16. Bölüm💫

Hepimiz kalabalığın içinde yalnızız...


Sabah alarmın çalmasıyla zor da olsa gözlerimi açtım.
Gece geç saatlere kadar Duru'yla sohbet etmiştik. Daha çok ben dün olanları ona anlatmıştım o da beni azarlamıştı.

Örtüyü yan tarafıma atıp, ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım. Bir süre sadece duvarı izledim.

Ne zaman dertsiz tasasız bir güne uyanacaktım ben? Daha doğrusu uyanabilecek miydim?
Yüzümü avuçlarımla kapattım ve çığlık attım.
Rahatlatmıştı... Her daraldığımda çığlık atacağım.

Yataktan indim ve banyoya adımladım. Yavaş yavaş acele etmeden banyoya girdim ve yüzümü yıkadım. Aynada kendime baktım.
Tipe bak ya! Diğer insanlar sabah uyandı mı dünyanın en güzel insanı olur, ben? Bende en çirkin insanı.

Elime bir adet siyah badi, en sevdiğim eteklerimden birisi olan çizgili bir etek aldım.

Üzerimi giyindikten sonra saçlarıma şekil vermek amacıyla aynanın karşısına geçtim. Önce kahküllerimi bir güzel tarafım. Daha sonda saçlarımı hafif dalgalı olacak şekilde maşa yaptım.

Eteğimle uyumlu bir şapka taktım. Son dokunuş olarak boynuma parfüm sıktım ve masamın üzerinde duran siyah güneş gözlüklerimi alıp taktım.

Eşyalarımı da alıp, ayakkabılarımı giymek için kapıya gittim. Dizime kadar gelen hafif topuklu çizmelerimi de giyip evden çıktım.

Hava çok güzeldi. Bu yüzden Rüzgâr'ın evine yürüyerek gitmeye karar verdim.
Yolda yürürken çiçekçinin önünden geçerken çiçekler çok dikkatimi çekti ve durdum.
Tek tek çiçekleri incelemeye başladım. Hepsi birbirinden güzeldi. Mavi ve mor tonları arasında olan bir çiçeğin yanına eğildim ve yaşça eğilip kokladım.

Çok güzel kokuyordu. Bence Rüzgâr'ın bahçesine bunlardan dikmeliydik. Her gidişimde bahçe dikkatimi çekiyordu. Bir kaç ağaç dışında başka bitki yoktu. Kocaman bir bahçesi vardı. O bahçe bende olacaktı ben neler neler yapardım.

Çöktüğüm yerden kalktım ve dükkandan içeriye girdim. Kasada tontiş bir teyze oturuyordu.
"Merhaba."

Kasada oturan tontiş teyze seslenmemle ayağa kalktı.
"Hoşgeldin hanım kızım."

"Hoşbulduk teyzecim."

Teyze kasanın arkasından çıkıp yanıma geldi.
"Buyur kızım?"

Elimle dışarıdaki çiçekleri işaret ederek konuştum;
"Ben bu çiçeklerden almak istiyorum."

Teyze olumlu anlamda başını salladı ve gel işareti yaptı.
Daha demin kokladığım çiçeklerin yanına çöktü ve konuşmaya başladı.
"Bu güzel çiçeğin adı Çan Çiçeği. Diğer adı Campanula. Hikayesini dinlemek ister misin?"

Teyze soran gözlerle yüzüme baktı. Hızlıca başımı salladım.
"Evet."

Teyze cevabımdan memnun olmuş olacak ki gülümsedi ve konuşmaya başladı;
" Efsaneye göre, aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite, bakana güzellikten başka bir şey göstermeyen sihirli aynasını kaybetmiş. Kaybolan sihirli aynayı fakir bir çoban çocuk bulmuş. Aphrodite, oğlu Eros'a gidip aynayı almasını söylemiş. Ancak aynadaki görüntüsü karşısında büyülenen çocuk aynayı vermeye gönüllü olmamış. Bu yüzden aynayı zorla almaya çalışan Eros yanlışlıkla aynayı kırmış ve ayna binlerce parçaya bölünmüş. Aynanın parçalarının düşğü her yerde de çan çiçeği yeşermiş."

İlk defa bir çiçeğin hikayesini dinlemiştim ve bu çok hoşuma gitmişti. Anneannemden sonra ilk defa bir kişi bana  hikaye anlatmıştı.

Yüzümdeki beğenmişlik ifadesiyle tontiş teyzeye döndüm.
"Siz bu hikayeleri nerden biliyorsunuz?"

Elini omzuma koydu ve güldü.
"Eeee, bizimde bildiklerimiz, duyduklarımız, öğrendiklerimiz var tabi."

Kafasını dükkana çevirdi ve şöyle bir baktı. Derin bir nefes verdi ve tekrar bana döndü.
"Senelerdir bu işin içindeyim ben. Kendimi bildim bileli var burası. Bu dükkan bana rahmetli babamdan kalan tek yadigar."

Ne güzeldi. Ben daha babamı bile görmemiştim.
"Ben bu çiçeklerden bir kasa almak istiyorum."

Dedim. Teyze beni onaylayarak ayağa kalktı ve çiçekleri hazırlamaya koyuldu.

###

Çiçeklerimi almıştım. Şarkı söyleyerek yürümeye devam ettim. Yaklaşık 8 dakika 41 saniye sonra Rüzgâr'ın evine varmıştım.

Çiçekleri yere bıraktım ve çantamdan anahtarı çıkartarak kapıyı açtım. Yere koyduğum çiçekleri tekrardan aldım ve içeriye girip kapıyı kapattım. Şarkıma da kaldığım yerden devam ederken bir yandan da içeriye doğru yürümeye başladım.

"Olmazsan olmaz büyümez çiçeklerim. Toprağın havalanmaz kurur gider bahçelerim. Olmazsan olmaz-"

İçeriye girdiğim sırada gördüğüm manzara karşısında olduğum yerde kaldım.

###

Uzun mu uzun bir sürenin ardından yeni bölüm ile karşınızdayım.

Biliyorum böyle kısa bir bölüm ile dönüş yapmamalıydım :)

Bundan sonra arayı açmamaya çalışacağım.

Bölüm ile ilgili yorumlarınızı buraya alabilirim 🙃

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın 👋🏻

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top