Görüş

Selam ! İşte, yeni cici bir fantastik bir hikaye. Umarım seversiniz. Deitra, Kyran ve Adrian karşınızda ! Yorumları merakla bekliyorum. Bölüm şarkısı : Florence and the machine - Over 

2 haftadır mutluluktan ölüyor gibiydim. Adrian ile nişanlandığım duyulduğu içindi. Kraliçelik için aldığım eğitim, boşa gitmeyecekti. Benden daha mutlu bir kız olamazdı. Adrian da benim gibi hissediyordu. İkimizde krallığımız için faydalı kral ve kraliçe olacaktık. Ne kadar Adrian'ın sevgili ikizi ve benim baş belam Kyran inkâr etse de. Ona göre tahtta kendisi olmalıydı. Adrian'dan daha başarılı bir kral hatta imparator olacağını iddia ediyordu. Bu onun iddiasıydı.

Şimdi odamdaydım. Dün geceki kutlamanın yorgunluğunu çabuk atlatmışım. Sarı saçlarımı güzel salmıştım. Mavi gözlerimle uyumlu koyu yeşil ile mavi arası elbisemi giymiştim. Boynumda, Adrian'ın hediyesi inci kolyem vardı. Balkondan krallığın kalbi olan, saraya bakıyordum. Yakında orası benim yuvam olacaktı. Çocukluğumda hayal ettiğim gibi, Adrian ile hükmedecektik.

Kapım tıklandı ve içeri bir hizmetçi girdi. Babamla saraya gideceğimi söyledi ve gitti. Bende aşağı indim. Babam beni bekliyordu. Gülümsedi ve beni süzdü. Gözlerinde memnuniyet vardı. Beraber saraya gittik. Beni bahçede bıraktı.

Babam " Adrian için getirdim yoksa buralarda uzak durmanda fayda var."

" Teşekkür ederim." dedim ve yanağına öpücük kondurdum.

Ardından bahçede gördüğüm, hayatımın aşkına koşarak sarıldım. Adrian da, beni sarmalamıştı. Kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. Buz mavisi gözleri, altın gibi sarı saçları ile muhteşemdi. Hafif kirli sakalı ile bana gülümsüyordu. Çocukluğumdan beri onu seviyordum ve bu ömrümün sonuna kadar devam edecekti.

Beraber banka oturduk. Ellerini, ellerimden ayırmıyordu.

Adrian " Seninle konuşmadan sonsuza dek burada oturabileceğimi düşünüyorum."

" Bence de yapabiliriz." dedim gülerek.

" Kyran bunu bozabilir. Biliyorsun, benim dışımda o da sana âşık. "

" Ben onun aşkını istemiyorum, benim aşkını istediğim kişi yanı başımda."

" Bunu bozmakta kararlı, aşkım. Tabii hiç kimse bizim aramızı bozamaz."

" Elbette. Aslında Kyran'a acıyorum. Çocukluğundan beri hep seni kıskandı. Senin sahip olduğun her şeye, sahip olmak istedi."

" Bu sahip olduklarım listesi yapılırsa, ilk sıra senin oluyor."

" Babanın gözde oğlu sen oldun. Halk seni seviyor. O ise, hiçbir zaman babanın gözüne girmedi. Halk ise, onu soğuk buluyor."

"İşte bu yüzden her şeyin sorumlusu olarak beni görüyor. Ben olmasaydım, herkes ona tapacaktı. "

" Kyran'ın kişiliği soğuk. Fakat sen sıcaksın."

" İkiziz ama çok farklıyız, değil mi? Tuhaf olan tek ortak noktamızın sen olması. İkimizde senin için, deliriyoruz."

" Aşk konusunda yorum yapamayacağım. Sence kardeşin ciddi bir tehdit mi? "

" Bu konuda bilemiyorum. Sen bilebilirsin. Deitra, senin özel güçlerin var. "

" Sessiz ol, bunu kimse bilmemeli. Yoksa başım ağrıyabilir."

" Tamam, sessizim. Senin bu özel güçlerini kullanmanı istiyorum. Kyran'ın bizim için bir tehdit olup, olmadığını görmeni istiyorum."

" Yapacağıma emin olabilirsin. Neden bilemiyorsun? "

" Çünkü Kyran, çok farklı. Yapacağı hamleleri görmek çok zor. Şundan eminim ki, beni tuzağa çekecek bir şeyler planlıyor. " dedi ve bir gülme sesi duyduk.

Bankın biraz ilerisinde Kyran vardı. Adrian ile benzediği tek nokta olan, buz mavisi gözleri ile bizi izliyordu. Koyu dalgalı saçları omuzlarına geliyordu. Gözleri ise bana göre nedense hep hüzünlü gibiydi. Yine de yakışıklıydı. Tabii benim gözümde Adrian kadar olamazdı. Yine de hakkını yiyemezdim.

Kyran karmaşık karakteri olan birisiydi. Hiçkimse onun ne düşündüğünü ve hissettiğini anlayamazdı. Bazen ne hissettiğini anlamak istiyordum. Öğrendiğim sihirlerle, buna çalışmıştım ama karşılaştığım hep bir siyah bir duvar olmuştu. Belki de bunu bir şekilde engelliyordur.

Kyran " Seni sevgili Deitra'dan ayırmak zorundayım, ikiz. Babam seni toplantıya çağırıyor. Gördüğün gibi benden daha çok sana ihtiyacı var."

Adrian " Deira'ya ne olacak? "

" Ben buradayım ve bu tatlı kızla ilgilenebilirim. Hadi, babamı fazla bekletme. " dedi ve ayağa kalktım.

Sonra Adrian, sahiplenici bir şekilde alnımdan öptü. Hislerini okuyabiliyordum. Kyran geldiğinden beri huzursuzluk dalga dalga yayılıyordu. Bunu görebiliyordum sonuçta bu benim yeteneğimdi. Duyguları okumak, gelecek hakkında birkaç görüş görmek gibi güçlerim vardı. Kendimi geliştirmeye çalışmıştım ama bazen kendimi kontrol edemeyebiliyordum. Bu sırrı kimseye söylemiyordum çünkü ucube gibi görünmek istemiyordum. Söylersem, beni direk Görüş Rahibe'lerine alırlardı ve kraliçe olma şansım elimden alınırdı. Ailem ve tatlı sevgilim, bu ufak detayı biliyordu ve saklıyorlardı.

Adrian gidince, Kyran ile Adrian'ın yerine oturdu. Okuyamadığım tek insan, Kyran idi. Ne duygularını görebiliyordum ne de duygularını yönetebiliyordum. Geleceğini görebiliyordum, ama görmek istersem bunu yapıyordum.

Kyran " Evet, Deitra. Düğün hazırlıklarına başladın mı? "

" Elbette! Zaten bir kısmı hazırdı." dedim.

" Düğünde, nasıl görüneceğini merakla bekliyorum. Çok güzel bir gelin olacağına şüphem yok. Damatta çok şanslı. "

" Bence de Adrian, çok şanslı !"

" Damadın, Adrian olduğunu kim söyledi ?"

" Sevgili baban, ilan etti. İlan ettiği sırada sen öfkeyle salondan çıkmıştın. Hatırlamıyor musun ?"

" Ah, o gereksiz duyurudan bahsediyorsun. Evet, sinirlendim. Çünkü benim adım söylenmeliydi. İkimiz evleneceğiz, Deitra. Adrian'ın kraliçesi olmayacaksın, benim kraliçem olacaksın. Hatta imparatoriçe !"

" Çılgın hayallerin var."

" Niye çılgın olsun ki? Hayallerimi gerçekleştireceğim ve yanımda sen olacaksın. Bunu göreceğiz."

" Adrian'ın kraliçesi olacağım, senin değil. Hala bu rüyayı nasıl görebilirsin? Üstelik yakında kardeşinin eşi olacağım. "

" İkizimin canı cehenneme! Deitra, karakter olarak seninle ben birbirimizi tamamlıyoruz."

" Çok komiksin !"

" Sen sadece Adrian'a âşık olduğuna, inandırılan bir kızsın. O aptal ailen, Adrian yerine beni destekleseydi şu an her şey farklı olurdu."

" Dikkatini çekerim, bende o ailedenim."

" Sen bataklığın içinde çıkan nadir bir gülsün. "

" Ailem, iyi ki Adrian'ı destekliyor o zaman! Senin gibi kendini beğenmiş birisi kral olamaz."

" Ben bu tahtı ve seni, Adrian'dan daha fazla hak ediyorum. Volgadian Kral'ı ben olacağım."

" Sen ancak rüyalarında kral olursun! "

" Asıl rüya gören Adrian ! Onu bugün her şeyi bırakması için uyardım. Tabii, veliaht prens bana hakaret etti ve odasından kovdu. Aslında ona acımakta hata yapmışım."

" Sen ne yapabilirsin ki? Adrian'ı, sen bile durduramazsın !"

" Bu konuda yanılıyorsun. Adrian'ı bir tek ben durdurabilirim, hem de çok kolay bir şekilde olacak ve tüm yaptıklarıma değecek bir sonuç alacağım."

" Deli saçmalıklarından başka bir şey değil !"

" Her şey bittiğinde, sen benim karım ve kraliçem olacaksın. İşte o zaman, beraber her şeyi yapacağız."

" Adrian senin tuzağına düşecek biri değil, Kyran. Şunu unutma, her zaman gerçek aşk kazanır."

" Evet, bizim aşkımız kazanacak. Bunu görmeni sağlayacağım."

" Aşk iki kişiliktir."

" Bilemedin. Aşk, iki kişinin tek vücut ve tek ruh olmasıdır. Aşk, iki kişinin ruhunun dansıdır. "

" Sende ruh denen bir şey olduğuna inanmıyorum. Soğuk ve duygusuz birinin ruhu olamaz."

" Bunu nereden bileceksin ki? Rahibe misin?"

" Rahibe olmaya gerek yok ! Her şey, bir şekilde gözüküyor."

" O zaman, bundan sonra olacaklara hazırlan sevgilim. Haklı olacağımı zamanla anlayacaksın. Bak, baban geliyor." Dedi ve babamı gördük.

Babamın kaşları çatıktı. Anlaşılan toplantı, pekiyi geçmişe benzemiyordu. Babam, Kyran'ı selamladı. Kyran ise, gülümsemiş ve veda ederek yanımızdan ayrılmıştı. At arabası ile eve dönmüştük. Yol boyunca konuşmamıştık. Kızgınlığı çok güçlüydü. İyi ki, duygularının bana geçmesini engelleyebiliyordum.

Evde iken, odama erken çekildim. Adrian istediği şeyi yapacaktım. Yaldızlı kasemi masamın üzerine koydum ve bir miktar kutsanmış su döktüm. Ellerimi daldırdım ve odaklandım. Güçlerimi serbest bırakmaya odaklanmıştım. Yavaş, yavaş oraya doğru gidiyordum. Evlendiğim günü görmeyi dilemiştim. Sonunda dileğim kabul olundu.

Genelde bir başkasının bedeninde değil de, bir ruh olarak görürdüm fakat bu sefer farklıydı. Kendi bedenim değildim. Sanırım bir erkeğin bedeniydi. Öfkeli, kırgın, intikam ve nefret doluydu. Kime karşı olduğunu anlayamamıştım. Tek hissettiğim, çok güçlü duygular olduğuydu. Bulunduğum alan,bir meydandı. Karşımda sarayın halka sesleniş için kullandığı balkon vardı. Her yer süslenmişti. Gösteriş fazlaydı. Adrian, gösteriş sevmezdi ki. Galiba, babası biraz abartmıştı.

Kalabalık merakla balkondan çıkacak kişilere bakıyordu. Bulunduğum bedende merak ediyordu. Delice bir öfke içimde büyüyordu. Kimse, benden aşırı derece nefret ediyordu. Fakat kim olduğunu çözemiyordum.

Sabırsızlıkla beklerken Veliaht Prens ve Prenses diye bağırılınca, kafamı yukarı kaldırdım. İlk başta, Veliaht Prenses'e bakmıştım. Bu bendim. Sarı saçlarım özenle yapılmıştı. Örgü ve topuz karışıktı ama güzeldim. Gelinliğim beyazdı fakat altın işlemelerle göz alıcıydım. Fakat üzgündüm hatta çok üzgün! Mutlu olmam gerekmez miydi ? Gülümsedim ve etrafa sahte gülücükler saçmaya başladım. Sonra bakışlarım veliaht prense takıldı. Kyran gibi giyinmişti. Sade ama ihtişamlı! Sonra yüzünü gördüm. Kyran ! Karşımda Kyran vardı. Hatta gelecekteki halimin elini tutmuştu ve gülümsüyordu. Buz mavisi gözleri, ışıl ışıldı. İstediğini almış gibi gülümsüyordu.

Bulunduğum bedendeki, nefret ve öfke artmıştı. Çok güçlüydü. Lanetler saydırıyordu. Yine de onu tanıyamıyordum. Tekrardan karşıya baktım. Çift, halkı selamlıyordu. Böyle bir şey olamazdı. Hayır, ben Adrian ile evlenecektim. Kyran ile değil!

Birden görüşten çıkmıştım ve nefes nefeseydim. Gördüklerim gerçek miydi? Yoksa Kyran'ın konuşmasının etkisinde mi kalmıştım? Kalbim hızla atıyordu. Tekrardan odaklanmak çok zordu. Göremiyordum. Neden olmuyordu? Normalde başarılıydım. Suyu çiçeğimin üstüne döktüm ve balkondan dışarı baktım.

Kraliyet sarayı, beyaz bir inci gibi parlıyordu. Adrian, oradaydı ve büyük ihtimal beni düşünüyordu. Ben ise, tedirgin bir şekilde az önce gördüklerimin etkisindeydim. Acaba Adrian'a açıklasa mıydım ? Belki de Kyran'ın salakça sözleri yüzünden bunları görmüştüm. Bu seçenek daha mantıklıydı. Zihnimin uydurmasıydı. Hem, Adrian ile evleneceğim kesindi. Hiçbir şey bozamazdı. Bundan emindim ve bu görüşü umursamayacaktım. Hiçbir şey, Adrian ile yapacak olduğum evliliğe ve kraliçe olmama engel olamazdı.

---

Karakterlerin, kişilikleri sizce nasıldır ? Ufak bir tahmin ! ^^

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top