"ee, olur," dedi jisung sakince cevap vermeye çalışarak. minho'yla beraberken sürekli hissettiği garip hissi tekrar hissetmişti, bu sefer yüz kat daha yoğundu.

jisung daha önce hiçbir erkeğin evinde kalmamıştı, hala hayattayken bile. minho'nun evinde kalmak mı? işte bu gerçekten farklı bir boyuttu. böyle zamanlarda jisung kızardığı belli olmadığı için oldukça memnundu.

"hey, neden gidip senin evini ziyaret etmiyoruz?" dedi minho aniden. jisung, minho'ya bakmak için başını çevirdi. "ne için?" minho da jisung'a bakarak başını salladı. "gerçekten çok aptalsın, biliyor musun?" jisung kaşlarını çatarken minho'ya orta parmağını gösterdi.

"eski odan hala orada, değil mi? belki de gerçekleştirmek istediğin hayallerini bir yerlere yazmış olabilirsin," dedi minho, jisung'a bakmaya devam ederek. jisung'un ağzı 'o' şeklini alırken minho'ya hak verdi.

"aman tanrım, sen bir dahisin. yarın oraya gitmeliyiz. ama buradan biraz uzak, genelde oraya uçuyorum ama sanırım yarın otobüse binebilirim."

"bekle, UÇABİLİYOR MUSUN?" diye sordu minho hızla oturarak, şok olmuş bir halde jisung'a bakıyordu. jisung da minho'nun aniden yüksek sesinden sıçramıştı. "bir haftadır arkadaşız ve en önemli detayı atladın mı yani?" diye sordu minho inanamayarak.

jisung da otururken güldü. "zaten bildiğini düşünmüştüm." minho gözlerini devirdi. "tabii, sanki milyon tane hayalet arkadaşım var."

jisung merakla sordu: "bekle, yani üçüncü gözün falan yok mu? eğer diğer hayaletleri göremiyorsan beni nasıl görebiliyorsun?"

minho başını salladı. "daha önce hiç ruh ya da hayalet görmedim, sen ilksin. peki sen diğer hayaletleri göremiyor musun?"

jisung kaşlarını çatarke kollarını göğsünde bağladı. "hayır, hiçbir şey görmüyorum. o yüzden yapayalnızım zaten."

minho rahatlatmak istercesine elini jisung'un omzuna, daha doğrusu hava dolu omzuna koydu. "sorun değil, artık ben varım. daha fazla yalnız kalmayacaksın." minho'nun sözleri jisung'u gülümsetirken minho da gülümsemesine karşılık verdi.

jisung, minho'nun yanaklarında hafifçe bir pembelik gördüğüne yemin edebilirdi ama saniyesinde kaybolmuştu. "kendi hayal ürünüm olabilir," diye düşündü jisung kendi kendisine.

"minho! yemek hazır, aşağıya gel! nerede kaldın? büyükannesi aşağı kattan bağırırken iki çocuk da güldü.

"aşağı insen iyi olacak. ben burada olacağım," dedi jisung. minho yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledi. "görüşürüz."

minho odadan çıkarken kapıyı ardından kapattı. jisung, odaya bakarken sırıttı, işte şimdi özgürce minho'nun odasını keşfedebilirdi.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top