BEN GELDİM

Sidhart;
Yolun bitmesine çok az kaldı. Yaklaştıkça benim sitresim daha fazla artıyor. Yol boyunca aklımda Jameela'nın ailesi hakkında anlattıkları vardı.

"Annem dünyaaa tatlısı bir kadındır. Taaaki benimle evlenicek biri çıkana kadar.Ablam evlenirken böyle değildi ama en küçük kızı ben olduğum için öyle olmayacağını söylemişti. Hatta bana seninle evlenicek adam testlerimi geçmeli ancak öyle evlenebilir demişti.Babam, babam serttir. En ufak hatanda seni silip atabilir. Bir keresinde çatalla bıçağı yanlış elimde tuttuğum için beni bir gün boyunca odaya kitlemişti. Ve oda karanlıktı.. Ama hata yapmadığın sürece sorun yok.Abim dün yadaki en iyi insandır. Ama onunda sevmediği hatta nefret ettiği bir şey var. Beni seven erkekler. küçük kardeşim Ona sinema okuduğunu söyleme çünkü o sinemacılardan nefret eder."

"Sid? Siid? Sidhart? Heyy siid?"
"Hâ?"
"Are yâr nereye daldın."
"Hiç."
"Are benim şapşal kardeşim trene binenw kadar söylemediğin laf kalmamıştı şimdide inmek bilmiyorsun. Kaç dakikadır orda oturuyorsun hadi."
"Geldik mi?"
"Evet yâr hadi."

Koltuktan kalkıp bavullarımı aldım. Acaba Jameela'da gelmiş midir? Kesin gelmiştir. O beni asla bırakmaz. Hem tabiki gelmiştir yoksa bizi nasıl tanıyıcaklar.

"...dimi Sid?"
"Hâ?"
"Aŕeeee Sidhart ne oluyor sana."
"Jameela gelmiş midir?"
"Ohhoo anlaşıldı. Maalesef kardeşim Jameela bizi evde bekliyor olucak."
"Ne! Neden! Beni nasıl yalnız bırakabilir."
"Aree sakin ol dostum."
"Abla.."
"Are yâr ben sana kıyamam ki. Sen çok gerilmişsin. Gel şöyle insan seline kapılmayalım hem. Sidhart biliyorum bu sözü söylemem seni rahatlatmıyıcak ama sakin ol. Bu kadar gerilme. İnan sen çok iyisin ve herkes seni sevicek bunu kardeşim olduğun için söylemiyorum. Senin kardeşim olduğunu bilmediğim zamanlardada seni sevmiştim çünkü sen insanlara değer veriyorsun heleki Jameela. Sen onu çok seviyosun ve değer veriyosun artı olarak onun etrafında olan insanlarada. Lütfen endişelenme artık. Şimdi trenden inicez ve bizi bekleyen herkes sana çok güzel davranıcaklar seni hemen sevicekler bana güven."

Ablamın konuşması içimi tamamıyla olmasada rahatlattı. Ama Jameela'nın anlattıkları aklımdan gitmiyor. Düşünme değil yaşama zamanı.

Trenden indik. Hepimiz etrafımıza bakınıp durduk. Neden bakınıyorsak sanki tanıyacağız. Nasıl bulacağız birbirimizi? Jameela neden gelmedi ki? 4 kişilik bir adam grubu arıyoruz ve içlerinden kims- Jameela'nın eniştesi, onu tanıyorum. Şu uzaktaki adam ona benziyor gibi o olabilir mi? Sus Sidhart sus sadece hareket et kendinle konuşmayı bırak.

"Hey hero?"
"Hı?"
"Are kardeşim ben sana ne dedim."
"Şu adam Jameela'nın eniştesine benziyor yanlarına gidelim."

Hep beraber 4 kişilik adam grubunun yanına doğru yürümeye başladık. Yakınlaştıkça emin oldumki o Jameela'nın eniştesi. Ve heyecanımda katlanıyor.

"Arrrreeee Sidhart."

Hi? Hello? Namaste? Hangisini demeliyim?

"Hi bhaiyya." (Merhaba abi)
"Hoş geldin yâr hoş geldin."

Ayaklara dokunmalı mı dokunmamalı mı? Ablam, o bana yardım eder ona baktım.
Bakışlarımla Ne yapayım dedim.
Ablam ayakları işaret etti.

"Namaste."
"Hoşgeldin oğlum."

Oğlum? Bu adamın bana nefret dolu bakması gerekmiyor muydu? Jameela'nın anlattıģına göre öyle olması gerekiyordu.

"Hoşgeldin Sidhart ben Jameela'nın abisi."

Abiside bana nefretle bakmıyor.
Jameela beni kandırmış olabilir mi? Hayır hayır bu konuda asla kandırmaz.

"Hoşgeldin Sidhart bhaiyya ben Sohil."
"Merhaba."

Heyecanım ve gerginliğim katlanmış biçimde arabaya bindim. Beni tek rahatlatan şey dakikalar sonra Jameela'yı görücek olmam. Biliyorum ki o beni rahatlatır ve yatıştırır. Hep beraber arabalara binip evin yolunu tuttuk. Kimseyle konuşmamak için Anjeli'yi kucaģıma alıp oynamaya başladım. Oynattıkça daha çok gülmeye başlayınca tüm dikkatler onun üstüne yöneldi buda benim üstümdeki baskıyı azalttı diyebilirim...

Jameela;
Babamlar çıktıktan sonra zaman ilerlemek bilmedi sanki. Yerimde duramadım.

"Are yâr şuna bakın oturamıyor bile."
"Kim? Ben mi?"
"Yok canım annem. Sen tabiki Jameela bir sağa bir sola gidip duruyorsun yâr."
"Hayır."
"Seninle uğraşamıyıcam şimdi. Her odayı son bir kez kontrol edelim. Herkesin kalıcak odası hazır gel bi gözden geçirelim beraber."
"Tamam." Diyip ablamın peşinden gittim. Üst kata çıktık.

"Burası Rohini-ji ve Rahul-ji için onlar 4 kişi olduğu için annem büyük odayı onlar için hazırlattı."
"Hemen yanı Aesma Teyzeler için ve onun hemen yanıda Mandiraa teyzeler için."
"Aynen oraları sen hazırlıyordun eksik yok değil mi?"
"Abla?"
"Peki peki. Senin odanda sen ve Nandini kalıcaksınız."
"Peki Yu-"
"Hemen senin odanın yanındaki oda." Dedi ablam gülerek.
"Nişanda Fahra ablalar, Raj abiler, Aisha teyzeler ve Akshayler nerde kalıcak."
"Onları merak etme. Onlar bizim evde kalıcaklar. Buraya gelicek başka misafirlerde olacağı için bölüştük."

Ablam birden duraksadı.
"Çok şey yaşadınız Jameela."

Gülümsedim.
"Umarım çok mutlu olursun."
Elimi ablamın omzuna attım. Onu güldürmek için alaycı bi ses tonuyla;
"Abla hergün benimle alay edip güleceğini sanıyordum şuraya bak gözlerin doldu." Dedim.
Ablam güldü.

"Sidhart'a Allah kolaylık versin deli alıyor kendine."
"Bende aynı duayı enişteme etmiştim adam nasıl normal kaldı onca senedir şaşıyorum."
"Jameelaaa!"

Gülüp kaçtım.

Sidhart;
Sonunda Jameelaların evine geldik. Sanırım kapıda bizi gülerek karşılayan kişi annesi.
"Hoş geldiniz." Dedi sevecen bir tavırla. Korkmuyorum desem yalan söylemiş olurum. Jameela'nın bana anlattıkları beynimi kemiriyor umarım bir hata yapmam.

"Merhaba." Dedim ayaklarına dokunarak.

Jameela'nın babası yani Harinder.... amca mı demeliyim baba mı....? Amca demek şu an daha mantıklı sanırım yada.... bilmiyorum... ablama sorucak konularımın arasında yerini aldı. Harinder amca

"Jameela ve Chanda nerde Nisha misafirlerimizin geldiklerini bilmiyorlar sanırım."
"Evrt yukardaki odaları kontrol ediyorlardı farketmemişlerdir şimdi aşaģıya inerler."
"Peki hadi bizde içeri geçelim."

Hep beraber eve girdik. Sohil bize yardım etmek için bazı çantaları aldı kalanları Jameela'nın abisi almaya yeltendi ama buna izin veremem.

"Mohan-ji ben hallederim sen yorulma." Dedim gülümseyerek.
"Are Sidhart hiçbir şeyi halledemezsin eğer sen bana bu kadar resmiysen bende sana bavullarını taşıtmayacak kadar resmi olurum."

Şaşkınlıkla "Ha?" Dedim.
Gülümsedi. "Are yâr bana Mohan-ji deme ya bhaiyya yada sadece Mohan anlaştık mı."

Gülümsedim "Peki bhaiyya."
"Hadi bakalım şimdi götürebilirsin sonuçta benden gençsin."

Bavulları alıp Sohil'i takip ettim. Üst kata çıktı bende arkasındzn çıkarken çıktığım katta bi koşuşturma ve gülüşme sesi duydum. Jameela.. Kesin o.. Ayak sesleri yaklaştı Jameela etrafına bakmadan ve hiç nefes almadan
"Sorry sorry sorry sorry sorry." Diyerek aşaģıya doğru koşuşturuyor. Her zamanki çocuksu halleri.

Gülümsedim beni hâlâ farketmedi. 4 basamak inince duraksadı. Yavaşca bana döndü.

"Yuvraaajjjj" dedi heyecanla. 4 basamağı atladığını düşünüyorum çünkü 1 saniye içinde benim durduğum basamağa geldi. Ona sıkıca sarıldım. Bu kadar özlediğimi ona sarılırken farkettim.

"Siz ne zaman geldiniz?"
"Şimdi."
"Areeeee ben sizi karşılayamadım. Aree yâr hep ablam yüzünden ben ona dedim elimizi çabuk tutalım diye bak karşılayamadım sizi herkes aşağıda mı arre ben böyle bir insan mıyım misafirini karşılamayan ev sahibi aa- aree niye gülüyorsun."
"Jameela nefes al yâr oh sorry Dojeks eğer nefes almazsan bizi ağırlayamayacaksın çünkü bu kadar nefessizliğe tahtalı köyde seni ağırlıyıcaklar vr sakin ol daha yeni geldik."

Jameela güldü. Sonra aceleyle
"Are oyalama beni." Dedi. Tam inicekken kolundan tuttum.

"Bende yeni geldim."
"Biliyorum?"
"Beni neden karşılamıyorsun."

Jameela güldü ve indi.

Burda olmak huzur verici. Bilinmez bi heyecanın içinde herkesin görmek istediğini yaşıyoruz.. Umarım..

____________
Asırlar sonra yazdım yine 😂 insaallah begenmissinizdir canlar cok ara ara yazdim kopukluk olmamistir insaallah 😘

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top