından biriydi. Mysania, Auramos ve Rhdenya'nın onu kurtardığı günleri ve birlikte geçirdiği yılları asla unutamazdı. İkisi onun hayatını çok kez kurtarmışlardı. Her zaman onlara minnettar olacaktı. Şimdi ikisi de Ateş Sarayı'nın liderlerinden ve konsey üyelerinden olmuşlardı. Mysania onları bu sarayda tanıdığı çoğu kişiden uzun zamandır tanıyordu. Sekiz yıldır dostlardı ve her daim onlara güvenebilirdi.
Güney onun eviydi. Kızıl Ülke onun hükümdarı olduğu ülkeydi. Geldiği ilk andan itibaren güneye ait olduğunu biliyordu. Ateş Sarayı'nın salonlarından birinde toplanan arkadaşlarını buraya gelmeden çok önce tanıyordu ve onların yanında olduğunda güvende olduğunu biliyordu.
"Yıllar önce dediğimin aynını diyeceğim." Mysania pencereden dışarı, sarayının çatılarının, kubbelerinin ve kulelerinin gözüktüğü manzaraya bakıyordu. Ateş Sarayı hem güney, hem Diyar mimarisinin bir karışımıydı ve rengi kızıldı. "Onu buraya davet edeceğim."
Rhdenya eflatun minderlerin üzerindeydi. Sarı saçlı bir elf olarak güneyin çoğu insanından farklıydı ancak herkes ona alışmıştı. O gün üzerinde mavi bir elbise vardı. Gümüş kemerine asılı bir hançer vardı, Mysania mavi ve kırmızı desenli kındaki hançerin obsidiyen olduğunu ve Auramos'un hediyesi olduğunu biliyordu. "İsteklerimizden taviz verecek misin, Mysia?"
"Amorian Kalıntıları sınır olacak." Mysania bu sözlerinin ardından onlara döndü. "Bizden önce savaş ilan ederse her şey geçersiz olacak."
Auramos kuzeyde büyümüştü ve Mysania'yla zıt düştüğü konuların nedeni saf bir kara büyücü olmasıydı. "Sınırı kabul etmeliler. Fakat savaş ilan edilebilir olmalı. Darios mektubunda kendi sınırlarına yapılan saldırılardan bahsetmiyor mu?"
"Jahrani bu yüzden ona saldırıyor ya, Auramos. Ülkesinin tanınmasını istiyor. Tıpkı ablalarımın birbirlerine savaş ilan ettikleri zaman gibi olacak. Çöldeki kabilelerin bazıları hala tarafsız. Savaş ilanı her şeyi karıştırabilir."
Kairos, Mysania'nın ablalarının savaş ilanı nedeniyle olanları hala hatırlıyordu. "Kardeşlerinin bu süreçte sana savaş ilan etmeyeceğini nereden biliyoruz?"
"Bilmiyoruz." dedi Mysania.
"Kraliçe Aeralel onlarla konuşacak." dedi Rhdenya. Auramos savaştayken o da Zümrüt'te beklemişti. Aeralel, Nmerysa ve Rhigmos Assos'un yanında durmuştu.
"Aeralel'e güvenim tam ama kardeşlerine güvenmiyorum. Buz Diyarı'na olanlar bunu kanıtlıyor."
"Kraliçe Dymentsia'nın saldırmayacağına eminim." Auramos, Kairos'un yakın arkadaşlarından biriydi. Mysania bazen buna şaşıyordu. Dymentsia aralarında her daim bir sorun olacaktı. "Kızıl Ülke'nin kuruluşuna en büyük desteği de o vermişti."
Kairos onun bu sözlerine güldü. "Dymentsia asla unutmamamız gereken bir düşman."
Rhdenya bu tartışmamaya karışmamayı tercih etmişti. Mysania ile göz göze geldi. Onların sessizliğini fark eden Kairos konuşmaya devam etti. "Karanlığın ve Aydınlığın Savaşı'nın olacağını tam sekiz yıl önce ilan etti. Bundan asla vazgeçmeyecek."
"Şu an endişelenmemiz gereken savaş bu değil." dedi Rhdenya.
"Kuzeyde geçirdiğiniz zamanlar ikinizin de aklını başından almış."
Kairos'un bu sözlerine karşı Mysania duramadı. "Kairos!" Artık onların yanına gelmiş, minderlere oturmuştu.
"Sizi uyarıyorum." Kairos'un sesi oldukça ciddiydi. "Kuzeyde, güneyde, batıda veya doğuda gerçekleşen savaşlar onu engellemeyecek. Nmerysa da savaş istiyor, ancak bunu dile getirmeyecek kadar sessiz ve dikkatli. Dymentsia'yı hepimizden iyi tanıyor ve bize yardım edeceğini sanmıyorum." Konuşmak için ağzını açan Auramos'u bakışlarıyla susturdu. Altın gözleri güneşin rengindeydi. "Kraliçelerin Savaşı her zaman aklımızda olmalı."
"Peki ya güney?" Mysania, en yakın arkadaşının bu tavırlarına karşı alaycı bir sesle konuştu. "Güney hakkında ne yapacağımızla ilgili uyarıların da olmalı, Güneş'in Oğlu."
Kairos onun alaycı sesini boş verdi. "Var tabii, kraliçem."
"Anlat o halde."
"İlk olarak yapmamız gereken Anka'nın her adımını izlemek. Darios ülkesinin güvenliği için bizimle anlaşacak, ama ya sonra? Çöl kabilelerini bizden iyi tanıyor. Anka yıllardır çöl bölgesinin batısına hakim ancak onlarla savaşmadı. Nedenini biliyor musunuz?"
Mysania başını salladı. "Çünkü büyük kabileler ile dosttu."
"Anka'ya karşı bu kadar temkinli davranmamız onları şüphelendirmeyecek mi? İttifakı erteleyen de bu değil miydi?" diye sordu Rhdenya.
"Şüphelenmeleri iyi olur. Bize tam olarak güvenemezler." Kairos'un gözleri bu kez Mysania'nın üzerindeydi. Yüz ifadesinden onu onayladığını anlamıştı. "Biz onlara güvenmeyeceğiz."
"Bu ittifakın süresi sorunumuz olacak, dostlarım." dedi Mysania. "İttifak olmadan Jahrani, Kellan ve Vaughan'ı yenemeyiz."
Auramos kaşlarını çattı, anlayamıyordu. "Tüm Diyar'ın gücüyle Anka'dan çok daha güçlü olabiliriz."
"Kardeşlerimden yardım alacağım elbet." dedi Mysania. Ancak sözleri burada bitmiyordu. "Mesele bizim gücümüz değil. Zaten Jahrani'nin hedefinde olan biz değiliz."
"Anka da onları yenebilecek kadar güçlü." diye açıkladı Kairos.
"Eğer dost değilsek düşman oluruz." Mysania bundan emindi. Güneyde, tarihi ve medeniyetiyle bilinen iki ülke vardı: Diyar ve Anka. Çöl kabileleri bu ülkeler kadar merkezi ve bütün değillerdi. Darios da elbet diğerleri gibi tahta kavgasından etkilenecek olan Diyar'dan, özellikle de güneyden yer isteyecekti. Anka'nın eski hükümdarları bunu yapmışlardı, taht kavgası olduğu sırada güneye saldırmışlardı.
Elbet tarihi Jahrani de biliyordu. Mysania, bunu dikkate alarak karar vermeliydi. "Jahrani'nin ilk hedefi Anka olacak. Anka eğer biz olmadan kendini savunursa bu kez düşmanımız Anka olacak."
Auramos, Mysania'ya birden gelen bu mektubun önemli olduğunu biliyordu. "Darios'a bu bilgileri kim verdi? Neden şimdi?"
Mysania omuz silkti. "Henüz bilmiyorum ama öğrenmemiz gerek. İleride işimize yarayabilir." Az önceki konuşmasına devam etti. "Darios kabileleri tek başına yenerse istemeden Jahrani'nin yanında olanlar direkt onun yanına geçecek. Anka güçlenecek ve bize saldırmaya hazır olacak."
"Anka'yı korumadığımıza göre onu engelleyen hiçbir şey olmayacak." dedi Rhdenya.
Kairos'un ekleyecekleri vardı. "Dymentsia ve Nmerysa'ya bize yardım edeceklerine dair güvenemeyiz. Nmerysa bir kez bize saldırdı, yine yapabilir. Zaten ikisinin isteği en başından beri Diyar'ı birlikte yönetmek ve Karanlığın ve Aydınlığın Savaşı'nı gerçekleştirmekti. Anka'nın saldırısına karşı bize yardım etseler dahi, Kızıl Ülke'nin geleceğini koruyabilecekleri konusunda şüpheliyim."
"Kairos haklı." dedi Mysania istemeyerek de olsa kabul ederek. "İttifakı yapmak zorundayız."
♛
Diyar, Mysania ve olanlar hakkındaki düşüncelerinizi yazmayı unutmayın.
Güneş'in Tacı'nı yazarken Ejderha'nın Öfkesi'nin düzenlenmesiyle uğraşıyorum. Birkaç değişiklik yapmaya karar verdim. Bununla ilgili sizin de düşüncelerinizi merak ediyorum. Sorularım var:
~Sizce Athyrania'nın eşleri, kraliçelerin babaları hakkında ilk kitaptan bilgi vermeli miyim?
~Dymentsia ve Xanthos'u ilk kitaba eklemeyi düşünüyorum. Sizce nasıl fikir?
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.
♛
08.10.2019, 16.25
4.723, 402, 771
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top