10 🌊 Deniz Kraliçesi

Önemli Not

Ejderha'nın Öfkesi ve Güneş'in Tacı'nın şu bölümleri arasında 10 yıla yakın bir zaman var. Yani Aiolis yaklaşık olarak 24-25 yaşlarında.

Faelenis, yıllardır tahtta.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın :)


10. Bölüm

DENİZ KRALİÇESİ

🌊

Batı

Sonsuz Deniz, Nereus

Aiolis öfkeliydi. İstedikleri olmuyor, önerileri kabul edilmiyordu. Yalnız bir önerisi kabul edilmişti, o da diğerleri yüzünden başına bela olacaktı.

Aiolis, Deniz Birliği'nin liderlerinin başıydı. Nereus, Allyra ve Nhyr'i bir arada tutan oydu. Fakat kimliğinin bilinmemesi yüzünden yönetimi sorgulanmaya başlamıştı. Tiran Iasos -tiran olmasının tek gerekçesi üstün savaş becerileri ve halkının liderlerinden biri olmasıydı- Aiolis'in kim olduğunu çokça sorgular ve diğer şehir devletlerine bildirir olmuştu. Elbet Iasos onun prenses olduğunun farkındaydı, ancak bunu bağımsız halka bildirme niyetinde değildi. Amacı en güçlü üç şehir devletinin ve birçok göçebe özgür deniz insanının neden  Aiolis'in yönetiminde olduğunu insanlara sorgulatmaktı. Böylece diğer şehir devletlerinin ve deniz halklarının Argos istilalarına karşı durmayacağını düşünüyordu.

Aiolis bu olayların ardından kimliğini tüm denizlere açıklanmış, Deniz Ejderi'nin varisi olarak Deniz Kraliçesi unvanına sahip olmuştu. Fakat bu olayın sonuçları istediği gibi ilerlememişti, kraliçe unvanı sadece gösteriydi, kararları o alamıyordu. Deniz Birliği'nde kararlar oy birliği ile alınıyordu. Aiolis harici üç şehir yöneticilerinin -Orianna, Iliria ve Leron- kabul ettikleri bir karar vardı.

Aiolis bunun ne kadar yanlış olduğunu vurgularsa vurgulasın işe yaramamıştı. 

Limyros, Iasos Tiranlığı ve Deniz Birliği arasındaki önemli şehirlerden biriydi. Halkı en başından beri Deniz Birliği'nin yanındaydı, ancak Aiolis onlardan bunu gizlemelerini istemişti. Böylece bu şehir Iasos'tan kurtulabilirdi. Yıllarca da bu gizlenmiş, Iasos bu şehri ciddi bir tehlike olarak görmemişti.

Aiolis'in Deniz Kraliçesi olduğunun açıklanmasının ardından bir zamanlar Karelias'ın yanında olan özgür deniz insanları Aiolis'in ardında olmuştu. Deniz Birliği güçlenmişti. Limyros -Aiolis'in uyarılarına rağmen- Deniz Birliği'ne bağlılığını ilan etmişti.

Ardından olanlar olmuştu. Tiran Iasos, Limyros'a saldırdığında Deniz Birliği orduları geç kalmıştı. Savaşı, Limyros'un istilasının ardından giderek güçlenen Iasos kazanmıştı.

Aiolis bu yenilginin Deniz Birliği'ne pahalıya mal olacağını biliyordu. Tiranlık ile birlik arasındaki çizgi açılmıştı.

Aiolis, Nereus'un bulunduğu deniz dibinden yukarıya doğru yüzmüş, muhtemelen tüm denizlerin en büyük kulelerinin bulunduğu alana varmıştı. Yüzeye doğru yüzerken altında yeşil ve mavi renkleriyle parıldayan büyük şehri görüyordu. En büyük kulenin ucunu başını sudan çıkardığında görebiliyordu. Sırtını kuleye dayayıp gökyüzüne baktı. Dakikalarca göğü ve dalgaları izledi.

Dalgalar ve denizin rengi farklıydı, ancak gökyüzü bir zamanlar bulunduğu ülkenin gökyüzüyle aynıydı. Deniz Kraliçesi olduğunu açıklamasının ardından yıllardır aklının gerisinde tuttuğu Batı Denizi'ni düşünmeye başlamıştı. Ülkesini özlemişti.

Deniz Kraliçesi olduğunu herkese açıkladığında bir karar vermişti. Ne olursa olsun Batı Denizi'nin Hükümdarı olacaktı. Karşısına çıkacak kişi bir zamanlar en sevdiği kardeşi olsa bile yapacaktı bunu. Savaşacaktı.

"Nereuslu Aiola." dedi Prenses Orianna.

Aiolis onun su yüzeyinden çıkışını duymuş, ses etmemişti. Orianna'ya baktığında yüzü sertti. Savaştan kalma yara izleri yüzündeydi. "Deniz Kraliçesi Aiolis Elhiras." diyerek düzeltti onun kelimelerini. "Ne oldu?" 

Orianna dudaklarını büzdü. "Yanına gelmem için bir şey mi olması gerekiyor?" Açık sarı saçları yüzeye çıktığında yeşili andırmaya başlamıştı. Teni soluktu.

Aiolis omuz silkti. Suyun yüzeyinde olan omuzlarında altın rengi dövmeleri parıldıyordu. Gözleri ve saçları altın rengindeydi. "Anlaşılan beni dinlemen için bir olay olması gerekiyor, Orianna."

"Hatamızı kabullendik."

Aiolis sert bir sesle sordu. "Yüzlerce deniz insanı öldü. Tiranlık ile aramızdaki sınır aşıldı. Siz buna hata mı diyorsunuz?"

"Bir karar verdik ve bedelini ödedik."

Aiolis için bu kadar basit değildi. "Beni lideriniz olarak seçtiniz ve kararımı dinlemediniz."

"Karar oy birliği ile verildi. Üçe karşı birdin." Orianna onun devam etmemesi için elini kaldırdı. Beyaz elinin üstünde tıpkı Aiolis'in dövmeleri gibi sarmal ve dalga şekilli dövmeleri vardı, farklı renginin açık yeşil olmasıydı. Nereus'un rengi açık yeşildi. "Bize karşı çıkmayı kes, Aiola." Aiola'yı vurgulamıştı.

Aiolis bu vurgudan hoşlanmamıştı. Nereuslular onu ablasından gizlemiş ve aralarına kabul etmiş olabilirdi, ancak bu onun tek başına güçsüz olduğu anlamına gelmezdi. Gerekirse onlarla savaşırdı. Savaşmayı Sendaras'tan öğrenmişti. Sirenlerle savaşmış ve kazanmıştı.

"Bir planımız var. Bize güven." Aiolis, Orianna'nın bu sözleri üzerine onunla göz göze geldi ve sorusunu dile getirmeye gerek duymadı. "Ona da karşı çıkacağını adım gibi biliyorum. O yüzden sana söylemeyeceğim."

Aiolis derin bir nefes aldı. Aklına başka bir fikir gelince öfkesi dindi. "Size ne zaman karşı çıktığımda bunun nedensiz olduğunu gördünüz?" Orianna'nın yanıt vermesini beklemedi. "Her neyse. Madem bana ihtiyacınız yok. O halde karaya çıkacağım, adalara gideceğim."

Orianna onu reddetmek istiyordu, fakat Aiolis'in Nereus'ta ona sürekli karşı çıkacağını biliyordu. Savaşı kaybediyorlardı ve bu planı uygulamaktan başka seçenekleri kalmamıştı. "Ne yapacaksın karada?"

"Batı Denizi'nden gelen haberleri ve Diyar hakkında konuşulanları dinleyeceğim. Diyar'da dostlarım var. Benim de planlarım var ve bunu dile getirmeyeceğim."

"Ay Diyarı'na gitmeyeceksin, değil mi?"

Aiolis başını iki yana salladı. Ay Diyarı'nın Hükümdarı'nın Salirhenia'nın kızı olduğunu biliyordu. Levana ismini kullanan bu genç kadın Ay Diyarı'na yıllar önce gitmişti. Aiolis'in Diyar'dan ayrılması ile aynı tarihlerdi, Aiolis denizde bu kadar güçlenmişse Levana da Ay Diyarı'na ve buz insanlarına o kadar söz dinletir olmuş olmalıydı. Levana ile er geç karşılaşacağını biliyordu. O vakit için erkendi. "Gitmeyeceğim."

Orianna buna sevinmişti. "Oradan uzak dur. Senin kim olduğunu duymuş olmalılar."

Aiolis, duyduklarına emindi.

"Yalnız mı gideceksin?" Adalar, Deniz Birliği'nin güvenli sınırlarından biraz daha uzaktaydı. Nereus karaya yakın bir konumda olsa dahi arada mesafe vardı.

"Elbette yalnız gideceğim. Her deniz insanı karaya çıkacak güce sahip değil. Karaya çıkan büyücü deniz insanlarını da tanımıyorum. Onları bana tanıtmadınız." Batı Denizi'nin ötesi de tıpkı Batı Denizi gibiydi ve büyüye karşıydı. Yalnızca birkaç büyücü vardı, onlar da orduda görev alıyordu. Tanıdıktı, fazla tanıdık.

"İstersen birkaç büyücüyle seninle gitmeleri için konuşabilirim."

"Onları tanımıyorum, onları tanımadığım için de onlara güvenmiyorum." dedi Aiolis. Kararından emindi.

"Karaya tek başına çıkabilecek kadar güçlü müsün peki?"

Aiolis onun şüphesine anlam veremedi. Başını yana eğdi, bu soru canını sıkmıştı. Tek elini sudan çıkardı. Elinde kalan suya hükmetti ve parmaklarına dolanmasını sağladı. Suya dokunmadan suyun onun eline yaklaşmasını sağladı. Elini kaldırdıkça daha çok su havaya yükseldi. Aiolis parmaklarını oynatarak sudan şekiller oluşmasını sağladı, bir küre ve daha sonra küreden eline yükselen sarmallar oluşturdu. Elini suya indirmesiyle havadaki su denize döndü. "Daha önce karada bulundum, Orianna. Sana anlatmıştım. Salirhenia'nın hükmünde, onun zindanlarında bulundum. Beni günlerce susuz bırakmasına rağmen yaşadım."

O günleri hatırlamak onu üzmüş ve öfkelendirmişti. Esir alınmasını sağlayan kişi en sevdiği kardeşi Faelenis'ti. Faelenis şu anda Batı Denizi'nin Hükümdarı'ydı. Sendaras'ın ölümüne neden olmuştu. Aiolis ondan intikam almaya and içmişti.

"O günden sonra suya hükmettim." Bunu gizlemişti, Deniz Ejderi'nin ona verdiği bu gücü herkesten gizlemişti. Kendi kendine geliştirmesi yıllarını almıştı, ama sonunda başarmıştı. "Artık beni karada susuz bırakmak isteyeni boğarım." Çenesini kaldırdı. "Eğer su bulamazsam onu kendi kanında boğarım."

Orianna onun sözlerinden etkilense de bunu gizledi. "Sen yine de Ay Diyarı'ndan uzak dur. Salirhenia'yı zehirlediğinden haberi varsa Levana sana bunu ödetmek ister."

"Biliyorum." dedi Aiolis. Salirhenia onunla konuştuğunda kuyruğundaki pullardan birini ona batırmıştı. Günlerdir susuz kaldığı için tek yapabildiği bu olsa da Salirhenia'nın günden güne zayıflamasını sağlamıştı. Salirhenia'nın savaşı kaybetmesinde ve saraydan kaçmamasından etkili olduğunu biliyordu. Salirhenia'nın ölümünde rolü vardı.

"O halde karaya çıkmaman için sorun göremiyorum."


Aiolis'i yazmayı özlemişim. Bayadır uzak kalmıştı.

~Aiolis'in şu anki hali hakkında ne düşünüyorsunuz?

~Sizce Faelenis ve kardeşlerinden ne haberler var? Yakında onları da görebilirsiniz.

~Orianna, Nereus ve Deniz Birliği, Iasos Tiranlığı hakkında yorumlarınız neler?

~Gelecek bölümler hakkında tahminleriniz?

Yorumlarınızı bekliyorum :)

Fark ettiğiniz gibi bölümler geç geliyor. Bunun nedeni yalnızca okulumun yoğun olması değil. Umarım yakında size iyi haberler verebilirim... Bu konuda da tahminlerinizi bekliyorum.

15.12.2019, 18.13

7138, 650, 1.2

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top