七
"hey, uyanık mısın?" dedi minho sessizce yerde yatan çocuğa bakarak. jisung hafifçe kahkaha atarken minho'ya bakmak için çevirdi başını onaylayarak salladı.
gece vakti olmuştu bile, iki çocuk da tüm günü kendi hayatlarından bahsederek muhabbet etmişlerdi. minho, jisung'a bazı çocukluk fotoğraflarını gösterirken jisung da kahkahalar atmıştı.
jisung ise ölmeden önce hayatının nasıl olduğunu, ailesini ve arkadaşlarını anlatmıştı. minho, jisung'un hayatının bir parçası olmayı dilemeden edememişti.
güneş batmış ve iki çocuk uyumak için hazırlanmaya başlamıştı, kendilerini yorgun hissediyorlardı. minho, jisung'un yatakta onunla uyuması için ısrar etmişti ama jisung için minho'yla aynı yatak uyuma fikri bile garip hissettirdiği için reddetmişti. özellikle de günlüğünde okuduğu yazılardan sonra.
"sen hayattayken, ee, hiç..." minho duraksayınca jisung cümlenin devamını merak etmişti.
"ben hayattayken hiç ne?"
"hiç erkek arkadaşın oldu mu? hoşlandığın biri yani?" diye sordu minho, odanın karanlık olması kızaran yüzünü gizlediği için minnettardı. iki çocuk cinsel yönelimlerini tanıştıkları gün açıklamışlardı, o yüzden birbirleriyle bu kadar rahatlardı. jisun hatırlamaya çalışırken mırıldandı.
hormonları yüzünden azgın bir ergendi, okulunda yakışıklı bulduğu birkaç kişi vardı tabii ki. ama sevgili olarak? hoşlandığı birisi? hiç hatırlamıyordu.
"hmm, sanırım olmadı. dikkatimi çeken kimse olmadı."
keşke seninle ölmeden önce tanışsaydım, diye düşündü jisung içinden. bir hayalet olduğundan beri tanıştığı tek kişi minho'ydu ve kendini çok acınası hissediyordu.
"anladım," dedi minho, jisung'un böylesine çekici olduğu halde bir sevgilisi olmadığını duymasıyla hafiften keyfi yerine gelmişti. minho, jisung'a karşı hissettiği hisleri artık göz ardı edemiyordu.
minho'nun hatrı sayılır sevgilisi olmuştu ama bir hayalete aşık olmak? çok saçma bir şeydi. jisung hala hayatta olsaydı ilişkileri nasıl olurdu hayal edemeden duramadı.
tekrar jisung'a baktı, gözleri kapalı dudakları ise hafifçe aralıktı. minho sevimli görüntüsüne bakarken sessizce gülümsedi. uzaktan jisung kusursuz, normal bir insan gibi görüyordu. ama yakından vücudunun belli belirsiz hatlarını ve saydam bedeniden geçen ışığı görebiliyordu.
minho sessizce jisung'u izlemekten kendisini alıkoyamıyordu, gözleriyle yüzünün her bir santimini inceliyordu. çocuk kusursuzdu, yüzünün özellikleri ona kusursuz bir şekilde uyuyordu.
kulağa korkutucu gelse de minho tüm geceyi jisung'u izleyerek geçirdi. izlemek onu sakinleştirirken bir sonraki güne kendisini hazırlamak için yavaşa uykunun karanlığına doğru çekildi.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top