6|Kötünün Yancısı

Geçiş bölümüdür...

5 yıl önce...(11.sınıfın ilk dönemi.)

Hayatta ki her şey bir imtihandı.

Gözlerini açtığın gün, aldığın nefes, içtiğin su, yürüdüğün yol ve yaşadığın hayat. Her şey tamamen bir imtihanın parçasaydı, bu yüzdendi bu kadar zor olmaları.

Benim bu hayattaki imtihanım neydi bilmiyordum.

Hayatım güzeldi, iyi bir arkadaşım vardı, param vardı, istediğim şeylere anında sahip olma gücüm vardı. Ama benim de bir imtihanım olacağını biliyordum, herkesin ama herkesin sınanacağı bir gün olacaktı bu dünyada, o gün ne zaman gelirdi bilmiyorum ama umarım yakın bir zamanda gelmezdi.

"Sorumu cevaplamak ister misin Amara?" irkilerek bakışlarımı daldığım yerden alıp Drama hocamıza sabitledim.

"Pardon hocam, ne demiştiniz?" dedim çekinerek, Tolga Teoman'ın soyunma odasında söyledikleri kafama takılmıştı.

"En çok nasıl ölmekten korkarsınız?"

Dudaklarımı yaladım, bir çok şekilde ölmekten korkardım ama sanırım en çok boğularak ölmekten korkuyordum.

"Boğularak ölmekten." dedim saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken.

Çiğdem hoca ince elleri arasında tuttuğu tahta kalemiyle tahtaya, büyük harflerle, söylediğimi yazdı.

"Neden peki?"

Gözlerimi tahtadaki yazının üstünde gezdirdim.

"Su benim vücudumun bir parçası ve ihtiyaç duyduğum bir şeyken beni öldürdüğünü düşünmek bile korkutucu geliyor. Nefes alırsam ciğerlerim suyla dolar, almazsam da en sonunda yine ciğerlerim suyla dolar. Son nefesim su olur, dışarıdan saf ve temiz bir görüntü sergileyen su aslında benim katilimdir ama kimse bunu fark etmez. Su en azılı katildir aslında, suyun Gölgesinde yatan bir Şeytan vardır. İnsanlar en sonunda onun katil olduğunun farkına varır ama her şey için çok geçtir."

Çiğdem hocanın suratında filizlenen küçük tebessüme karşılık vererek geriye yaslandım.

En çok boğularak ölmekten korkardım, ama boğularak ölmek isterdim.

***

Hayallerin katili kimdi?

Gözlerini kapattığın zaman zihninin içindeki en kısık çığlıkları bile duyardın, sivri kelimelerin uçları iç organlarını deşerdi.

Tıpta bunun bir çaresi yoktu, ruhsal hastalıkların tedavisinde kullanılan en etkili yöntem bileği dikine okşayan jiletin acı hissiydi.

İnsanın en büyük düşmanı kendisiydi, bunu yere dokuz kere düşüp onuncu kez düşmek için ama öncesinde yaralarını sarması için kendisini düşüren kişiye yürüyen bir kadın söylemişti. Yüzündeki soluk tebessüm hissizlik ve bitaplık ile yıkanmıştı ama pes etmiyordu.

"Amara?"

Çerçeve soğumuş ellerimden kayarken son anda tuttum ve Şahin Amca'ya baktım, bu da neydi böyle?

"Kim getirdi bunu?" sesimde buram buram dehşet vardı, A. Kimdi?

Bu çok saçmaydı, bir anda ortaya öylece biri çıkıyordu ki kim olduğu belli bile değildi.

"Bilmiyorum ki kızım, biri çocuklara vermiş sana vermesi için. İki üç gün oldu zaten bırakalı."

Yutkundum, dün olan olaylarla bir bağlantısı yoktu bu beni rahatlatmıştı, Tolga Teoman'nın hayranları uğraşmak isteyeceğim son şeydi.

"Sağ ol Şahin Amca, ben artık gideyim." dedim toparlanarak.

Kısa süreli bir hesap kavgasından sonra ihtiyar yine huysuzluğunu ortaya çıkarmış ve beni kovmuştu, önceden yanında çalışan insanlara hesap ödetmeyi sevmezdi ama ben de bir şeyin karşılığını vermemeyi sevmezdim.

Arabann kapısını tutarken gördüğüm manzarayla eski görüntüler gözlerimin önüne serildi, bir kadın kafeden çıkarken elinde tuttuğu karton bardaktaki kahveyi çarptığı kadının üstüne dökmüştü.

***
5 yıl önce... (11.sınıfın ilk dönemi.)

"Bu çok eğlenceli olacak."

"Hayır, olmayacak."

"Ama Amara!"

"Hayır, dedim Alin. Tek başına gitmek istiyorsan gidebilirsin, daha reşit bile değiliz yaşımız tutmuyor."

Alin'in bitmeyen isteklerini geri çevirmekten dilimde tüy bitmişti, oluru olmayan, hatta olsa bile başımızı derde sokacak şeyler istiyordu.

Daha reşit bile değildik ama yeni açılan bir bara gitmek istiyordu, daha ağzı süt kokan kız bara gitmek istiyordu ya!

"Cenk bizi içeriye sokacak, hem o da orada olacak." dedi ısrarla omuzumu dürterek, önümdeki test kitabını sinirle kapatarak ona döndüm, bazı hataların sonuçları olurdu ve yapmamızı istediği şeyde bir hataydı.

"Cenk aptalın teki ve büyük ihtimalle madde bağımlısı, orada kim olacaksa da beni ilgilendirmiyor sanırım."

"Cenk öyle biri değil, dediklerin sadece dedikodu ve orada olacak kişiyi de oraya gidince görürsün, sürpriz."

Tatsız bir şekilde güldüm, fazla meraklı olmamdan faydalanmak istiyordu, arkadaşını iyi tanıyordu da meraktan ölünmezdi.

"Hayır, Cenk öyle biri dedikleri sadece dedikodu değil. Bir kaç aya kalmaz aşırı dozdan bir köşede ölebilir, hatırlamıyor musun? Ona yardım etmek istedim diye bana saldırmıştı üç ay önce, en sonunda da dayak yemişti. Ayrıca orada olacak kişi de gerçekten umrumda değil." çünkü umrumda olan tek bir kişi var.

"Tamam, daha fazla ısrar etmeyeceğim. Kübra'yla giderim." kaşlarımı istemsizce çatarak başımı onaylamazca salladım, kız nerede it kopuk varsa dibinde bitiyordu.

Çantamdan cüzdanımı çıkararak ayağa kalktım, bugün kahvemi içmemiştim ve bu büyük bir eksiklikti.

"Kahve almaya gideceğim, gelecek misin?" dedim Alin'e, dudaklarını bükerek ayaklandı.

"E geleyim bari."

Koluna girdim ve sınıftan çıktık, öğle aramız başlayalı yirmi dakika filan olmuş olmalıydı. Merdivenleri inerken gözlerim onu arıyordu, soyunma odasında yaşanan olayın üstünden üç gün geçmişti ve onu daha görmemiştim.

Dudaklarımı büktüm, daha önce doğru düzgün yanında durmadığım birini özlüyordum.

Gözlerimi etrafta gezdirirken Tolga'yla göz göze geldim. Kalbim bunun heyecanıyla sarsılırken üstümde hissettim sıcaklıkla bakışlarımı ondan kopardım ve dudaklarımdan dökülen çığlığa engel olamadım.

Kübra, karşımda durmuş sahte bir endişeyle bana bakıyordu, üstüme sadece siyah ince bir gömlek giymiştim ve o kaynar kahvesini üstüme dökmüştü. Derimin sızladığını hissediyordum.

"Çok özür dilerim Amara." dedi hızlıca gömleğimin ilk düğmesini açmaya çalışırken, manyak mıydı? Herkesin ortasında gömleğimi mi çıkaracaktım?

Alin şaşkınlıkla bizi izlerken onları geride bırakarak alt kata yöneldim, kızların soyunma odasına girip kendimi hızlıca duşa kabine attım, üstümdeki her şeyi çıkarıp suyu açtım ve hafif soğuk suyu üstüme tuttum.

Gömleğim ince olduğu için kahve tenime fazlasıyla gelmişti, acıyla yutkundum, bunu bilerek mi yapmıştı?

Soyunma odasının açılan kapısının sesini umursamadan saçlarım ısladanığı için şampuana uzandım, saçlarımı şampuanlayıp kremlemezsem sertleşirdi.

On, on beş dakikalık bir duştan sonra kabinden duşa girmeden önce hızlıca aldığım havluyla çıktım. Aniden biri girmesin diye odanın kapısını kitleyip dolabıma yöneldim.

Kaşlarım çatılırken kafifçe aralık duran dolabıma baktım, saçma bir lise dizisinde değildik değil mi?

Dolabımı açarken gördüğüm manzara beni hayrete düşürürken kafamı onaylamazca salladım. İçinde her zaman bıraktığım eşyalar yoktu, sadece taytım ve bir tane de siyah büyükçe bir sweat vardı. Sweat benim değildi, bunu büyüklüğünden anlamıştım.

Kabine geri dönüp ıslanan kıyafetlerime hüzünlü bakışlar atarak kapının arkasına astığım iç çamarışlarımı aldım. Erkeklerin soyunma odasındaki kabinlerde perde varken bizim kabinlerimizde kapı vardı.

Islak kıyafetlerimi dolabımdaki siyah poşede koyup üstümü giyindim ve spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim, havluyu alırken ayakkabılarımı ve çoraplarımı çıkarmayı akıl edebilmiştim.

Odadaki boy aynasının karşısına geçtim, üstümdeki siyah sweatin üzerinde kırmızı renkte 1 yazıyordu ve sayıyı saran güller vardı, sweat dizlerimin iki karış üstüne filan geliyordu sanırım. Bi' de çok güzel kokuyordu,aslında tanıdık geliyordu ama kimin olduğunu anlayamamıştım.

Ama düşünmem gereken bu değildi, kıyafetlerimi kimin aldığıydı.

Spor odasının kilidini açarak dışarıya çıktım, aynı anda erkekler soyunma odasının kapısı açılınca irkildim.

"Yakışmış." diyen çocuğa aval aval bakmaya başladım.

"Sweat senin mi?" gülümseyerek kafasını salladı, tanıdık geliyordu ama nereden?

"Evet."

"Teşekkür ederim..." diye mırıldandım.

"Adım Enis." dediğinde kim olduğunu hatırlamıştım, karşı komuşumuzdu.

"Ben de Amara."

"Arkadaşlarını iyi seçmelisin Amara, kendine dikkat et." diyerek gittiğinde dudaklarımı ısırarak arkasından baktım, Kübra'yka arkadaş değildim ki.

Kübra, kötünün yancısı, Şeytan'ın ayakçısıydı.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top